-
- Üyelik Tarihi
- 29 May 2020
-
- Mesajlar
- 527
-
- MFC Puanı
- 4,650
1702 yılında Thomas Busby, kayınpederini öldürmek suçuyla yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. Suçlamayı hiçbir zaman kabul etmedi ama adalet sisteminin kararı kesindi. Son dileği sorulduğunda Busby’nin isteği oldukça sıradışıydı: Sahibi olduğu puba gidip, en sevdiği sandalyeye oturarak son bir içki içmek.
İçkisini yudumladı, ardından yavaşça ayağa kalktı ve pubda yankılanan şu sözleri söyledi:
“Kim bu sandalyeye oturursa, ani ölüm onu bulsun.”

O andan itibaren o sandalyeye dair anlatılanlar, bir efsanenin doğuşuna dönüştü.
Busby’nin ölümünden sonra pub yaklaşık 30 yıl kapalı kaldı. Ta ki yeni bir sahip devralıp kapılarını yeniden açana dek… Ancak kısa sürede, pubdaki bu eski sandalye tekrar gündeme geldi — çünkü onunla ilişkilendirilen ölümler art arda yaşanmaya başladı.
En çarpıcı örneklerden biri II. Dünya Savaşı döneminde yaşandı. Yakındaki hava üssünden gelen askerler pubda vakit geçiriyordu. Bazıları lanetli sandalyeye oturmuştu. Kısa süre sonra, o askerlerin hiçbirinin savaştan sağ dönmediği fark edildi.
Bir gün iki hava pilotu bu sandalyeye oturdu, bardan ayrıldıktan kısa süre sonra araçlarıyla feci bir kazada hayatlarını kaybettiler. Temizlik yapan bir kadın, kazayla sandalyenin üzerine düştü — aylar sonra beyin tümörü teşhisi kondu ve yaşamını yitirdi.
Uyarı tabelaları asılsa da, “lanet” söylentileri yayılsa da, insanların bu hikâyeye inanmasını engelleyemedi. Bazıları sırf merak uğruna sandalyeye oturdu. Ancak lanet de peşlerini bırakmadı. Kargocuların biri, yorgunluktan dinlenmek için bodruma indirilen sandalyeye oturdu — aynı gün geçirdiği kazada yaşamını kaybetti.
Tüm bu garip ölümlerden sonra pub sahibi daha fazla riske girmemeye karar verdi ve lanetli sandalyeyi Thirsk Müzesi’ne bağışladı.
Bugün sandalyeye dokunmak bile yasak. Müzede, 15 metre yükseğe asılmış şekilde sergileniyor; kimsenin oturmasına, hatta yanına yaklaşmasına izin verilmiyor.
Peki bu gerçekten bir lanet mi? Yoksa bir dizi tesadüfü turist çeken ürkütücü bir hikâyeye mi dönüştürdüler?
Ne düşünürsün? Bir gün bu sandalyenin karşısına çıksan, oturmayı dener miydin?
İçkisini yudumladı, ardından yavaşça ayağa kalktı ve pubda yankılanan şu sözleri söyledi:
“Kim bu sandalyeye oturursa, ani ölüm onu bulsun.”

O andan itibaren o sandalyeye dair anlatılanlar, bir efsanenin doğuşuna dönüştü.
Busby’nin ölümünden sonra pub yaklaşık 30 yıl kapalı kaldı. Ta ki yeni bir sahip devralıp kapılarını yeniden açana dek… Ancak kısa sürede, pubdaki bu eski sandalye tekrar gündeme geldi — çünkü onunla ilişkilendirilen ölümler art arda yaşanmaya başladı.
En çarpıcı örneklerden biri II. Dünya Savaşı döneminde yaşandı. Yakındaki hava üssünden gelen askerler pubda vakit geçiriyordu. Bazıları lanetli sandalyeye oturmuştu. Kısa süre sonra, o askerlerin hiçbirinin savaştan sağ dönmediği fark edildi.
Bir gün iki hava pilotu bu sandalyeye oturdu, bardan ayrıldıktan kısa süre sonra araçlarıyla feci bir kazada hayatlarını kaybettiler. Temizlik yapan bir kadın, kazayla sandalyenin üzerine düştü — aylar sonra beyin tümörü teşhisi kondu ve yaşamını yitirdi.
Uyarı tabelaları asılsa da, “lanet” söylentileri yayılsa da, insanların bu hikâyeye inanmasını engelleyemedi. Bazıları sırf merak uğruna sandalyeye oturdu. Ancak lanet de peşlerini bırakmadı. Kargocuların biri, yorgunluktan dinlenmek için bodruma indirilen sandalyeye oturdu — aynı gün geçirdiği kazada yaşamını kaybetti.
Tüm bu garip ölümlerden sonra pub sahibi daha fazla riske girmemeye karar verdi ve lanetli sandalyeyi Thirsk Müzesi’ne bağışladı.
Bugün sandalyeye dokunmak bile yasak. Müzede, 15 metre yükseğe asılmış şekilde sergileniyor; kimsenin oturmasına, hatta yanına yaklaşmasına izin verilmiyor.
Peki bu gerçekten bir lanet mi? Yoksa bir dizi tesadüfü turist çeken ürkütücü bir hikâyeye mi dönüştürdüler?
Ne düşünürsün? Bir gün bu sandalyenin karşısına çıksan, oturmayı dener miydin?