Demokratik toplumlarda halkın seçtiği yöneticileri fiili mahkeme kararı olan suçlar olmadan kapatılması düşünülemez. Fakat halen Türkiye’de Halk ı kendine tehdit gören bir bakış açısında bunun pek bir anlamı yoktur hatta halk seçtiği için daha da tehlikeli bir oluşum kabul edilmektedir.
Kraldan çok kralcı mantığının yaygın olduğu ülkemizde Laikliği aldığımız Fransa bile bizim kadar anlamsız katı bir laiklik anlayışı gütmez iken biz oryantalist bir yaklaşım ile kendimize göre bir laiklik anlayışı oluşturduk. Bir esas aslını kaybetmiş değişime uğraşmış ise terminolojide de adının değişmesi evrensel bir olgudur bizimde laiklik anlayışımızın adının değişmesi ve ne ise ona göre bir isim bulunması en uygun davranış olacaktır.
Faraziyeler ve tekzipleri bulunmasına rağmen haber kupürleri ile dava açılarak Dünya finans fırtınasından etkilenmeyen ve ayakta kalmaya çalışan 3 – 5 kuruş ile geçinmeye çalışan bir toplumun elindekini de kaybetmesinden rahatsız olmayacak bir topluluk tarafından acılan bu davanın 14 Mart dan beri ülkemize verdiği zara yaklaşık 30 Milyar Doları bulmaktadır. Ülkemizde dış borç ve faiz yükünün ağırlığı bu kadar çok hissedilirken bu kadarlık bir kayıbın anlamı ise şudur 2001 yılında Ülkemizdeki finans krizinin başlangıç tetiği 20 Milyar dolardır bugünkü kaybımız ise 30 Milyar dolar. Kurulan ekonomik çatı halen çökmedi çatırdıyor ama kimsenin umurunda değil herkes körlemesine benim değil ise kimsenin olmasın mantığı ile bu çatının çökmesi için balta vurmaya devam ediyor..
Bunu siyasi bir linç olmadığını düşünenler unutmasınlar ki bu ülkede farazalar ile yıkılan bir şey yoktur ama ekonomik kayıplar çok net olarak bizi etkileyecektir ve etkileri de başlamıştır.
YTL %8,73 değer kaybetmiş faizler artmış Yurt dışına kaçan para miktarı 5 Milyar dolara ulaşmış Borsa bugüne kadar 20 Milyar Dolar değer kaybetmiştir. Bizler ise davullarımızı hazır etmiş AKP kapanınca sokaklarda davul zurna eğleneceğiz .
Evet eğlenelim ağlanacak halimize… Son gülen ise iyi gülecek… Ne olursa biz fakir halka olacak yalı ve köşklerinde oturanlar ise biraz ama çok değil biraz para kaybedecek…
Kraldan çok kralcı mantığının yaygın olduğu ülkemizde Laikliği aldığımız Fransa bile bizim kadar anlamsız katı bir laiklik anlayışı gütmez iken biz oryantalist bir yaklaşım ile kendimize göre bir laiklik anlayışı oluşturduk. Bir esas aslını kaybetmiş değişime uğraşmış ise terminolojide de adının değişmesi evrensel bir olgudur bizimde laiklik anlayışımızın adının değişmesi ve ne ise ona göre bir isim bulunması en uygun davranış olacaktır.
Faraziyeler ve tekzipleri bulunmasına rağmen haber kupürleri ile dava açılarak Dünya finans fırtınasından etkilenmeyen ve ayakta kalmaya çalışan 3 – 5 kuruş ile geçinmeye çalışan bir toplumun elindekini de kaybetmesinden rahatsız olmayacak bir topluluk tarafından acılan bu davanın 14 Mart dan beri ülkemize verdiği zara yaklaşık 30 Milyar Doları bulmaktadır. Ülkemizde dış borç ve faiz yükünün ağırlığı bu kadar çok hissedilirken bu kadarlık bir kayıbın anlamı ise şudur 2001 yılında Ülkemizdeki finans krizinin başlangıç tetiği 20 Milyar dolardır bugünkü kaybımız ise 30 Milyar dolar. Kurulan ekonomik çatı halen çökmedi çatırdıyor ama kimsenin umurunda değil herkes körlemesine benim değil ise kimsenin olmasın mantığı ile bu çatının çökmesi için balta vurmaya devam ediyor..
Bunu siyasi bir linç olmadığını düşünenler unutmasınlar ki bu ülkede farazalar ile yıkılan bir şey yoktur ama ekonomik kayıplar çok net olarak bizi etkileyecektir ve etkileri de başlamıştır.
YTL %8,73 değer kaybetmiş faizler artmış Yurt dışına kaçan para miktarı 5 Milyar dolara ulaşmış Borsa bugüne kadar 20 Milyar Dolar değer kaybetmiştir. Bizler ise davullarımızı hazır etmiş AKP kapanınca sokaklarda davul zurna eğleneceğiz .
Evet eğlenelim ağlanacak halimize… Son gülen ise iyi gülecek… Ne olursa biz fakir halka olacak yalı ve köşklerinde oturanlar ise biraz ama çok değil biraz para kaybedecek…