• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Can Yücel Hayatı ( Biyografisi )

Üyelik Tarihi
30 Kas 2012
Konular
12,578
Mesajlar
16,017
MFC Puanı
2,330
Hayatı :

(1926-1999) İstanbulda doğan Yücel, İzmir milletvekili ve Milli Eğitim Bakanlığı yapmiş olan Hasan Ali Yücel'in oğludur. Ankara Üniversitesi Dil Tarih -Coğrafya Fakültesi'ni bitirdi. İngiltere 'de Cambridge Üniversitesi'nde Latince ve Yunanca eğitimi aldı. 1956'da Güler Yücel ile evlendi. Che Guavera ve Mao'dan çeviriler yaptığı için , 15 yıla mahkum edidi. İki yıl sonra çıkan genel afla özgürlüğüne kavuştu. Shakespeare ve Brecht gibi bir çok kişiyi Türkçe'ye aktardı. Ağustos 1999 tarihinde öldü.

Eserleri :

Yazma (1950)
Sevgi Duvarı (1973)
Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
Ölüm ve Oğlum (1976)
Şiir Alayı (1981)
Rengarenk (1982)
Gökyokuş (1984)
Beşibiryerde (1985)
Canfeda (1986)
Kısa Devre (1990)
Kuzgunun Yavrusu (1990)
Çok Bi Çocuk (1992)
Gece Vardiyası (1993)
Güle Güle Seslerin Sessizliği (1993)
Gezintiler (1994)
Maaile (1995)
Seke Seke (1997)
Mekanım Datça Olsun (1999)
Alavara (1999)
Ayrıca,
Düzünden (1994) ve Can'dan Yazılar (1995) adlı kitapları yayımlandı.

ÇEVİRİLERİ :

Hatırladıklarım (1953)
Bir Garp Devleti (1956)
Her Boydan-Dünya Şiirinden Çeviriler (1957)
Anna Frank'ın Hatıra Defteri (1958)
Lord Stadford'un Türkiye Hatıraları (1959)
Sırça Kümes (1964)
Muhteşem Gatsby (1964)
Lenin Petrograd'da (1967)
Küba'da Sosyalizm ve İnsan (1967)
Gerilla Harbi (1967)
Siyah İktidar (1968)
Saloz'un Mavalı (1972)
Yeni Başlayanlar İçin Marks (1977)
Bahar Noktası (1981)
Şvayk Hitler'e Karşı (1982)
Don Cristobita ile Don Rosit (1983)
Batı Yakasının Hikayesi (1988)
Kar Kokusu (1991)
Fırtına (1991)
Oliver Twist (1992)
Hamlet (1992)
Define Adası (1992)
 

diShy

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
27 Kas 2009
Konular
32,527
Mesajlar
50,860
MFC Puanı
2,580



HAYATI



Şair, yazar, felsefe hocası, milletvekili, konservatuar ve köy enstitülerinin kurucusu Hasan Ali Yücel'in oğlu Can Yücel, 1926'da İstanbul'da dünyaya geldi. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. 1950 'de yurda geri döndü ve aynı yıl babasının önerisi ve desteği ile ilk kitabı ''yazma''yı çıkarttı. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu yıllarda Che Guevera ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıla mahkum oldu. İki yıl sonra genel bir afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından ''Bir Siyasinin Şiirleri'' adlı kitabını yayınladı. Şair'in bu kitabı için ilk kez yoğun ve ciddi şiirle ilgilendiği dönemin şiirlerini içerir diyebiliriz. "Bir Siyasinin Şiirleri" nin önsözünü yazan Refik Durbaş, kitabı ''Can Yücel'i geniş okuyucu kitlesiyle buluşturan, kişisel ve toplumsal yaşamın acı bir dönemini dile getiren, öfkeli, alaycı, boyun eğmeyen, siyasal şiirlere ağırlık verilen bir kitap'' olarak değerlendirir. Can Yücel ise yazdıktan seneler sonra, "kişinin dış baskıların hışmı karşısında kendi özünü hırpalattırmamak için, hatta yitirmemek için kullandığı bir savunma mekanizması, baskının, acının üstüne gidiş" olarak nitelendirir.

Şair 1973'de "Sevgi Duvarı" kitabıyla kitlelerle daha yaygın bir şekilde buluştu. Şiir kitapları ardarda gelmeye başladı : "Ölüm ve Oğlum", "Şiir Alayı", "Rengahenk", "Gökyokuş", "Gece Vardiyası", "Güle Güle Seslerin Sessizliği" ..... Bunlardan bazıları.

Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Bu kendine has çeviriler kimi zaman beğenilip ayakta alkışlanırken, kimi zaman eleştiri konusu oldu. Son yıllarda her hafta "Leman"da her ay "Öküz" de yazıları ve şiirleri yayınlandı. "Mekanım Datça Olsun" demişti. 12 Ağustos 1999 gecesi yitirdiğimiz şair, çok sevdiği Günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.



1988' de kendisiyle yapılan bir söyleşide bu ifadeyi kullanan Can Yücel, müziğe geçişini şöyle anlatır : ''İlk şiirimi on yaşında yazdım. Babamın metresi olan hanımın yuvasındayken. Yuvada bir çocuk öldü. Çok üzüldüm, arkasından bir şiir yazdim. Şiirime babamın yardımı çok oldu. Şiire elverişli bir dünya yaratmıştı babam bana... Hep şiir çevresindeydim. Dili iyi biliyorsan, şiirin ne olduğunu biliyorsan yazmadan duramazsın.''

Şairin şiire bakış açısını düşündüğümüzde, Octavia Paz'la ilişkilendirmekte zorlanmayız. Bu ilişkiyi kuran ortaklık, ''Tek bir şiirin, kendini bütün şairlere yazdırması'' düşüncesidir. Octavia Paz, ''Şairler aslında bir tek şiiri yazar'' derken, Can Yücel şunları söyler : ''Ben şiiri ciddiye almıyorum ki zaten, yeter ki şiir beni ciddiye alsın! Davetsiz misafirdir...Pat diye gelir O, ya bir afrika menekşesini ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma, kaldırabilirsen kaldır artık.''



Şiiri yaşamı çepeçevre saran bir bütünsellik olarak değerlendiren şairin şiirindeki temel öğeler, bu bütünsellik anlayışıyla bağdaşır : Mizah, alay, yergi, öfke, sevecenlik, lirizm, eleştirel bir dünya görüşü, siyasal bilinç...

Can Yücel'de mizah ve yergi başkasını küçük düşüren, gülünçleştiren bir mizah değildir. Yalanı, aldatmacayı, haksızlığı toplumsal düzenin ürünü olması açısından ele alır ve zaman zaman bunların farkında değilmiş gibi kendisiyle de dalga geçer. O'nun şiirlerinde aldatanın da aldatılanın da gülünçlüğünü buluruz.



Can Yücel şiirlerinde var olan ironi için şunları söyler :

''Harika odur ki, insanlar kendi adlarına değil, kainat adına yazarlar. Bütünselliğin dışında bir şiir yoktur. Hayat ve ölüm de bir bütündür. Şiir bu bütünden çıkan çılgınlıktır. Çok ağır geçen hayatımızın içinde ironi, bütünselliği bozmayacak ana çaredir. Bir direnç kahkahasıdır.''



Kendisiyle yapılan bir söyleşide, şiir ve dil hakkındakı görüşlerini şöyle aktarmaktadır : ''Goethe der ya : dil orman gibidir. Ağaçlar çürür orman kalır. Bizde ağaçları kesmeye kalktılar.Bizde katıldık buna.Hala kahroluyorum.Yanlıştı. Sadeleştirme meselesi o bütünlüğün içinde sözcükleri, tümceleri nereye oturttuğunun hesabını vermek meselesidir. Kelimeler bütünselliğin parçalarıdırlar. Şiir kelimeleri bu galaksiye hediye etmektir.'' Can Yücel şiirine bu sözler ışığında baktığımızda, töresel dil anlayışına karşı çıkışı görürüz. Bu karşı çıkış şiirse sözcük dağarcığının genişletilmesi ile beslenir. Küfürler ve kaba sözcükler bu karşı çıkışla, şiirin içine girmiştir.



Can Yücel'in şiirsel imgesini kuruşundaki kaynakları; doğa, insanlar, olaylar,kavramlar, heyecanlar duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanları buluruz. ''Maaile'' şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad. Şair için ailesi çok önemlidir, eşi, çocukları torunları, babası... Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımaktadır. ''Küçük Kızım Su'ya'', ''Güzel'e'', ''Yeni Hasan'a Yolluk'', ''Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim'' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.

Şairdeki imgeyi dönüştürme işlemi, gerçeküstücülerin üzerinde durmuş oldukları bilinçdışını özgürleştirme çabasıyla bağdaşır.
 

LiyA

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
5 Kas 2012
Konular
7,633
Mesajlar
14,587
MFC Puanı
62,010









??.??.1926 12.Ağustos.1999
İstanbul Datça
Şair, Yazar

Türk şiirinin aykırı sesi.
Biyografi
Şair Can Yücel, 1926 yılında İstanbul`da doğdu. Türkiye'nin ilk Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in oğlu olan Can Yücel, orta öğrenimini Ankara Erkek Lisesi'nde tamamladıktan sonra, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümü'nde okudu. İngiltere'de Cambridge Üniversitesi`nde eğitimini sürdüren Yücel, bir süre Londra`da BBC Radyosu`nda çalıştı.

Türkiye`ye dönüşünde Bodrum`da turist rehberliği yapan Yücel, daha sonra İstanbul`a yerleşti ve bağımsız çevirmen olarak yaşamını sürdürdü.

Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında "Yenilikler", "Beraber", "Seçilmiş Hikayeler", "Dost", "Sosyal Adalet", "Şiir Sanatı", "Dönem", "Yöne", "Ant", "İmece", "Papirus" adlı dergilerde yazdı. "Yeni Dergi", "Birikim", "Sanat Emeği", "Yazko Edebiyat" ve "Yeni Düşün" dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi.

İlk şiirlerini 1950 yılında "Yazma" adlı kitapta toplayan Can Yücel, "toplumsal sorunların yarattığı izlenimlerin ağırlığından kurtulmak istermiş gibi" kimi taşlama, kimi bıçak ile işleyen duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti.

Ünlü dünya şairlerinden çevirdiği şiirleri biraraya getirdiği "Her Boydan" adlı kitabı 1959 yılında yayımlanan Yücel, yapıtlarını "Yazma" (1950), "Sevgi Duvarı" (1973), "Bir Siyasinin Şiirleri" (1974), "Ölüm ve Oğlum" (1976), "Şiir Alayı" (1981), Rengarenk (1982), "Gökyokuş" (1984), "Canfeda" (1987), "Çok bi Çocuk" (1988), "Kısadevre" (1990) ve "Kuzgunun Yavrusu" (1990) adlı kitaplarda topladı.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDP`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. Yücel, 12 Ağustos 1999'da öldü.

Güler Yücel ile evli olan şair, iki kız babasıydı.






 

Master

You
Yönetici
Üyelik Tarihi
8 Ara 2012
Konular
4,182
Mesajlar
11,468
MFC Puanı
34,670
üç konu birleştirilmiştir.
 

Master

You
Yönetici
Üyelik Tarihi
8 Ara 2012
Konular
4,182
Mesajlar
11,468
MFC Puanı
34,670
Can Yücel kimdir, Can Yücel Hayatı, Can Yücel Eserler, Can Yücel kaç yaşında, Can Yücel ne zaman öldü?
 
Üst