Winter
Forum Yöneticisi
- Üyelik Tarihi
- 20 Haz 2022
- Konular
- 177
- Mesajlar
- 4,437
- MFC Puanı
- 42,110
Doktor Moreau’nun adasında ki canavarların bile yanında masum kalacağı bir canavar ile tanıştırmak istiyorum sizi...
Lanetli bir diyardan esen rüzgar dışarı çıkarır onu. İçine sıkışıp kaldığı kasvetli evinden. Kanın kokusu doldurur ciğerlerini.. yapış yapış bir hoşnutsuzluk kaplar bedenini. Savunmasızdır canavar.. Onu bu hali ile görenler acır ona.. Çaresiz çığlıkları yırtarken kadife geceyi , etrafındaki diğer canavarlar sükunetle bağrına basar onu. Düşe kalka büyür canavar, alabildiğince yeşil tepelerde.
Yağmurun serinliği ile tadar heybetli yaşamı, alevin korunda örtünür geceye. Büyür canavar..
Maskeler takmayı öğretir ona etrafındaki diğer canavarlar.. Asi iken nazik olur, katil iken kurban, zorba iken mağdur olur. Sonra kanın tadını alır canavar. Tıpkı irili ufaklı diğerleri gibi.. Kana kana içmeye başlar.. Buz gibi bir pınar yerine , ılık bir şelale tercih eder.. şeffaf yerine kızıl...masum yerine günahkar...gerçek yerine yalan....İçinde ki karanlığa teslim olur canavar. Her şeyi yok eder..
Ettikçe çoğalır, kazandıkça yok olur canavar.. Yedikleri bir süre sonra gırtlağından taşar, sonsuz bir bataklık gibi kinini kusar....Susuzluğunu gideren kanı damarlarından söker canavar..
Zaman var olduğundan beri onu sadece bir yerde görebilirsiniz. Evlerinize tutsak ettiğiniz lanetli sırlı camlarda.. Haydi koşun onlara ve yüzleşin doğduğunuz andan beri aynı bedeni paylaştığınız o korkunç canavarlarla. Orada olmadığını sanıyorsanız , bakmayı değil.. görmeyi deneyin... Çünkü yaşanmışlıklarla köpüren, hırçın dalgalardan oluşan zaman nehrinde gelmiş geçmiş en yırtıcı, kötü, lanetli, eski, doyumsuz, hilekar, acımasız, kana susamış canlı ..,insandır...
Lanetli bir diyardan esen rüzgar dışarı çıkarır onu. İçine sıkışıp kaldığı kasvetli evinden. Kanın kokusu doldurur ciğerlerini.. yapış yapış bir hoşnutsuzluk kaplar bedenini. Savunmasızdır canavar.. Onu bu hali ile görenler acır ona.. Çaresiz çığlıkları yırtarken kadife geceyi , etrafındaki diğer canavarlar sükunetle bağrına basar onu. Düşe kalka büyür canavar, alabildiğince yeşil tepelerde.
Yağmurun serinliği ile tadar heybetli yaşamı, alevin korunda örtünür geceye. Büyür canavar..
Maskeler takmayı öğretir ona etrafındaki diğer canavarlar.. Asi iken nazik olur, katil iken kurban, zorba iken mağdur olur. Sonra kanın tadını alır canavar. Tıpkı irili ufaklı diğerleri gibi.. Kana kana içmeye başlar.. Buz gibi bir pınar yerine , ılık bir şelale tercih eder.. şeffaf yerine kızıl...masum yerine günahkar...gerçek yerine yalan....İçinde ki karanlığa teslim olur canavar. Her şeyi yok eder..
Ettikçe çoğalır, kazandıkça yok olur canavar.. Yedikleri bir süre sonra gırtlağından taşar, sonsuz bir bataklık gibi kinini kusar....Susuzluğunu gideren kanı damarlarından söker canavar..
Zaman var olduğundan beri onu sadece bir yerde görebilirsiniz. Evlerinize tutsak ettiğiniz lanetli sırlı camlarda.. Haydi koşun onlara ve yüzleşin doğduğunuz andan beri aynı bedeni paylaştığınız o korkunç canavarlarla. Orada olmadığını sanıyorsanız , bakmayı değil.. görmeyi deneyin... Çünkü yaşanmışlıklarla köpüren, hırçın dalgalardan oluşan zaman nehrinde gelmiş geçmiş en yırtıcı, kötü, lanetli, eski, doyumsuz, hilekar, acımasız, kana susamış canlı ..,insandır...