Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Yelekleri ilmek ilmek çelikten
Kuşatır yetimleri gönüllerinden
Kış , ayaz bilmez dertlerinden
Ahiret de tanınırlar, ciğerdeki delikten
Endişeye mahal yok hizmetten
Bu yardım bize O gönülden
Saklıdır Allah rızası, nerdedir bilinmezken
Belli mi olur ? Belki de bir tebessümden
İsmini alır bir...
Kehail kapandığı an
Yağmur damla damla
Aleni yağdı, o anda.
Gözler kaçırılır, gözler den
Sözler sakınılır, kalpler den
Eller bağlanır, edep den
Dizler kırılır, şefkatin den
Dertler akar, gönüller den
Kısa söylenir, diller den
Heyecan olunur, muhabbet den
Nefesler tutulur, hasretin den
Sıralar...
Şiirler içinden şu iki beyti yazdım;
Olmasaydı bana meyli,
Vururmuydu çanağını leyli
Sohbetler içinden şu mısraları aldım;
Leyla çanağı vurur amma
Demek isterki ; bu yemek sırasıdır
Zatıma talipsin , ne işin var yemekle
Beni benden istesene.
Cesaretini topladı genç
Şahitler huzurunda sordu...
BİZ ENGELLİLER
Allah ; Musa Peygamber için
'' Konuştuğum '' der ,
Biliriz niçin
Erenler şöyle söyler ;
Musa Peygamberin dilindeki pelteklik
Allah'ın hoşuna gider
'' Kelimim '' der.
Erenler derki bize;
Bizdeki hastalıklar
Fazlalıklar sebebidir
Allah nezninde.
Verilen kıssa ise örnektir bize...
On yıllar biriktirdim
Derdimi , dermanıma
Hepsini diyecektim
Derdimin dermanına
Dilim konuşamadı
Derdini dermanına
Bilemem ki , bilirmiş ;
O , derdimin dermanı
Ortağıymış on yıllar
O , derdime dermanım
Farkın da değilim ki,
Sadece derman kaldı
...
Barış Sağlam
ARAYIŞ
Sizi, henüz tanımayışım gafleti çökmüş üzerime,
Mahrumiyyetinizi ruh, aklen idrak edemese de,
Elem ile feryadı, kaç ay kaç gece!
Ruhdaki idrak-ı dakik ile mi bu arayış?
Kaç güzelin huzuruna varmışım,
Kaç kez mahsun ayrılmışım..
Ankara ,İstanbul, nede Konya…
Kaç memlekette kalmışım...
Nasıl vatan olur bu toprak
Hiç bir toz tanesinde seni barındırmıyorsa
Ve etrafı denizlerle çevrili olsa ne olur
Damlaları saçlarına henüz hiç dokunmamışsa
Ne olur mevsimler yaşasa,
Dökülse yapraklar
Güneş açsa yahut.
Ne anlamı kalır açılışı gök kuşağının yağmurdan sonra
Hiç bir renginde senin...
Kalem kokusuyla tanıştığım günden beri bir sen aradım hikayeme
Sigara kokusundan rahatsız olmayı bıraktığım andan sonra başladı başarısız denemelerim
Uzun cümlelerden oluşan şiirler oluşturmaktan yorulmadım sen'i düşünürken
Sen'inle hiç tanışmadım ki.
Yakıştıramadım sen etmeyi yatağımdaki...
Eksiliyorum tutamlarca
Güçlü değilim bir yaşımdaki gibi
Ölümden korktuğumdan değil telaşım
Sadece henüz başlayamadım.
Her gün uğradığım bir kitapçım yok mesela
Ya da okuma bayramından kalma bir uğraşım.
Nefret ediyorum sosyal bilgilerden her pazartesi
Birbirine çarpan asparagas ruhlar...
~YAS ~
Karanlık çökünce oturur yüreğime bir şeyler
Ailemi özlerim, seni özlerim
En çok da kendimi özlerim
Düşünürüm
Bilir misin gecenin ayrı bir aurası vardır
Seni başka başka alemlere götürür
Bazen de yere bir mıh gibi saplar
Kıpırdayamazsin
En çok da siyahı severim
Biliyor muydun ölümlü...
Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...
Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek...
Olanaksız
Önce yalnızlık vardı
Yıllardır süregelen
Usul usul aranış sızdıran bir derin çatlak.
Sonra hükmedemedim
Kabına sığmayan kentli güzelin
Tarladaki durağan korkuluğa eğilimine
Ve böylece bozuldu dirlik.
Her cümle girizgâhında
Başkalığın, farklılığın ve imkânsızlığın
Edepsiz, çılgın...
Açsam Rüzgara
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Magillerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgara yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi.
Bir limanda, büyük ve beyaza.
Mercan adalarda bir limana.
Beyaz...
Gölgeli Adam
Şehrin yakamozları
Fakir bir yansımayla
Denizin dalgaları arasında
Saklambaç oynamaya başladı
Kıyıda gölgeli bir adam
Dalgaları tutmaya,
Yakamozları bulmaya çalışıyor
Ve ağlıyor
Balıkçı motorları geçiyor açıktan
O,gözyaşlarını saklıyor
Ve belli etmiyor
Yenilmişliğini son lodosa
Ve...
Gün Gelir
Umut, toprakta bir tohum gibi
Filiz verir
Yeşerir, büyür
Kök salar dünyanın dört bir yanına
Gün gelir
Kalpte aşk, yürekte vicdan
Buluşur insanla yeniden...
Deniz Sarıtop
Otuz Beş Yaş
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman...