Kadın: Boşuna mı çırpınıyorum?
Erkek: İşi yokuşa sürmeyelim, olmuyor işte
Kadın: Sana ömrümü adadım, ödülü bu mu?
Erkek: Ömrünü isteyen olmadı!
Kadın: Nedir seni böyle değiştiren?
Erkek: Sana olan ne varsa bitti içimde...
Kadının iki damla yaş düşer gözlerinin pınarından, belli etmek istemez elleriyle hızlıca silmeye çalışır, yutkunur
Kadın: Ben eşyalarımı topluyorum...
Erkek: Sen kal ben giderim.
Kadın: Her yeri sana ait sen kokan bir yerde duramam.
Erkek: Gene duygusal konuşmalar ne zaman vazgeçeceksin?
Kadın: Haklısın. Sen nasıl benden geçtiysen, ben de geçerim elbet zamanla...
Kadın iç sesiyle "zamanla tabi" dedi, zamanla... Hem duygusallıktan geçerim, hem senden, nasırlaşır yüreğim tıpkı seninki gibi...
Erkek: Ara sıra telefonlaşırız. Bir şeye ihtiyacın olursa beni ararsın...
Kadın: Teşekkür ederim.
Erkek: Her şey için ben de sana teşekkür ederim.
Sessizlik olur...
Nasıl bu kadar rahat olabilirsin iki yabancı gibi konuşabilirsin inanmak istemiyorum yok yok bu bir rüya olmalı burada oturmuş gidişini izliyor olamam
Kendini bastırmaya çalışır ve konuşmaya devam eder
Erkek: Kırgın mısın bana?
Kadın: Umurunda mı?
Erkek: Bilmem
Kadın: Kırgın değilim...
Ölmek üzereyim ne kırgınlığı içimde bir volkan kopuyor şu anda bakışlarını kaçırmasan gözlerimden anlayacaksın.
Erkek: Anahtarları bıraktım.
Kadın: Pekala
Erkek: Kendine iyi bakmalısın.
Kadın: Sen de...
Ve tokalaşırlar... Oysa son görüşmeleri sıcacık bir sarılma beklerken...
Gitme... Gitme... Sensiz nefes alamam gitme buralarda yalnız kalamam üşür ellerim yokluğuna dayanamam
Her şarkı seni hatırlatır yüreğimi susturamam.
Kapı kapanır ve kadın hıçkırıklarla yere yıkılır...