O gitmiştir. Sana düşen taş gibi durmaktır derdin sen. Kimse böyle olman gerektiğini sana söylemez ama sen bilirsin taş gibi olmak gerektiğini. der dururdun bana
Vücudun yer çekimine karşı savunmasızdır, boylu boyunca uzanmak ister. Uzanmak da değil aslında yığılmak.
Yapamazsın. Düşünmen gereken başkaları vardır. Boğazına acı gelir oturur, yutkunursun. Öyle alışırsın ki yutkunmaya acını, o acı boğazına yapışır kalır. Senin bir parçan olur artık, alışırsın.
Yıllar geçer büyürsün. Hayat devam eder. Başka acılar olur, başka sevinçler. Her seferinde elin ilk önce telefona gider. Onun güven dolu sesini duymak istersin, sonra yokluğunu hatırlarsın, acı biraz daha artar, sen yine yutkunursun.
Baba,ben gidiyorum artık uzun bir tatile. En sevdiğim yere. Ne bulacağımı bilmliyorum orda ama ben huzuru bulmaya gidiyorum baba!
Baba bir görsen öyle başarılı bir iş kadını oldum ki, gurur duyardın benimle. Belki de zaten duyuyorsundur benden habersiz.
Baba öyle özledim ki onu , hiç tanımadığım insanlara yokluğunu anlatıyorum burada.
Baba hani ben hiç ağlamadım ya onun arkasından, çünkü sen ağlamama dayanamazdın ya.
Baba, azıcık ağlasam