• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Aldatmak, Aldatılmak ve Sonrası

Üyelik Tarihi
30 Kas 2012
Konular
12,578
Mesajlar
16,017
MFC Puanı
2,330
Aldatmak, aldatılan kişinin yetersizliğine de dayanabilir, ama kesinlikle aldatanın kişiliksizliğinin ve zayıflığının göstergesidir. Aldatılan kişi asla tüm suçu kendinde aramamalıdır. Ancak eğer bu olayı çözülmesi gereken bir problem olarak görüyorsa, aldatan kişiyi suçlamanın her şeyi çözmeye yetmeyeceğini de bilmelidir.

Bu yazımızda aldatmanın nedenini, aldatma psikolojisini ve aldatılan kişinin seçeneklerini inceleyeceğiz:
Aldatmanın, kişiye göre değişen geniş bir tanımı vardır. Kimisi yoldan geçen birine güzel/yakışıklı olduğu için bakmayı da aldatmak olarak kabul ederken, kimisi duygusal bir yakınlaşmayı, kimisi ise sadece cinsel birlikteliği aldatmak olarak tanımlar. Baktığımızda, aslında aldatmanın iki boyutu olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar cinsel ve duygusal aldatmadır.

Aldatmak konusunda en çok tartışılan 2 nokta vardır: "seven kişi de aldatır mı?" ve "aldatmak affedilebilir mi?". Çoğunuzun düşüneceğinin aksine, bu iki sorunun cevabı da; evet! Seven kişi aldatabilir. Çünkü aynı anda birden fazla kişiyi sevmek, sağlıksız bir duruma yol açsa da her insan için mümkündür. Burada önemli olan aldatanın aldatılana olan sevgisinin değil, saygısının azlığıdır. Elbette ki aldatmak sevginin azaldığının göstergesidir. Ancak asla sevginin bittiği sonucuna varılmamalıdır. Unutmamak gerekir ki sevgisi biten ve başkasını seven kişi çoğunlukla terk etmeyi seçer. Ancak aldatan kişinin halen seviyor olması, aldatmayı daha masum yapmaz. Aldatmak her ne sebeple olursa olsun, asla normal bir şey olarak karşılanmamalıdır! Aldatmak, zayıf kişiliğin, sağlıksız ilişkinin göstergesidir.

Aldatmak affedilebilir. Hatta aldatılanların %65-70 kadar bir kısmı, ilişkilerine devam etmektedir. Elbette ki bu oranda "başka seçeneği olmadığı için, aldatılmayı kabullenenler" in payı çoktur, ancak aldatmak çözülemeyecek bir sorun değildir. Çiftler, karşılıklı ve dürüst bir şekilde, aldatmanın temelinde yatanları ve bu konuda neler yapılabileceğini tartışmalıdır. Bu tartışmada amaç suçlamak değil problemi çözmek olmalıdır. Aldatanın neden aldattığını ondan duymak çok önemlidir. Eğer bu ihanetin tekrarlanmayacağına iki taraf da ikna olursa, birliktelik sürdürülebilir.

Aldatılmanın ardından, birliktelikde, bir daha onarılamayacak hasarlar olabilir. Bu, çiftin probleme en başından itibaren nasıl bir tutumla yaklaştığıyla alakalıdır. Özellikle güven duygusunun sarsılması gibi bir durum, sağlıksız bir ilişkinin en güçlü temeli olabilir. Bunların yanında, olgun bir tutumla çözüldüğü takdirde, geçmişinde aldatma barındıran bazı ilişkilerin, eskisinden bile güçlü hale gelebildiği bilinmektedir.

Gelelim ihanetin cinsiyetine! Erkeklerin aldatmaya daha yatkın olduğunu söylemek kesinlikle yanlıştır. Sadece, erkeklerin aldatmaları genelde cinsellik üzerine olurken, kadınlarda daha çok duygusal açıdan aldatma görülmektedir. Çoğu kişi ise bunlardan ikincisinin daha az affedilir olduğunu söyleyecektir. Aldatmak konusunda erkeklerin üzerine çok gidildiği ve hepsinin aynı kefeye konulduğunu bildiğimiz için, bunu vurgulamakta fayda görüyoruz: günümüzde oranlara baktığımızda çoğunlukla aldatan tarafın kadınlar olduğunu görülmektedir. Özellikle gençler arasındaki duygusal birlikteliklerde, bir çok genç kızın aynı anda birden fazla erkekle flört ettiği çoğu kez rastlanan bir durum olmaktadır. Bunun sebebi ise, bir çok genç kızın ilk duygusal yakınlıklarını, farkedilmek, ilgi çekmek ve etkilemek gibi amaçlara kurban etmesidir.
 
Üst