• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Aşk Bile Bile Tutsaklıktır

diShy

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
27 Kas 2009
Konular
32,527
Mesajlar
50,860
MFC Puanı
2,580
Genç nişanlısının “Ayrılık” konuşmasından sonra yüzükleri Haliç’e fırlatmış
Ardından da sahil şeridi boyunca arabasının içinde ağlayarak yola koyulmuştu.
Kafasında derin bir intihar planı vardı.
Arabasını kenara çekti ve boğaza doğru yaklaştı
Tam atlayacakken ensesindeki adamın öksürük sesiyle irkildi.
...“Ne yapıyorsun evlat?” dedi adam.
“Ne yapacağım be! Terkedildim artık hiçbir şeyin anlamı yok.
Bu saçmalığa son vereceğim.”dedi genç.
İhtiyar babacan bir edayla sesini yükseltti ve “Gel bakalım şöyle” dedi.
“Seninle biraz konuşalım”
Gidip bir banka oturdular.
Gencin ağlaması kesildikten sonra adamla konuşmak istedi ve
“İhtiyar” dedi. “Aşk nedir sence?”

İhtiyar uçuruma yaklaşmışçasına irkildi.
Şarabı boğazında düğümlendi.
Gözleri buğulandı.
Durdu. Düşündü derince.
Gözleri uzaklara dalıp gitti.
Sesi titreyerek “Aşk” dedi
“Evlat aşk bile bile tutsaklıktır…”
“Onu görünce kanın donar. Sanki tüm kan beynine yığılır.
Çatlayacak gibi olursun.
Onun iki dudağından çıkan her kelimeyi aklına yazarsın.
Gözleri senin güneşin olur.
Ve sen gerçek güneşe kızarsın doğup onu uyandırmasın diye.
Dudakları bir başkadır be evlat.
Denizde salına salına giden bir yelkenliyi andırır.
Gördüğün her elbiseyi o giysin istersin.
Duyduğun her şarkıyı onu beyninde canlandırarak dinlersin.
O “İyi geceler” demese gecen geçmez olur.
Akrep ve yelkovan donar kalır yerinde kıpırdamaz.
Geceler düşmanın olur.”

Genç durgun ihtiyarın bu kadar derin konuşmasına şaşırmıştı.
Aşk bu kadar derin miydi?
Derin bir düşünceye daldı.
İhtiyar sanki gencin bu şoku üzerinden atmasını bekliyor
Ve yeni cümlelerini aklında kuruyordu.
Genç hem şaşkınlık hem de merakla sordu “Eee sonra?”

“Sonrası evlat çok seversin onu.
Rüzgâr saçının bir telini savursa
Rüzgâra düşman olursun.
İstanbul soğuk olsa biraz
Kızarsın şehre neden bu kadar soğuk diye…
Gözleri çıkmaz olur aklından.
Kendine hasret yaparsın bakışlarından.”

“Tüm dünya onun etrafında döner sanki
Adını duyduğuna yüzün kızarır ağlarsın.
Gördüğünde nutkun tutulur
Hayatının anlamını yüklersin ona evlat
Hayatının anlamını yüklersin.”
Genç beyninden vurulmuşa dönmüştü.
Ömründe hiç kimse onunla hem bu kadar samimi
Hem de bu kadar çarpıcı konuşmamıştı
Bu adamı daha yakından tanımalı onun bilgilerini kendine rehber edinmeliydi.
“İhtiyar” dedi. “İsmin nedir senin?”
İhtiyar durdu. “Ne önemi var?” dedi. “Boşver.”
Genç yine duraksadı. Başka bir soruyla yöneldi adama.
“Peki” dedi. “Bu anlattıklarının sonunda ne olur?”
İhtiyar olayın başından beri gözünde tuttuğu o yaşlarını bıraktı
Yanaklarından süzülen iki damla yaşla beraber.
“O seni hiç sevmez evlat.” dedi. “Sen ona tutuşur yanarsın.”
“Onun senin varlığından bile haberi yoktur.”

Genç durdu. Son bir cümle duymak istiyordu ve şöyle dedi.
“Peki ihtiyar âşık o zaman ne yapar?”
İhtiyar ağlarken gülmeye başladı göbeği iki sallandıktan sonra durdu.
“Ne yapacak ki evladım sokaklara düşer şaraba başlar”
Sonra da senin gibi gençlere hikâyesini anlatır.
 
Üst