Astral Projeksiyonun Mahiyeti
Dr. Douglas M.Baker
Leslie Sharpe'nin Deneyimi
Beden - dışı tecrübeler yaşayan insanların sayılarının arttığı bir zamanda yaşıyoruz. Bunların pek çoğu genç ve genellikle de onüç - ondokuz yaş grubu arasındaki kimselerdir. Tecrübelerinin bir bölümü, uyuşturucu madde almalarının neticesi olarak ortaya çıkmasına rağmen, çok daha fazlası onların bir tür "hassas" olmalarından kaynaklanır. Çağımızın, spiritüel bakımdan ailelerine göre çok daha fazla gelişmiş olan genç insanların yaşadığı bir çağ olduğu gerçeğini gözden kaçılıyoruz. Böylesine vaktinden önce gelişmiş spiritüellik, yeni çağın bir alâmetidir.
Bu fenomen, Kova Burcu Çağı ilerledikçe, giderek artan bir şekilde devam edecektir. Bilhassa şu andan itibaren 2000 yılma kadar olan periyot içerisinde bu durum hızlandırılacaktır. Bu zaman içerisinde Sırların açığa çıkacağı ve Bilgeliğin Beş Büyük Üstadı tarafından da bir çabanın şimdiden başlamış olduğu söylenir.
Böyle genç kimseler, psikiyatristlerine beden - dışı tecrübelerini anlattıkları zaman, karşılığında pek az anlayış görüyorlar. Onlara, tecrübelerinin halüsinasyon olduğu, önem vermemeleri ve hatta kaçınmaları gerektiği söyleniyor. Bununla beraber binlerce insana göre, beden - dışı tecrübelerle rüyalar ve halüsinasyonlar birbirlerine hiç de karıştırılmaz. Aralarında muazzam bir fark vardır. Beden - dışı, şu demektir: Fizikî beden, geride, yatak içerisinde bırakılmıştır ve bu esnada şuur, başka bir şuur aracına yerleşmiştir. Bu araç genel olarak fizikseldir, ama çok daha süptil ve kısa ömürlüdür. Tecrübeyi yaşayanların anlattıklarına göre, "astral projeksiyon" için, yani fizik bedenden başka bir astral bedene projeksiyon (yansıma) için bunun dışında mümkün bir açıklama yapılamaz.
Şekil 1 - Leslie Sharpe'nin Deneyimi
Neler olduğunu tarif etmek için yeteri kadar uygun bir lisan bulmak güçtür. Elimde binlerce astral projeksiyon tecrübesi var ve işlemleri oldukça iyi biliyorum, ama bununla beraber uygun tanımlamaların eksikliği yüzünden açıklamalarımda sık sık zorluk çektim. Bazen İngilizcede bulunmamaları nedeniyle, yoga ve teozofi ile ilişkili kelimeleri kullanmak gereğini hissettim. Fakat bu kelimeler minimum seviyede tutulmuştur.
Klinik Ölüm
Beden - dışı tecrübe yaşayan ve söz etmeye değer başka bir grup daha vardır. Bunlar klinik ölüm hâlini yaşamış olan az sayıda kimselerdir. Kalp krizi geçirirken veya bir ameliyat sırasında bazıları arasıra "ölür". Bununla anlatmak istediğim şey, kalbin durduğu ve kişinin bütün çabalara rağmen öldüğüdür. Fakat bu kişiler yeniden dirildikleri takdirde, sık sık beden - dışı tecrübe yaşadıklarını bildirmektedirler. Yani fiziksel bedenleri ameliyat masasında "ölü" bir vaziyette yatarken, kendilerinin yaptıkları şey, astral projeksiyondan başka bir şey değildir.
Toronto'lu bir iş adamı olan Leslie Siıarpe de tam olarak böyle bir tecrübe yaşamıştı. 1970 yılının ilkbaharında bir öğleden sonra, kalp atışları durmuş ve üç dakika, onbir saniye süre ile "ölmüştü". Fakat daha sonra hayata döndü ve klinik ölüm sırasındaki duyumlarını en ince ayrıntılarıyla hatırladı. Şimdi, Toronto Daily Star gazetesinde köşe yazan olan Sidney Katz'ıu konuyla ilgili raporundan bazı alıntılar sunuyorum:
Şuuru yerine gelir gelmez yatağının kenarında duran doktora söylediği ilk şey şu oldu: "Tekrar ölürsem, beni geri getirmeyin. Orası öylesine güzel ki...!"
..."Bedenimi terkettiğimi gördüm. Başımdan ve omuzlarımdan çıkıyordum. Bedenim, tam olarak buhar şeklinde olmamakla beraber biraz şeffaftı. Gözlemlerken şöyle düşündüm: İşte, öldüğümüz zaman bunlar oluyor!"
"Manzara birdenbire değişmiş ve şimdi Siıarpe kendisini kırkbeş derece
eğilimli küçük bir cisim üzerine oturmuş vaziyette, mavi - gri bir gökyüzünde
büyük bir hızla seyahat ederken bulmuştu..."
"Bundan sonraki duyum, parlak sarı bir ışık içerisinde 'hoş bir şekilde
dalgalanma' idi. Sharpe şunları hatırlıyordu: Sağ bacağımda eski yaralanmadan dolayı bir yara izi vardır. O sırada herhangi bir uzva sahip olmanın şuurunda olmamakla beraber, yaranın kaybolduğunu hissettim ve şöyle düşündüm: Bedenimizin burada tümüyle düzeltildiğini hep söylerlerdi. Yaralarımın kaybolup kaybolmadığını merak ediyorum."
"Başarısız bir şekilde bacaklarımın yerini belirlemek istedim. Bu arada, kendimi çok hoş ve mutlu hissederek dalgalanmaya devam ediyordum. Bu kadar hoş bir duyumu daha önce asla tatmadım ve bu hâli tarif edecek kelime bulamıyorum."
Daha sonra, sol tarafına gelen bir seri şiddetli darbe, onu şuurlu hâline geri döndürmüştü. (Kalbi elektrik şokuyla yeniden çalıştırılmıştı.) Yukarı baktığında, doktorları ve hemşireleri tanıyabilmişti. Ona, ucuz atlattığını söylemişlerdi.
İkili Algı Cihazı
Leslie Sharpe'nin deneyimi, fenomenin anlaşılması için önemli anahtarlar sağlamakta ve astral projeksiyonla ilgili birçok unsurlar ihtiva etmektedir. Birinci olarak, başka bir beden içerisinde bulunduğunu ısrarla belirtiyor. Ayrıca bu bedenin, yatakta yatan katı bedenin sahip olduğu duyumlarla elde edilmeyen, kendine özgü bir algı cihazına sahip olduğunu ifade ediyor. İkili algı cihazı vardı. Fiziksel bedeni duyumlara malikti ve astral bedeninin de algı cihazı vardı. Astral projeksiyon öğrencisi için, bu hususu anlamak çok mühimdir. Öğrenci, iki farklı şuur aracı içerisinde yaşanan bu duyum ikiliğine hazırlanmalıdır. Astral duble, kendi duyum organlarına sahiptir.
New York'lu büyük medyom ve durugörür Eileen Garrett, kendi astral projeksiyonlarıyla bağlantılı olarak, sık sık bu hususu vurgulamaktadır:
"Projeksiyon durumunda bulunduğum sırada, DUBLE, fiziksel bedenimde işleyen beş duyunun normal faaliyetini bariz bir şekilde kullanabilir. Örneğin, karlı bir günde salonda oturuyor olabilir ve yaz mevsiminin hüküm sürdüğü bir yere projeksiyonla ulaşabilirim. O anda, beş fiziksel duyumun hepsiyle, çiçeklerin görünüşünü ve denizi kaydedebilirim; çiçeklerin ve okyanus yosunlarının kokusunu algılayabilirim; kuş cıvıltılarını ve dalgaların sahile vuruşunu duyabilirim. Garip ama, mutad günlük yaşamımda çok unutkan olabildiğim ve yerler ile şeyler hakkındaki anılarım bulanık olabildiği halde, şuurlu projeksiyon vasıtasıyla yaşadığım bu gibi tecrübelerin en ince ayrıntısını bile asla unutmuyorum."
Eterik Beden
Kişi, şimdiye kadar tarif edilen astral bedenle, eterik bedeni birbirine karıştırmamalıdır. Fiziksel bedene nüfuz eden ve onu saran bir güç alanına genellikle ETERİK BEDEN veya duble denir. Bu, suyun kuma kolayca nüfuz ettiği gibi; gaza, sıvıya ve katı maddelere nüfuz edebilen malzemeden yapılmışsüptil maddeli bir araçtır. Eterik beden, herhangi bir teozofik öğretim kitabındaki tariflerde anlatıldığı şekilde kendi organlarına sahiptir. Bu beden, fiziksel dokulara enerji verir ve bu nedenle fizik bedenden uzun süre ayrılamaz. Eterik kalıbın ayrılması, sarmış olduğu fizik bedene ölüm getirir. Bu, projekte edilemez.
Diğer yandan, astral beden, uyuduğumuzda hemen her zaman projekte edilir. Uyku durumuna girdiğimiz zaman, genellikle heyecansal veya astral bakımından hâlâ çok aktif haldeyizdir. Normal cihazımızın bir parçası olarak, hem ezoterik tabirle astral denen heyecansal bir bedene, hem de bir mantal bedene sahip bulunmaktayız. Bunların ikisi de, daha önce bahsedilen eterik bedenden daha süptil bir maddeden yapılmıştır. Hissettiğimiz zaman, duygu veya astral bedenlerimiz içerisinde faaliyet gösteririz. Düşündüğümüz zaman ise, mantal bedenlerimizle mantal olarak faaliyet gösteririz. Astral beden, eterik bedenin maddesinden daha incedir, fakat mantal bedeninki kadar ince değildir.
Uyku sırasında, eterik - fiziksel bedenden ayrılarak, astral ve mantal bedenlerimize yerleşiriz. Bunlar içerisinde, özellikle astral bedenle, uyanık şuurlulukla ziyaret ettiğimiz yerlerin hemen hemen tam bir kopyası olan astral âleme hareket etmeye yöneliriz. Fakat yazar, bu konudaki açıklamayı, çalışmanın sonunda yapacaktır.
Uyandığımız zaman, astral ve mantal bedenler, tekrar fiziksel ve eterik bedenlerle sıkı bir ilişki içindeki mutad yerlerine dönerler.
Duyumlar ve Belirtiler
İnsan, er - geç psiko - eterik bedeni astral dublesine bağlayan ve gümüş kordon tabir edilen şeyi duyar. Bu fenomenden söz etmemin sebebi, astral projeksiyon yapmayı arzu eden birçok kimsenin bu kordon yüzünden duyduğu endişelerdir. Deniliyor ki, kordon, gümüşe benzer bir malzemeden yapılmıştır ve bu mevcut olduğu sürece, uyandığımız zaman astral bedenimiz fiziksel kopyasına veya fiziksel yuvasına daima dönecektir.
Ayrıca, bu kordon koptuğu takdirde, geri dönüşün mümkün olamayacağı fikri mevcuttur. Hiç şüphesiz, bu düşünce birçokları için gerçek bir korku olmaktadır. Birçok yıllar önce, ben de, meditasyon veya astral projeksiyon gibi herhangi bir ezoterik çalışmaya başlamadan önce, bu korku yüzünden yatak odamın kapısını kilitlerdim. Beden dışındayken herhangi türden bir kesintinin, gümüş kordonun kopmasına sebep olacağına büyük ölçüde inanılıyordu.
Böyle bir durum mevcut mudur?
Böyle bir kopmayla ilişkili herhangi bir tehlike var mıdır?
Şekil 2 - Bedendeki Eterik ( Esiri) Merkezler
İnsanın iç alemlerden ve büyük uzaklıklardan tesirler ( izlenimler ) elde etmesine ilişkin mekanizma, eterik ( esiri) merkezler yada şakralar vasıtasıyla çalışır. Yukarıdaki resimde, bunlara karşılık düşen duyumları ve psişik güçlerin yerleri görülmektedir. Bu diyagram, esas olarak solunum yoluyla elde edilen prana enerjisi ile merkezleri besleyen canlılık enerjisinin izlediği yolu gösterdiği için özellik arzeder. Teknikler bölümünde, astral faaliyetle ilgili olarak soluk almanın önemine değineceğiz.
"Ben hiçbir kordon görmedim"
Sadece tecrübelerden söz edebilirim. Yaptığım birçok tecrübenin hiçbirinde, ne bana, ne de başka bir kimseye bağlı hiçbir kordon görmedim. Bu, kordonun mevcut olmadığı anlamına gelmez;olsa olsa ancak sıkıntı veren, bilimsel zihnimde olabilir. Astral kordon denen bir madde parçasının belki de ikiyüz mil. diyelim ki aya kadar, sınırsız olarak uzayabileceğini kabul etmiyorum veya etmeyeceğim. Fiziksel bedene doğru kuvvetli bir çekim vardır, kabul ediyorum. Göbek yakınlarında veya kadınlarda Eileen Garrett'in tarif ettiği gibi göğüslerin hemen üzerinde bir bağlantı hissi vardır, kabul ediyorum, ama bunun bir kordon olduğunu kabul etmiyorum.
Daima söylerim: "Bir kordon görürseniz, makası elinize alıp kesin onu!"
Hepsi bir tür projeksiyon tecrübesi yaşayan büyük mistik ve medyomlar, üstelik bazıları tıbbî eğitim de görmelerine rağmen, daha sonrakilere astral projeksiyondaki fiziksel tepkilerle ilgili açıklamalar bırakmış görünmüyorlar. Benim kendi tecrübelerim, muhtelif kayıtlardan ne kadar az bilgiyi sabırla seçip ayırdığımızı doğrulamaktadır.
Fiziksel Duyumlar
Swedenborg da ilk günlerinde çok bilgili bir anatomi ve psikoloji öğrencisiydi. Ve sık sık mistik kavrayış dönemleri sırasında, kendi klinik hali hakkında çok değerli bilgiler verirdi. Fakat çalışmasında, astral seyahat sırasındaki belirtileri (Semptomları) tarif eden, hemen hemen hiçbir şey yok. Diğer yandan, Eileen Garrett kullandığı astral projeksiyon mekanizmasını ve buna eşlik eden fiziksel duyumları ve belirtileri gayet açık bir şekilde tarif etmektedir. Ben de şuurumu astral aracımla şuurlu olarak uzaklara projekte etmekteyim ve açıklamalarım onunkiyle tamamen ayrıdır.
Eileen Garrett şöyle diyor:
"Bilimin genel olarak kabul etmediği, fakat bununla beraber, doğru olduğunu bildiğim bir husus var ki, o da herkesin fiziksel bedeninkinden daha ince olan maddelerden yapılmış bir dubleye sahip olduğudur. Bazı bilimciler buna astral beden veya e tetik beden demiştir. Bu, insan bedenini sanın ve sardığı şekilde kalan zarfla karıştırılmamalıdır; zarf yerinde kaldığı halde. DUBLE projekte edilebilir. Sadece duble vasıtasıyla, ya kazaen ya da şuurlu olarak projeksiyon başarılabilir. Bu tecrübelerde, ben, şuurlu projeksiyon yapıyordum ve kendi deneylerimden biliyorum ki. bu DUBLE'yi, memelerimin yukarı kısmından, göğsümün tam ortasından projekte ediyorum (yansıtıyorum). Projeksiyona başladığım anda, bu noktadaki çekilişi ve buna eşlik edip kalbin hızlı atmasına sebep olan bir titreyişi ve de nefes alıp vermenin hızlandığını farkederim. Eğer bu uzun bir projeksiyonsa, boğazda hafif bir tıkanma ve şiddetli bir duyum farkederim. Projeksiyon sürdüğü müddetçe, fizikî bedenimde meydana gelen bu duyumların farkında olmaya devam ederim."
Şekil 3 - Fiziksel, Esiri , Astral ve Mantal Bedenler
Şekil 4 - Gümüş Kordon
Ancak, astral projeksiyonla ilgili farklı durumları ve astral projeksiyonun ne olmadığını incelemeden önce, tarihe geçmiş bazı fenomen örneklerine göz atalım.
Tarihe Geçmiş Örnekler
Musevî tarihi hakkında malûmatı olanlar aşağıdaki hadiseyi hatırlayacaklardır. Suriye Kralı, bir ruhun ya da bir Musevî peygamberin şuuraltının tasalluduna (saldırı, obsesyon) uğramıştı. Ne zaman İsrail'e bir saldırı düzenlese, plânlarının karşı tarafın eline geçtiğini görüyordu. Sonunda kederle feryat etti: "Hanginiz İsrail Kralından yana, onu bana bulamayacak mısınız?" Cevap şu oldu: "Hiç kimse haşmetmeap! Ancak, İsrail'deki îlyas peygamber, sizin yatak odanızda konuştuklarınızı İsrail Kralına aktarmaktadır." Peygamber, fizik bedenini İsrail'de bırakarak, astral bedeniyle Şam'a seyahat etmişti.
Ortaçağda, neredeyse olağan sayılan, azizlerin levitasyon (bedenin yer çekiminden kurtulması) fenomeni gibi olağandışı güçlerin muhtemelen pek çoğu, aslında, fiziksel kopyasından millerce uzağa giden veya dönen bir astral bedenin tezahürleriydi.
1226 yılının Kutsal Perşembesinde, Padua'lı Aziz Antony, Limoges'deki St. Pierre de Quayroix kilisesinde vaaz verirken, birdenbire, o sırada kasabanın diğer ucundaki bir manastırda bir âyin için bulunması gerektiğini hatırladı. Kukuletasını başına çekerek, birkaç dakika yere diz çöktü. Cemaat saygıyla beklemekteydi. Aynı anda rahip,"kasabanın diğer ucundaki kilisede toplan*mış olan keşişler tarafından, dua hücresinden dışarı çıkarken görülmüştü. Rahip, âyin için kendisine ayrılmış olan pasajı okumuş ve birdenbire ortadan kaybolmuştu. Benzer bir olay, Ravenna'lı Aziz Severus, Romalı Aziz Ambrose ve Aziz Clement için de kaydedilmiştir.
Daha sonraki tarihlerde, 17 Eylül 11 74'de, Alphonse de Lignori isminde bir kişi, Arezzo'da hapsedilmiş ve hiç gıda almadan beş gün boyunca hücresinde kalmıştı. Orucunun sonunda bir sabah uyandığında. Papa 14. Clement ölüm döşeğindeyken, orada bulunduğunu bildirmişti. Bu kimsenin ifadesi daha sonra doğrulanmıştı, zira ölmekte olan papanın yatağının yanıbaşında duran kimseler tarafından görülmüştü.
Dr. Douglas M.Baker

Leslie Sharpe'nin Deneyimi
Beden - dışı tecrübeler yaşayan insanların sayılarının arttığı bir zamanda yaşıyoruz. Bunların pek çoğu genç ve genellikle de onüç - ondokuz yaş grubu arasındaki kimselerdir. Tecrübelerinin bir bölümü, uyuşturucu madde almalarının neticesi olarak ortaya çıkmasına rağmen, çok daha fazlası onların bir tür "hassas" olmalarından kaynaklanır. Çağımızın, spiritüel bakımdan ailelerine göre çok daha fazla gelişmiş olan genç insanların yaşadığı bir çağ olduğu gerçeğini gözden kaçılıyoruz. Böylesine vaktinden önce gelişmiş spiritüellik, yeni çağın bir alâmetidir.
Bu fenomen, Kova Burcu Çağı ilerledikçe, giderek artan bir şekilde devam edecektir. Bilhassa şu andan itibaren 2000 yılma kadar olan periyot içerisinde bu durum hızlandırılacaktır. Bu zaman içerisinde Sırların açığa çıkacağı ve Bilgeliğin Beş Büyük Üstadı tarafından da bir çabanın şimdiden başlamış olduğu söylenir.
Böyle genç kimseler, psikiyatristlerine beden - dışı tecrübelerini anlattıkları zaman, karşılığında pek az anlayış görüyorlar. Onlara, tecrübelerinin halüsinasyon olduğu, önem vermemeleri ve hatta kaçınmaları gerektiği söyleniyor. Bununla beraber binlerce insana göre, beden - dışı tecrübelerle rüyalar ve halüsinasyonlar birbirlerine hiç de karıştırılmaz. Aralarında muazzam bir fark vardır. Beden - dışı, şu demektir: Fizikî beden, geride, yatak içerisinde bırakılmıştır ve bu esnada şuur, başka bir şuur aracına yerleşmiştir. Bu araç genel olarak fizikseldir, ama çok daha süptil ve kısa ömürlüdür. Tecrübeyi yaşayanların anlattıklarına göre, "astral projeksiyon" için, yani fizik bedenden başka bir astral bedene projeksiyon (yansıma) için bunun dışında mümkün bir açıklama yapılamaz.

Şekil 1 - Leslie Sharpe'nin Deneyimi
Neler olduğunu tarif etmek için yeteri kadar uygun bir lisan bulmak güçtür. Elimde binlerce astral projeksiyon tecrübesi var ve işlemleri oldukça iyi biliyorum, ama bununla beraber uygun tanımlamaların eksikliği yüzünden açıklamalarımda sık sık zorluk çektim. Bazen İngilizcede bulunmamaları nedeniyle, yoga ve teozofi ile ilişkili kelimeleri kullanmak gereğini hissettim. Fakat bu kelimeler minimum seviyede tutulmuştur.
Klinik Ölüm
Beden - dışı tecrübe yaşayan ve söz etmeye değer başka bir grup daha vardır. Bunlar klinik ölüm hâlini yaşamış olan az sayıda kimselerdir. Kalp krizi geçirirken veya bir ameliyat sırasında bazıları arasıra "ölür". Bununla anlatmak istediğim şey, kalbin durduğu ve kişinin bütün çabalara rağmen öldüğüdür. Fakat bu kişiler yeniden dirildikleri takdirde, sık sık beden - dışı tecrübe yaşadıklarını bildirmektedirler. Yani fiziksel bedenleri ameliyat masasında "ölü" bir vaziyette yatarken, kendilerinin yaptıkları şey, astral projeksiyondan başka bir şey değildir.
Toronto'lu bir iş adamı olan Leslie Siıarpe de tam olarak böyle bir tecrübe yaşamıştı. 1970 yılının ilkbaharında bir öğleden sonra, kalp atışları durmuş ve üç dakika, onbir saniye süre ile "ölmüştü". Fakat daha sonra hayata döndü ve klinik ölüm sırasındaki duyumlarını en ince ayrıntılarıyla hatırladı. Şimdi, Toronto Daily Star gazetesinde köşe yazan olan Sidney Katz'ıu konuyla ilgili raporundan bazı alıntılar sunuyorum:
Şuuru yerine gelir gelmez yatağının kenarında duran doktora söylediği ilk şey şu oldu: "Tekrar ölürsem, beni geri getirmeyin. Orası öylesine güzel ki...!"
..."Bedenimi terkettiğimi gördüm. Başımdan ve omuzlarımdan çıkıyordum. Bedenim, tam olarak buhar şeklinde olmamakla beraber biraz şeffaftı. Gözlemlerken şöyle düşündüm: İşte, öldüğümüz zaman bunlar oluyor!"
"Manzara birdenbire değişmiş ve şimdi Siıarpe kendisini kırkbeş derece
eğilimli küçük bir cisim üzerine oturmuş vaziyette, mavi - gri bir gökyüzünde
büyük bir hızla seyahat ederken bulmuştu..."
"Bundan sonraki duyum, parlak sarı bir ışık içerisinde 'hoş bir şekilde
dalgalanma' idi. Sharpe şunları hatırlıyordu: Sağ bacağımda eski yaralanmadan dolayı bir yara izi vardır. O sırada herhangi bir uzva sahip olmanın şuurunda olmamakla beraber, yaranın kaybolduğunu hissettim ve şöyle düşündüm: Bedenimizin burada tümüyle düzeltildiğini hep söylerlerdi. Yaralarımın kaybolup kaybolmadığını merak ediyorum."
"Başarısız bir şekilde bacaklarımın yerini belirlemek istedim. Bu arada, kendimi çok hoş ve mutlu hissederek dalgalanmaya devam ediyordum. Bu kadar hoş bir duyumu daha önce asla tatmadım ve bu hâli tarif edecek kelime bulamıyorum."
Daha sonra, sol tarafına gelen bir seri şiddetli darbe, onu şuurlu hâline geri döndürmüştü. (Kalbi elektrik şokuyla yeniden çalıştırılmıştı.) Yukarı baktığında, doktorları ve hemşireleri tanıyabilmişti. Ona, ucuz atlattığını söylemişlerdi.
İkili Algı Cihazı
Leslie Sharpe'nin deneyimi, fenomenin anlaşılması için önemli anahtarlar sağlamakta ve astral projeksiyonla ilgili birçok unsurlar ihtiva etmektedir. Birinci olarak, başka bir beden içerisinde bulunduğunu ısrarla belirtiyor. Ayrıca bu bedenin, yatakta yatan katı bedenin sahip olduğu duyumlarla elde edilmeyen, kendine özgü bir algı cihazına sahip olduğunu ifade ediyor. İkili algı cihazı vardı. Fiziksel bedeni duyumlara malikti ve astral bedeninin de algı cihazı vardı. Astral projeksiyon öğrencisi için, bu hususu anlamak çok mühimdir. Öğrenci, iki farklı şuur aracı içerisinde yaşanan bu duyum ikiliğine hazırlanmalıdır. Astral duble, kendi duyum organlarına sahiptir.
New York'lu büyük medyom ve durugörür Eileen Garrett, kendi astral projeksiyonlarıyla bağlantılı olarak, sık sık bu hususu vurgulamaktadır:
"Projeksiyon durumunda bulunduğum sırada, DUBLE, fiziksel bedenimde işleyen beş duyunun normal faaliyetini bariz bir şekilde kullanabilir. Örneğin, karlı bir günde salonda oturuyor olabilir ve yaz mevsiminin hüküm sürdüğü bir yere projeksiyonla ulaşabilirim. O anda, beş fiziksel duyumun hepsiyle, çiçeklerin görünüşünü ve denizi kaydedebilirim; çiçeklerin ve okyanus yosunlarının kokusunu algılayabilirim; kuş cıvıltılarını ve dalgaların sahile vuruşunu duyabilirim. Garip ama, mutad günlük yaşamımda çok unutkan olabildiğim ve yerler ile şeyler hakkındaki anılarım bulanık olabildiği halde, şuurlu projeksiyon vasıtasıyla yaşadığım bu gibi tecrübelerin en ince ayrıntısını bile asla unutmuyorum."

Eterik Beden
Kişi, şimdiye kadar tarif edilen astral bedenle, eterik bedeni birbirine karıştırmamalıdır. Fiziksel bedene nüfuz eden ve onu saran bir güç alanına genellikle ETERİK BEDEN veya duble denir. Bu, suyun kuma kolayca nüfuz ettiği gibi; gaza, sıvıya ve katı maddelere nüfuz edebilen malzemeden yapılmışsüptil maddeli bir araçtır. Eterik beden, herhangi bir teozofik öğretim kitabındaki tariflerde anlatıldığı şekilde kendi organlarına sahiptir. Bu beden, fiziksel dokulara enerji verir ve bu nedenle fizik bedenden uzun süre ayrılamaz. Eterik kalıbın ayrılması, sarmış olduğu fizik bedene ölüm getirir. Bu, projekte edilemez.
Diğer yandan, astral beden, uyuduğumuzda hemen her zaman projekte edilir. Uyku durumuna girdiğimiz zaman, genellikle heyecansal veya astral bakımından hâlâ çok aktif haldeyizdir. Normal cihazımızın bir parçası olarak, hem ezoterik tabirle astral denen heyecansal bir bedene, hem de bir mantal bedene sahip bulunmaktayız. Bunların ikisi de, daha önce bahsedilen eterik bedenden daha süptil bir maddeden yapılmıştır. Hissettiğimiz zaman, duygu veya astral bedenlerimiz içerisinde faaliyet gösteririz. Düşündüğümüz zaman ise, mantal bedenlerimizle mantal olarak faaliyet gösteririz. Astral beden, eterik bedenin maddesinden daha incedir, fakat mantal bedeninki kadar ince değildir.
Uyku sırasında, eterik - fiziksel bedenden ayrılarak, astral ve mantal bedenlerimize yerleşiriz. Bunlar içerisinde, özellikle astral bedenle, uyanık şuurlulukla ziyaret ettiğimiz yerlerin hemen hemen tam bir kopyası olan astral âleme hareket etmeye yöneliriz. Fakat yazar, bu konudaki açıklamayı, çalışmanın sonunda yapacaktır.
Uyandığımız zaman, astral ve mantal bedenler, tekrar fiziksel ve eterik bedenlerle sıkı bir ilişki içindeki mutad yerlerine dönerler.
Duyumlar ve Belirtiler
İnsan, er - geç psiko - eterik bedeni astral dublesine bağlayan ve gümüş kordon tabir edilen şeyi duyar. Bu fenomenden söz etmemin sebebi, astral projeksiyon yapmayı arzu eden birçok kimsenin bu kordon yüzünden duyduğu endişelerdir. Deniliyor ki, kordon, gümüşe benzer bir malzemeden yapılmıştır ve bu mevcut olduğu sürece, uyandığımız zaman astral bedenimiz fiziksel kopyasına veya fiziksel yuvasına daima dönecektir.
Ayrıca, bu kordon koptuğu takdirde, geri dönüşün mümkün olamayacağı fikri mevcuttur. Hiç şüphesiz, bu düşünce birçokları için gerçek bir korku olmaktadır. Birçok yıllar önce, ben de, meditasyon veya astral projeksiyon gibi herhangi bir ezoterik çalışmaya başlamadan önce, bu korku yüzünden yatak odamın kapısını kilitlerdim. Beden dışındayken herhangi türden bir kesintinin, gümüş kordonun kopmasına sebep olacağına büyük ölçüde inanılıyordu.
Böyle bir durum mevcut mudur?
Böyle bir kopmayla ilişkili herhangi bir tehlike var mıdır?

Şekil 2 - Bedendeki Eterik ( Esiri) Merkezler
İnsanın iç alemlerden ve büyük uzaklıklardan tesirler ( izlenimler ) elde etmesine ilişkin mekanizma, eterik ( esiri) merkezler yada şakralar vasıtasıyla çalışır. Yukarıdaki resimde, bunlara karşılık düşen duyumları ve psişik güçlerin yerleri görülmektedir. Bu diyagram, esas olarak solunum yoluyla elde edilen prana enerjisi ile merkezleri besleyen canlılık enerjisinin izlediği yolu gösterdiği için özellik arzeder. Teknikler bölümünde, astral faaliyetle ilgili olarak soluk almanın önemine değineceğiz.
"Ben hiçbir kordon görmedim"
Sadece tecrübelerden söz edebilirim. Yaptığım birçok tecrübenin hiçbirinde, ne bana, ne de başka bir kimseye bağlı hiçbir kordon görmedim. Bu, kordonun mevcut olmadığı anlamına gelmez;olsa olsa ancak sıkıntı veren, bilimsel zihnimde olabilir. Astral kordon denen bir madde parçasının belki de ikiyüz mil. diyelim ki aya kadar, sınırsız olarak uzayabileceğini kabul etmiyorum veya etmeyeceğim. Fiziksel bedene doğru kuvvetli bir çekim vardır, kabul ediyorum. Göbek yakınlarında veya kadınlarda Eileen Garrett'in tarif ettiği gibi göğüslerin hemen üzerinde bir bağlantı hissi vardır, kabul ediyorum, ama bunun bir kordon olduğunu kabul etmiyorum.
Daima söylerim: "Bir kordon görürseniz, makası elinize alıp kesin onu!"
Hepsi bir tür projeksiyon tecrübesi yaşayan büyük mistik ve medyomlar, üstelik bazıları tıbbî eğitim de görmelerine rağmen, daha sonrakilere astral projeksiyondaki fiziksel tepkilerle ilgili açıklamalar bırakmış görünmüyorlar. Benim kendi tecrübelerim, muhtelif kayıtlardan ne kadar az bilgiyi sabırla seçip ayırdığımızı doğrulamaktadır.
Fiziksel Duyumlar
Swedenborg da ilk günlerinde çok bilgili bir anatomi ve psikoloji öğrencisiydi. Ve sık sık mistik kavrayış dönemleri sırasında, kendi klinik hali hakkında çok değerli bilgiler verirdi. Fakat çalışmasında, astral seyahat sırasındaki belirtileri (Semptomları) tarif eden, hemen hemen hiçbir şey yok. Diğer yandan, Eileen Garrett kullandığı astral projeksiyon mekanizmasını ve buna eşlik eden fiziksel duyumları ve belirtileri gayet açık bir şekilde tarif etmektedir. Ben de şuurumu astral aracımla şuurlu olarak uzaklara projekte etmekteyim ve açıklamalarım onunkiyle tamamen ayrıdır.
Eileen Garrett şöyle diyor:
"Bilimin genel olarak kabul etmediği, fakat bununla beraber, doğru olduğunu bildiğim bir husus var ki, o da herkesin fiziksel bedeninkinden daha ince olan maddelerden yapılmış bir dubleye sahip olduğudur. Bazı bilimciler buna astral beden veya e tetik beden demiştir. Bu, insan bedenini sanın ve sardığı şekilde kalan zarfla karıştırılmamalıdır; zarf yerinde kaldığı halde. DUBLE projekte edilebilir. Sadece duble vasıtasıyla, ya kazaen ya da şuurlu olarak projeksiyon başarılabilir. Bu tecrübelerde, ben, şuurlu projeksiyon yapıyordum ve kendi deneylerimden biliyorum ki. bu DUBLE'yi, memelerimin yukarı kısmından, göğsümün tam ortasından projekte ediyorum (yansıtıyorum). Projeksiyona başladığım anda, bu noktadaki çekilişi ve buna eşlik edip kalbin hızlı atmasına sebep olan bir titreyişi ve de nefes alıp vermenin hızlandığını farkederim. Eğer bu uzun bir projeksiyonsa, boğazda hafif bir tıkanma ve şiddetli bir duyum farkederim. Projeksiyon sürdüğü müddetçe, fizikî bedenimde meydana gelen bu duyumların farkında olmaya devam ederim."

Şekil 3 - Fiziksel, Esiri , Astral ve Mantal Bedenler

Şekil 4 - Gümüş Kordon
Ancak, astral projeksiyonla ilgili farklı durumları ve astral projeksiyonun ne olmadığını incelemeden önce, tarihe geçmiş bazı fenomen örneklerine göz atalım.
Tarihe Geçmiş Örnekler
Musevî tarihi hakkında malûmatı olanlar aşağıdaki hadiseyi hatırlayacaklardır. Suriye Kralı, bir ruhun ya da bir Musevî peygamberin şuuraltının tasalluduna (saldırı, obsesyon) uğramıştı. Ne zaman İsrail'e bir saldırı düzenlese, plânlarının karşı tarafın eline geçtiğini görüyordu. Sonunda kederle feryat etti: "Hanginiz İsrail Kralından yana, onu bana bulamayacak mısınız?" Cevap şu oldu: "Hiç kimse haşmetmeap! Ancak, İsrail'deki îlyas peygamber, sizin yatak odanızda konuştuklarınızı İsrail Kralına aktarmaktadır." Peygamber, fizik bedenini İsrail'de bırakarak, astral bedeniyle Şam'a seyahat etmişti.
Ortaçağda, neredeyse olağan sayılan, azizlerin levitasyon (bedenin yer çekiminden kurtulması) fenomeni gibi olağandışı güçlerin muhtemelen pek çoğu, aslında, fiziksel kopyasından millerce uzağa giden veya dönen bir astral bedenin tezahürleriydi.
1226 yılının Kutsal Perşembesinde, Padua'lı Aziz Antony, Limoges'deki St. Pierre de Quayroix kilisesinde vaaz verirken, birdenbire, o sırada kasabanın diğer ucundaki bir manastırda bir âyin için bulunması gerektiğini hatırladı. Kukuletasını başına çekerek, birkaç dakika yere diz çöktü. Cemaat saygıyla beklemekteydi. Aynı anda rahip,"kasabanın diğer ucundaki kilisede toplan*mış olan keşişler tarafından, dua hücresinden dışarı çıkarken görülmüştü. Rahip, âyin için kendisine ayrılmış olan pasajı okumuş ve birdenbire ortadan kaybolmuştu. Benzer bir olay, Ravenna'lı Aziz Severus, Romalı Aziz Ambrose ve Aziz Clement için de kaydedilmiştir.
Daha sonraki tarihlerde, 17 Eylül 11 74'de, Alphonse de Lignori isminde bir kişi, Arezzo'da hapsedilmiş ve hiç gıda almadan beş gün boyunca hücresinde kalmıştı. Orucunun sonunda bir sabah uyandığında. Papa 14. Clement ölüm döşeğindeyken, orada bulunduğunu bildirmişti. Bu kimsenin ifadesi daha sonra doğrulanmıştı, zira ölmekte olan papanın yatağının yanıbaşında duran kimseler tarafından görülmüştü.