Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Cinlerin Musallatı cin musallatı cinler neden musallat olur

deylemi

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    2 Eyl 2013
  • Mesajlar
    5
  • MFC Puanı
    0
Cinlerle ilgili ilginç ve müthiş gerçekler-2

Cinleri bilmek ve tanımak insanlar için mecburidir.(farzdır.) İnsan önce düşmanını tanımalıdır. Aslında Allah’a inanan insan, cinlerin ne olduğunu öğrenmek zorundadır. Cinleri tanımak demek, dinin varlığının temellerini görmek demektir. İnsanın davranışlarındaki temel amaçları görmek demektir. İnsanın ne olduğu, varlığı ve amacı anlaşılmaktadır.
• Cinler düşünsel bir güçtür. Hareketleri ortaya çıkartan geri plandaki gizli niyettir. Düşünsel faaliyet sonucunda eyleme geçirten itici güçtür. Neler yaptığınıza bakarak cinlerin amacı tespit edilebilir. Cinlerin amacı genelde insan için kötü sondur. Bu nedenle kötü niyetlerin, olumsuz düşüncelerin ardında şeytani cinler vardır.
• Cinler karanlığı severler. Güneş ışığından ve ışıktan hoşlanmazlar. Geceleri ortaya çıkarlar ve karanlık onların yaşam alanlarıdır. Nasıl ki insanlar gündüzleri yaşar geceleri uyursa cinler de geceleri yaşar gündüzleri kaybolurlar. Ama biz insanlar nasıl aksamlara ve gecelere isteyerek veya istemeyerek sarkabiliyorsak cinler de gündüze sarkmaktadırlar.
• Cinler güneşin doğmasıyla bulundukları yerleri terk ederler. Şehre sabah ezanıyla melekler girer. Cinler son aydınlanma çizgisi olan geceyi takip ederler. Karanlıkla beraber karanlığın içinde onlar da çekilirler. Güneş ışığıyla melekler yeryüzüne gelirler. Aynı şekilde Akşam olurken güneş batarken cinler karanlık çizgisiyle şehirlere girmektedirler. Melekler de ardından gelen karanlığa bakarak şehri terkederler. Cinlerden bir kısmı gündüzlerde iş görürler. Meleklerden az bir kısmı da gecelerde iş görürler.
• Cinlerden zorbaları, taşkınlık yapanları ve haddi aşanları vardır. Bunlar insana direkt zarar vermek isterler. Bunu yapmak istediklerinde çok korkarak yaparlar. Genelde kötü amaçlarında başarılı olamazlar.
• Parmakları çıtlatma, tırnak yeme, sallanma, yerinde duramama cinlerin etkisiyle ortaya çıkmaktadır. Bir düşünsel faaliyette yoğunlaştığının belirtisidir. (Bir hedefe yönelik vesvesenin arttığı anlardır.)
• Bir de definecilerin karşılaştığı cinler vardır. Bunlar define karşılığında insanların imanlarını çalmak ister. Dünya cinlerindir. En azından cinler böyle düşünmektedirler.Yani cinler varlık alemi olan dünya hayatına sahiplenmişlerdir. Bu nedenle insanlara düşmanlıkları vardır. Dünyaya sahip olmak yani zengin olmak için cinlere boyun eğmek ve dünya karşılığında imanlarınızı almak istemektedirler. Bu nedenle inançlı insanın kazanç elde etmesini engellemek için korkutmaktadır. Kurban kesmeden, kan akıtmadan, birtakım tütsü ve batıl tüm eylemleri gerçekleştirmeden defineye sahip olabilirsiniz. Kazanç karşılığında Allah’a şükretmeyen Allah’ın adını anmayan o kazançtan bereket göremez. Defineye imanınızı sarsacak ve cinlerin hoşlarına gidecek yöntemlerle sahip olursanız o kazanç sizin için bir eziyete dönüşür.
• Cinler üstün varlıklar değillerdir. Hiçbir şekilde onlara boyun eğmenize gerek yoktur. Onlardan korkmayınız. Tek amaçları sizi korkutmaktır. Onlarla düşünsel mücadele edenler mutlaka başarıya ulaşacaklardır. Onları farketmek ve kötü düşünceleri, korkutmaları etkisiz hale getirecek düşünceler geliştirmek onların etkinliğini azaltacaktır.
• Cinlerle karşılaşıldığı veya bir tehlike anında bir çubuk alınır. Kendinizi çemberin içinde kalacak şekilde etrafınıza çizgi çizilir. Çizgi çizilirken Allah’ım bu çizginin içine hiçbir kimseyi sokma, sana sığınıyorum. Büyük Allah’ım beni koru gibi dualar edilir. Kesinlikle Allah tarafından korunursunuz ve cinler o çizgiden içeriye kesinlikle giremez. Dışardan birtakım korkutmalara maruz kalabilirsiniz. Korkmayın cinler korkutmanın ötesine geçemezler. Sakin olun tepkisiz kalmanız cinleri korkutur. Siz ne kadar Allah’a güvenirseniz cinler sizden o kadar korkar. Cin saldırısı ve korkutması doğal yaşama aykırı ve kural dışıdır. Makul hiçbir gerekçesi olamaz. Bu nedenle Allah saldırıya maruz kalan insanı kesinlikle görür ve korumak ister. Talebin insandan gelmesini bekler. Korunma ve sığınma amaçlı dualar kesinlikle kabul gören ve yardıma yetişilen dualardır. Cinler konusunda rahat olun, hiç korkmayın gerçekten onlar korkulacak varlıklar değillerdir. Zaten onların en tehlikelileri düşünsel olarak hep içlerimizdedir. Aslında bu direkt saldırı yapanları en çaresiz olanlarıdır.
• Cinlerin en etkili oldukları saat gece yarısı 03.00 dür. Büyüler ve kötü işler bu saatlerde yapılır. Akşam ezanı ve yatsı vakti cinlerin sabah vakti gibidir. Güne yeni başladıkları, işe koyuldukları saatlerdir. insanlara kötülük için çalışmaya başladıkları vakitlerdir.
• Cin hastasına dışardan dua veya Kuran okuma ile rahatlama hemen olmaz. Hastanın kendisini fark etmesi için tavırları anlatılır. Bu tavırlarda bulunanın kendisi olmadığı şeytani cin temelli olduğu örneklerle anlatılır. Bu sen değilsin gibi sözler söylenebilir. Yanlış düşüncelerin temeline inilir. Beş neden sorusuyla davranışın kök nedeni bulunur ve cinin ürettiği yanlış amaç kirli hedef öldürülür. Hasta, dış etken olan cinlere karşı uyandırılır. Böylece davranışlarının temelinin kendinden olmadığını anlar. Bunu fark ettiği zaman cin hastası zamanla iyileşme sürecine girer. Birkaç aya kalmaz sıkıntı kendiliğinden kaybolur. Burada çözümü hemen görmeyi beklemek yanlıştır. Cin kolay terk etmez ve birden bırakamaz. Meleki bir fikir, şeytan temelli kötü fikri yıkar. Ancak bu yıkım desteklenerek gerçekleşir. Yani iyi düşüncenin çeşitli örneklerle ve detaylarla desteklenmesi gereklidir. İnsanı aldatmakta ve yönetmekte güç kaybeden cinler zamanla bu amaçtan vazgeçer. İyi düşünceyi tercih ederek meleklerin etkinliği artar, sıkıntı azalarak ortadan kalkar.
• Cinlerden maddi olarak korunabilecek iki şey su ile temizlenmek ve duadır. Bunlar haricindeki tüm korunma yolları batıl ve şeytanidir. Bir uzvu su ile yıkamak olumlu bir enerji üretmektedir. Cinlerin yıkanmış bir uzuvdan içeri girmesi çok zordur. Abdest ve gusül bunlara örnektir.
• Her binanın bir dış cephesi olduğu gibi insanın dış cephesi de derisidir. İnsan kesinlikle çıplak dolaşmamalıdır. Cinsel ilişkiye dahi bir örtü altında girmelidir.Cinler deri gözeneklerinden içeri girmektedir. Çıplak bir beden cinlerin kolayca bedene girmesini sağlar. Giyinmek onların yaklaşmasına engel çıkarmaktadır. İslam inancında Allah ile konuşmadan önce (namaz kılmadan önce) görünen yerler yıkanır. Eller, ayaklar, kollar ve baş yıkanır. Yani abdest alınır. Nedeni ise İnsan Allah’a yöneldiğinde yani namaza durduğunda cinler bunu engellemek ister. Bedene girmek için görünen yerlere yaklaşır. Genellikle eller ayaklar ve baştan vücuda girmeye çalışır. Cinler düşünceleri bozmakta ve farklı yönlendirmektedir. Böylece inanan insanın namazını engelleyemeye çalışır. Namazda bozuk düşünceler, yanlış fikirler üretir. Konuşma esnasında mantıksal bütünlükten çıkartır. Kontrolünüz dışında düşüncelerinizin çok farklı yerlere gittiğinizi görürsünüz. Allah ile konuştuğunuzu bile unutur o’na yönelik konuşamazsınız. Bu tür şeytani cinlerin etkisinden korunmak amaçlı abdest alınmaktadır. Gerçekte su ile deriyi yıkamak bir güvenlik duvarı oluşturmaktadır. Bütün bunların bilimsel gerçeklikleri de vardır.
• Hava her şeyi bozmaktadır. İnsan derisine sürekli temas halinde olan hava koruma kalkanını bozmaktadır. Cinler hava içindeki en etkili varlıklardır. Güvenlik duvarını zamanla hava bozmaktadır. Hava her şeyi bozar. Hava açık yiyecekleri ve suyu dahi bozar. Bu nedenle cinlere karşı yeni bir güvenlik duvarı oluşturmak için tekrar belli bir zaman sonra uzuvlarınızı su ile yıkamanız gereklidir. Su ile yıkamak ışık, huzur ve olumlu düşünce üretir. Yani su ile yıkamak nurdur. Karanlığın bedene işlemesini önler.
• Bütün bedeni su ile yıkamak yıkama anına kadar bedende etkili olmuş cinlerin su ile atılmasını sağlar. O insanda olumsuz düşünceler üreten gölge güç yıkanarak bedenden arındırılmış olur. İnsanı sahiplenmiş olan bu manevi ve enerji beden su ile bir elbise gibi çıkarılmış olur. Duş almak cinlerin insan kalıbından akarak atılımını sağlar. Cinler enerji beden olarak deriyi kaplamakta ve insan şeklini almaktadır. İnsanları etkileyen bu kötü enerjiyi su resmen süpürmektedir. Yıkanmış bir bedenin yüzey gerilimi değişir. İnsana müthiş bir dinçlik gelir ve yapıcı bir enerji görevi devralır. Yıkanma sonrasında ortaya çıkan tanrısal enerji, meleki bir kuvvet taşımaktadır. Cinlerin etkinliğini dua, su ve toprak engellemektedir.
• Şeytani cinlerin en sevmediği şey insanın Allah’tan istemesidir. İnsan Allah’a dua etmeye başladığında şeytani cinler çıldırır ve kulaklarını tıkar. Cinler insanı yönetmek ve kullanmak ister. İnsan Allah’tan istemediğinde cinlerin yönetiminde olmaktadır. Allah’tan istenildiğinde cinler kaçacak veya rahatsız olacaklardır.
• Cinlerin hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları mekanlar vardır. Güneş ile gölgenin kesiştiği yerler, kapı eşikleri gibi hafif rüzgarlı alanlar, ağaç dipleri ve kökleri gibi serin rutubetli yerler cinlerin dinlendikleri alanlardır.
• Şeytani Cinler, Allah’a ve cinlere inancı yıkmaya çalıştılar. Cinler daima kendilerini gizlerler. Sadece büyücülerde ve cincilerde onların varlıkları açıkça anlaşılır. Aslında cinlerin varlığı Allah’ın varlığını doğrulamaktadır. İnternette pek çok cin seansları, cin çıkarma, cin kovma görüntüleri vardır. Bütün görüntüler detaylıca incelendiğinde cinlerin neler yapabildiği açıkça anlaşılmaktadır.
• İşlerini cincilerle yapanlar ve dünyasını büyülerle şekillendirenler cehennem ahalisidir. Cincilere ve büyücülere gidenler mutlaka Allah’ın azabından nasibini alacaktır.
• Cinler, insanın en yakınları için dahi çirkinliği fısıldadı.
• Her şeyi iki göze benzetmek, çevrenizdeki ve baktığınız yerlerdeki şekilleri insan ve hayvan şekillerine benzetmek, gözlerinizi kapattığınızda birtakım şekiller görüyormuş hissi, çevrenizden karartıların geçtiği hissi tüm bunlar cinlerin etkisinde olduğunuza işarettir. Korkmayınız bunlar hemen hemen her insanda olmaktadır. Bunlar doğaldır çünkü biz cinlerle beraber yaşarız.
• Dişleri fırçalama isteği, dişlerdeki tortulardan rahatsız olma, el veya birtakım uzuvlarında pislik var düşüncesi ve kirlenme hissi, burunu temizleme isteği, tırnaklardan rahatsız olma, aşırı masaj isteği gibi birtakım bedensel istekler cinlerden kaynaklıdır. Bu tarz istekleri yaydıkları enerjilerle gerçekleştirmektedirler.
Yazının tamamını okumanız için birkaç örnek verdik. Lütfen aşağıda yazılanların tamamını okuyunuz. Bu yazı bütünlük içermektedir. Cinlerin ne olduğu konusunda anlaşılmazlıkları kaldırmak içindir. Cinler, cin türleri, yaşamları, cinler alemi, çarpılma nedenleri, korunma yöntemleri hepsi detaylıca verilmektedir.
İnsanlar cinlerle ilgili araştırmayı neden yapar: *Cinler tarafından rahatsız ediliyordur.* Normal düşünemiyor kontrolden çıkmıştır. *Cinlerle irtibat kurup makul olmayan bir güç elde etme hayalindedir. *Cinleri emri altına almak isteyen zavallı tipler vardır * İstediğini elde etmek isteyen çıkarcı zalimler vardır.* Cinlerden korunmak isteyen ve nasıl korunacağını merak eden insan vardır.*Definecilerin tehlike anında ne yapacaklarını öğrenme çabaları vardır.* Cinlerin varlığının doğru olup olmadığını merak edenler vardır.*Cinler hakkında detaylıca bilgi edinmek isteyenler vardır gibi... Cinler, her insanın bilmesi gerektiği çok önemli varlıklardır. Sürekli bizlerle yaşayan yaşantımızda önemli bir güç olan bu varlıklar kesinlikle tanınmalıdır.
Cinler, kendileriyle ilgili bilgi sahibi olunmasını hiç istemezler. Çünkü onların tanınması, zaaflarının bilinmesi onların tüm etkinliğini azaltır. İnsanoğlunun yeryüzünde en az bilgi sahibi olduğu varlık insanın en büyük düşmanı olan iblistir. İblis cinlerin en büyük aşiretidir. Ve cinlerin onda dokuzunu oluşturur. Onları tanıyıp fark etmek onlardan nasıl korunacağınızı gösterecektir. Bilgilendikçe onlardan korkmanın saçma olduğunu anlayacaksınız. Ve onlardan korunma yollarını anlamamızı sağlayacaktır.
Cinlerinde erkek ve dişileri, çocukları ve aileleri vardır. Sosyal hayatları ve toplumsal ilişkileri vardır. İnsan bedeninde, günah mekanlarında, kötü ve pis yerlerde, eğlence yerlerinde, kırsal halde, şehirlerde, ıssız yerlerde, kabile halinde göçebe halinde yaşayanları vardır. Cinler her yerdedirler müthiş kalabalıklardır ve yeryüzünde onların olmadığı hiçbir yer yoktur.
Cinler insanlar gibi ikiye ayrılırlar. İnanan cinler ve inanmayan cinler. İnanmayan cinlere iblis öncülük eder. İblis kötülüğün temsilcisidir Şeytani cinlerin felsefelerinde sevgiye ve kardeşliğe dayalı anlayış yoktur. Menfaate ve ne yaparsam kar şeklindeki anlayışa bağlıdır. İlişkilerinde zorbalık, hiyerarşi ve baskı vardır. Kendi içlerinde suçlayıcılık, kabalık, hoşgörüsüzlük ve her türlü kötülük yaygınlaşmıştır. Düzen ve iyilik karşıtı felsefeleriyle tam bir kaosçu zihniyete sahiptirler. İblis, Adem yaratılıktan sonra isyan edince Allah’ın rahmetinden kovulduğunda bu kötü ruh haline düşmüştür. Bu durum Adem’e düşman olduktan sonra inançsızlığın ve hırsın oluşturduğu sevgisizlik hastalığıdır. İblis, yeryüzü tarihinin büyük oyuncusuydu. Her dönüm noktalarında ve çağ değişimlerinde ya İblis’in küresel egemenliği ya da İblis’in egemenliğinin yıkılışı vardı. İblis önceleri sadık bir hizmetkar iken cinlerin arasında huzuru sağlayan adil bir kral gibiydi. Düzenin ve iyiliğin önderlerinden iken Adem’in yaratılmasından sonra kötülüğün ve karanlığın önderi oldu. İblis, cinlerin çoğunu kendi tarafına çekti. Uyguladığı siyaset aldatma, kışkırtma ve bozgunculuktu. Cinlerin büyük bir kısmı iblis’e tabi oldular. Yeryüzünü ve hayatı sahiplenen iblis, cinleri aldatmada ayrımcılığı, büyüklenmeyi ve sahiplenmeyi kullandı. Yeryüzündeki yaşamın tek yöneticisi olarak kendini görüyordu. İblis Ademi reddettiği gibi varlığına tahammül edemedi. Adem’in soyunu yok etmek için birbirlerine kışkırttı. Bunu aile içindede, iş çevresinde de, ulusal alanda da küresel alanda da uyguladı.
İblis çeşitli cin türlerini arkasına alınca insanların düzenini bozmakta başarılı olmuştur. iblis’in hizmetkarları ve vezirleri çok farklı görevler yürütürdü. Hatta geçmiş çağlarda bu hizmetkarlara tanrılar bile deniliyordu. Hepsi de alanında uzmandı. Yaratılışları gereği var olan her maddeyi etkileyebilir veya değiştirebilirlerdi. Yeter ki Tanrı onları engellememiş olsun.
Cinlerin işi, gücü, beslenme merkezi, eğlence ve oyunları insanlardır. Cinler insanları düşman ve kendilerine tehdit olarak görürler. İnsanları hiç sevmezler ve onlarla sürekli uğraşırlar. Amacı insanları alçaltmak, aşağılamaktır. İmandan uzaklaştırarak dünya için birbirini öldüren hayvanlardan daha kötü bir ortama sürüklemektir. Kargaşa ve kaosta bırakarak Ademoğlunu çaresiz koyarak tanrıya karşı haklılığını ispatlamak istemektedir. İblis: ‘Adem’e ne gerek vardı, neden yaratıldı. Ben yeryüzünde düzeni sağlıyor, Allah için çalışıyordum.’ Düşüncesi hakimdi. Ancak kurduğu baskı ve batıl düzenini göremeyecek kadar kör olmuştu. Cinler, melekler ve tanrı iblisin kibirli tavırlarından rahatsızdı. Tanrının kararını reddeden iblis artık Allah’tan dileyemez oldu ve insanlar üzerinden geçimini sağlamaya başladı. İnsanlar, cinler için büyük bir istihdam oldu.
Şeytani cinler insanı hor görür, aşağılar,’ bir toprak parçası.’ der, İnsanı kullanılacak yönetilecek bir hayvan gibi görür. ‘İnsanlara fırsat vermeyeceksin, merhamet etmeyeceksin, baskı kuracaksın.’ der çünkü insanın egemenliğini kendilerine tehdit görürler. Çünkü saltanatlarının yıkılacağından, özgürlüklerinin sınırlanacağından korkarlar. Çünkü tanrıya yönelen ve inanan insanlar haksızlığı seçmeyip midesini doldurmayacağından şeytan beslenme ve geçim kaygısına düşmektedir. İblis, Adem konusunda tanrıya karşı geldikten sonra kovuldu ve tek geçim kaynağı insan olmuştur.
Toprağın düşmanı ateş; dostu ışık ve sudur. Tüm hayvanlar da insanlar gibidir. Hayvanların da cinleri vardır. Her hayvan türüne göre cinsine göre aynı psikolojiyi yaşayan ve yaşatan cinler vardır. Hayvanlar da haksızlık eder, başkasının eşiyle beraber olmak ister, bu durum kuşlarda genellikle kavgalara neden olur, köpek çok fazla da olsa yemeğini paylaşmak istemez ve başkasının yemesine öfkelenir. Hayvanların durumlarına yaşantılarına türlerine ve cinslerine göre hayvansal cinler vardır. Onları etkileri altına alırlar. Hayvanların da hesap günü vardır ve onlar da hesaba çekileceklerdir. Hayvanlar da esner ağızdan içeri hayvani cinler girer, gerilme hareketleriyle gerilirler vücuduna hayvani cinler yerleşir. Topraktan yaratılan her canlı cinlerin etkisine uğramaktadır. Hayvanların hepsi de Allah’ı bilirler ve onu tesbih ederler. Hayvan psikolojisi ve felsefesi üzerine araştırma yapanlar hayvanların davranışlarındaki değişimleri incelemektedirler. Onların değişen davranışlarının temelin de de cinler vardır.
Büyü; gayri meşru kötü ve çıkarsal işler için Allah haricindeki varlıklardan yardım almaktır. Cinler insanları düşünsel olarak etkiler, iradelerini yönlendirir ve insanları kullanabilmektedirler. Yapıları ve enerjisel güçleri nedeniyle maddi her varlığı etkileyebilmektedirler. Büyü yapılacak kişiye ait resim, elbise, saç teli, tırnak gibi kişiyi temsil edecek tüm metaryeller kullanılarak kişi bulunur.büyücüye gelip büyü yaptıran kişilerin istekleri doğrultusunda işe koyulurlar. Cinler büyü yapılan insana genelde aynı vakitler olmak üzere sürekli giderler.O insanın içine girerler, genelde sol ayak topuğu, sol el, uykudayken agızdan, nadiren enseden ve cinsel ilişki sonrası sırttan giriş yaparlar. Vücuda giriş delikleri (ağız, burun, kulak delikleri vajina ve makattan giriş yaparlar.) Kirli tırnak uçları, açılmış ve kanamış yaralardan giriş yaparlar. Büyüde istenilenler doğrultusunda sürekli olumsuz düşünceler üretirler. Kaçınılmaz olarak hayatının seyri değişmeye başlar.
Şeytani cinler Adem yaratıldığından beri Adem’e düşmandır. Şeytani cinler cinlerin büyük bir çoğunluğunu oluştururlar. Sürekli insanlara uğrarlar. Çarşı Pazar cinleri, sokak cinleri, ev ve mekan cinleri gibi sayısız cinler bulunur.
Cinlerden insanlara asla dost olmaz. Cinler emir altına alınmaz. Her istenilen onlara yaptırılamaz.Cinlere bulaşan bir kişi tamamen cinlerin etkisi altında kalır. Düşünceleri de yönetimide iradeleri de kullanılır. Cinler insanı kullanırlar, dilediklerini yaptırırlar. İnsanların yapısı gereği araç insan, şoför cinlerdir. Süleyman Peygamberin cinleri etkisi altına alması Süleymanın kendinden değildir. Süleymanın Allah’a sadık olması nedeniyle kurduğu düzendendir. Cinlerin boyun eğişi tamamen Allahtan kaynaklıdır. Allah’ın dilemesiyle cinlerden kurtulunur. Zaten besmele ‘şeytanların şerrinden sana sığınırım.’ Kelimesinin sırrı buradandır. İnsan cinlere asla hükmedemez Allah’a sığınıldığında allah insanı korur ve cinler insana bir şey yapamaz. Cinler insana bir şey yapamadı mı ona boyun eğmeye başlar. Yani herşeyi Allah yapar. Allah’a sürekli sadık olmak, günahlardan geri durmak ve şeytanlarla mücadele etmek cinlere hükmetmenin tek yoludur. Yoksa onlarla irtibat kurmak, arkadaş olmaya çalışmak isteklerini yapmak tam tersi onlar tarafından kullanılmaya ve kötü sona işarettir. Bu nedenle cinciler acınacak haldedirler.Süleymanın yeryüzüne kurduğu düzen iyilik üzerindedir. Böyle bir düzenin insanlığa hakim olması cinler insanların egemenliği altında olmasına işaretti. Süleyman döneminde cinlerin yönetilmesi bunlardandır. İnanan cinler Süleymana tabi oldular. Çünkü Süleyman doğrucu, adil, barışçı ve adaletliydi. Yeryüzünde adil bir düzen kurdu. Bir kısım şeytanlar kötü düzenden beslendiklerinden güçsüz kaldılar ve Süleymanın düzeni altında azgınlık edemeyerek ona boyun eğdiler. Zaten kuran da Süleymanla ilgili o başarılarında küfretmedi yani cinlerden yardım almadı denilmektedir.
Bir insanın cinlerden ve şeytani cinlerden etkilenmemesi için cinleri ve neler yaptıklarını iyi bilmesi gereklidir. Cinlerden korunmak ve etkilenmemek mümkündür. Ama bunun için altın kurallar vardır. Öncelikle iyiliği tercih edip iyi ve olumlu düşüncelerle hareket etmeli ve hayatına yön vermelidir. Şunu unutmayınız olumsuz fikirler, suçlayıcı davranışlar olumsuz düşüncelerin sürekli zihinden geçmesi şeytani cin tarafından yönlendirildiğinizin işaretidir. Her ne sebep olursa olsun, suçlayıcı tavırlarda bulunmamalıdır. Kendisine düşman kimseler dahi olsa olumsuz düşüncenin kaynağı şeytani cinlerdir. İşte insan uyanık olmalıdır. Şeytani cinlerin olumsuz düşüncelerini farketmek cinlerden ve büyülerden etkilenmemenin en önemli basamagıdır. Buı olumsuz düşüncelere tepkisiz kalmak veya bu olumsuz fikirleri yıkmak için karşı fikirler üretmek cinlerin yenilgisini getirir. Olumsuz düşüncelerle mücadele etmek cinleri çok yorar ve yıldırır. Aldatıp yönetemeyeceği insanı bir süre sonra terkeder.
Her insanı kötü yola çağırmak için her bedende bir şeytani cin bulunur. Her insan doğumuna İblis öfkelenir ve bağırır çağırır söylenir. Kızarak‘Yine bir insan doğdu.’ der. Doğumla beraber İblis tarafından insana verilen bebek cin insanla bir ömrü geçirir ve aynı kader içinde olurlar. İnsanla beraber şeytani cin çocukluğun, gençliğin ve yaşamın evrelerini beraber yaşarlar.
Mesela çocukken Anneyi kaybetme korkusu, birinci olacağım ve yeneceğim tavrı, kardeşini kıskançlık gibi çocukluk tavırları cinlerdendir. Gençlikte dikkat çekme, hava atma, kavga etme gibi davranışların temelinde yine cinler vardır.
Çocukları besleyememekle korkutarak insanların üremesini engellemek ister. Oysaki insanların rızkı Allah’a farzdır. Az yada çok mutlaka yaşayacak kadar verir. Sakin olun, rızkınız konusunda Allah’a güvenin.Saldırgan ve suçlayıcı tavırlardan uzak durun.
Cinlerin temel amacı insanlar arasında ki düzeni bozmaktır. Düzen bozulunca insanlar birbirlerine zarar verirler ve insanların yok oluşuna zemin hazırlanmış olunur.
Her kötü fikir, her olumsuz düşünce, her suçlayıcı tavır şeytani cinlerdendir. Ailesine karşı kışkırtan, beğenmeyen, sürekli arzularının beklentisinde olan şeytandır. Sürekli kendi isteklerinin yerine getirilmesini isteyen şeytani cinlerdir.
Yemek yerken ağız şapırdatmasına veya yüksek sese dahi sinirlenen insan cinlerin kışkırtmalarına uğramaktadırlar.. Başkasının yediği lokmalara bakan da, bu yemek bana yetmez diyende cinlerdir. Şeker hastalarında görülen ellerde ve içte titreme cinlerin bedene girmesi hadisesidir. Genelde acıkmışlardır ve aşırı iştah ve açlık vererek besmelesiz hale getirilmiş sığınılmamış yemekten yiyecektir. Böylece bedene daha güçlü hakimiyet kurarlar. Sonrasında da insanı hırçınlığa ve saldırganlığa iterler.
Başkasının hoşuna gitmeyeceği şeyleri söylemek, gıybet etmek cinlerdendir. Çünkü böylece kendi konumunu sağlamlaştırırken, başkasını itibarsızlaştırmaktadır. Cinler ilk hayatı yani dünyayı tercih etmiş olanla arkadaş olur. İnsan, doğruluğu ve gerekli olanı yaparken Allah’tan istemeyip böyle meşru olmayan yollarla konumunu korumaktadır. Gıybet , kötüleme, kınama, başkalarının ayağını kaydırma, insanların üzerine basarak kazanma cinlerin etkisindeki inançsızın yöntemidir. Zenginlik ve rızkı için he türlü kötülüğe çağırdığında o insan ona hemen icabet eder.
Cinlerin insanlara birşeyi kabul ettirmedeki en etkili uygulama tekniği ‘sürekli tekrar’dır. Yapılması istenen şeyi sürekli söyleyerek onu bilinç altına yerleştirir. Düşünmeden, tartmadan ve onu reddetmeden yaşarken onun yanluş ve kötü isteklerini yapıveririz.
Cinleri hiç tanımayan birisine cin musallat olduğunda o insan büyük panik yaşar. Kendisini dış bir etkenin yönettiğini fark etmesine çok şaşırır ve anlam veremez. İşte dinin ve inancın ortaya çıktığı gerçeklik aslında burasıdır. Bu konularda bilgisiz insan böyle bir şeyin varlığını yeni fark etmiştir. Büyük bir telaş içinde bu konuda bilgi sahibi kimseleri bulmaya çalışır. Toplum bana ne der. Bana deli derler. Gibi düşüncelerle hemen bu durumu gerek internetten gerek dışardan araştırmaya ve bir kurtuluş aramaya bakar. Çünkü normal ve doğal yaşantısını sürdürmekte zorlanmaktadır. Kontrol dışı olduğunu ve iradesinin elinden alındığını bilir. Ya da sürekli rahatsız edilmektedir. İşte denize düşmüş çaresiz insan cincilere, büyücülere giderek yılana sarılır.
Cinlerden korunmanın farklı yollarını arayanlar, cinlerin kucağına düşmektedirler. Meşru yollar haricindeki tüm yol ve yöntemler cinlere teslim olma yöntemidir.
Cinler maddesel olmadıklarından için onlarla mücadele etme yöntemi mana (anlam)ile olur. Her insanın parmak izi farklı olduğu gibi verdiği nefes te farklıdır. Her verilen nefeste düşünsel çıktılar bulunur. Edilen dualar en güçlü nefeslerdir. Cinlerle maddesel değil manasal mücadele edilir. Mananın içinde doğru düşünce, doğru iman ve doğru hedefle olur. Mücadelede anlamlar, kelimeler ve tanrıya sığınmalarla mümkündür. Cinlerden gelen yanlış ve kötü bir düşünceyi reddederek yerine iyi bir düşünce koymakla cinlerin vesveselerini etkisiz hale getiririz. Komşusuna karşı cinsellik uyandıran bir cini reddetmek çok kolaydır.
Su ile temizlenmek, derin nefes vermek, toprağa yatmak, sakinleşmek için durmak, oturmak ve sırt üstü yatmak gibi hareketsel önlemler cinlerin etkinliğini azaltır.
Cinlerin söylenegelenler haricinde başka, Allah’tan ve dinden gayri olduklarını asla düşünmeyiniz. Cinler varlığı kesin olan ve dinen bildirilen varlıklardır.
Cinlerden iblis ailesine, yani İblis taraftarları ve soyu şeytanları oluşturmaktadır. İblis’e tabi olmuş insan karşıtı tüm cinler şeytani cinlerdir. Müslümanlar, insan düşmanı azgın cinlere şeytan demektedir. Şeytani cinlere Müslümanlar şeytan demektedir. Diğer dinlerdeki adları Hristiyanlar da vampir ve Lusifer, eski Yunanlılar da Medusa, Zerdüştlerde, Şamanizm’de her dinde şeytani cinlerin adı vardır. Şeytani cinler tanrıya karşı çıkan, Adem’e düşman olan ve tanrı ile mücadele eden kafir cinlerdir. Her din ondan bahseder. İnsanlık ve tüm kültürler, yeryüzündeki her yöre onlar hakkında mutlaka bir şeyler duymuşlardır.
Adem, yaratıldığında dünyaya cinler hakimdi. Allah dilediğini kendine yakın tutabilirdi. Sırf dünya yaşamı onlara aitti. Adem’in varlığına saygı göstermeyen iblis evrenin ellerinden alındığını düşünerek ve küçümseyerek Allaha isyan etmiş oldu. Dünyayı insanlarla paylaşamayan iblis Allah’a asi olmakla halifeliğinden de oldu. Allah aşağıda olan bilgisiz cahil çaresiz ve içi boş insanı iblis’e karşı yüceltti. Bununla ‘Benim dilediklerim yücelir, dilediklerim alçalır.’ gerçeğini öğretti.
İblis, Allah’ım bana izin ver kim üstün göstereyim o topraktan yaratıldı. O’nu sana düşman yaparım dedi Allah ta hayır! Benden isteyen, bana sığınan ve bana yönelen Salih kullarıma sen hiçbir şey yapamazsın dedi. Burada insanın tercihi, tercihi sonrası isteği önemlidir. Allah’tan isteyenlere Allah verecektir. Dünyayı isteyene dünya ahreti isteyene ahiret verilmek üzere yaşam sürdü geldi. Şeytan denen cin o gün bu gündür insanlara düşmandır.
Şeytani cinler, kıyamete kadar insanları kandırmaya küfre sokmaya yalanlarla vaatlerde bulunmaya devam etmiştir. Şeytani cinler insanları yapayalnız çaresizlik içinde bırakırlar. Dine ve insanlığa ters olan ne yaparsak bilmeliyiz ki cinlerin parmakları vardır. Bizi yönlendirense cinlerin ta kendileridir.
Sadece onun yardımıyla tüm engelleri aşabileceğimizi düşünmeli ve ondan yardım dilemeliyiz. Çok şahit olduk, kocasıyla mutlu olmak için cinlerden yardım bekleyen onlara giden kadınlar görüyoruz. Mutlu olması, yuvasının düzelmesi şöyle dursun aksine cinlerin oyuncağı oldular ve yuvaları param parça olmuştur.
Cinler mana olarak sesini duyurur ve düşünsel hareket ederler. Bir çeşit düşünceyi yönlendirme gücüne sahiptirler. İlk başta anlaşılamasa da bir süre sonra yanlış düşüncelerle yanlış hedefe doğru gittiğinizi fark ettiğinizde cinler tarafından yönlendirildiğinizi anlarsınız. Cinlerden kurtulmanın ilk önemli aşaması onları fark etmenizdir. Onları kendi üzerinizde fark ettiğiniz zaman aslında sorunun büyük bir kısmı çözülmüş olur. Siz artık onun her dediğine uymayacağınızdan o’nun etkinliği zamanla azalır ve sizi tamamen terke eder.
Cinlerin en tehlikelisi iblistir. Ademoğluna öfkeyle düşmandır. Bu düşmanlıkta diğer cinlere öncülük eder. İblis’in kabinesi ve ona bağlı halkı ne kadar çalışırsa çalışsın önce amacına ulaşıyormuş gibi görünse de Tanrı zamanla gerçekleri göstererek onun yalancı ve batıl olduğunu gösterir. Allah dilediğinde İblis’in tüm kirli oyunlarını boşa çıkartır.
Bir olay gerçekleştiğinde İblis görünene aldanır ve batıl ve yalanı hemen yayar. Gerçek ise sonradan ortaya çıkar. Yalan dört nala giderken arkadan yavaşça gelen gerçekler batılı devirir. Bu arada iblis çok kimseyi saptırmıştır.
Farklı lisanlarda söylense de Lusifer (şeytan) (iblis) hepsi aynıdır. Kötülüğün önderi Lusifer’den yardım isteyenlere şeytanlar tarafından yardım edilmektedir. Allah’tan yardım isteyenlere de Allah yardım etmektedir. Şeytana sığınana şeytan hükmeder. Allah’a sığınana Allah hükmeder. İnsanın düşmanı şeytana mı sığınıp yardım dilemek doğrudur. İnsanın dostu Allah’a mı sığınmak daha doğrudur. Her ne kadar şeytan insanın dünyalık menfi isteklerini yerine getirse de sonunda insanı rezil eder ve kötü sonuca götürür. İnsanlığa yaptığı zulmü de ölüm sonrasına gider. Ama Allah’tan isteyen hem dünyada hem ahrette kazanır. Şeytana mı sığınmak yoksa Allah’a mı sığınmak gereklidir. İşte dünyadaki temel amaçlarınızı büyük hedeflerinizi, neyi sevdiğinizi kontrol ederseniz kime sığındığınız ortaya çıkacaktır.
Lusifer’den yardım isteyeceğinize Allahtan isteyin. Birinin yolu batıl diğerininki haktır. Lusifer’e inandığınız gibi Allah’a da inanın. Onun varlığı ne kadar gerçekse ve ne kadar çok görüntü ve olaya şahit olduysanız tanrı da o kadar gerçektir.
İnsan Allahtan bir şey istediğinde ve veya sığındığında hemen o şeyin sonucunu bekler. Bu acil beklemek insanı imanda şüpheye düşürür. Allah’ın işleri yavaş ve kuralına uygun adetine göre gerçekleşir. Herşy neden sonuç içinde oluşur.
Şeytan ise isteği hemen gerçekleştirir. Tüm fizik kurallarına karşı beklenen hemen oluverir. Ancak sonuç ve akıbet vahimdir. Zaman içinde olumsuzluklar başlar. Kötü sonuca doğru gidilir.
Şu gerçektir ki şeytan insanı sevmez. İnsanla işbirliği de yapsa mutlaka sonuçta onu kötü sonuca götürmeye çalışır.
Allah’tan gayri tüm dileklere şeytan sahiplenir.
İnsan kendi isteğiyle iradesini başkasına devretmeyi kabul ettiğinde onu hemen bir şeytan sahiplenir. Hipnoz, cincilere gidenlerin yaşadıkları haller tamamen bu duruma örnektir. Bedene girip yöneten istekleri yapan şeytandır. Şeytana tevekkül edeceğine Allah’a tevekkül et
Kendi isteğiyle Allah’a teslim olanı Allah teslim alır. Allah’;a teslim olup ona güvenmeye tevekkül denir. Bunu fark edemeye bilirsiniz ancak Allah mutlaka sizi iyi sonuca ulaştırır. Şeytan gibi arada size zulmetmez. Allah’ın işleri yavaş yavaş usulüne uygun doğru adımlarla doğru sonuca yönelik gerçekleşir.
Allah şeytani cinlerin saldırısından hepimizi korusun...Çünkü onlardan koruyacak onlardan çok çok daha üstün varlık Allah’tır. Onlara karşı Allah’tan yardım dilemek bedenin yönetilmesinde şeytanların etkisiz kılınıp meleklerin egemen olması demektir. Allah’a sığınandan şeytan kaçar. Melek gelir. İnsanı yönetmek ve korunmak meleğin işi olur. Allah meleklerle insan ve insanlık için daima iyi olanı seçer.
Defineciler şunu iyi bilmeliler. Definecilerin amacı kısa yoldan zengin olmaktır. Dünyayı ve dünyanın içindekileri isteyen insan aslında ahirete sırtını dönmüştür. Bu dünya hayatını ve zevklerini arzulamaktadır. Öncelikle böyle bir yanlış yoldan dönmelerini tavsiye ederiz. Bu söylediklerimizi beğenmeyecekler ve yollarına devam edeceklerdir. Cinler dünya hazinelerini kolayca insanlara bırakmazlar. Amacı hazineyi sahiplendiklerinden değildir. O hazinelerin onlara hiçbir faydası yoktur. Ama bu hazineleri alacak kimselerin yanına gelir imanları karşılığında hazineyi verme telaşındadırlar. Cinlerin istekleri yapılır, küfür ve şirk işlemleri, uyduruk dualar, tütsüler, hayvanlar ve kan akıtmalar ve kurban kesmeler gibi işler yapılırsa hazine karşılığında imanları alınır. Allah’a karşı bu tavırlarıyla elde ettikleri kazançtan asla hayır gelmez. Dünyaları ziyan olduğu gibi ahretlerini de kana bulamışlardır. Hazine peşinde koşanlar, mal karşılığında cinlere imanlarınızı vermeyiniz. Allah’a dua ediniz. Ondan yardım dileyiniz. Allah dilemedikçe o size yaklaşamayacaktır. Hazineyi görüp cinler kendini gösterdiği anda ezan bile okumanız onları kaçırır. Siz Allah’a güvenip korkmadığınız sürece onlar korkup kaçacaktır. Hazineyi ve kendinizi içine alacak sığınma dualı çember bile yetecektir. Bir dal ile çember çizerken Besmele, Fatiha, Nas hatta ‘Allah’ım bu sınırın içine şeytanların yaklaşmasından sana sığınırız. Bizleri koru.’demeniz yetecektir. Asıl tehlike hazineyi aldıktan sonra başlar. Cinler define ekibini birbirine karşı kışkırtır. Kaçma planı yapanda olur bertaraf etme planı yapan da. Güveni sarsmaya çalışır. Para ele geçince parayı çar çur ettirecek işler bile yaparlar.
Tanrı, İblis’e karşı ‘Sen benim dilediklerime zarar veremezsin ve benim seçtiğim kullarım kazanacaktır.’ demiştir. İnsanlar ve cinler arasındaki üstünlük tartışması anlamsız ve saçmadır. Tanrının hiç hoşnut olmadığı şeydir. Kibirlenmek tanrıyı devreden çıkarmak demektir. Her şeyi kendinizin yaptığını iddi etmektir. Tanrı yeni bir canlı yaratsa salyangoz veya kaplumbağa gibi çaresiz bir canlı olsa ve insana buna secde et boyun eğ dese insan ne yapacaktır acaba. Emri ilk alan insanlar secde etse bile gelecek nesil o varlıklara zulüm mü edecektir. Muhtemelen öyle olacaktır. Bundan dolayı bir Damla karışık sudan yaratılan, çaresiz ve aciz olan insan tanrının verdiklerinden dolayı kibirlenme batağına asla düşmemelidir.
Cinler dünyaya ve içindeki güzelliklere sırtını dönmüş insana hiçbir şey yapamazlar. Onları aldatma kapısı kapalıdır. Ne kadar uğraşsalar da bu güvenlik duvarını kıramazlar. Ama dünyayı tercih etmiş kişi cinlerle beraber olur. Geçimi haricinde mal ve dünyaya sahip olmak için hırsla çalışan insanlarla etkili bir şekilde beraberdir. Her türlü fitne, kirli oyun, gıybet, iftira, insanların üzerine basarak zulmederek kazanma yollarını dener. Çünkü o dünyayı seçerek ahreti reddetmiş ve inanmayan olarak yaşamaktadır. Bilin ki şeytani cinler inanmayanlarla beraberdir.
Üstünlük duygusunu tatmin etmek için insanları aciz bırakarak, rezil ederek, alay ederek kendilerini ispatlamak isterler. İnsanları günaha sürüklerler ve doğru yoldan saptırırlar. Başardıklarında dünyaya sahip olmuş gibi müthiş sevinirler.
Haset, çekememek, kıskançlık etmek tamamen cinlerdendir. Korkutmak öldürmekten daha kötüdür. Cinler duyguları kullanır. Akla değil duygulara hükmeder. Ani gelişen her olay karşısındaki ilk tepki şeytandandır. Öfke, korku, sevinç, heyecan, panik şeytan temellidir.
Biz insanlar cinlerden çok üstün yaratığız düşüncesi şeytanidir. Şeytan da böyle büyüklenmişti. İnsan üstün değildir. Tanrıya sadık insan yani takva sahibi üstündür. Yoksa cehennem insanlarla dolacaktır. Dolayısıyla tanrı üstündür. İnsan Allah’a sığınırsa şeytan devreden çıkar insanı Tanrı yönetir. Yani insanın başarısı tanrının başarısıdır. Yoksa insan şeytanın elindeyken ve kendi başına hiçbir şey başaramaz. Şeytanın kibrini alan insanlar bu sapıklığa düşmemelidirler. Bu ifadeler cinlerin yoldan saptığı ifadelerdir. Cinler insanın büyüklenmesinden hoşnut kalırlar. Kendileri açısından insanın kibirlenmesinden rahatsız da olurlar, bir kibir takıntıları vardır. Bu ifadeler onların taşkınlıklarını artırır. İnsanları rezil etmek için intikam duygusuna sahiptirler. Kafir olanları insanlara akla gelmedik işkenceler yaparlar. İnsanlar hastalandıklarını düşünürler, ruh hastanelerine yatarlar, uzunca yıllar psikolojileri bozuk yaşarlar. Bedensel zarar görenleri, hastalanıp yatağa düşenleri de olur. Tanrı o gün ‘Ey şeytani cinler siz insanlarla çok uğraştınız. Ancak bugün yaptıklarınızdan dolayı azap sırası sizdedir denilecek.’
Tanrıya ve şeytana başvurmamış. Şükür ve dua etmemiş her şeyi ben yapıyorum. Çalışıyorum kazanıyorum. Aklımla kazandım. Kendim kazandım. Kimseyle paylaşmam. *Neden zorda kalanlara yardım edecekmişim. *Onlar da çalışsızlar, kazansınlar. *Ben çalışacağım onlar yiyecek öyle mi? * Onların elleri akılları yok mu? *Ben fakirler için mi çalışıyorum yoruluyorum. Gibi tüm söylemler şeytandandır. Çünkü varlığı, insanlığı, kardeşliği, sevgiyi ve tanrının rızkı taksim edişini bilmeyen cahiller şeytanın aldatışına kulak verirler.
İnsanların düşmanı şeytani cinlerdir. Tanrıya inansanız da inanmasanız da, O’na yönelseniz de yönelmeseniz de şeytani cinler insanların düşmanıdır. Allah’tan istemeyen büyücüler ve cinciler, şeytana tapanlar, şeytana uymuş her kişinin düşmanı yine şeytandır. Cinlerden insana dost olmaz. Şeytani cinlerden daha zalimi de yoktur. Her durumda insanı kötü duruma sokmaya ve insanlığı yıkmaya, kardeşliğe savaş açıp birbirimizi öldürmeye, zinayı teşvik ederek saygıyı, sevgiyi ve merhameti yıkmaya çalışır. Hırsızlık gibi haksızlıklar yaptırarak zulmü ve düşmanlığı yaymaktadır. Şeytan Adem’in varlığına tahammül edemediğinden beri insanoğluna düşmandır. Ademoğlunu kötü sonuçlara ulaştırmak için elinden geleni yapar. Tüm bunlarla Ademoğlunu yok etmeyi ve onun için kötü sonu istemiştir.
Cinler, insanlar gibi madde olmadıklarından maddeyi kuşatan enerji bedendirler. Cinler madde olmadıkları için maddelerin kokularıyla beslenirler enerjilerini kokulardan alır ve onunla beslenirler
Hz. Peygamber efendimiz s.a.v. kemikle ve tezekle taharetlenmemizi onların cinlerin yiyecegi oldugunu hadisleriyle anlatmıştır. Yani cinler tezek ve kemikleri madde olarak yemezler dikkat ettiğimizde anlarız ki bu iki maddede bol koku salgılarlar bize göre vitamini bol yiyecek gibi olur onlarda sanki bol bol vitamin almış gibi bu maddeleri sever ve kokusundan faydalanırlar yani kemik ve tezeğin bol olduğu yerde de bolca cin mevcut demektir. İşte ondandır ki hem onların bol olduğu yerden uzak olmak onlardan zarar görmemek hem de beslenmelerine mani olmamak için bu maddelerden uzak dururuz.
İnsanlar cinler kavramına daha çok önem verirler sanki melek kavramından hiç haberdar değildir. Cinlerden daha etkili ve büyük bir kalabalık melekler vardır. Melekler cinlerin ateşini söndürdüğü gibi karanlığı aydınlıkla yok ederler. Melekler iyi ve doğru düşüncelerle kötüyü ve batılı devirir. Böylece şeytan etkinliğini kaybeder. Yeter ki insan tercihini ahretten ve Allah’tan yana yapmış olsun.
İnsanlar neden meleklerden değil de cinlerden korkarlar. Halbuki melekler cinlere zarar veririler. Cinlerin ölmeleri, yakılmaları, bağlanmaları melekler sayesinde olur. Belki insan cinleri kötü ve tehdit olarak gördükleri için cinlerden korkmaktadırlar. Melekler ise insan taraftarıdır. İnsanları daima kollarlar. Evet gerçek budur.
Peki o zaman neden melekleri daha iyi tanımıyoruz. Hangi durumlarda melekler devreye giriyor. Hangi dualar hangi melekleri harekete geçiriyor. Meleklerin geleceği yerde şeytanlar neden kaçışıyor ve kayboluyorlar. Edilmiş dua sonucunda melekler neden cinlere zarar veriyor ve yok ediyor. Tüm bu gerçekliklerin bir çok cevabı var. Yakın bir zamanda başka bir başlıkta bunları detaylıca anlatacağız.
CİNLERİN SAPTIRMALARI
Hu hu veya birtakım sesler çıkartarak ibadet ettiğini zannedenler veya tanrıyı zikrettiğini söyleyenler sapıkça bir yanlışa düşmüştür. Bu tavırlar şeytanın tavırlarıdır. Şeytanın insanları şaşırttığı bir eğlence türüdür. Şeytan inandığını zanneden insanları tekrarlanan kelimelerle ve anlamsızlıklar yükleyerek gerçekleştirdiği bir yöntemdir. Dinin içinde biat olan, sonradan çıkartılan ve sapılan yanlış yollar vardır. Hu çekilen meclislerde şeytan büyük zevk alır ve bu mekanlarda insanları gayri medeni davranışlara sevk ederek gerçeklikten uzaklaştırırlar. Ne son peygamber Muhammet döneminde ne de önceki tüm peygamberlerde bu tür ibadet ve zikir tarzı yoktur. Tüm dinleri ve dinler tarihini inceleyebilirsiniz. Dünya tarihinde dinin gerçekliğinden uzaklaşıldığı ve dinsel bilgilerin kaybolduğu dönemlerde bu tarz tavırlar görülmüştür. Genelde şeytana tapınan ilkel kabilelerde bu tarz şeytani tavırlar görülmüştür.
Cinler her insanın durumu hususunda mücadele eder. Evlenemeyen insan ile evlilik konusunda, çocuğu olmayan için çocuk konusunda musallat olunur. Takıntılar yaptırır. Kadın, mal vs zaaflı olunan her konuda musallat olabilir.
CİNLERİN MUSALLAT OLMA NEDENLERİ
Cinler erkek ile dişi arasındaki güçlü bağı yıkmak, karı ile kocanın arasını açmak için çalışıyorlardı. Öz kardeşliğe, akrabalığa, komşuluğa, arkadaşlığa zarar veriyordu. İnsanlar, bir babanın Adem’in, Nuh’un çocuklarıdır ve hepsi kardeştir. Cinler insan türüne zarar vermek için elinden geleni yaptı. Cinlerin insana musallatında illaki bir neden aramaya gerek yoktur. Onlar insan türüne düşmandır. Her zaman kendilerine neden bulurlar.
Cinlerle irtibat kurmada uydurma zikir ve dualarla yada belli anlaşılmaz kelimeleri belli sayılarda karanlık bir yere oturarak söylemeler şeytani cinlere teslim olma tavırlarıdır. Batıl, uygunsuz, saygısız her tavırın temeli cinlerdendir.
İşte felan adam tarikata girdi kafayı bozdu lafını bolca duyarız sebebi ise gerçekleri bilmeden zanlara kapılmaktır. Dinin temelini öğrenmeden dini birtakım anlamsız sanmalarla yozlaşan ve gerçeklikten uzaklaşan insanların cinlerin etkisi altına girmesidir.
Cinler serseri insanlar gibi zulmetmek ve eğlenmek içinde rahatsız ederler. İnsanlara zulüm etmeyi , zarar vermeyi onunla eğlenmeyi severler. Çevrenizdekilerle gerginlik yaşar, kavgalar çıkartır. Cinler bilgisiz ve dini açıdan zayıf insanların boşluğunu buldukları anda aldatırlar.
Bir cin erkeği insan kadına veya bir cin kadını insan erkeğine aşık olur denir. Hayır, aşık olmaz. Gerçekte böyle bir şey yoktur. Genelde boşluğunu yakaladığında musallat olur. Musallat kelimesinden korkmayınız. Zaten sürekli genelde bunları yaşamaktayız. Cinsellik konusunda erkek insanları dişi cinler aldatır. Cinselliği cazip gösterecek hayaller ve fanteziler üretir. Ve erkek insan meni üretimini gerçekleştirir, karşı konulamaz bir hal alır. Kadın için de erkek cinler cinsellik konusunda aldatır.
İnsanlar, cinleri görmediklerinden farkına varmadan onlara zarar verirler mesela onları çiğner onlara taş atar üzerine idrar yapar kaynar su döker, soba közü döker yani bilmeden onlara zarar verir. Cinler kin sahibidirler, böyle bir durumda insana bulaşırlar ve zarar verirler. Cinler ailelerinden birine zarar verildiğinde yakınları kontrolsüz olurlar. Yakınlarının direkt kaybedilmesi saldırılarını meşru kılsa da aslında haklı olmadıklarını kendileri de bilmektedir.
Aşırı stres, bunalım, depresyon, korku, sevinç anında saldırıya geçerler ve beyin kontrolden çıkar. Bize ebedi düşman olan şeytani cinler o an bizi yoldan çıkarmaya çalışırlar.
C.Allah geceleri cinlere gündüzleri insanlara tahsis etmiştir ne onlar nede biz insanlar tahsis edilen zamana mecburiyetten uyamamaktayız.
Evde yalnız kalmanın ve kendi başına dolaşmanın sakıncalı olduğunu doğrudur. Yalnız kaldığınızda cinler yanınıza gelir cinsel arzunuzu gidermenizi söyler. Genelde onu reddedemezsiniz. Yalnız gezerken arkadaşınız cinler olur ve size çok şey söyler farklı yönlendirir.
Cincilere giden ve büyü yaptıranlar : Allah 'ın taktirini kabul etmezler daima haset ettiği kişilere kızarlar. Daima şikayetçidirler, varlıklı da olsa şükretmezler. İnsanların kazanç ve sevinçlerini kıskanırlar. İnsanlar üzerinde devamlı hata ve kusur ararlar. Dünya menfaatleri için büyüye ihtiyaç duyarlar. İstekleri doğrultusunda amaçlarına ulaşmak için doğal hayata müdahale edilir.
Büyü yapan ve yaptıran Allahın rahmetinden kovulmuştur. Büyücülere ve cinci hocalara gitmeyiniz. Allah’tan dilemek yerine şeytanlardan yardım alanlar Allah’a şirk koşmuş ve küfre düşmüş demektir. Şeytani cinlerin en nefret ettiği sözler ‘Allah’tan başka ilah yoktur. Ondan yardım dileriz ve onun her şeye gücü yeter.’ Sözleridir.
CİNCİ HOCALAR
Cinciler şeytandan (iblisin avenesinden) yardım almaktadırlar. Cincilerin cinleri şeytani cinlerdir.
Cinlere karşı sadece Allah’tan yardım dilenilir ve sadece ondan yardım alınabilir. Cinlere karşı cinlerden yardım alınmaz. Evet cinler vermiş oldukları sıkıntıyı azaltabilirler. Ama sıkıntınızın azalması için imanınızı vermeniz, Allah’a küfretmeniz ve büyük günahlardan bazılarını işleminiz gereklidir. Böylece kendi verdikleri sıkıntıları kendileri geçici bir dönem azaltırlar. Sonuç olarak insan düşmanı cinlerden ne kadar yardım alınabilir ki. Onların başa çıkamayacağı ve korktuğu Allah’tan yardım almak en doğrusu değil midir.
Sihirbaz, büyücü, cinci hocalar, medyumlar, bakıcılar, yıldıznameciler, falcılar vb bunların hepsi bilerek veya farkında olmayarak şeytani cinlerden yardım almaktadırlar. Ve büyük bir yanlışın içindedirler. İnsanların hayatlarıyla oynamak, iradelerini etkilemek, kaderlerine müdahale etmek büyük günahtır. Bu ne bir oyun ne de eğlencedir. Şurada şöyle etkili ve büyük hoca varmış derler diye ne de bir nam salmaktır. Bu durumu eğlenceli bulan cinciler, kadınları yatağa atmak, isteklerini gayri meşru elde etmek, kötülük cephesinde hayatına istekleri doğrultusunda yön vermek, isteklerine ulaşmak için insanın yönetimine etki edebilen buna güç sahibi olan şeytana ile işbirliği yapmaktadırlar. Birtakım insanların saplantılı, menfi ve şeytani isteklerini kazanç ve nam karşılığında yerine getirmek büyük bir hatadır. İnsanların hayatlarıyla, gelecekleriyle, aile ve sosyal yaşamlarıyla oynayanlar yarın büyük bir hesabın altından asla kalkamayacaklar.
Büyücüler dünyanın en sefil, en huzursuz, en rezil insanlarıdır, rahat uyku uyuyamaz, sikintidan kurtulamazlar. Üstelik evlatlari ve ailesi de devamlı rahatsizlik içindedirler. Şeytanın kötülüğü ve istekleri arttıkça büyücünün perişanlığı arttıkça artar. Cinciler allah yolu haricinde batıl bir yolla şeytanlardan yardım alarak sırf dünya menfaatleri için insanlığa zarar vermektedirler. Cinciler bir de biz iyi şeyler için büyü yapıyoruz, müslüman cinleri kullanıyoruz gibi uydurmalarla sadece kendilerini kandırmaktadırlar. Allah’ın emri ve kaderi haricinde cinler kullanılarak insan hayatına doğal yaşantısı haricinde yön vermek her ne neden olursa olsun yanlış ve günahtır. Ve şeytanlarla işbirliği etmek günahtır. Zaten şeytanlardan insanlara her zaman zarar gelir. İnsan Allah’a iyi şeyler için başvurabilir. Ancak insanlar kötü şeyler ve dünyevi menfi çıkarları için cincilere yani şeytanlara başvururlar.
Gerçeği bilmeyen insanlar cincinin (hocanın) Kur'an ile ilaç yaptigini zannediyor. Hocaya başvurarak halbuki kendilerine rahatsızlık veren cinlerden daha azgınlarıyla karşılaşıyor.
Şeytani cinler, Allah’a ve dinine karşı kötü söz tavır ve söylemlerde bulunmadan zina etmeden, kendileri için kurban kesmeden, kendilerine dua övgüler gibi ibadetler ettirmeden cinlerle ilişkili kişilerin isteklerini yerine getirmiyorlar.
Bazıları ‘Benim cinlerim müslümandır.’ der. Bunlar gerçekleri temelinden bilmeyen aldatılmış cahil insanlardır. Şeytanın oyununun bir parçası olmuşlardır. Bu kendi ürettikleri saçma bir düşünce de olabilir. Hatta bazı hocalar da cinlerle işbirliği yaptığını bilmez. Kendisine gelen cinli hastayı dualarla ve tütsüyle kovduğunu söyleyen kimi hocalar cinler tarafından kullanıldıklarını dahi bilmemektedirler. Cinlerle ve cinli hastalara sifa olmak bu tür hocalara ve büyücülere düşmez. Bu onların ne görevidir ne de tanrı tarafından kabul gören duaları vardır. En yakınlarınız ve hastanın kendisi panik yapmadan sakince sürekli Allah’a dua etmelidir. Hangi amaçla cinlerle irtibat kurduğuna bakılırsa bu kişilerin imanı da tartılır. Dünyalık işler içinse bu insanların kafir ve münafık olduğu anlaşılır. Ancak bunlar Allah’a inandım der. Allah lafızları ve duaları ederler ama kalpleri küfrün içindedir. Kendilerini, inandıklarını sanırlar. Cinlerin dost olması imkansızdır. Onlar Ademoğluna açıkça ve daima düşmandır. İnanan cinler insanlara yaklaşmazlar. Cinlerden asil olanlar bunlardır. Olaki tesadüf insanlarla karşılaşırlarsa insanın yardıma ihtiyacı varsa mutlaka ona yardım ederler. Sırf yardım etmek için insanlara yaklaşmaları da uygun değildir. Onların Tanrıya sadıklığı ve ibadeti, insanlara bulaşmamaktır. Kazançlarını insanlar üzerinden değil temiz olandan kazanmaktır.
Birde bizim cinci dediğimiz büyücüler vardırki; insanları hastalandırarak yani büyü yaparak onları cinlerin emirlerine hazırlayarak itaat ettirirler. Cinlerse kendilerine itaat eden kişiye maskaralıktan maskaralığa sürüklerler.
İlmen ve dini ruhu zayıf olan bir insan cinlerle irtibatını hocalık olarak aksettirir. Yine dini ve ruhu zayıf olan kişiler ona icabet eder. Bu insanları yüceleştirerek etkili ve büyük hoca diyerek, şifa dağıtan sıfatıyla insanları aldatırlar. Aslında cihil insanlar bunlara aldanmaktadır. Kendisine gelenlere şirk küfür işleterek vaadlerle kandırarak en büyük günahları işletirler. Sonrada yardım zamanı gelince hem cinci hocayı hem de onun şirke soktuğu kişileri yalnız bırakırlar . Bazen de şifa dağıtıyor diye tanıdıkları aciz hoca cinlerden korktuğu için bazen de onlardan kurtulamadığı için emirlerine uyar. Her halukarda cinciler ve medyumlar cinlerin şirretinden ve sıkıntılarından kurtulamazlar. Cinler tarafından aldatılırlar, oyalanırlar, yalancı çıkarılırlar.
Allaha güvenin. Onun yarattığı aciz cincilerden büyücülerden kaçının. Cinci ve büyücüler de şeytani cinlerin oyuncaklarıdır. Bunların eline düşmek sıkıntınızı kronikleştirir.
Cinler nimetlerimizi azaltabilirler, kazancımızı eksiltirler, hatta tamamen kazancımızı engelleyebilirler. Büyü yapıldığında cinler ticaretle uğraşan bir insanın dükkanının önünde bekler ve insanların içeri girmesini engeller. Ticaretleri baltalar. Dükkana giren bir insa dükkanı olumsuz algılattırır. Bir şey aldırmadan müşteriyi dışarı çıkartabilir.
Cinler çok yalancı olduğundan cinciye hastalar hakkında söylediğinin ancak yüzde biri doğrudur, diğerleri yalandır. Böylece kendileriyle irtibat kuranlar aldatılır. Büyücüler ve cinciler cinler tarafından aldatılmaktadır. Yaptıkları işleri makul ve meşru göstermek için cinciler kandırılır ve kötü işlere alet edilir.
Cincilere giden hastaların çok azında cin çarpması ve sihir alameti vardır. Çoğu belirgin evham ve vesvesedir. Vesveseleri bu tür sihirbazın aynı gurup cinleri vermiştir. Ve o insanin ruhen hasta olmasına sebep olmuşlardır. Bundan rahatsız olan insan hemen ve kesin çözüme gitmek için hiçbir şey bilmeyerek kendilerini azgın cincilerin cinlerine bırakmakla büyük bir hata ederler. Büyü yapan, yaptıran her kişi insanlığın düşmanıdır. Allah’a karşı olmakla yanlış bir cephe seçmişlerdir.
Cincilere giden çaresiz insana, cin bir süre ona iyi olduğu zannını verir. Cin hastaya en az üç gün gider. Sonra sıkılır. İnsan bir müddet sonra tekrar gelir. Cinciye ‘sıkıntım devam ediyor.’ der. Bazen cin gider onu rahatsızlandırır. Hasta insanı tekrar cinciye getirtir. Cincilere gittiyseniz cinleri çok tehlikelidir ve her şeyi yapama sertifikasına sahiplerdir. Çünkü kendisine gelen insanlar vardır ve bu durumda Tanrı onlara müdahale etmez. Bu cinler tehlikelidir, Kadın ve erkeği soyabilir. İlişkiye girdirebilir. Bedenini açtırtabilir. Cin hasta insanın bedendeki kendi şeytanına bir süre ara vermesini, sıkıntı vermemesini söyler. Sonra yine onu sana bırakacağım der. Şimdi bu insanları kötü bir sürece sokayım der. Her şeytan insanlarla irtibatlı cin şeytanlarına daima saygı gösterir ve fırsat verir. Hasta belli bir süre iyi gibi olur cin yine hastalandırır büyücüye gelmesini tekrar sağlar büyücü geleni şartlara uymadıklarından hastalandığını söyler ve gelenleri birde suçlar. Oysa iyi olması imkansızdır. Cin tedavi etmez, gelip gitmeleri devam eder durur.
Büyücü ve cinciler her türlü şeyler isteyebilirler. Bunlara çok misaller verilebilir Belirli şartlarda kuşların kesilmesi belirli yemeğin yenmesi veya yenmemesi belirli yerden geçmemesi belli süre karanlık yerde kalması daha neler neler sıralayabiliriz. Belirli zamanlarda hayvanların kesilmesi ve kanlarının sürülmesi ,mum yakmalar değişik baharatlarla tütsü yapma, def çalma, kadınların şeytanı memnun edecek şekilde oynama aşırı eylence sırasında zavallı kadınların kendisinde bulunan şeyin (cinin ve sıkıntının)gittiğini zanneder ama cin zamanla onu daha da hatalara yönlendirir.
Hazır sahayı boş bulan cinler, ellerinden gelen zararı verirler. Genelde cinler bu zemini düğünlerde , özel günlerde, içkili alemlerde kadın erkek karışık eğlencelerde aşırı heyecan aşırı korku aşırı sevinç yani insan beyninin düşünceleri kontrol edemediği anlarda yakalarlar.
Şeytanla anlaşan büyücülere ülkemizde cinciler denir. Hastaya gönderdikleri cinlere ve yanlarındaki cinlere daha güzel hizmet etmeleri için onların arzuladıkları yiyecek ikram edebilmek için tütsüler kullanırlar ve hasta sahiplerinin de kullanmasını isterler büyücüler muska yazarken bile değişik kokulu mürekkep kullanırlar kokudan kasıt sadece hastaya şifa değil hastanın ve kendi yanlarındaki cinleri beslemek içindir. Mesela zaferan ile,misk ile.değişik genelde siyah tavuk siyah kedi kanlarıyla vs. veya üzerlik günlük gibi cinlerin sevdiği baharatları tütsülettirir veya tütsülerler buda onları beslemek içindir. Gerek kokulu ve kanla yapılmış mürekkepler gerekse yakılan tüm tütsülerin tamamı cinlerin beslenmesi içindir.
Cincilerin sana zarar veren cinleri yakaladım, yaktım, hapse attım veya serbest bıraktım, kovdum, temizledim, çıkardım sözleri meşhurdur. Bunlar tabiî ki imkansızdır . Aynı cinler kendi türdaşlarını çıkarmazlar. Hepsi insanın düşmanıdır. Cinler insanla dostluk kurup cinlere düşman olamaz. Aynı felsefe ve aynı amaca sahipler. Bedenden çıkan geri gelmeyecek mi. bedene girmek te çıkmak ta çok kolaydır. Nasılki amarikalı asker Amerikalı başka bir askeri öldürmüyor omuz omuza mücadele veriyorsa cinlerde bir diyer cini o insanın iyi olması ve kurtulması için imha etmez. Onunlada asker misali omuz omuza yardımcı olur.
Kesinlikle cinci veya büyücünün bir cin hastasını tedavi etmesi imkansızdır. Belirgin cin musallatını cinler çözmez ve çözemez. Oysa onlar cinden kurtarmak için cinden yardım isterler. Onlarında istekleri doğrultusunda tedavi etmeye çalışırlar. Tedavi de etmez. Tam tersi süreci daha da kronikleştirirler.
Cinci veya büyücü, cinler tarafından bu işlerde aracı olarak kullanılır. Cincilerin ve hastaların birkaç isteği yapılır genelde aldatılır. İnsanları sıkıntılara sokan da cinlerdir, cincilere getirip cincilerin cinlerinden şifa bulmak saçmadır.
İnsanları seven,inançlı, Allah’a çok sadık cinler olabilir. Peygamberler döneminde böyle cinler vardır diye her zaman böyle cinlerle muhatap oluruz düşüncesi yanlıştır. Cinlerle irtibatlı peygamberler ve bilgililer olmuştur. Ama zamanla cinler bu ekolü kullandılar nice inançsız cinler milyonlarca insanı ve cinciyi kullanarak biz iyi cinleriz size faydalıyız ve iyi işler için sizinle beraberiz diye hocaları ve cincileri kandırmışlardır. Bugün dünyamızda gerçek inançlı cinler çok azdır ve bu alan kötü cinler tarafından kullanılmıştır. Büyük bir kitle haline gelen kötü cinler bu irtibat dalgasına girmiştir. Bugün müslüman cinlerle irtibat kurulabilir ve birbirlerimizden yararlanılabilir düşüncesine devam edilirse gelecekte çok daha büyük bir kitle bu günah çemberine büyük istihdam alanına katılacaktır. Cinlerle uzun süre yardımlaşmak mümkün değildir. İnanan da olsa bir süre sonra sıkılacak, bazen insana sinirlenecek, cinlerden her ne kadar inanan olsada yaradılışı gereği istekleri doğrultusunda insanı kullanacak ve batıl yollara sürükleyecektir. Onlarla irtibatlı olmak ve dostluk kurmak hem insanlar hem de cinler için olmaması gerekendir. Ve yasaktır. İnsanların cinlerden yardım alması ve cinlerin insanları bir tanrı gibi yönlendirmesi yanlıştır. Tanrının yaratma ve yönetme fiiline karşı bir tavırdır.
Bazı hoca geçinenler yıldızname adı altında falcılık yaparlar kitap açtırma diye de isimlerler yıldıznamenin aslı şudur: Anasının ve hastanın adını alır ebcede göre isimlerin tek tek harfleri rakamlar yazar toplar mesela Ayşe kızı Hatice diyelim her harfin Arapça da rakam karşılığı vardır. Her birine harflerin tek tek rakama çevirir toplar on iki burç vardır çıkan rakamı on ikiye böler kalan mesela iki olursa on iki burçtan ikinci burçta yazılanları sana okur, buda yanlıştır. Ayşe kızı Hatice binlercedir ve ikinci burca isabet eden başkaları da vardır hepsinin kaderleri aynımıdır. Hem gelecekten haber verme tam şeytani bir iştir.
Cinlerim vardır diyen hocalar vardır. Cinleri emir altına aldıklarını iddaa ederler oysa kendileri onların emir altındadırlar. Cinler yardım edeceklerini vaat ederek önce hoca geçinen zatı küfre şirke sokarlar mesela Kuran’ı kerimin üzerine oturmasını ayeti tersine besmelesiz yazmasını kadınlarla zina yapmasını isterler. Gizli küfre düşürdüğü gibi küfrün envayi çeşidini yaptırırlar işe gelince de yerine getirmezler o hoca geçinen kişiyi yolda bırakırlar. Hiç bir şekilde başarı sağlamaz. Zaten hoca onlardan korkar onlar üstat hocam gibi ünvanlarla yardaklanarak cinlerle konuşurlar. Kendileri küfre saplandığı gibi hastayı da küfürden küfre saplarlar bu kişiler muska yazarlar pislikle pislik temizlettirirler tütsü yaptırırlar tütsü zaten cinleri beslemek içindir bazı perhizler verirler hastayı belli bir dengede tutmak ve daha da fazla oyuncak yapmak için bunlarda benim cinim alim hoca veya evliya gibi tanıtırlar ve yüceleştirirler hastaların belli bir elektrikli ortamda durdukları zaman cinlerle temas halinde olurlar ve cinleri her insan göremez o elektrik dengesine girmesi gerekir insanlarla oynamak onları dinden çıkarmak ve maskara yapmaya bayılırlar zorla bu ortama girmiş birini kaybetmek istemezler zaten perhizide kişi onun için verir elindeki oyuncağı olan hastayı cin bırakmaz yani tedavi etmez sadece aldatır bir kaç gün iyi gibi olur yine hastalanır sebebi hocay ıda yüceleştirir, başarılı göstererek müşterisini çoğaltır onunda oyuncağı çoğalır ama hiç birini kaybetmek istemez ve de tütsülerle kendilerini beslettirir böyle olunca demek ki cinlerden de tedavi görmek imkansızdır.
Şeytani cinlerden yardim alabilmek ve onunla münasebet kurmak için Allah’ı terk edip kötülüğü seçmiş olmak gerekir. Şeytanların gözünde en değerli olan kötülükte en ileri gidendir. Sadece insanlığa karşı onu kullanmak için çok değerlidir yoksa şeytanlar için hiçbir insan değerli değildir. Şeytanlara göre insan kullanılacak, aşağılık, çaresiz varlıktır.
Kur'anı tersten yazmak, yalan yanlış okumak, şarkı gibi okumak, ayetleri bozmak ve farklı anlamlar yüklemek Ayak altına almak, üzerine oturmak, sidik bulaştırmak, üzerinde gaz çıkarmak kısacası aklınıza gelecek her türlü inkar ve red politikasıyla hareket, cinler tarafından kabul edilmenize neden olur. Cinler Allah’a sığınan ve dini birtakım emirleri yerine getireni saptıramaz. Çünkü onun bilinci Allah tarafından yönetilmektedir. Cinler Allah’ın etkisini yenemezler. Böylece Allah’ın izni olmadan hiçbir büyü ve şeytan insanı etkileyemez. Cinlere dost olan Allah’ın dostluğundan ve korunmasından çıkar. Dine Kurana ve kutsal emirlere kötü söylemlerde bulunarak cinlerle irtibat kuranların vah haline. Bu dünyada geçici olarak birtakım heveslerine ulaşabilirler. Ancak onların sonu yoktur ve çok karanlıktır. Cehennemin de en kötü yerlerinde olacaklardır.
Büyücülerin şeytan ile arkadaşlığı şirk, küfür ve büyük günah sonucunda mümkündür. Sihirbaz, müşrik veya kafir olduğu zaman, şeytan onu sever beğenir, ve ona hizmet eder. Su gerçek bilinsin ki şeytan bir sihirbaz, kafir veya müşrik olmadan veya büyük bir günah islemeden ona yardim etmez. Ardından şeytan hemen harekete geçer. Geçmiş bazı olaylardan haber verir. Bazı harikulade görülmemiş islerin olmasına sebep olur, iki kişinin arasinin açilmasina, veya birbirlerini siddetli bir sekilde sevmeye veya kari kocanin birbirleri ile beraber olmalarina mani olmaga... v.b. seyler yapmaya başlar. Cinciler gittikçe küfür bataklığına düşer. Bu haller büyücüye zevk verir. Artik iman etmesi veya tevbe etmesi zorlaşır. Çoğu da bu hal üzere kafir olarak ölür. Gerçekleri fark edip vazgeçenler olur. Ancak cinler onların peşini bırakmaz. Bayağı zorlanır. Ama sürekli Allah’a sığınan büyücü mutlaka kurtulur. Allah safına geçen, büyücüyü kaybeden cinler büyük bir saray kaybetmiş gibi öfkeyle şaşkına dönerler. Büyük sıkıntılar yaşatsalar da büyücü Allah’a sığınarak kurtulur.
Azgın şeytan sihirbaza vuruyor. Geceleri uyku uyutmuyor. Hatta bazilarini felç ediyor. Bazilariyla da alay ediyor. Çildiracak duruma getiriyor. Şeytani cinler kendisiyle işbirliği yapan insanlarla çok uğraşıyor.
Şeytan büyücünün istekleri için kendise bir hayvan kesilmesini ister. Bu da ekseri olarak siyah tavuk olur. Veya baska bir hayvan, fakat siyah rengi tercih ediyorlar. Sihirbaz bu hayvani besmele çekmeden kesiyor. Kanından da hastayı atlatıyor. Sonra o hayvani harabe bir eve veya mekana attiriyor. Çünkü, seytani cinler böyle mekanları sever. Orada yasarlar. Sonra da sirk ve küfrü gerektiren azimet okuyor. Cinin de istekleri yerine geldigi ve o hibis'i sevdigi için artik onun isteklerini yerine getiriyor. Bu sihirbaza giden insan eger cahil olur ise bunda pek sakinca göremiyor. Hatta sihirbaz bile küfre düstügünü bilemiyor. Cin ile irtibat kurmak için küfür ve sirk gerektiren söylemlerde bulunuyor. ALLAH (CC)dan gayrisi için, cin için o hayvani kesiyor ve böylece şeytani cini ilah yapıyor. Rasulullah (SAV), "Kim ALLAH (CC)dan baskasi için kurban keserse ALLAH (CC) Ona lanet etsin." buyuruyor. (Müslim)
Mesela kadın ile erkeğin birbirlerini sevmeleri ve ayrılmaları, veya kadin veya erkegi baglamak, annesini babasini kötü göstermek, eşini kötü göstermek için yapıyor. Bunu da yaparken karanlik bir odaya giriyor. Perdeleri kapatiyor, ışıkları söndürüyor. Eger muhabbet için yapıyor ise güzel kokulu buhur yakıyor. Mesela; anber, günlük, cavi vb... Eger ayrilik için yapiyorsa kötü kokulu buhur yakiyor. Bu işleri cünüp olarak yapıyor. Cinlerin reislerine tapınıyor. Onlara övgüler şükranlar isteklerle dualar okunuyor. Bu okuma esnasında yanında siyah bir kedi beliriyor. Bazen bir ses duyuyor herhangi bir şey görmüyor. Sonra o seytandan isteklerini istiyor. Şeytani cin de diledigini yapiyor.
Şeytani cinlerin dostlarından olmak için onların gönlünü alıp sadık olduğunuzu göstermeniz gereklidir. Söyle ki; sihirbaz Kur'an'i alir helaya girer Kur'an'i ayaklarinin altina koyar, veya üstüne oturur. Küfre açik olan tilsimlar okur. Sonra çikip bir odaya girer. Artik seytanin sevdiklerinden olmuştur.
Görüştüğüm bir cincinin itirafı söyle "Ben Kur'ani kıçımin altina alip oturuyorum. Benim cinlerim bana o zaman yardim ediyorlar."
Sihirbaz Kur'anı necis bir şey ile yazar veyahut yazdığı Kur'ani necis bir şey ile siler şeytan o insana gelir, Kuran’dan su ayet veya sureyi hayız kani ile yazmasi karsiliginda ona yardimci olacagini söyler. Mısır'da tevbe etmis sihirbazlardan bir tanesine sihrinde nasıl basarili olduğunu sorarlar, o da: "Ben yasin'i bir tabağa yazar sonra o yazıya bevl eder o sidik ile yaziyi silerdim. Bu sekilde sihrimde basarili olurdum" der. Bu usuller süphesiz küfürdür. Kur'an'dan bir ayet veya bir sure ile alay etmek süphesiz küfürdür.
Sidik ile sihrin çözüleceğinı zannederek eve kapılara domuz yağı sürmek, sidik ile çözülür. Sidik ile kapiyi yikayin diyorlar. Bütün bunların hepsi şeytani cinler içindir. Yanlıştır ve batıldır. Hatta sidik içenler olduğunu duyduğum için üzülerek yaziyorum, ve bu tür insanların bu tür hatalara düşmemelerini temenni ediyorum.
BÜYÜCÜ VE CİNCİLERİN BELİRTİLERİ VE HALLERİ
Yüzlerinin nursuzluğu, siyahlığı, karanlığı, biraz dikkatle bakıldığında belli olur.
Hastanın ve annesinin ismini sorarlar.
Hastanın elbiselerinden mendil, resim iç çamaşırı v.s. isterler.
Anlaşılmayan tılsım, resim, rakam ve yıldızların isimlerini yazarlar.
Manası belli olmayan tılsım ve azimetleri okurlar.
Bardaktaki suya bakıp huddam (çin) çağırırlar, bilgi verirler.
Aleni veya gizli cin ulularından yardım ister veya kurban keserler.
Küfrü, şirki ileri olanlar, kendilerine gelenlerin ismini ve ziyaret sebebini belirtirler. Sonra da bu keramet addedilir.
Necis bir şeyle ayetleri maklub (ters) yazıp cinlerden yardım beklerler.
Yazdıkları muskanın denize atılmasını, yakılmasını veya toprağa gömülmesini isterler.
Hastanın yıldızını ve doğum tarihini sorarlar.
Daha önceden hazırladıkları muskayı, büyüyü, hastaya yapılan büyü olduğu, cinlerin huddamların getirdiğini iddia ederler.
Bazende önceki ziyaretlerden kişinin adının ve annesinin adının bilinmesinden cinlerini, şeytanlarını ona musallat edip, tekrar ziyaretini temine çalışırlar.
Dini, akademik seviyeleri olmadığı için, fatiha suresini tam tecvid ve tertil edemezler (okuyamazlar).
Hilelerine el çabukluğu ve bazı kimyasal maddeleri de ilâve ederler.
Şeytani cinlerle irtibatlı büyücü ve cinciler resim, çamaşır, ana adı ve kendi adını sorarlar. Resme bakarak büyü yapılacak kişiyi bulmaya çalışırlar. Benzer insanları karıştırırlar bile. İnsanların ter kokuları bir birininkine benzemez. Her insanın farklıdır. Çamaşırdaki terin kokusuyla büyü yapılacak kişiyi bulmaya çalışırlar. Ad soyad benzerliği de olsa Ayşe kızı Fatma binlerce var. Yer, şehir ve birtakım yardımcı bilgiler de gerekir. Ama sonuçta büyü yapılacak kişiyi tespit ederler. Cinler onu bulur. Büyücüler tütsü yaptırırlar oda yanındaki cinlerin tütsünün kokusuyla beslenmesi içindir. Birtakım hayvanlardan parça isterler.
Cin musallatına uğramış insanı muska yazmadan sadece Allah’tan dileyerek hedefe yönelik dualar okuyarak tedavi etmenin dışındaki tüm çalışmalar yanlıştır. İslama ve dine aykırıdır. Allah’a şirk koşmak ve küfre düşmektir. Allah’tan gayrisinden yardım dilemek şeytani cinlere başvurmaktır. Cinlere karşı cinlerden yardım alarak kurtulmaya çalışmak tam bir saçmalıktır. İnsan kurtulma yerine daha çok rahatsızlaşır. Saçma tedavilerle bunlardan kurtulunmaz tam tersi daha fazla cinlerin hedefi haline gelir.
CİNLERİN YAPABİLDİKLERİ YAŞAMSAL ETKİLERİ
Rızkımızı engellerler, ticaretimizi zayıflatırlar, gelen müşterilere girip mekanı ve ticareti baltalayacak olumsuz fikirler üretirler. Bazen insanı stres ve bunalıma sokarak bizleri tembelleştirip çalışmamızı engellerler. İşi ve konumunu beğendirmez, yükseklere baktırır, kazancını küçümsettirir ve insanı şükreder durumdan uzaklaştırır. Evet cinler kazancımızı etkiler hatta tamamen ortadan kaldırabilirler . Ekonomik sıkıntılar yaşayabiliriz. Bu durum normal olarak cinlerin isteği olduğu gibi büyü yoluyla da bereket engellenir. İnsanlar kazancının engellenmemesi için birtakım dualar edebilir. Bereket, karınca duaları gibi ya da sürekli şeytandan Allah’a sığınılma, besmele ile dükkanını açma, işlerini Allah’a bırakma cinlerin oyununu ve çabasını boşa çıkartır. İnsan bu duaları ederken aynı zamanda ticaretinin artması için farklı yöntemler geliştirmelidir. Hiçbir şey yapmadan edilen dua tanrıdan destek görmez. Aynı zamanda cinlerle mücadele edip olumsuzlukları gidereceksiniz. Tanrıya sadık kalınıp çalışılmadıkça kısmeti bağlanmış denilen olay gerçekleşmiş olur. Yani Gevşek davranırsanız kazancınız da engellenir, kısmetiniz de bağlanır ve böylece cinlerin amaçları gerçekleşmiş olur. Sizi isyana sürüklemek, sıkıntılı durumlarda kötü sonuçlara düşürmek, imanınızı çalmak, boşanma intihar gibi sonuçlara sürüklemek gibi sayısız kötü sonuçlara yönlendirebilirler.
Evlenememek, kısmeti engellenmek cinlerdendir. Evlenemeyen kişilerin üzerinde cinlerin etkisi büyüktür. Bazı düşünceler ve tavırlarla bu insanların evlenmesi engellenir. Gençliğinde bir cahillik ederek bekaretini kaybetmiş bir kızın toplumdan çekinmesini ve korkmasını sağlayarak evlendirmediği gibi Anormal kıskançlıklar, geçinememe korkusu, geçindirememe korkusu, bazı tohaf davranış ve tikler üreten cinler, Cinlerin etkisiyle çok farklı nedenlerle sayısız türde korkularla evlenemeyen insanlar vardır.
Cinler sürekli bizlerle beraberdir zaten sakın korkmayın. En kötü durumları yaşıyorsunuz. Yeteri kadar kullanılıyorsunuz harici zarar veren görünmez kuvvet gibi düşünmek çok saçmadır. Onlardan korkmayınız. O en büyük zararları bize sürekli verdi ve veriyor. Yeter ki onu fark edip önlemlerimizi almalıyız. İnsanlar düşmanını tanımadan ona karşı savunma taktiği geliştiremez. Düşmanlar yıllarca bizimle uğraşıyorlardı zaten.
Cinleri evde ve herhangi bir yerde bizi rahatsız edecek, lambaları söndürecek, eşyaları hareket ettirecek, kapıları açacak kapatacak, birtakım şekillerle bize görünecek saçmalıkları tamamen şeytanın ürettiği korkulardır. O zaman tüm insanlara bu tür korkutmalar uygularlardı. Öncelikle bu durum doğru meşru ve normal bir durum değildir. Evet bazılarının bunları yapabilme güçleri vardır ancak bunları yapmaları başlarına büyük işler açar. Tanrı bu duruma izin vermediği gibi tanrı tarafından türlü bela ve cezalarla karşılaşırlar.onlar bu tür korkutmalardan daha ileri gidemezler. Yeryüzünde tanrısal bir kanun vardır. Genellikle içsel stressel olarak zarar verirler. Yanlış düşüncelerle insanı yanlış yollara sürüklemekle başlarlar. Sonra insanı gerçeklikten uzaklaştırıp yanlış yollara iterler. Hiçbir zaman direk zararları görülmemiştir.
Vücuda giren şeyler ve vücuttan çıkan şeyler çok önemlidir. Az yemek, sağlıklı doğal yeterli ve dengeli beslenmek çok önemlidir. Vücuda giren şeyler etlerinizi, bedeninizi ve nasıl bir yapı oluşturduğunuz için çok önemlidir. Bunun için helal lokma yemek, temiz yiyecekler ve temiz su tüketmek beden için de de cinlerin ortam rahatsızlığına neden olacaktır. Beden dışı temizliği kadar beden içi temizliği de çok önemlidir. Elbise ve yaşadığınız çevre temizliği de çok önemlidir. Temizlik cinlerin tüm etkinliğini kırar.
Çarpılma: Cinlerin musallatı: Cinlerin etkileri
Çarpılma cinlerin bedene tam hakimiyet sağlaması olayıdır. İnsan üzerinde tam egemen olmak için insanın cinlerin isteklerini yerine getirmesi gereklidir. İnsanlar bu arzularını engeller veya orta yollu itidalli yaparsa cinlerin etkisine girmezler. Arzularını (yemek, cinsel ilişki vb.)Tanrıya sığınarak yaparsa cinler insan üzerinde tam egemenlik kuramazlar. İnsan arzularını temel ihtiyaçları gibi görüp sürekli tatmin etmenin kötü olduğunu düşünmeyerek sürekli arzularını tatmin ederler. Hatta ömürlerini arzularının kölesi olmuş olarak geçiren insanlar vardır. Bu durumu birkaç örnekle açıklayalım.
1-Aşırı yemek çarpılması: Aşırı yemek sonrası bedenin tırmalanması sonrası hiçbir şeye tahammül edememe ve her şeye olumsuz tepki verme hali. Sinirli olma, olumsuz sözler söyleme kavgacı bir yapı haline bürünme tamamen bu durumun etkisidir. Az yeme ve Oruç emrinin bu durumla tamamen bağlantılı olduğu kanısındayım. Süresi kısadır. (en az bir saat en fazla 2 gün)Devamlı mideyi doldurarak yemek yemek kendi şeytanınızın ve cinlerin sürekli sizin üzerinizde etkin olacağı anlamına gelir. Duş almak, uzanıp rahatlamaya çalışmak insanı bu mevcut karamsar ve kötü atmosferden geçici olarak kurtaracaktır. Ama temel çözüm mideyi doldurmamak, az yemektir. Peygamberimiz doldurulan en kötü kabın mide olduğunu söylemiştir. Ayrıca midenin 1/3 i yemek ve 1/3’ni suyla doldurmamızı söylemiştir. Ancak bu durum diyet yapıp bedensel oranınızı yakalayınca yani ideal kiloya ulaştıktan sonra uygulanması gereken bir yöntemdir.
2-Aşırı cinsel ilişki isteği sonrası cinsel birleşme çarpılması: Cinler fikirsel ve şekilsel ve düşünsel olarak cinsel arzularınızı harekete geçirir. Aşırı uyarıda bulunması sonrasında şiddetli cinsel istekte bulunma halidir. Mesela eşinize aşırı istek sonrası cinsel birleşme gerçekleşir ve sonrasında banyo da yapsanız saldırgan cin bedene tam hakimiyyet sağlar. Aşırı öfke , birden şiddet kullanma, saldırgan tavırlar gerçekleşir. Bu durum sonrasında ailenize şiddet kullanma, trafikte kavga, yakınlarınıza tepki, cinayet ve kader mahkumu olma temel nedenlerindendir.
Cunüplük gerçekleşirken aşırı bir heyecan hali olurki buda vucudda aşırı enerji yüklenmesine sebeb olur. İnsan güç kaybeder ve şeytani cin bedende güç sahibi olur. Cin kişi yıkanana kadar bedene egemen olur. Yüklenen enerji beynin ve damarların çalışmasını hatta sindirim ve sinir sistemini etkileyecek kadar fazlalaşır. Başta ağırlık eklemlerde tembellik gibi. Çok yorulmuş gibi yatmak dinlenmek ister. Sanki cin hastalarının ilk hastalanma haline benzer. Guslün ile dışardan gelen teması kesiyoruz Gusül yaptığımızda ise rahatlıyor ve dinçleşiyoruz. Kötü enerjiyi boşaltmış oluyor.
3- Dua etmeme, Allah’la konuşmama çarpılması: Dua etmek ve Allah ile buluşmak, yönünü bir anda çevirip onunla konuşmak Tanrıya inandığınızın, korunduğunuzun, ve korunacağınızın kanıtıdır.(Namaz, biliyorsunuz ki namaz Allah ile karşılıklı konuşmadır.)Allah’ı unutmak, O’na sığınmamak ve O’dan dilememek şeytanlar tarafından ele geçirilmeye yani çarpılmaya işarettir. Süresi uzundur. Şeytan sürekli sizi yönetmeye başlar. Önce o’nu hiç fark edemezsiniz. Hatta iyiliklerde yapar ki farkedilmesin. Zamanla insanı büyük günahlara yöneltir. Sabah kalktığınızda, gece yatarken gündüzün belirli zamanlarında özellikle namaz vakitlerinde Allah’ım sen büyüksün, senden başka ilah yoktur. Sadece senden yardım diler sadece sana ibadet ederiz. Her şeyin üzerindesin her şeyi kuşatmış olansın. Her şerlinin şerrinden sana sığınıyorum.’ Gibi bu tarz dualar mutlaka edilmelidir. Cinlerin nefret ettiği bu duaları edenlerden cinler uzaklaşıverir. Duayı ağzınızdan düşürmeyin. Çok kısa anlarda da olsa dua edilebilir. Ücretsizdir, Tanrıya sığınmadır ve müthiş bir korunmadır. Bu söylenenleri sıradan bulanlara neden tanrıya inanmıyor ve güvenmiyorsunuz derim. Siz tanrıyı bırakırsanız şeytan sizi sahiplenir. Siz Tanrıyla konuştukça sizin şeytanınız susar. Siz sustukça içinizdeki şeytani cin konuşur. O konuştukça zihinden düşünceler geçer. Bu düşünceler insanı yönlendiren harekete geçiren bir çeşit akımdır. Sürekli ve tekrarlı düşünceler insanı zamanla yanlışa alıştırır. Yanlışı makul gösterecek fikirler ürettirir. Bütünde yanlış olan şeyi ayrıntılarda doğru buldurarak sizi günaha yöneltir.
4-Haram (haksız kazanç, aldatma, faiz, hırsızlık ve dolandırıcılık) Bedene giren şeyler temiz ve helal olmayınca şeytan bu bedende müthiş hareket kabiliyetine ve yönetme kudretine sahip olur. Bu tip insanlar cinler için saraydır. Her istediklerini insana yaptırdıkları için mutlu ve zenginlik içinde yaşarlar. Bu tip insanı insanlığı ve toplumu bozacak her bir işte kullanırlar. Sürekli günah işleyen, kötülüklerle olan iyiliğe hiç yanaşamayan bu insan sadece dünya için kötü kazancı seçmekle ruhunu şeytana satmıştır. Bu çarpılma ve bedeni yönetme süreci uzun sürer. İnsan haramdan vazgeçtiği anda sürekli iyilikleri hemen yapamaz. Belli bir süre bedenin değişimi için zaman gerekecektir. Tövbe etmiş her insan cezaevinden çıkmış gibi özgür olur. Tanrı tarafına geçiş yaptığı için müthiş değer taşır. Melekler bu duruma çok sevinirken şeytanlar kaybedilmişliğin öfkesiyle yeni planlar kurarlar. Kazanılmış insanlar zamanla daha doğru ve güzel yollarda olacaktırlar. Arada günahta işleseler yeterki tanrıya yönelmeyi hiç bırakmasınlar.
Cinlerle İlgili Birtakım bilgiler:
Dokunma ve dürtme temaslarını madde gibi yoğunlaşmış enerji yoluyla yaparlar . İnsan sanki biri bana mı dokundu diye düşünür. Ya da bu duruma bir anlam veremez. Bedensel bir şey zanneder. Cinler bu davranışı, dalga geçmek, korkutmak gibi nedenlerle yaparlar.
Cinler bazı olayları farklı şekilde algılattırdıkları gibi, olmayan bir olayı olmuş gibi hastaya da yaşata bilirler. Cinler beyin damarlarına enerjisel anlamlarla dokunuşlar yaparlar. İnsanı rüyadaki gibi bir alemde göstererek ona birtakım hisler yaşatabilir. İnsan hipnozda olduğu gibi beyinle cinler tarafından bir tür halisilasyon gibi görüntüler gösterilerek yaşamış hissi verilir ve öyle zanneder. Hatta o kadar gerçek hissi verilir ki hasta acıyı da zevki de korkuyu da sevinci de gerçekten daha iyi hisseder ve olayı yaşadığını zanneder. Onun için tüm olaylar gerçektir. Uyurgezerlik de cinlerin işidir.


Cinler, öyle bir beyin uzmanıdırlar ki insan bedenini en ince detayına kadar bilir. Yaşam kalitesini düşürebildikleri gibi anormal hastalıklar oluşturabilirler.
Cinlerin etkisiyle insan çeşitli olaylar yaşar. Pek çok yere gider, dayak yer, korkutulur, tecavüz edilir vs çeşitli görüntülerin içinde bizzat gerçeklikle yaşar. Gerçekte böyle bir olay olmamıştır ama hastaya göre yaşanmıştır. Acı duymuştur ona göre gerçektir. İnsanlar böyle durumları kimseye söylememektedir. Toplum ne der. Bana deli derler gibi düşünceler taşırlar. Bilgisiz insanlar daha kötü sonuçlara doğru gitmektedir. Bazen de içinde bulunduğu alemlerden hoşnut olanlar da çıkar. Cinlerle irtibatını ve durumlarını gizlemeye çalışırlar. Cinler genellikle kendilerinin insanlara bildirilmemesini tembihlerler. Cinleri insanlara beraber yaşamaları içli dışlı olmaları görünmeleri hatta izinsiz yaklaşmaları kati bir şekilde yasaktır. Ancak bazı özel durumlarda ve hastalık hallerinde insanlar tarafından görülür.
Cinciler ve büyücüler cinlerle konuşur. Onlarla sohbet ederler. Onlardan geçmişe ait bilgiler alabilirler. Ancak Geleceğe ait herhangi bir bilgi veremezler. Gelecek onlar için de yaşanmamış bilinmeyendir. Gelecekten haber verdiğini iddia eden cinler hem yalancı ve kafirdir.
Cinler insanlarla bağlantıya geçebildikleri gibi insanlarda cinlerle bağlantıya geçebilirler. İnsanlarla cinsel birliktelik yaşayabilirler ancak evli hayatı yaşamaları imkansızdır. Öz madde ve türleri gereği toplumsal yaşamları ve dünyaları çok farklıdır.
Şeytani cinlerde karşılıksız sadakat, iyilik etme düşüncesi, merhamet ve sevgi gibi duyguları yoktur. Onların insanlarla ilişkileri karşılıklı menfaate dayanır ve insanın mutlaka ayağını kaydırır.
İnsanlara daima cinler musallat olur. Bazı dönemlerde cinlerin türlerinden olacak ki bu musallatları belirgin hissederiz. İmanımız ve içinde bulunduğumuz dönem de çok önemlidir. Bu musallatlarda şunlar görülebilir 1-Korku ve ürpertinin birbirini takip ettiği görünür 2-Psikolojik ve asabi hastalıklar (delilik, depresyon, sitres, endişe vs.) 3-Organik hastalıklar (Tıbbi sebebi olmayan ve tıbbın tedavi ve teşhis edemediği) 4-Gözüne gerçekte olmayan bazı şeyler görünür. 5-Aralarında yakınlık bulunan (karı koca) kişileri birbirine düşürür. 6. Kadın hastalıkları oluşturur. (kısırlık, kanama, adet düzensizliği) 7. Cinsel rahatsızlıklar oluşur. ( bağlama, erken boşalma, sürekli isteme)
Cinler bedenimizi istedikleri yönde kontrol edebilmek için ilk önce kötü günahları bize normalmiş gibi benimseterek rahatlıkla günah işlememizi sağlarlar. Küçük ve büyük günahlardan kaçınmalıyız. Şeytani cinler küçük ve büyük olan önemsediğimiz ve önemsemediğimiz bütün günahları alet olarak kullanırlar. Şehvet, içki, kumar sıkça kullandıkları yolardır
Bedenin ve uzuvların suyla temizlenmemesi, kadınlarımızın hayız ve loğusa halleri abdestsizlik, evde çıplak gezinmeler, çok yemek, gribal ve ağır hastalıklarda insanlara cinlerin en çok yaklaştıkları hallerdir.
Birde ruh bozuklukları yani stres ve bunalımlı hallerde Anksiyete ve ruhsal takıntılı hallerimizde, hedeflerimize şartlandığımızda, bir şeyin illa olmasını istediğimizde, uzun süre bir amaçta psikolojimiz bozulmuş ise gibi hallerle mücadele içinde olduğumuz zamanlarda cinler bizlerledirler. Bu rahatsızlığımızın ve kontrol edildiğimizin yani cinler tarafından yönlendirildiğimizin farkına varıldığı anda etkinliklerini yavaşça kaybetmeye başlarlar. Çünkü kaybedilmiş irade gerçeğin fark edilmesiyle tekrar kazanılmaya başlar. Bir konuda diretmek, ısrarcı olmak şeytani cinlerdendir.
Cinler beynin bir merkezini etkileyerek insanı rüya aleminde gibi yani hallisilasyon gösterebilmektedir. Cinler olmayan olayları olmuş gibi gösterebilirler. Uçurumları yol gibi gösterebilir, nehirlerin üstünde köprü varmış gibi gösterebilir. Uyurgezer insanı binadan düşürebilir. İnsanları ölüme götürebilir. Cinayetlerine intihar süsü verebilir. İnsanların çoğunu öldürme ağır hastalıklarla yok etme çabaları olsa da bunu sürekli başaracak izne ve güce sahip değillerdir. Normal intiharların da sebebi cinlerdir. İkisi arasındaki fark ilki çaba sarf etmeden gelişmiş türde cinlerin faaliyetleridir. İkincisi ise uzun soluklu uğraşmalar sonucunda vesveseler içinde sıkışmış ve çaresizleştirilmiş ancak gerçekte hiç de böyle olmayan düşünsel tıkanıklıklara itilme halidir. Genelde toplum ne der, ailemin insanların yüzüne nasıl bakarım, iflas ettim her şeyimi kaybettim, o’nu çok seviyorum o benim olmalıydı. Borcumun yüzünden gibi pek çoğu mantıklı olmayan nedenle ortaya çıkan haldir. Cahiliyet ve çok önemsettirildiğiniz bir olayda sıkıştırılma sonucunda insan böyle bir yanlışa düşebilmektedir. Hiçbir şey ölmenizi gerektirmez. Ve her şeye zamanla alışılır. Bu dönemler geçer ve her sıkıntının ardında bir ferahlık vardır. Her şey tanrıdan, Sonumuz hayır ola. Denmelidir.
Cinler insanların düşünce ve dengelerini bozar, onları düşünemez hale koyar sonra yanlış olan çareleri doğru gibi göstererek yanlış işler yaptırır.
Bedensel hastalıklarla ölümlere sebep olduran yine cinlerdir. Sigara içmek, yeme alışkanlıkları, Anormal diyetler ve sürekli aynı şeyleri yemek, dengesiz beslenme, sürekli abur cubur yeme, yağlı ağır şeylerin yenmesi uzun zaman sonunda çeşitli hastalıkları ortaya çıkarmaktadır. Kalp krizi, böbrek yetmezliği ve her türlü bedensel rahatsızlıklar cinlerin uzun süre sizleri yanlış beslenmeye sevk etmesi sonucu öldürme çabalarıdır.
İman ve Allaha dayanmak insanı kurtaracak tek çaredir. Allah ‘Biz şeytanları inanmayanların dostları yaptık.’ İnsanın inancı oranında şeytanla yakınlık olur.
Hayal kurmak, vesvese (zihinden sürekli düşüncelerin geçmesi), geçmişi hatırlamak, yaşanmış şeyleri defalarca analiz etmek şeytanidir. Geçmişteki hatalarımız, bizi utandıran hallerimizi hatırlamak şeytanların işidir.
CİNLER
1- Zihinde sürekli konuşur.(vesvese verir) Şeytan, en yakınlarımıza karşı bizi kışkırtır.
2- İnsanlardan nefret ettirir. Bütün insanlardan soğutarak bencilleştirir. İnsanlardan uzaklaştırır. İnsanlara kötülük etmeyi sağlar. İnsanları küçümser, hakir gösterir nefret ve kinle yaklaşmayı sağlar. Şu insanlara şöyle kötü davranacaksın, insanlara iyilik yaramıyor gibi söylemlerde bulundurur.
3-İnsanların ayıplarını açığa çıkarır gıybet ve dedikodularla araları açar. Cinlerin en büyük işi kovuculuk ve bozgunculuk yapmaktır.
4-Allah’ın emirlerine itaat ettirmeyerek insanlığı bozmayı ve insanlığa zarar vermeyi ister. Allah kutsal kitaplarıyla insanlığı ve toplumu koruyacak reçeteyi emirleriyle vermiştir. İnsanoğlu bu emirlere bağlı kaldıkça kendi türünü koruyacaktır. Korumakla da kalmayacak daha kötüsü bozulmasını ve kavga ve savaşları önleyecektir.
A) Ahiret imanını şüpheye düşürür, cennet ve cehenneme inanmaz yapar. Böylece bu dünya hayatı ve içindeki tüm güzellikler tercih edilir. Dünya tercih edilince de kötülüğün tarafına geçiş yapmış olunur. Dünya için mücadele başlar. Dünyanın sürekli olduğunu zannettirir, ölümü unutturur, nimetleri o kadar güzel gösterir ki sonu hiç akla gelmez.
ŞEYTANİ CİNLERİN TAKTİKLERİ
Yapılan iyiliklere karışır. İyiliğin içine küçük kötülükler katar. Cinlere fırsat vermemenin yolu Allaha yaklaşmak ve emirlerine uymakla önlenir. Müşriklerde şeytanın ta kendileridir. Onlarda cinlerin şeytanı gibi insanların şeytanıdır. Şeytanlara yardımcı insanlar, kafirler ve münafıklardır. Kafirlerin en ileri gidenleri dünyaya egemen olmak için zulmedenler, şeytanla irtibatlı herkes(büyücüler, cinciler) Yalanı, şehveti, öldürmeyi , içkiyi meşru yapanlar.
Karşı cinse karşı aşırı istek oluşturur. Bunun için türlü vesveselerle karşı cinsi süsler, cinselliği ana hedef yapmaya çalışır. Pornagrafiye yönlendirerek kadın hayalini beyinlere yerlestirir. Kadınları şehevi göstererek insanlık şuurunu etkileyip manevi değerleri hiçe saymak vardır . Toplumlarda ahlaki çöküntüye girmesi kadına tapmanın hakim olmsından dogmuştur.
Cinlerin amacı insanları gerçeklikten, sevgiden ve merhametten uzaklaştırıp manevi çöküntüye sokmaktır. Böylece herkes herkese kötü ve zarar verme gözüyle bakacaktır.
Cinlerin en güçlü silahı arzulardır. İnsanlar arzular konusunda kendilerini sınırlamıyorlar ve kontrol edemiyorlar. Gelişmiş ülkede varlık içindeyseniz arzularınızı sınırlamakta zorlanacaksınızdır. Çünkü her şeye ulaşabiliyorsunuzdur. Envayi yiyecekler, kadınlar ve şaraplar. Eylenceler ve oyunlar. Piknikler ve türlü tatiller. İnsan arzularını tatmin ettikçe arzuları daha da azacaktır. Daha kaliteyi daha zevklisini arayacaktır. Sürekli arzularınızı tatmin etmekle uğraşılan bir hayatta arzuların kölesi olunacaktır. Oysaki insanlığı düşünerek ve tanrının sevgisini almak için arzularımızı sınırlamalıyız. İşte cinlerin kazandığı büyük savaş budur. İnsanın Allah inancı iyice gelişirse ve ahiret arzusu başlayınca bu durumu anlayacak ve nefsinin her istediğini vermeyip kendini kontrol etmeyi başaracaktır.
İnsanlığı bozmada cinler en çok kadını kullanmıştır. Kadın aldatmada güçlü bir figürdür. Kadınların bedenlerini açtırır. Özenti, güzel görünme ve daha önemlisi cinsellik için. Gerçekte bedenini açan kadın gözden düşer. Zina eden kadın erkeklerce saygı görmez ve aşağılanır. Oyuncakların en sefili en rezili haline gelir.
Bir toplumda kadınların çoğunun açık giyinmesi kadınların ve erkeklerin birbirlerini ayartmaya çalıştığı ve cinsel birliktelik için fırsat kollanılan kötü bir ortam doğurur. Eşler birbirlerinden şüphelendikleri gibi güvenleri yıkıktır. Basit fırsatlarda kavgalar ve boşanmalar yaşanır. Toplum bozuk, şeytani bir anlayışta olur. Cinler bu kırılgan ortamı çok güzel değerlendirirler. Boşanmalar ve ayrılmalar çokça yaşanır. Kadının açılmaması kutsallık içerir. Ve insanlığın bozulmamasında önemli etkendir. Cinler genç kızlara, evleneceklere, hava atma saplantısında olan kadınlara gider ve bedenini açmayı ona güzel gösterir. Kocasına karşı tepki gösterir. Bedenini açmayı meşrulaştıracak şeyler söylediği gibi kocasını yobazlıkla bile suçlar. Çağlar boyunca cinlerin en eski ve en etkin hilesi olan şehevi duygularla kullanma hiç eskimemiş. Cinler belli ki bedeninizi kapatın (örtünün) emri ni bertaraf etmek için çalışmıştır..
İnatcı ve azgın cinler cinsanlara zarar vermek için her yolu denerler. Ama şunu iyi bilin ki insanların cinlerden korktuğu gibi onlar da insanlara zarar verirken Allah’tan korkmaktadırlar. Allah’a inanan ve güvenen insanlar cinlerin hoşlanmadıkları insanlardır. Cinler, cinlerden korkmayan insandan korkarlar.
Dişiler şeytani cinlerin en çok kullandıkları ağlarıdır. Güzellik ve cinsellik başta olmak üzere zenginlik ve boş ümitlerle insanlar aldatılır. Yine şeytani cinler erkek ve kadınları kuruntularla oyalar yani sonu olmayan hayellerle boş ümitlerle yalan sevdalarla batıl idaallerle oyalar
Cinler bize bedeni değişimlerde gelirler. Mesela cünubluk, hayız, nifas, gribal enfeksiyonlar, agır hastalıklar, bedensel kazalar, vücudun ve beynin kimyasın değişmesi gibi hallerde insana bulaşırlar.
Vücuda giren şeylerde haram lokma, içki, bedene zararlı yenecek her şeyde, siğara, uyuşturucu, sarhoşluk ve uyuşturan her şeydir. Zevk veren kontrol dışı bırakan her şey cinlerin kullandıkları yöntemlerdir
Dünyaya aldanmak, dünyaya dalmak ve dünya hırsı ile ölümü unutmak, sonu olmayan hayeller,boş ümit, yalan sevdalar, batıl idealler, büyük ve uzun emeller gibi bunlar şeytanın insanı felakete sürüklemek için kullandığı kapıların bazılarıdır.
İnançlı insanı yoldan çıkarmak için bütün yolları denedikten sonra basaramayan cinler dini kullanarak saldırıya geçerler. Ancak dini bilgisi az olan kişileri aldatmada muvaffak olurlar. Cahil insanı zamanla yozlaştırır ve bir boşluğa atar orada insan yanlışa düşmedikçe bir süre bocalar durur.
Birde onların istediği gibi yasayan şirkten şirke gezen insanlara dokunmazlar onlar zaten istedikleri gibidir. İnsanlara ve insanlığa zarar verenler cinlerin dostlarıdır. Zaten onlar inançsız olduklarından dünya derdinde arzularıyla uğraştıklarından onlara belirgin bulaşmazlar.
Cinler insanların bulundukları ortama göre yaklaşır bu kişide şehevi istek yoksa kumar yoksa hırs yoksa sadece dinle alakalı ortamı kaldıysa dinle alakalı ortamdan yaklaşır .Dini bilgisi az olan insanı dini saplantılara düşürerek bulaşmak ister. Dinle alakalı sohbetler yapmaya başlar. Oysaki farkında deyildir öncelikle söylediklerini kendi yapmadıgı gibi başkalarından ister. Ve kendini özel biri gibi görmeye başlar.
Stres korku ve heyacan hakim olduğunda biliniz ki cinler sizlerle beraberdir. Sıkıntılı durumlarda beyni karma karısık olmak cinlerdendir.
Cinler bir şeyi hedeflerler insanı istedikleri tuzağa günaha düşürmeye çalışırlar.
Tek basına kaldıgında bir yerden bir yere giderken etrafından gölgelerin geçtigini takib edildigini zanneder sanki ensesinde bir nefes duymaya başlar o meleklerin ona yaklastıgını Allahtan mesaj alacagını düşünerek heyecanlanır yarı uyur yarı uyanık halde sesler duydugunu zanneder ve idda eder içinde korku ve sevinç hakimdir sonra rüyalarında güzel şeyler görmeye başlar hoşuna gider gurur ve kibir yavaş yavaş hakim olmaya başlar yakınlarından uzaklaşır çünkü onların yaşantıları ona göre dine ters gelmeye başlar .yukardaki belirtilerse kişinin tamamen cinlerin verdigi bir hastalıgın belirtileridir kişi tamamen hastalanmak üzeredir. Daha ileri gider yakınlarını sert bir şekilde eleştirmeye başlar ve artık yakınlarınada düşman olmuştur. Çünkü o her şeyi bilendir kimseyi dinlemez ona göre herkes cahildir sadece o bilir kimseyi de dinlemez ona göre herkes cahildir herkes onun için ya düşman yada terk etmesi gerekendir.
Cinler Allah a şirk koşmadan sana yardım etmeyiz dediğinde bana yardım et ne istersen yapacağım diyen ve tuvalete ayet atan ayeti idrarla yıkayan necis şeylerle yazı yazan hatta işini başarmak için en yakınlarıyla cinsel ilişkiye giren hasta olarak gelen aciz kişilerin mahrem yerlerine yazılar yazan kadınlarımızın cinlerin seyretmesi için yalnız başına soyunup mahrem yerlerine ayetler sürüp cinlerden yardım isteyen şerefsiz kafir insanlara bu ülkede hastalarımızı tedavi ettirecegiz diye dörde katlanıp onlara din alimiymiş gibi hocam demiyormuyuz? Bu namussuzlara kafirlere onlarda cinlere tapmış ilahlarını cnden seçmiş adiler deyillermi ? ve cinlerde bunlara dini kısbet altında maskaralıklarını artıarak onları yalan ve şirkleriyle yüceleştirmektedir.
Cinlerden rahatsız olan bir insan cinci hocalara veya medyuma geldiğinde onlar kendi habis cinlerini gönderirler hastada üç varsa altıda o gönderir dokuz adet olurlar. Altı cin üç cini sözde kovalar altı tanesi hastayı bekler az zaman geçince altı cinle kaçan üç cin anlaşarak birleşir hastada dokuz adet cin olur. Tekrar hastalanmasına hatta artarak daha çok hastalanmasını sağlarlar. Hiçbir cinciye gidenlerin tedavi olduğuna rastlanmamıştır. Sadece ilk başta cinler bir süre hastaya sıkıntı vermezler. Ama sonra sıkıntı daha da artar.
En güzel tedavi Kuranla ve psikiyatri ve tıpla yapılandır. Cinlerden aldığı talimatlarla İslam da olmayanları yapanlar ve bunu İslam da var göstererek insanları saptırırlar ve çığ gibi büyümeye ve dini yanlış göstermeye devam ederler.
YAŞANABİLİR OLAYLAR
Hasta zaten fizyolejik olarak rahatsızlandırılmış güzel şeylere hasret acılardan kurtulmak istedigi bir anda düşününki bekar evlilik hayelleri ölmüş tam her şeyin anlamsızlaştıgı insanlardan uzaklaşıb içinin iyiden iyiye karardıgı bir anda bakıyorki karsısında insan güzelliklerinden cok da güzel bir kız görüyor cin kızı çok güzel oluyorki bu kadar güzel hiçbir yerde ne görmüş nede görmesi imkansız bunu gören şahış şasırıyor abdallaşıyor ona ulaşmanın yollarını ararken cin kızı ise zaten ulaşmaya çalışıyor farkında bile olmuyor onu görünce adeta sarhoş oluyor bundan faydalanmasını bilen cin kızı ona cilveler yaparak kendisine sahib olmasını sagladıgını kendinin deyilde erkegin başardıgını hissettiriyor,hiçbir insanın yapamayacagı cinsel beraberligi saglıyarak büsbütün hastayı kendine tamamen baglıyor hasta ise hiçbir kadınla bu kadar mutlu olmayacagını düşünerek cin kızının esrarından faydalanacagını hesablıyor ve ona karasevdalı aşıklar gibi baglanıyor her şey insan ogluna o kadar güzel gidiyor hep onunla olmak için tek başına odasına çekilip kimseyle görüşmüyor. İşini bilen cin erkegin insanlardan kimi arzuladıysa onun suretine girerek esrarengiz ilişkilerinin artmasını saglıyor . bu durumda erkegin sanki deyişik kadınlarla beraber olmuş hissini vererek beraberligi dahada cazibleştirerek kaybedilmemesi hissini veriyor.
Erkek ne isterse onu gösteriyor ve veriyor güzel bir yere gitmek isterse hayal olarak gerçekmiş gibi istedigi yerde gezdiriyor. Neyi arzularsa cennet misali ona ulaşmış oluyor tabiki bu cinin hipnoz teknigiyle gercekleşiyor. Bu olaylar cin kızıyla evlenen bir erkege oldugu gibi cin erkegiyle evlenen kadın içinde aynen gelişiyor.
Kişi dinle alakalı şeyler isterse dindar bir kişi görünümüyle dini telkinlerle onu hoş bir şekilde dininin kötüye kullanılmasında ona öncülük eder yani kısacası insanlardan istedikleri şekilde hayal alemine sokarak isteklerine ulaşmaya çalışır.
Bu ortam cinlerin insanlardan usanmıya başladıgı anda hemen deyişir o zevk aldıgı hayal alemi pek çok zaman geçmeden kabusa döner mutlu hazlar yerine kabuslu acılardan acılara iten ızdırablı bir yasantı olur. Ve çözülmesi zor problemlere döner. İyiden iyiye sarpa sararak tamiri zor yaralar açar. Zaten konturolü elinde olan cin artık basarmıştır kendi istekleri dogrultusunda hizmet etmeye zorlanan kişi artık derdini insanlara söyleyemez ve yardım isteyemez, söylemeye kalkıştıgında ise bir deyil bir çok cinin saldırısıyla karşılaşır. Hayatı daha da çıkmaza girerek iyiden iyiye zorlaşır. Ve insanlardan ve de cinlerden dostu kalmamıştır cinlerin cazibeleri de tamamen bitmiş ümitsiz bir şekildedir.
C.Allah’ın gücü ise tarafsızca adaletli bir şekilde yapılanacak ve yönlenecegine göre tek gücün onun gücü oldugunu kabullenerek ona güvenib onun gösterdigi yoldan ilerleyerek başarının yüzde yüz olacagını kabullenmeliyiz başka güvenecek ne varki o güce hakim olmaksa başarmaktır. Bize ne cin ne şeytan nede cinci yardım edemez ve kurtaramaz sadece Allah yarım eder yakalarızda yakarızda öldürürüzde her şey onun gücü ve izniyle gerçekleşir. Ne demişler derdi veren Allah dermanıda verir
Peygamber Efendimiz kimseye muska yazmamıştır. Sadece okumuş ve eliyle avsunlamıştır. Muska yapanı ve anlamsız yazılar yazanları da lanetlemiştir. Zaten Allah’a söylenenler dualar ve ayetler açıktır. Bunların haricindeki her yol ve yöntem batıldır.
Cinleri kovmada hapsetmede ve zarar vermede sadece okumak gereklidir. Sığınma duaları,Nas, felak, Ayetelkürsi, K.Kerimde bazı Ayetler okunduğunda düşmana taarruz eder gibi cinlerin üzerlerine nurani ışınlar isabet ederek cinlere zarar verirler. Zaten mekandaki mevcut değişim onların bölgeyi direkt terk etmesine neden olur. İnsanlar bunu anlayamaz.
Cinler Allah’a inanan ve ondan yardım dileyenin olduğu yerde daralmaya başlar bıraktırmak için hastaya saldırırlar kacamazlar da okumaya devam ettikçe korunma duvarı dairesel olarak genişler.

Bir örnek vereyim. Bir hasta geldi. Üzerindeki muskayi bana gösterdi. Orada "Ey iblis bana yardim et" ibaresi vardi. Hastaya söyledigimde sasirdi. Yanimda baska Arapça bilen insanlar da vardi. Onlara bu ibareyi siz de okuyun dedim. Okudular ve sasirdilar. Bu konuda uyanık olmanızı hatta muska yazdırmamanızı tavsiye ederiz. Şeytanlardan korunmak için sıkıntıda olanın kendisinin sadece dua etme yeterlidir.
Bazı usullerde cinciler balig olmamis bir kiz çocugu istiyor. Sonra çocugun avucuna bir tilsim yaziyor. Bu tilsimi bazilari tirnagina, bazilari da alnina yaziyor. Bazilari ise tirnaga sadece mürekkep sürüyor. Sonra da şeytana övgüler düzüyor, dini içeriklere küfür okumağa başlıyor. Sonra çocuğa ne gördüğünü soruyorlar. "Bir şey görüyor musun gelen oldu mu?" Cin cevap veriyor. Çocuk da hadiseyi anlatıyor.
Gerek büyü yapılmış, gerekse güncel yaşantımızdaki bizi zorlayacak önemli dönüm noktalarımızda, Korku sevinç stres ve şok hallerinde, riyazetle cinleri görmenin tamamı bir birlerinin benzerleridir.
Riyazet ise kişinin kendini bi tür zorla hastalandırması halıdır. Vücudun kimyası değişir.
Psikiyatri sorunlarıyla cin hastası arasında epilepsi ile bayılma arasında küçük ayrıntılar da olsa hepsi birbirinin benzeridir ve cin kaynaklıdır. Tıpta kullanılan terim olan halisilasyon halk dilinde cin görmenin aynısıdır.
Cinleri görmeden onların ağır işkencelerini yaşayan insanlar çoktur. Başında şiddetli ağrılar, vücutta rahatsızlıklar başlar. Kol ve bacaklarında karıncalanmalar uyuşmalar görülür. insanın içine bir sıkındı hakim olur. Tedirginleşir. İştahı kesilir, midesi yanar. Uykuları bozulur. İştahı keser. Beyin içinde amaca göre dokunarak damarların çalışmasını yavaşlatmış uykuyu etkilemiş dinlenmemizi engellemiştir. Korku hücrelerine dalga göndererek içimize korku salmıştır. Hastamız aynı zamanda güçlü yemeklerden canlı ve canlıdan çıkan et süt yumurta yoğurt gibi gıdaları almaz olmuş açlıkla oruç tutturuyor gibi sıkıntıya girmiştir. Konum aynı riyazet yaparak cinleri görmek isteyenlerin yaptıklarına benzer gibidir. Tek başına kaldığında birilerinin onu izlediğini hatta nefesini hissettiğini zanneder. Cinler rüyalarda korkutarak kabuslar göstermeye başlar. Uyanıkken gölgelerin sağından veya solundan geçtiğini hissettirir. Hasta şaşkın ve tedirgindir. Sürekli baş ve vucut agrıları çekmeye başlar. Agrılar kadınsa kanamalar ay hali bozuklukları başlar. Artık hasta sıkıntı ve bunalımdan dolayı insanlardan tamamen soğumuştur. Cinler yine eylemini artırarak yakınlarına kin nefret duygularını beynindeki hücrelere yükleyerek iyice artırmıştır. Artık en yakınlarına düşman olmaya başlamıştır. Hayatın boş olduğuna yasamanın hiçbir anlamı olmadığına da kabullenmiş dinin boş olduğuna hatta Allah’ın varlığını bile kabul edemez hale gelir. Ölmek ve intiharla kurtulacağına inanmaya başlamıştır. Hasta artık onların ortamına iyice hazırlanmıştır. Rüya ve acı çektirerek kabusu daha da artırır eğer kadınsa tecavüzler, dayak atmalar , işkenceler yaparlar. Tamamen ümidini yitirmiş, karamsar hasta, insanlardan yardım alamamanın çaresizliğiyle yardım edecek birini adeta beklemekte istediklerini yerine getirmeye hazırdır. Bu olaylar günlerce hatta aylarca devam edebilmektedir. Hasta yasadıklarına dayanamamakta ve umudu kaybolmak üzeredir. Ölüm ona göre kurtuluş haline gelmiştir. Cin onu ölmeye teşebbüs te ettirir dilerse başka işleri için izin vermeyebilir de.
Hiçbir şart altında elindeki avını kaybetmek istemeyen cin, en büyük şiddet ve kabusların bütün çeşitlerini rüyalarda yaşatır. Rüyalarda kesik başlar, vahşi hayvanlar, uçurumdan atlamalar vs
Belli noktalara donuk bir şekilde bakar.
Kendi kendine konuştugu hissini etrafındaki yakınlarına hissettirir. Fakan hissedilir düşüncesiylede tedirginligi artar. Çekilin gidin gidin gibi söylemlerde bulunabilir.
Cinler büyü ile musallat edilmişse istenilen maksatta görünür. Hastanın hareketleri ani değişiklerle belli olur.
Hasta içinde bulunduğu durumu herkesten gizliyor hasta oldugu söylendiginde kesin bir şekilde reddediyor. Dahada çıkmaza giriyor artık o bambaşka bir dünya yasamına giriyor. İnsanlardan uzak kendi halinde gibi görünen zaman, intihar etmek isteyen çile azab ve günah onun yaşantı şekline dönüşüyor.
Ruhi hastalıkların teşhişi: Yemek yemeyi reddetmenin anoliksi adıyla bilinen pisikolejik rahatsızlıgın belirtilerinden oldugu bilinmektedir. Katofonik katılık özellikle vücud eklemlerinin kilitlenmesine pisikozun en bilinen belirtileridir. Bunların direkt cinler neticesinde oluşmaktadır.
ŞEYTAN GİRMESİ VE CİN ÇIKARMA OLAYI :
Dünyanın her yerinde tecrübe yaşamış kimseler için ortak bir terimdir. Ve daha sonra çalışma alanında doga üstü dünyadan gelen varlık tarafından ele geçirildigi hissini yaşayan pek çok insan vardır. Ve bu insanlar olagan üstü duyarlı insanlardır. Aşırı duyarlı olan insanlar dogumlarından itibaren diyerlerinden farklıdır. Geçmişten ve ya günümüzle alakalı şekiller görüb buna göre yorumlar yapabilirler. Hatta ölüleri bile gördüklerini idda edebilirler. Bazen de yabancı bir varlık tarafından ele geçirilmek için benzersiz bir şekilde elverişli olabilirler. Doga üstü bu güçler milyonlarca insanlar tarafından paylaşılmaktadır. Genelde bu tür kişilikli insanların altıncı hissinin yüksek oldugu söylenir. Ve bugünkü ben medyumum diyen kişiliklerin tamamı bu tür insanlardır. Aslında farkına bile varmadan yalan yanlış bilgileri alıp insanları yönlendirirler. Çünkü onlara bu bilgileri şeytan yada cin vermektedir.
Şeytan çıkarma yada cin çıkarma olayı bazı ilaçlar alındıgında zorlaşır. Şeytan yada cin çıkarma da kişiyi şeytan girme deneyiminden çekib çıkaran bir tür beyin etkinligine neden olmaktadır. Pisiko zihinsel şoka karşı bagışıklık kazandıran ilaçlar sa cin çıkarmada hastayı mevcut duruma habseder. Ve cin çıarma olayına cevab veremez. Sonuç olarakta hastalıgın dahada ilerlemesine sebeb olur.
Genelde şizofrenik bir hasta gibi . Yada epilibsi gibi görünürler. Ve bu sorunu yaşayan yüzlerce insanlar vardır. Hasta kendindedir ve içindeki varlıgın varlıgını hissederler. Onların etkilerinde olmadıkları zaman tamamen normaldirler. Durumun farkında olması da tamamen pisikoz olmadıgının kanıtıdır. Deliler deli olduklarını bilmezler. Ama bu tür hasta tamamen her şeyin farkındadır. İnsanlara ve kendine karşı şittet kullanabilirler. Bazen saatlerce çıglık atarlar. Kafasını camlara duvarlara vururlar. Yemek yiyemezler sanki bogazından geçmiyormuşta yutamıyorlarmış gibidirler. Bu tür rahatsızlıklar tıbbın çok ötesinde oldugunu bilmemiz gerekmektedir.
Hastanın bedeninde cin yada şeytan yokken soruldugun da eyer Müslüman’sa Evliyalarla görüştügünü Hırıstiyan’sa ya Hz İsa’ile ya da Hz. Meryem’le görüştügünü onlardan gereken bilgiyi alıb aktarmaya çalıştıgını söyleyebilirler.
Şeytan çıkarma seansında insana daha etkili şeytani cinler gelmektedir. Bunlar kendilerini belli ederler. Gerçekte şeytan çıkarılmaz. Şeytan şeytanı çıkarmaz. Onlar birbirinin dostlarıdır. Geçici olarak birbirlerine musaade ederler. Bedene dönmek çok kolaydır anında tekrar bedene geri döner. Bu tip şeytan çıkarma seanlarında yanık yada deyişik tuhaf kokular hasta aldıgı gibi yakınındakilerde alabilir. Yada hasta o anda bilmedigimiz deyişik lisanlarda konuştugu gibi kendininde normalde bilmedigi hareketler yapabilir.
Şeytanların en çok hareketli oldukları saat ve kötülükleri yapmak için büyücülerin çalıştıkları saad gecenin üçüdür. Bu ugursuzluk için çalışılan saaddir. Cin çıkarma olayında da onlarla karşılaşılacak uygun bir zamanlama gibi gösterseler de cinlerin en etkili saatleridir. İnsanklar da sabah saatlerinde başarılı iş yapamazlar verim ikindinde alınır. Cinler için de hava kararmaya başlayınca güne yeni başlarlar gece günün sonuna doğrudur.
Cin yada şeytan çıkarmada israrla okunması gereken ayetler okunmaya başladığında, hasta da önce gerilmeler kasılmalar la kendini kaybetmeye başlar, bakışlar sertleşir, iki ayrı değişik sesleri bile aynı anda çıkarabilir. Yada çıglık çıglıga bagırmaya ve etrafa saldırmaya başlar. Artık tasarruf başlamıştır. Çok dikkat etmek gerekir bedenine giren yaratık hastaya da kendini yerden yere vurdurarak zarar verebilir. Onu korumaya almanın yolunu biliyorsak her türlü hareketini konturol edebilir ve bedenindeki varlıkla konuşub bilgiler de alabiliriz. Konuşmayıb soruya başını eyerek cevablıyorsa; sorulan soruyu onaylamış olur. Yani oyun başladı gibi. Yani mücadeleye hazır oluşunun ifadesidir. O anki görüntü şeytani cinin görüntüsüdür. Artık hastayı ele geçiren şeytani güç. Sizinle alay eddigi gibi, ismini de vermeyebilir, okumaya devam edilerek sonuca dogru devam edilir. Hastada ateş yükselir sık nefes alıb vermeye başlar.kalb atışları artar. Hasta sonuçta bitkin düşer seansın sonunda da derin bir uykuya dalar.
Genelde bu tür hastalar inanclı zayıf ve duygusal kişilikli kimselerdir. Zaten şeytanın bulaşma sebepleri bu zaaflarından faydalanarak onların iyiliklerini ve doğruluklarını yok etme mücadelesinden kaynaklanmaktadır.
Bu işlemler sırasında
1.El ve ayaklarda karıncalanma kollarında eklemlerinde ağırlık ve uyuşukluk devamlı gerilme kasılma başında aşırı ağrı meydana gelir
2.Titreme kolda bacakta gözde ve göz çevresinde bedenin çeşitli yerlerinde sık seğirme donuk bakışlar, kriz gelir ve dişler kilitlenebilir. Hatta nefes alası zorlaşır, bayılabilir.
3.Sol kol veya bacakta uyuşukluk meydana gelir. Felçli gibi kalabilir
4.Gözler tamamen kapanır, bayılır, bağırmaya başlayabilir.
5.Baş dönmesi, daralma gerilmeler artabilir hatta hasta yanındakilere saldırabilir. sert bakabilir, çığlıklar atabilir, mide bulantısı ve aşırı kusma isteği oluşur.
CİNLERİN İNSANDA BELİRTİLERİ
1-İbadeti, Allah'ı zikretmeyi ve Kur'an okumayı bırakması veya meclislerden ve sosyallikten uzaklaşması
2-Davranış, söz ve hareketlerinde dengesiz olması
3-Sara durumuna benzer bazı durumlar, bayılmalar, krizlerin sıklaşması
4-Vücutta aşırı derecede kasılma ve gerilmeler ellerini ovalamak parmakları kütletme donuk bakışlar
5-Organların birisinde yada bir kısmında felç durumu olması sağ kol veya sol kolla sol bacak gibi
6-Sebepsiz öfkeler ve donuk bakışlar ani kızma yerinde duramama aşırı rahatsız edici sıkıntı
7-Helada uzun süre kalması ve kendi kendine konuşması
8-Devamlı olarak baş ağrısı(ilacın tesir edemediği)
9-Tıbben bir masuru yok iken kadınlarda çocuk olmaması.doktorların tıbben her şeyin normal oldugunu söylemelerine ragmen tüm tahlil ve filimlerin müsbet oldugu halde hamile kalamaması
10-Kadınlarda adet düzensizliği erken geç gelmesi yada fazla kan gelmesi gibi çok sancılı olması vs.
11-Rüyada korkunç yaratıklar görme başsız insanlar kısa yada anormal yükseklikte kanlı siyah insanlar kendine saldıran insanlar hayvanlar ve rüyaların tekrar uyudugunda kaldıgı yerden devam etmesi (yüksekten düşme, yırtıcı hayvanlar sürekli kabuslar vs.) şeyler görme
12-Yalnız kalmaktan sürekli korkması ve karanlıkta odadan odaya geçerken arkasından sanki birisi tutacakmış gibi hissetmesi sürekli arkasında bir nefes oldugunu hissetme( gerçekte olmayan bu kişinin gölgelerini de görüyormuş gibi hissetmesi)
13-uyku düzeninin bozuk olması. Uyuyama Korkuyla uyuyup korkuyla uyanma.
14-Uyurken konuşma inleme (ah çekme)
15-Sebepsiz yere ağlamalar. Niye agladıgını bilmeden aglama soruldugunda bende niye agladım bilmiyorum gibi cevab alma ve hep ölümden bahsetne intihar hissi
16- Midede kolda bacaklarda karıncalanma uyuşma eklemlerde agrı devamlı uyuşukluk hayata küskünlük
17-Göğüste daralma nefes almada güçlük çekme titreme
CİN HASTASININ UYANIK İKEN BELİRTİLERİ
1-Hapın kesmediği baş ağrıları
2- Dinde şüphe ve uzaklaşma
3- Zihinde kafa ve beyinde aşırı yorgunluk
4- Zaman zaman vücutta kasılma ve gerilmeler kolların ve bacakların tersine dönmesi hali
5-İşten soğuma aşırı şekilde tembelleşme
6-Kadınlarda düzensiz ay hali
7-Sebepsiz ağlama veya ani gülmeler
8-Çok şiddetli krize girme veya bayılma
9-Zaman zaman saldırgan zaman zamanda sakin olma ani hareket değişiklikleri
10- İnsanlardan uzaklaşma
12-Ani çıglık atma veya gülme ya da kendi kendine konuşma
13-Nefes alıp vermede zaman zaman zorlanma ve yutkunamama
14-Ezan ve Kur’andan rahatsız olma
15- Bakışları donuktur
16- Üzüntüleri va aglamaları sebebsizdir ve heb sıkıntılıdır
17- Heb tedirgindir her an bir olay olacakmış gibi hisseder.
18- Midede hep yanma vardır.
19- Hasta insanları gördügünde sıkılır kalabalıktan hoşlaşmaz.
20- Yalnız kalmak ister
21- Rahatsızlıgını kabullenmez
CİN HASTASININ UYKUDA İKEN BELİRTİLERİ
1- Geceleri uyuyamaz durmadan saga sola döner iyice bitkin hale gelince uyur sabahlarıda gec kalkar uykuları düzensizdir
2- Rüyaları ise kabus halindedir.
3- Uykuda kendini mezarda veye mezarlıkta yada pislik içinde görür yada anarmal yaratıklar görür
4- Uylukları agrılıdır
5- Dişlerini sıkar hatta gıcırtadan sesler çıkarır
6- Rüyalarında yılan aslan kesik başlı kanlı insanlar görür genellikle karanlık ve dehlizlerde gelişen rüyalar olur.
7- Uykusunda bazan konuşur bazan güler veya çıglık atar aniden kalkar. Veya yüksekten düşüyormuş gibi kalkar
8- Uyanması ise zor olur agırlıgını zor atar kendini toparlıyamaz.
9-Kendisini yorgun hisseder ve sürekli uykusu vardır.

Cinlerden korunmanın en etkili ve tek yolu: Mümkün olduğu kadar abdestli olmalı. Her işe besmeleyle başlamalı. İnsan sıkıntıyı yaşadığı için en iyi ve etkili kendisi okur. Tüm hocaları ve cinciler yasaklı olmalı. Zaten onlarda cinlerle işbirliği yapıyorlar.
Yalan yanlışlarla cahil halkı kandıran insanların inançlarıyla oynayan uydurulmuş kılasik yalanlarla halkı rahatlatıcı sözlerle ticaret yapan cin ve şeytanın sözleriyle kendilerini yüceleştirmeye çalışan esrarengiz görünen kişiler medyum, cinci, hoca, sihirbaz, büyücü, bakıcı gibi adlarla iş yapmaktadırlar. Kendilerine "arrâf" yahut "kâhin" denilen falcıları ve bu falcılara gidip fal açtıran, onlara inanan veya destekleyenleri Peygamber (s.a.s.) ağır bir dille kınamış hatta kâfirlikle nitelemiştir."Her kim bir arrafa gidip de ona bir şey sorarsa, kırk gecelik namazı kabul olmaz" (Müslim, Selâm, 125) buyurmuştur. Ebû Dâvûd'da geçen bir hadis ise şöyledir: "Kim bir kâhine gider, dediklerini doğrularsa; şüphesiz ki Muhammed'e indirilmiş olanı inkâr etmiş olur" (Ebû Dâvûd, Tıb, hadis no: 3904).
Dinimizin kesinlikle yasakladığı büyücülük, falcılık, gaybdan haber vermeler büyük günahlardandır. Kahinlik anlam olarak önceden bilmek manasında arabca bir kelimedir. Anlamı ise gaibden haber veren sözde Allah’ın özel habercileridir. Madem gelecegi biliyorlar önce başlarına gelen musibetlerden kendilerini kurtarsınlar. Sayısal loto ve tüm çekilişleri bilmeleri lazım. İnsanlar bu saçmalıklardan artık mantıklı düşünerek kurtulmalıdır.
Hiç şüphesiz daha önceden olmuş olaylara bakarak gelecekte ne olacağını söylemek bazı durumlarda mümkündür. Görgü ve deneyimlerimiz bize bazı olağan olayları önceden bilmemizi mümkün kılar. Basit bir hesap ya da tahmin yöntemiyle bazı şeyleri önceden bilmemize yardım edebilir. İnsanların beklentileri ve amaçları hallerine göre bilinir. Evlenemeyen insanın evlenme arzusunda olduğu, çocuğu olmayanın çocuk beklentisi, bunlar gibi sayısız beklenti fark edilebilir.
Pek çok ayette ve hadiste insanın korunduğu belirtilir. Mesela Tarık suresi 4. Ayeti kerimesinde (Hiç kimse yoktur ki , üzerinde bir koruyucu bir denetleyici bulunmasın ) Eğer kul , göz açıp kapayacak kadar bir süre kendi haline bırakılsaydı onu şeytanlar kapardı. İşte bunları ögrendigimizde ne şeytandan ne cinden korkmamamız gerekir. Asıl korkulacak olan Allah’tır. Nitekim bir ayette ‘Şeytanların korkutmalarından ve dürtülerinden bana sığının. Onlardan değil asıl benden korkun.’ Denilmiştir.
CİNCİLERE ALDANIYORUZ
Müslüman görüntüsüyle bizleri aldatanlar, sakal bırakıp sarık sararak Allah’ın düşmanı cinlerle irtibat kuranların vah haline. Onların sahtekarlığı cahil insanları aldatmaktadır. Cinci, büyücü, falcı, medyum, yıldıznameci bunların hepsi isimleri ayrı, işleri aynı olan isim zenginliğine boğulmuş geniş bir kazanç sektörüdür.
Sizinle ilgili yorumlama yaptigini düsünün: ‘’ zaman zaman bas dönmeleriniz oluyor, basiniz agriyor bazen karniniz yada belinizde agrilar olusuyor, her halinizle kendinize güveniyor gibi görünsenizde içinizde bir güvensizlik hakim,bazen karar vermekte kararsiz kaliyorsunuz. Belli bazi çalisma hayatinizdaki prensibler sizi sıkıyor, daha vs vs. çogalta biliriz. Peki bu anlatilanlar kime söylense hayir diye bilir mi? Kilasik kaliblar herkes için gecerli olan cevablar secilerek sorgulanir. Her konusulan herkes için olagan seylerdir. ‘’Yakinlarinizdan esmer orta boylu bir kadin büyü yapmis’’ herkesin yakinlarinda esmer orta boylu bir kadin zaten vardir. Bir baska örnek ‘’ ailenize yakin bir hasta görüyorum ‘’ illaki bir hasta vardir. Ve siz hayret bildi diyorsunuz. Yani belli yorumlar çok kisi tarafindan geçerli olabiliyor. Insan olarak yapimizda tamam bildi diyebildiklerimizi aklimizda tuttugumuz gibi isimize yaramayan yada hesabimiza gelmeyen bilgileri daha ordan ayrilmadan unutma eyilimi vardir. O medyum yada cinci her ne ise onun iskaladıklarını unutuyoruz.
Bu islerle uğrasan sahtekarlar beden dilinden çok iyi anladıklarindan isabetli bir sey söylediklerini karsisindakinin beden dilinden anlarlar. Yanlissa konuyu hemen deyistirib tepkiye göre yönlenirler, olumlu tepkiyi gördüler mi de o konu üzerinde yogunlasirlar. Yanlarin da bulunanlar ise cincinin söylediklerini hem dogrular hemde ayrintilar vererek yardimci olurlar.
Bu tür kisiler gerçekte karsisindakinin sorunlarini bilmek, çözmek yerine onlari aldatmaktan baska bir sey yapmiyorlar.
işte benim amacım cinci, medyum, falcı, yildiznameci lerin çalismalarinin bu sekilde çalismanin disina çikmadigini ve zaten inanmaya hazir önüne gelen kisileri aldatarak soyduklarini anlatmak ve uyarmaktir.
Büyülü insanda sebebsiz aglama, basta ağri, uykusuzluk, istahsizlik, gögüs kafesinde daralma olur. Cin çarpmasında ağlama olmaz fakat ilave olarak hirçinlik saldirganlik asiri sinirli haller olur. Ve hiç biri namaz kılamaz. Bunlar tesbitte anahtar kelimeler. Ve dogru kisi bu anahtar kelimelerle kendini de test edebilir.
Medyuma yada cinciye gidiyorsunuz. O sizi çözmek için sizden bilgi almak isteyecek . sikayetiniz ne dediginizde büyü belirtilerini sayiniz. Durub dururken içim doluyor agliyorum.dediniz. o hemen devamini sayacak ‘’ az uyuyorsunuz, istah yok, namaz kilamiyorsunuz… size tastiklettire tastiklettire devam edecek. Hemen büyü teshisini usta ve emin bir sekilde koyacak.
Cin çarpmas ile ilgili belirtileri anlatiyoruz. Size cin çarpmis diyor inandirici olmasi içinde yine kilasik laflar ya cini çignemissin, üstüne su dökmüssün, sana cin asik olmus, üzerine tuvalet yapmissin vs.vs. emin adimlarla anlatiyorda anlatiyor. Siz onu hangi sekilde yönlendirirseniz o yönde anlatiyorda anlatiyor. Birde dogru söylüyorsun haklisin gibi kelimelerle önünü çekersen iste ozaman mangalda kül birakmiyor.
Cin genelde ayak parmaklarindan yada ellerden girer. Önüne geldiginizde bagiriyor çagiriyor nara atiyorsunuz, elleri yada ayaklari titreterek bayiliyormus numarasi yapiyorsunuz. Onun ilk diyecegi. ‘’ bunda cin var bedenine cin girdi.’’ Bunlar aynen bu sekilde gelisecek aksini idda eden denesin.
Büyü yapılmasında insan isteği vardır. Yani büyü yapılmasını isteyen bir insanın olması cinlerin insana musallat olup onu yönetmesini meşru kılmaktadır. Tanrı bu duruma engel olmamakta ve izin vermektedir. Cinler büyü olmaksızın insana etkili gelmez. Büyü yapıldığında tanrı ve melekleri tarafından yönetilen beden ve ruh şeytani cinlerin egemenliğine geçmektedir. İnsan kendi kendini yöneten bir varlık değildir. İnsan yönetilen bir varlıktır. Bedeni ve ruhu cinler yönetmektedir. Her yaşanan cinlerdendir ancak insan kendisi yaşadığını zanneder. Erkek ve kadının ayrılması için yapılan büyüde eğer erkeğe yapılmışsa uyluklarda sürekli ağrı bulunur. Baş ağrısı, huy değişikliği görülür. Erkek hanımından nefret eder. Kokusundan tiksinir, O’nu küçük görür, sürekli hareketlerini kınar, Onunla uğraşıp terbiye edeceğime boşanıp kurtulurum der. Bütün bir ömrü onunla böyle geçiremem. Der. Büyü, olayları aslının dışında gösterdiği için erkek hanımını hanımı da erkeğini aslının dışında yani çirkin ve çekilmez görecektir. Hatta en yakın kimi varsa annesi babası hatta çocuklarını da aynı görecektir. Zamanla her şey kopma noktasına gelir. Ve ayrılık gerçekleşebilir. Cinler başarılı olmuşlardır ve bu boşanmayı deliler gibi raksederek kutlarlar. Boşama onların en sevdiği iştir. Boşanan insanlar ayrıldıktan kısa bir süre sonra hatalarını ve anlamsız tartışmalar yaşadıklarını fark ederler. Büyük bir pişmanlık duyarlar. Her iki taraf ta kendini suçlar, çünkü cinler iki tarafı da kullanmış ve hatalar yaptırmıştır. Tekrar birleşmeyi özlemle isterler ama buna yeltenmeyi beceremezler. Zaten cinler birbirinden iyice kopana dek, iç dünyalarında da ilişkiyi bitirmeden ayrılmazlar. Gerçekte birbirlerini çok seviyorlardır. Kötü bir dönemden geçtiler. Cinler birbirlerine tekrar dönmelerini engellemek için sonrasında da uğraş verirler. Belli bir süre geçti mi geri buluşmaları imkansızlaşır. Cinler de onları bırakır. İkinci evliliklerde sevgi ve şefkat güçsüzdür. Genelde menfi çıkarlar vardır. Cinler ayırma hedefinde çalıştıklarında her şeyi size olumsuz gösterirler. Sonuçta ayrılır, farklı hayatlara sürüklenir ve yıllar sonra hata yaptığınızı görürsünüz. Ancak her şey çok geçtir. Bu nedenle boşanma tamamen cinlerin işidir. Her ne olursa olsun insan boşanmamalıdır. Sadece can tehlikesi ve inancından dönderecek tehlikeler varsa boşanılabilir. Büyük bir gerekçe olmadan boşanmak, cinayete yakın bir günahtır. Allah ve melekler, boşananlara buğzeder. Şiddetli geçimsizliğin temeli cinlerdir. Cinler beklentileri belirler, özgürlüğü ve esenliği bahane ederek iyi bir eşten ayırmayı sağlar. Mükemmeli arayan ahmaktır. İnsanlar asla beklentilerine ve hedeflerine ulaşamazlar. Ulaşılan bir istekten sonra insan doymaz ve beklentilerini günceller.

CİNLER
• Allah, Cinleri dumansız zehirli ve etkili ateşten yarattı.
• Cinler yeryüzünde var olma şartlarına uygun bir dönemde yaratıldı.
• Bilinçli, seçim yapabilen, özgür ve sorumlu varlıklardı.
• Tanrı’ya yönelmeleri ve ibadet etmeleri için yaratılmıştı.
• Cinler yeryüzünün ilk sakinleriydi. Binlerce yıl huzurla yaşadılar.
• Yaşamın güzellikleri yaşayanları cezbediyordu.
• Sonra cinlerin arasında fitne ve fesat çıktı, ayrılıklar yaşandı. Düzenleri bozuldu.
• Haset, baskı ve zulümler görüldü. Birbirlerini öldürdüler.
• Cinlerden İblis, Allah'ın zikreden azizi; şereflisi ve değerlisiydi.
• İblis, Allah'tan en çok korkanı ve O'na itaatte en önde gideniydi.
• Sadıklığı ve ibadeti sebebiyle yükseltildi ve onurlandırıldı.
• Cinlerin öncüsü oldu, elçilik görevini ve liderliğini üstlendi.
• İblis, Allah’ın izniyle münafık cinlerin zulmünü bitirdi. Ve huzuru sağladı.
• Tanrının emirleri olan evrensel değerlerin ve barışın bayrağını salladı.
• Cinlerin uyarıcısı iblis düzeni korudu. Ancak sonra da kendi saltanatını kurdu.
• Yükselmenin şımarıklığı ve başarılarının sarhoşluğuyla kendisini üstün görüyordu.
• İblis, sınırsız özgürlüğü seçerek varlık aleminde yaşayanlara sıkıntı veriyordu.
• İblis kötü ve batıl yoldan kazanmaya. Kirli saltanatını sürmeye başladı.
• Zamanla özünü unuttu, yaşayışı ve felsefesi değişti, zalimleşti.
• Tüm başarıları kendinden zannetti, büyüklendi ve Tanrı dahil herkese rahatsızlık veriyordu.
• Bu durum, Adem yaratılıncaya kadar böyle devam etti. Ve Adem yaratıldı.
• Varlık aleminde topraktan yaratılmış Adem’i yönlendirebileceğini ve saptırabileceğini fark etti.
• İblise göre Adem bir tehditti. Adem’e destek olursa saltanatının yıkılacağından korktu.
• Çünkü o dünyada yaratılmışların içinde en yetkili olanı ve söz sahibiydi.
• Yönetimi ve rahatını kaybetmemek için Adem’e karşı oldu.
• Tanrıyı karşısına alarak Adem’e düşmanlık etti ve kötülüğün üzerinden beslenmeyi seçti.
• Adem’in yaradılışını çıkarlarıyla değerlendirdi ve bozuk felsefesiyle Adem’i kötü gördü.
• Zannında haklı olduğunu düşünüyordu. Ve ispatlamak için Adem ile uğraştı.
• Her kim kötü bir yol seçerse kör ve sağır edilir. Anlamsız muhalif olur.
• Ne iblis; ne de Adem Tanrı’yı gördü. Her şey doğal olarak yaşanıyordu.
• Tanrı, Adem ve eşine nimetlerle dolu ırmaklar akan bir bahçe verdi.
• Şu meyveye dokunmayın dedi. Ve yediler. Bir tufanla bahçe yerle bir oldu.
• İblis(Lusifer), Adem'i ve eşini nimetlerle dolu esenlik diyarından kovdurdu.
• Yeryüzünde insanoğlunun muhalifi ve yeminli bir düşmanı oldu.
• İblis ve Adem, yeryüzünde düşman olarak yaşamaya başladılar.
• İblis, insanı beğenmeyerek Rabbin kararını reddetti ve asi oldu.
• Halbuki insanı kollasaydı bu onun şanını daha da yüceltecekti.
• Böylece İblis düştü. Allah’ın rahmetini ve desteğini kaybetti.
• Kovuldu ve kendi haline bırakıldı. Kendi başına bocalayıp durdu.
• Tanrıdan yüz çeviren ve asi olan herkes düşmeye ve değersizleşmeye mahkumdur.
• Onlar varlık alemine sahip olmak, yönetmek ve egemen olmak istediler.
• İblis ve yandaşları; sevgiye, doğruluğa, barışa ve adalete savaş açtı.
• İblis, insanlara karşı her yolu denedi ve türdaşlarını ona karşı kışkırttı.
• Cin toplumlarının liderlerinden bazılarının ayaklarını kaydırdı.
• İnsanı tehdit göstererek cinlerden çok yandaş topladı.
• İblis, kendisiyle birlikte onları da şeytanlaştırdı ve onlara öncülük etti.
• O’nun düzeninden beslenenler onun ardından gittiler ve Tanrı’ya karşı saf tuttular.
• İçlerinden bir kısmı sakındı, Tanrı’nın yaratmasındaki bilgeliğe boyun eğerek Adem’e saygı duydu.
• Onlar insanoğlundan uzak ve ıssız yerlere çekildiler.
• İnsanoğlunun yaşam hakkına, huzurla yaşamalarına ve Tanrı kararına saygı duydular.
• Bu inanan ve sakınan cinler Tanrı gözünde değer buldu.
• İblis, inanan ve Adem’e saygı duyan cinlere de düşmanlık etti.
• Gerçekte cinlerden pek azı iyi bir yol tuttu ve sakındı.
• İblis, cinlerden birçoklarını saptırdı. Şeytan milleti"ni çoğalttı.
• Cin ve insan şeytanları yeryüzünde giderek güçlendiler.
• Cinlerden bazıları rızkının İblis’ten geldiğine inandı.
• İblis’e sadık kalanlardan 19 gönüllü azgınlıkta ileri gitti.
• Bu sapkınlar insanlardan seçtikleri dişilere gitmeye başladılar.
• İnsanlardan kendilerini çoğaltmak isteyenler kötü bir iş yaptı ama başarılı olamadılar.
• Onlara büyücülük ve sihirbazlık öğrettiler. Çağırdıklarında hemen yanında oldular.
• İnsanın varlığından rahatsız olan cinler, insanların düzenlerini bozmak ve yok etmek için çabaladı.
• İnsanları başarısız kılmak ve kötü sona ulaştırmak için kuruntu ve vesvese verdi.
• Tanrı’nın amacını boşa çıkartmak istiyorlardı.
• Doğru bir yol tutmayanlar kötü ve menfi isteklerini Tanrı’dan isteyemezler.
• Onlar ancak amaçları için kirli planlarını devreye sokarlar.
• Doğruluğa karşı kirli planları uygulayanlar gerçekten küfre düşmüştü.
• İblis, insanı reddederek batıl yola düşünce insan üzerinden kötü kazancı seçmiş oldu.
• Şeytani cinler, kendilerine ibadet edilmesini istediler.
• Onlar kendileri için çalışan insanlara sürekli vermekten acizdir.
• İstekleri için kendilerine gelenleri kullar edindiler. Basit birkaç işlerini yaparak aldatırlardı.
• İnsanların isteklerini yerine getirerek onları küfre düşürdüler ve kendilerine bağımlı kıldılar.
• Asıl şeytani cinlerin insanlara ihtiyacı vardı. Onlar Tanrı’dan istemiyor, batıl yoldan besleniyorlardı.
• İnsanları geçim kaynağı yaptılar ve insanlarla uğraşmayı iş edindiler.
• Şeytani cinler pis işlerini yürütmek için insanlardan dostlar seçtiler.
• Cinciler de dünyalık menfaatleri için cinlerle işbirliği yaptılar.
• Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
• Rabbinin emri dışına çıkarak İblis’i ve neslini, kendilerine dost edindiler.
• İnsanların düşmanını dost seçenler büyük bir yanılgıya düştü.
• Allah’a yönelmekten ve ondan istemekten geri bırakan şey neydi.
• Cinlerden yardım dileyen ve onlara başvuranlar Allah’a ortak koştular.
• İsteklerine ulaşmak için cinlerin hoşnutluğu aranıyordu. Onlar cinlere ibadet ediyorlardı.
• Meşru olmayanı ve haksızlığı ancak şeytani cinlerden isteyebilirlerdi.
• Her kötülük iblis’ten ve O’na uyan şeytani cinlerden çıktı.
• Tanrının yönetmesine ve normal hayata müdahale ediyorlardı.
• İnsanların yaşantılarını etkiliyor, kötü işler yaptırıyordu.
• İnsanların doğal yaşamlarını ve düzenlerini bozuyordu.
• Cinciler ve şeytani cinler ne kötü bir iş yapıyorlardı.
• Cinlerle irtibatlı insanlar menfaat dostluğu kurdular.
• Onların dostlukları sağlam temellere dayanmıyordu.
• Sırf çıkarları için insanlığa düşmanlıkta birbirlerinden faydalandılar.
• Şeytani cinler tanrıya giden tüm yolları tıkadı.
• Allah’a ve cinlere inancı yok sayarak gerçekleri gizlediler ve imanı engellediler.
• Halbuki insanlar sürekli cinlerin kötü etkileri altında yaşıyorlardı.
• Cinlerle irtibatlı kişilere giderek cinlerin etkilerine şahit oluyorlardı.
• Büyü’yü, cin seanslarını ve birtakım olayları görüyorlardı.
• Cinlerin varlığını açıkça görüyor ve inanıyorlar da Allah’ın varlığından neden şüphedeler.
• Cinlerin iradeleri kullandığını ve yaşamlara nasıl kötü yön verdiğine şahit oluyorlar da
• İyi bir yol tutmanızda Tanrı’nın meleklerine neden inanmıyorlar.
• İyi işlerin ardında meleklerin varlığını bilmiyorlar da kendimiz mi yapıyoruz diyorlar.
• Tanrının cinleri engelleyemeyeceği güvensizliği nereden kaynaklı?
• Cinlerin hallisülasyonuna inanıyorlar da ,
• Bu alemin Tanrı’nın hallisülasyonu olduğuna neden inanmıyorlar.
• Oysaki onun alemindeler ve İblis bu senaryonun kötü oyuncusu.
• Tanrı, her şeyin farkında ve zulmedenler acıklı azabı elbette tadacaklar.
• İblis, Adem’i kullanabileceğini anladı ve onunla uğraştı.
• İnsana sesini duyurup kötü düşüncelerle yönlendiriyordu.
• İnsanların iradelerini ele geçirip onları kullanıyor ve kötülüğe çağırıyordu.
• İnsanları korkutmak hoşlarına gidiyordu. Bunu oyun ve eğlence edindiler.
• Sürekli tekrar ederek alıştırarak ve yıldırarak amaçlarına ulaştılar.
• İblise bağlı cinler, insanlar arasında ayrılıklar kavga ve savaşlar çıkarttı.
• İnsanlara bencilliği, hoşgörüsüzlüğü ve sabırsızlığı öğretti.
• İnsanların arasındaki sevgiyi, kardeşliği ve bağlılığı yıkmaya çalıştı.
• Anneye inat etmeyi, babaya asi olmayı kardeşlere düşman olmayı emretti.
• Ailenin sevgi bağlarını yıkmaya çalıştı. Eşleri birbirine düşürdü.
• Kişisel çıkarları kullandı, kavgalar çıkarttı ve suçlayıcı oldu.
• Boşananlar bir zaman sonra yaşananlara üzülüp gerçekleri fark ettiler.
• Her şeyi şeytani cinler yapıyordu, boşananlar birbirlerini ve kendini suçluyordu.
• Boşanmalar ile yuvaları yıkarak sevgi ve saygıyı kaldırmak istiyordu.
• Erkek ile dişiyi birbirine düşürmek, cinslerin bağını koparmak istiyordu.
• İblis, iğrenç davetlerde bulundu ve insanlıktaki utancı kaldırdı.
• Kadınların bedenini açtırarak cinselliği hedef gösterdi
• Kadınlara bakış açısını bozdu, insanlar arzularını tatmin etmek için zalimane bir anlayışa sahip oldular.
• İnsanları arzuları için koşuşturan bozuk bir psikolojiye soktu.
• Erkekler, kadınları cinsel bir obje olarak görmeye başladı ve İnsanlar arasındaki hukuku bozdu.
• Örtünmemek yaygınlaşınca kadınlar aşağılandı, bir mal olarak görüldü ve tacizlere uğradı.
• Kadının asaletini kaldırdı ve değersizleştirdi; Hayayı ve manevi bağı ortadan kaldırdı.
• İnsanın üremesine öfkelenen iblis, Düşmanlığı yaydı ve sevgiyi yıprattı.
• Şeytani cinler, ailede, toplumda, ülkede ve yeryüzünde daima ayrılık çıkarttı.
• Amacı insanlara düşmanlığı yayarak yok etmekti.
• Şeytani cinler insanlara zarar verecek her yöntemi kullandılar.
• Sevgiyi ve kardeşliği huzuru ve barışı yıkmaya çalıştılar.
• Her insanın bir şeytanı vardır. Ve amacı batıla saplamaktır.
• İyi hedeflerinizden dönderir, başarısızlıkla aldatır, ümitsizliğe düşürür
• Başarısız olsa dahi mücadelesinde yılmayan onun ağına düşmez.
• Hoşnutsuzluk verir, yaşamdan soğutur, hayattan zevk aldırmaz.
• Bencilleştirir. Paylaşmaktan, yardımlaşmaktan uzaklaştırır.
• Şeytani cinlerle olanlar, görünene aldanır ve batılı seçerdi.
• Sesini yükseltir, üstünlük çabasıyla çok konuşur, ben bilirim havasında olurdu.
• İnsanları hakir gösterir nefret ve kinle yaklaşmayı sağlar.
• Bencilliği kullanarak insanlardan soğutur ve doğru yoldan alıkor.
• İnsanın önemsediği alanlarda ve önemli dönemlerinde ona yaklaşır.
• İnsanın zayıf anını yakalar. O’nu yanlış kararlara sevk eder.
• İnsanı kullanmak, aldatmak, saptırmak ve zarar vermek ister.
• Dünyevi çıkarlarına göre düşünür davranışının yönünü belirlerdi.
• İnsanlar cinlerin söylediklerinin çoğunu yapıyor ama farkında değillerdir.
• Her insanı cinsine, devrine, durumuna, konumuna, bilgisine göre aldatmaya çalışırdı.
• Şeytani cinler zihinde sürekli konuşur. Bir batılı kabul ettirirdi.
• Doğru yolda mücadele etmek ve Tanrı’ya yönelmek onları etkisizleştirir.
• Tanrıyla konuşmayı (namazı) bırakana şeytani cinler musallat olur.
• ‘Kalbin temiz olsun, niyetin güzel olsun yeter.’ Dediler. Ve namazdan uzaklaştırdılar.
• Halbuki Allah’tan sürekli istemek ve ona bağlılıkta devamlı olmak kurtarırdı.
• Allah’tan istemek günahlardan uzak tuttuğu gibi hayırlara da kapı açmaktaydı.
• İblis, yaşama gelen her insana nefretle baktı.
• İnsanlarla uğraştı ve onları sıkıntılara soktu, zarar vermek için çabaladı.
• Rabbi anmaktan alıkoydu. Kötülükleri çekici gösterdi.
• Yaşama tutkunluk verdi. Uzun ve boş işlerle oyaladı.
• İnsanları fakirlikle korkuttu, batıl yollara sürükledi.
• İblis, dünya karşılığında imanları satın aldı.
• İnsanlara dedi ki: ‘İyilik dünyada bir şey kazandırmaz. Kötülük et ve kazan.’dedi
• ‘Yaşam güzel, mal sahibi olacaksın ki sefasını süresin.’ dedi ve hırsla dünyaya yöneltti.
• ‘Aç kalırsın, muhtaç olursun. Kimse sana vermez. Mücadele et.’ Dedi.
• Açgözlülükle dünyaya sarıldılar. Haksızlıkla kazandılar.
• Ardından ‘Sadece bu hayat var, kimse hesap sormaz.’ dedi.
• Kadere, ahiret gününe, meleklere ve cinlere inancı yıktı.
• Allah’tan şüpheye düşürdü, ondan istemediler ve ona güvenmediler.
• Kötülük üzerinden kazandılar ve haksızlığı yol edindiler.
• İblis’e uyanlar kula kulluk etti ve Tanrı’nın düzenini bozdu.
• Böylece yeryüzüne kötü bir düzen kuruldu
• İnsanlar bozuk bir sistemin altında ezildiler.
İNSAN ÖNCESİ
• Allah, kimin iyi işler yapacağını görmek için alemleri var etti.
• Ne melekler ne de cinler Tanrı’yı gördüler
• Ama o’nun varlığını ve her şeyi yarattığını kesinlikle bildiler.
• Tanrı’dan aldıkları emirler ile her şeyi melekler yapıyordu.
• Meleklerin özü ışıktı, Bilinçli ve tam sadık varlıklardı. Doğrulukla adil olanı yaparlardı
• Tanrı’nın emirleriyle ortaya çıkan, şekil bulan, iş yapan kudretiydi
• Yaşam, evren ve tüm gökler meleklerle oluştu. Yeryüzündeki her iş onlarla yürüdü.
• Tanrı, yarattıklarından kendi isteğiyle kendisine yönelecek dostlar edinmek istedi.
• Tanrıya yönelmeleri ve ibadet etmeleri için cinler yaratıldı.
• Allah, yaratılmışların arasına kurallar koydu ve bir düzen olsun istedi..
• Özgürlüğün, eşitliğin ve yaşam hakkının korunmasını öğütledi.
• Cinlerden bir gurup zamanla doğru yoldan ayrıldı.
• Cinler arasında ayrılıklar çıktı ve birbirlerine saldırdılar.
• Hırslıyı, büyükleneni ve zulmedeni Tanrı sevmezdi.
• Yaşama her gelende sahip olma mücadelesi vardı.
• Yaşamın güzelliklerine kapılır büyüsüne aldanırdı.
• Dünya için açgözlülük ettiler, hırslandılar ve savaştılar.
• Tanrının tüm uyarılarına rağmen yola gelmediler.
• Tanrı, cinlerin arasındaki anlaşmazlığı gidermesi için iblis’i seçti.
• Çünkü o sadıktı, ibadette önde giderdi.
• Rab, cinlerin arasında ki İblis’e bilgi, kabiliyet ve güç verdi.
• Cinlerin kralı iblis oldu, yeryüzünde düzeni sağladı.
• Tanrının emirlerini uygular işlerini yürütürdü. Allah onu yüceltmişti.
• Tanrının yeryüzünde halifesiydi, sevgi ve iyilik için çalışırdı.
• Sonra İblis aldandı, her şeyi kendi başarısı zannetti, saltanatını kurdu ve büyüklendi.
• Tanrı’nın adil düzeni için hiçbir şey yapmıyordu hatta düzenin önünde engeldi.
• Şımarıklılık etti. Rahatsızlık veriyordu. Rab uzunca bir süre sabretti.
• Özü ve yaradılışı gereğidir ki cinlerden tam sadakat gözlenemedi.
• Rab, ‘aşağılanan toprağın’ aynı görevleri yapabileceğini göstermek istedi.
• Allah kibirlenen ve ayrımcılık çıkartan iblis’i bıraktı. Adem’i yarattı.
• Allah düzeni yürütmesi için topraktan bir canlı yarattı ve o’nu halife seçti.
• İblis, Adem’in yaratılmasına bir de öfkelendi. Tanrının kararını reddetti.
• Adem'e saygı duymalıydı; Adem’i Tanrı’ya sadık yaparak kendisini asil kılabilirdi.
• İblis, Adem’i kıskandı, beğenmedi ve kalbinde sakladığı kibrini açığa vurdu.
• Cinlerden iblis, insana tahammül edemedi. Düşmanca tavırlarda bulundu.
• ‘Yeryüzüne ben hükmedemezsem kimsenin hükmetmesine izin vermem.’ dedi
• İnsanın ayağını kaydırırken kendini de yakmayı göze aldı.
• Yönetme, hükmetme ve sahip olma saplantısına düştü.
• Oysaki insanlara ve düzene hizmet etmek için yönetici olunurdu.
• Yönetmenin temelinde Tanrı hoşnutluğu için adil düzeni sağlamak vardı.
• İblis, insana düşmanlık etti ve onunla mücadeleye başladı.
• Diğer cinleri insana karşı kışkırttı. Cinlerin çoğunu aldattı.
• Allah’tan dilemek yerine insan üzerinden beslenmeyi seçtiler.
• Batıl yola düştüler, haksız ve kötü kazancı seçtiler.
• Böylece Allah’a karşı isyan ettiler. Sonra da küfre düştüler.
• Tanrının, iyiliğin, doğruluğun ve düzenin karşısında şeytaniyet doğdu.
• Ve iblis şeytanlaştı ve cinlerden kendisine çok taraftar topladı.
• İblis, (Şeytan), kötülüğün öncüsü olarak Tanrı’ya karşı mücadele etti.
• İnsanın yaradılışına aldanarak Tanrı’ya karşı dünya yaşamını ve güzelliklerini tercih etti.
• Ahireti reddedip kötülüğü seçenler dünya yaşamında kazanırdı.
• İlk hayata aldanmayan iyiliği seçecek ve sonraki yaşamı kazanacaktı.
• Gücü ele geçiren zalim cinler, mazlumları hor ve hakir görüyordu.
• Onlar inanan cinlere baskı yaptılar. Hile ve zorbalıkla taşkınlık ettiler. Zulmettiler.
• Batıl fazla yaşayamaz. Bu nedenle İblis’in egemenliği kısa sürer.
• Yalan, aldatma, hile ve zulüm ile ne kadar krallığını sürdürebilirdi.
• Batıl hakkı ne kadar yenebilir ve İblis, Rabbini alt edeceğini mi sandı.
• Adem’in daha adil olabileceğine ve Tanrı adına yöneteceğine neden inanmadı.
• İblis’e ilmi ve şanı, Allah vermedi mi. O’nu üstün tutmadı mı?
• Allah değil midir her şeyi yapan ve her şeye hükmeden.
• Daha önce iblis’e görev verildi ama O sapanlardan oldu.
• Yöneticiliği kendi çıkarına kullandı ve hükmederken zulmetti.
• Bütün cinler ve melekler onun doğru yoldan ayrıldığına şahit oldu.
• Şımarıklığı, çirkefliği ve zorbalığı seçmesi İblis’i makamından düşürdü.
• İblis hak için mücadele etmiyordu. Kendi saltanatını sürüyordu.
• Rabbi unuttu, yasalarını çiğnedi, yozlaştı ve sapanlardan oldu.
• Temiz ve helal olanı reddetti. Kurmaca oyunlar ve kirli tasarılarla haksız kazanmayı yol edindi.
• Zulüm üzerinden beslenmeyi seçerek doğru yoldan ayrıldı.
• Kuru inadıyla akıldan ve mantıktan yoksun kaldı.
• Sırf muhalif olduğundan her şeye karşı çıktı.
• Batıl tarafta olunca doğruluğun karşısında hakkı örtmeye çalıştı.
• Rabbe karşı olumsuz tavır sergilerken hak yolda olduğunu söylüyordu.
• Yaşantısı ve söyledikleri birbirini tutmuyordu. Kör ve sağır idi.
• İblis azdırılmadı bizzat kendisi kötü yoldaydı.
• İnsan yaratılınca o, benimsediği batılı ve kötülüğü temsil eder oldu.
• Düzen karşıtı bozguncu iblis, kaostan beslendi.
• İnsana azap etti, onu kullandı ve tanrılık iddiasında oldu.
• İblis’e Allah’tan başka kim merhamet edebilir.
• Tanrı ‘Adem’e boyun eğmedikçe iblis’e bağışlanma yok.’ dedi.
• Bizim onu doğru yola çağırışımız onun azgınlığını artırdı.
• Dönemleri ve çağları yaşadık. Son devire girdik. Güneş batıdan doğmak üzeredir.
• Herkes yaptığının karşılığını bulacak ve hiçbir suç cezasız kalmayacak.
• Tanrı dilediğini yapar ve o dileyenlerin en hayırlısıdır.
• Ne ondan şereflisi ne de merhametlisi bulunur.
• kusursuzdur, mükemmeldir, azizdir ve her şeyi kuşatandır.
YAŞAMA ALDANIŞ
• Allah, amaçlı bir niyetle kendini temsil edecek insanı yarattı.
• Yaratılmışlardaki karşı koyma kuvveti olan şeytaniyyetin anlamsız mücadelesini devirecekti.
• Yaratılan her canlı, zamanla doğru yoldan çıktı ve Tanrı’yı zikretmekten geri durdu.
• Her canlıda olduğu gibi sonradan yaratılana öfke duyuldu ve ona düşman olundu.
• Tanrı kararlarına saygı duymayanlar asi oldu ve küfre düştü.
• Sonra’dan yaratılan bir önceki tarafından hiç sevilmedi.
• Önceki bilgili ve güçlü tür, sonradan yaratılan mazluma şiddet uyguladı.
• Kedi sonradan yaratıldı, bu nedenle köpek ona öfkelendi ve saldırdı.
• Adem yaratılınca da İblis beğenmedi. Adem’e karşı düşmanca tavır aldı.
• Adem’e kötülük etmeyi ve onun üzerinden beslenmeyi seçerek batıl yola düştü.
• Rab ile mücadeleye kalkıştı. Rabbi inkar etti ve küfre düştü.
• Allah’ın nurunu söndürmeye çalıştı. Doğruluğa, adalete ve barışa karşı çıktı.
• İblis gerçekten itaatkar olsaydı Adem’i sever ve O’nu korurdu.
• Azdırıldığını düşünerek insanları yoldan saptırmaya karar verdi.
• Rab, İblis’i azdırmak için değil, İblis’in azgınlığından dolayı Adem’i yarattı.
• İblis zaten asi idi, Tanrı’ya başkaldırırken Adem’i fırsat bildi.
• İnsanı yaratmakla İblis’in kendisine saygısını ve Rabbe bağlılığını sınadı
• Tanrılık iddiasıyla kendine güvenen iblis her şeyi başaracağını sanıyordu.
• Böylece İblis’in fitnesi insan, insanın fitnesi dünya hayatı oldu.
• Kendisine yaşam verilen her varlık aldandı ve cazibesine kapıldı.
• Yaşam güzel ve çekiciydi. İyi yaşamak ve her şeye sahip olmak istenirdi.
• Dünya sevgisi, dünyayı kazanma ve uzun yaşama arzusu vardı.
• Kendisine yaşam verilen ‘Tanrı beni önemsedi.’ diye şımardı.
• Tanrı kendisine ilim verip ikramlarda bulununca çabalarımla kazandım dedi.
• Hangi türde, hangi çağda, nerede, hangi ailede, erkek mi dişi mi olacağına kendisi mi karar verdi.
• Yaşayacağı ortam ve şartları kendisi mi oluşturdu.
• Sonra da kalkmış:’Ben bilirim, ben başarıyorum, ben kazanıyorum, farklıyım ve üstünüm.’dedi.
• Her gelen kendini bir şey zannediyordu. Sabretmiyor ve şükretmiyordu.
• Tanrının verdikleri karşısında övünüp kibirlenenler ne kadar nankördür.
• Bir de açgözlülük ve hırsla dünya için mücadele etmeye kalktılar.
• Sürekli istediler ve hiç yetinmediler. Ne paylaşmayı ne de kardeşliği bildiler.
• İblis’in ardından giden cinler ve insanlar dünya hayatını tercih etti.
• Doyasıya ve sınırsızca yemeyi, içmeyi, cinselliği ve eğlenmeyi istediler.
• Dinin ve düzenin karşıtları Tanrı buyruklarına muhalefet etti.
• Özgürlüğe, eşitliğe, temel haklara, demokrasiye, kardeşliğe ve canın korunmasına karşıydılar.
• Ne hak ne hukuk bildiler ve ‘Sadece dünya hayatı var.’ Dediler.
• İlk yaşama aldananlar dünyaya hırsla sarıldılar. Sahiplendiler. Baskı ile hüküm sürdüler.
• Yaşamın güzelliklerine aldananlar saltanatları için kan dökmeye başladılar.
• Dünya hayatını tercih edenler Tanrı’ya asi oldu.
• Rahatlığı, zevk ve eğlenceyi, kolay kazanmayı isteyenler zulmü seçti.
• Güçlülerin yasa tanımamazlığı zayıflara zulmü getirdi.
• Tanrıdan şüphe edenler, kadere ve hesap gününe inanmadılar.
• Yeryüzünde yaşananların bir karşılığı yok sananlar büyük bir yanılgıya düştüler.
• Yaratılmış her varlık hedeflerine ve niyetlerine göre tarafını belirledi.
• İnananlar ahireti ve hakkı, inançsızlar dünyayı ve batılı seçtiler.
• İnananlar adalet, barış ve esenlik için; inançsızlar, savaş ve kaos için çalıştılar.
• İnananlar kötü şartlara bile razı olur, yaşamı nimet bilir, zarar vermezdi.
• İnançsızlar tükenmez arzuları için yaşama sarılır, saltanatları için zarar verirlerdi.
• Ve yeryüzünde Tanrı taraftarları ve karşıtları sürekli mücadele etti.
• Özgürlüğü ve eşitliği isteyen inananlara fırsat vermediler.
• İnançsız zalimler, inananları yok etmek istediler.
• Tanrı, her dönemde olduğu gibi halkına sahip çıktı.
• Ve yeryüzünde zalimlerin saltanatı kısa sürdü.
• Ne dünya ne de ahiret onların yurdudur.
ADEMİN YARATILIŞI
• Allah, topraktan kendisini temsil edecek son bir canlı yaratmaya karar verdi.
• Yehova, krallığını duyurmak için Adem’i yarattı.
• Adem’i karışık yapışkan balçıktan şekillendirdi. Ve ruhundan üfledi.
• Ve insanlara:‘Yeryüzünde yaşayıp öleceksiniz ve orada diriltileceksiniz.’ Dedi.
• Melekler yaşamın cazibesine adlanılacağını biliyordu.
• Yeryüzünde yine kan, bozgunculuk ve mücadele yaşanacağını düşündüler.
• Tanrı, gizlilikleri bilirdi ve hak olanı yapmayı çok severdi.
• Rab, dilediğini yaparken her şeye doğru hükmederdi.
• Melekler; ‘Tanrı yaratmada her şeyi iyi bilir dediler.’ ve hemen insana boyun eğdiler.
• Allah, Adem’i doğru yola iletecek, kudretiyle merhamet edecek ve yüceltecekti.
• Kendisine tam bağlı ve dilemesiyle yaratacağı bir hayat verdi.
• Adem, içi boş, yönetilecek ve yönlendirilecek bir varlıktı.
• Bilgisiz, çaresiz, korumasız ve muhtaçtı.
• Rab, canlıların en aşağısındaki insanı yüceltti
• O’na sahip çıkılmasaydı tüm hayvanlar ona saldıracaktı.
• Canlıların en çaresizi ve en çok zulme uğrayanı olacaktı.
• Tanrı varlığıyla korkulardan emin kıldı. Meleklerle destekledi. İlminden ve nurundan verdi.
• Adem’e akıl ve mantık verildi. O’nu destekledi ve hepsine boyun eğdirdi.
• Tüm canlılara hükmetme yetkisi ve halifelik görevi verdi.
• İblis, Ademi görünce üzerine tükürdü ve Rabbine karşı:
• ‘İnsanların sana yönelmesini ve itaatkar olmasını engelleyeceğim.’
• ‘Her şeyi ile sana muhtaç olan insanı şükreder bulamayacaksın.’
• ‘Sana gelen dosdoğru yolun önünde bekleyeceğim.’ Dedi.
• İblis, Rabbine asi olarak insanların çoğunu saptıracağına yemin etti.
• Bilgeliğin, gücün ve saltanatın beslediği kibir başkaldırmasını sağladı.
• Sürekli insanların etrafında gezindi ve sürekli fırsat kolladı.
• İblise tabi olan şeytani cinler her yönden insanlara yaklaştı.
• İnsanları yok etmeye, bir kısmını da saptırıp aralarına katmaya çalıştı.
• Adem’in soyunun peşine düştü. Düzeni bozma çabasındaydı.
• Allah’ın varlığından şüpheye düşürdü. Allah’tan dilemeyenin dostu oldu.
• İblis kendini gizleyerek ‘ben’ dedi ve sinsice vesvese verdi.
• İblis, dünyanın nimetleri ile; mal, kadın, evlat ile aldattı.
• Yaldızlı sözlerle dünyayı cazip gösterdi, zevkin büyüsüne çağırdı.
• Arzularını sınırlamayan nefsinin kölesi oldu.
• Artan arzularını sürekli tatmin etme çabasında oldular.
• Arzularına bir türlü dur diyemeyenler zulmü yol edindiler.
• Allah, yasalarıyla insanların korunması için sürekli uyarılarda bulundu.
• Allah:‘İnsana; mideni doldurma, cinselliğin zevkine kapılma!
• Ey insan etini oluşturan lokmaların helalliğine dikkat et.
• Kötü ve haksız kazançtan uzak dur.
• Afiyetin dışında fazla kazanç telaşında olma!
• Paylaş, kardeşlerine de ver.’ Dedi.
• ‘Şahsi menfaatlerin yerine insanlığın çıkarlarını düşün.’dedi
• Uyarılarımızı, elçilerimizi ve kitaplarımızı bir süre sonra bıraktılar.
• Rabbin yasalarını tutmayınca alçaldılar. Hepsi zarar gördü.
• Ey insanlar, Allah’tan başkasına teslim olmayın.
• İblis size düşmandır, size eziyet eder ve sizi yolda bırakır.
• İblis’in işi gücü yalan, yöntemi batıl, amacı fos, sonu hüsrandır.
• Sadece Allah’tan yardım dileyin ve sadece Ona ibadet edin.
• ‘Rabbimiz bizi dosdoğru yola eriştir, deyin.’ Diye ögütlendi.
• İblis( lusifer) sevgiyi ve kardeşliği yıktı. Kötülüğü ve düşmanlığı yaydı.
• Ayrılıklar çıkarttı ve insanları birbirlerine kışkırttı.
• Yeryüzünde güçlü olma yarışı, kaos, zulüm ve katliam gözlendi.
• Tanrıya bağlılığı ve yasalarını bırakanların ne hale geldiğini gördünüz.
• Yeryüzünde düzen bozuldu ve insanlar birlikte yaşayamaz oldular.
• Ey insanlar ve cinler!! Ben, Cann’nın ve Adem’in Allah’ıyım.
• Nuh’un ve İbrahim’in; Musa’nın, İsa’nın ve Muhammed’in Rabbiyim.
• Yarattıklarıma ve Adem’in soyuna şefkatliyim.
• Münadi, insanlara müjdele! ‘İblisin egemenliğini yıkacağım.’
• Ey gizlenen iblis, seni ortaya çıkartacağım. Yaptıklarını herkes bilecek.
• İnsanlar seni fark edecek ve onlardan destek bulamayacaksın.
• İblis’i en az bin yıl bağlayacağım sonra varlık alemini sona erdireceğim.
• gün geldiğinde iblis kendisini kurtaramayacak ve kendisine tabi olanları reddedecek.
• Ben sadece sizi kötülüklere davet ettim. Siz icabet ettiniz diyecek.
• İblis ve yandaşları itilip kakılarak, aşağılanmış olarak cehenneme sevk edilecekler
• Bana sadık kalan ve doğruluktan şaşmayan kullarıma iyi bir yaradılışla girin cennete diyeceğim.
ŞEYTANİ CİNLER VE ALDATIŞI
• Allah’ın ve emirlerinin karşısında olan insanlar ve cinler
• Kötülüğe, düşmanlığa ve çirkin şeylere çağırdı.
• Saygısızlığı, hayasızlığı ve bilgisizliği yol edindi.
• Doğruluktan kardeşlikten ve sevgiden nefret etti.
• Adaletsiz baskıcı ve suçlayıcı oldu.
• Kötülüğün üzerinden bozuk bir düzen kurmaya çalıştı.
• Cinlerin ve insanların yok oluşuna zemin hazırladı ve bunun için her yöntemi kullandı.
• Cinlerden iblis, saltanatının oluşturduğu kibre yenik düştü.
• Kuru inatla Adem’e düşman, Tanrı’ya muhalif oldu.
• Allah ile mücadele etti, isyancı oldu. Ve tarafını ayırdı.
• Allah’a karşı saçma şeyler söyledi. Ve dirilişi reddetti.
• Her şeyi yapabileceğini ve varlık alemine yön verebileceğini düşündü.
• Tahtını korumaya çalıştı, hükmedeceğini sandı ve yeryüzünü sahiplendi.
• Adem’i reddederken menfaatlerini gözetti, bu nedenle kalbi mühürlendi.
• Olaylara tersinden baktı, gerçekleri göremez oldu.
• Doğruluktan çıktı ve Allah’ın nurunu kaybetti. Akıl ve mantıktan yoksun kaldı.
• Kendi haline bırakıldı ve kontrolsüzce bocalayıp durdu.
• İnsanı gözledi, dinledi, yaklaştı ve ona musallat oldu.
• Maddeye nüfuz edebiliyordu ve görünmezliğini kullandı.
• Bedene girip ruhu etkiliyordu ve insanı yönlendirebiliyordu.
• İnsanı yönetmek hoşuna gitti. O’nu kullanmayı, dilediğini yaptırmayı çok sevdi.
• Sırf kendi arzu ve ihtirasları için insanı hoyratça kullandı.
• İnsanı oyun ve eğlence edindi. Onunla sürekli uğraştı.
• Serseriler gibi zulmetmek ve eğlenmek için rahatsız ettiler.
• Sinsice, hiç fark ettirmeden, ben diyerek insan adına konuştu.
• Önemli dönemlerde, zor zamanlarda insana yaklaştı ve fırsat kolladı.
• Zayıf anlarda, çıkış bulamadığında, zaafları kullanarak yoldan çıkarmak istedi.
• Amacı imanı çalmak ve insanı kendisine tabi etmekti. Kötü sonuçlara sürükleyecekti.
• İnsanları en sevdiği ve önemsediği şeyler üzerinden aldattı.
• İnsanın zihninde konuşan şeytani cinler, kişiyi sürekli tekrarla batıla alıştırdı.
• İnananın tercihi İblis’i çaresiz bırakırken; İblis her kişiyi aklı ve bilgisi oranında aldattı.
• Şeytani cinler sürekli ayırıcı ve bozguncu oldu.
• İnsanların arasına düşmanlığı yerleştirerek azap etti.
• Erkek ile dişi arasıdaki bağı yıkmak için zinayı ,
• Karı ile kocayı ayırmak için beklentileri ve hoşgörüsüzlüğü,
• Öz kardeşleri ayırmak; arkadaşlıkları, komşulukları bozmak için menfaatleri kullandı.
• Sonra beldeleri, ulusları, doğuyu ve batıyı ayırmak için;
• Kökenleri, dinleri, mezhepleri ayırmak için çalıştı çabaladı.
• İnsanların birbirlerini katletmesi için elinden geleni yaptı.
• İblisin karanlık planları insanlığın her kademesinde devredeydi.
• Şeytani cinler, insanı en yakınlarına karşı kışkırttı.
• Ailenize, çevrenizdekilere karşı olumsuz fikir beyan ettiler.
• İnsanların durumlarına ve dönemlerine göre davrandılar.
• İblis, genç babaya : ‘Çocuğun söz dinlemiyor sonra seni hiç dinlemez.’ Diyerek kışkırtır.
• Anaya: ‘Böyle hayat olmaz olsun.’diyerek bıtkınlık verir.
• Evli kadına: ‘ Kocana itaat etme. Ona mecbur değilsin’ der.
• Evlada der ki: ‘Babam her şeyi bilmiyor. Sözünü dinleme ve inatçı ol.’
• Genç kıza: ‘Gencim, güzelim’ der. ‘Tadını çıkar ve doyasıya yaşa’ diye telkin eder.
• ‘Şu erkek geniş omuzlu, iri cüsseli, yakışıklı.’ Der. Ve görünenle aldatır.
• Genç erkeğe; ‘Kimse sana kafa tutamaz.’ Der ve gençliğin cahilliğine düşürür.
• ‘Şu kız ne kadar çekici, seksi, şunun kalçasına bak.’der. Cinselliği hedef yapar.
• Güzel kadına: ‘Açık giyin. Vücudunu sergile. Dikkatleri çek.’der.
• Böylece azdırır ve yoldan çıkartır. Toplumsal yıkıma neden olur.
• Kaynanaya der ki: ‘Oğlun karısını senden çok seviyor. Hep onunla.’
• Geline de: ‘Şu kaynana bir olmasaydı, mutluluğumu engelliyor.’der.
• İblis daima düşman edici oldu. Suçlayıcıydı. Görünene ve o ana aldanırdı.
• İblis’in halkına uyanlar sevgi dolu yaşayamadılar ve paylaşamadılar.
• Sonra İblis fakirlikle korkuttu. Zengine dedi ki: ‘Daha çok kazanmalıyım.’;
• Fakire de: ‘Kazanmak için şu kötü yolları seç.’der.
• İblis, dünyanın ardından koşan işçiye: ‘İşini kaybetme’ der.
• İşçi de gıybet yalakalık, ikiyüzlülük ve dalkavukluk eder.
• Daha nice pozisyondaki insanlara nice şeyler söyledi.
• Amacı insanı doğru yoldan çıkarmak ve Tanrı’nın hoşuna gitmeyecek işler yaptırmaktı.
• Daima kendisinden yükseği gösterdi, teşekkür yerine nankörlük ettirdi.
• ‘Şu adamdaki zenginliğe bak, bolluk içinde, senin de olsun, sen de rahat et.’dedi.
• Ardından kötülüklere kapı açtı ve kötü yolları tavsiye etti.
• Ruhunu şeytana satan kazanmak ve sahip olmak için insanlığa zarar verdi.
• İblis, arzuları süsler ve çekici kılar. Zevkin büyüsüne çağırırdı.
• Ardından ‘Günahın çok. Sen zaten kötüsün,’diyerek insanı kendine bağlı kılardı.
• ‘Allah senin duanı kabul etmez. Sen ona yakın değilsin.’ Diyerek Allah’a yönelmekten alıkoyardı.
• ‘Allah seni affeder mi sanıyorsun’ diyerek ümitsizliğe düşürür.
• O, Küçük günahlarla Rabbe yönelmeyi engeller.
• Sadece Allahın rahmetinden ümidini kesenler mahvolmuştur.
• Şeytani cinlerin amacı insana ve insanlığa zarar vermektir.
• İblis etrafındaki cinlere: ‘İnsanlara iyilik etmeyeceksin, Onları dizginleyemezsin.’
• ‘Kötülük edeceksin ki dünyada kazanasın, hükmedesin, her şeyi elinde tutabilesin.’dedi.
• ‘İnsanların araları bozuk olsun, birbirlerine düşsün ki kazanalım.’ Dedi.
• Kötülüğü telkin etti. Kötülük üzerinden geçimini sağladı ve insandan beslendi.
• İnsanı kötülüğe suça ve günaha iterken aslında kendi saltanatının hesabındaydı.
• İnsanları kullanarak birbirlerine düşürüyordu; dini, düzeni yıkmak istiyordu.
• İyiliği, sevgiyi, barışı ve kardeşliği yıpratarak kendi düzenini kurdu.
• Haksızlığa, hırsızlığa, zinaya yönlendirerek insanlığın temel bağlarını koparmak istiyordu.
• İçki, kumar, uyuşturucu, oyun ve eğlence ile İnsanı oyalıyor, Allah’a yönelmesini engelliyordu.
• Şeytani cinler insanların düşüncesini yönlendirir ve onları kötü işlere davet ederdi.
• İnsanları aldatarak dilediği gibi yönetmek istediler, bu nedenle iyiliği öğütleyenden nefret ettiler.
• Tanrıdan istemeyenler şeytanların kirli planlarıyla iş yaptılar.
• Günah ve suçlar hep İblis’in başının altından çıkıyordu.
• Bölüyor, ayırıyor, sahipleniyor, aralarını bozuyor, birbirlerini öldürmelerini sağlıyordu.
• Haksızca birbirlerinin mallarına göz diktirdi ve hukuku hiçe saydı
• İnsanları zorbalık ve şiddetle yok etmek istiyordu.
• İblis, yoldan çıkarmak için hem cinleri hem de insanları aldattı.
• İnsanlardan dünya menfaatleri için cinlere başvuranlar ne kötü bir yol tuttular.
• İnsanlardan bazıları İblis’ten yararlanmak için ona boyun eğdi. Büyücülüğü ve cinciliği seçtiler.
• İnsanların dileklerini yaparak kendine kul etmek istiyordu.
• Oysaki Allah, insanları ve cinleri kendisine ibadet etmesi için yaratmıştı.
• Gelecekten haber verdiğini ve mucizeler yaptığını söylüyordu.
• Eskiden göğü gizlice dinler, haber çalar bir doğruya on yalan katardı.
• Bununla da Tanrılık hesabındaydı. İnsanı aldatır ve kullanırdı.
• Büyücüler ve cinciler ve onlarla irtibatlı herkesin yolu cehennem yoludur.
• Allah yerine insanın ve Allah’ın düşmanından yardım isteyenler sadece kötü amaç peşinde oldu.
• Cinlerle irtibatlı olan insanlar Tanrı’nın öfkesinden kurtulamayacak.
• Cinlerden yardım dileyenler sadece cinlerin azgınlığını arttırdı.
• Halbuki onlar da Allah’a muhtaç ve doğru yolu arıyorlardı.
• İnsanlığa zarar vermek için insanların isteklerini yerine getirdiler
• Bedenleri gasp ediyor, ruhu yönlendiriyordu ve suçlara zorluyordu
• İnsanları kullanıyordu. Çirkinliğe ve hayasızlığa çağırıyordu
• Günah batağına itiyordu ve çıkmaza sokuyordu.
• Şeytani cinler insanları izliyordu, etrafında dolaşıyordu ve nasıl zarar versem diye fırsat kolluyordu.
• Vesvese verir, olumsuz konuşur, huzursuzluk yaratırdı.
• İnsanlar, cinleri göremiyordu esrarengiz ve mucizevi sanıyordu.
• İnsanlar onların maddeyi etkileyebildiklerini görüyorlardı.
• Uydurulmuş fikirlerle tanrısal güçlere sahip zarar verici olarak gördüler.
• İnsanları korkutuyordu, bilmez ki insan? Sürekli cinlerle birlikte yaşardı.
• İblis’e tabi olan cinlerin yöntemi kötü ve batıldı.
• Korkusunca saldırganlık ettiler ve isteğini dayattılar.
• İnsanlara vesvese haricinde zarar veren cinler azgınlıkta ileri gitti.
• İnsanlardan korkuyla iblise itaat eden cahiller batağa saplandı
• Allah’tan başka kimden korkulur, Şeytani cinler Allahtan korksunlar.
• İnsanları ölüme ittiren zalim cinlerden Tanrı habersiz mi sanıyorlar.
• İnsanlara direkt zarar verenler taşkınlık ettiler, onlara Tanrı’nın azabı hak oldu.
• Şiddet kullanmaktan hiç çekinmeyen ve her şeyi yapabileceğini sanan zalim cinler
• Siz varlığınıza, yaradılışınıza ve ne kadar sınırlı hükmedebildiğinizi görmüyor musunuz?
• Sizi Tanrınıza asi eden kudret denizde damla bile değilken nereden bu cüret.
• Sürekli isteyeceksin, hep hükmedeceksin ve zulmedeceksin öyle mi?
• Ey doğruluktan sapan ve muhalif anlayışla yalanda boğulan iblis
• İnsana zulmederek Tanrı’ya bağlılıktan ayrıldın, aklını ve Tanrı’nın nurunu kaybettin.
• Saltanatının hep süreceğini ve hesap sorulmayacağını mı sandın.
• Gün gelecek varlığın, senin yalanların, yaptıkların, suçlu oluşun ortaya çıkacaktı.
• Ve senin hükmün elbette bir karara bağlanacaktı.
• Ey iblis, ateşinin sönmesi için, insana düşmanlıktan vazgeçmen için Rabbin seni bekledi.
• Ama bizim yumuşak tavrımız senin azgınlığını arttırdı.
• Biz adaletle karar veririz ve bizim azgına karşı azabımız pek şiddetlidir.
• Senin soyuna, insanlardan ve cinlerden yandaşlarına azabımız hak oldu.
• Allahtan başka ilah yoktur ve O, her şeye en doğru ve en adil hükmedendir.
İBLİSİN ÖZELLİKLERİ
• Cinler Ateşin özü gereği farklı bir yaradılıştaydı.
• Cinler, maddeye nüfuz ediyor, etkiliyor ve yönlendirebiliyordu.
• İnsanın bedenine girip, damarlarında dolaşır ve sesini duyururdu.
• Düşüncelerin kaynağıydı. Zihinde konuşur ve duygular üretirdi.
• İblis, insanı boş, bilgisiz, aldatılabilir ve kullanılabilir olarak gördü.
• İnsanların peşlerine düştü. Varlığını gizleyerek sinsice ben dedi ve düşünceleri yönlendirdi.
• İblis, Adem’i reddedince doğru yoldan çıktı. Batıla düştü..
• Allah’ın ışığını kaybetti. Doğruluktan barıştan ve adaletten ayrıldı.
• Gerçekleri göremez oldu; gözleri, kulakları ve kalbi mühürlendi.
• İblis’in saltanatından beslenen cinler onun ardına düştü.
• Tanrıya sırtını dönenden akıl alınır ve gerçeklerden uzaklaştırılır.
• Şeytani cinler akla ve bilgiye başvurmazlar, zanlarla yaşar. Mantıksal bütünlük yoktur.
• Kendilerini kontrol edemezler ve sürekli tekrarları vardır.
• Doğrulukla savaşır. Sözleri çelişir, yalan üstüne yalan söylerler.
• İtaatsizliği ve saygısızlığı yol edinir, büyüklenir ve alay ederler.
• Dik kafalı, inatçı ve sabırsızdırlar; hemen her şey olsun isterler.
• Sık fikir değiştirir, kararsızdırlar, çabuk usanırlar .
• Var olanla yetinmezler, sürekli şikayet ederler ve nankördürler.
• Acelecilik, öfkelenmek, panikatak ve her aşırılık cinlerdendir.
• Kibirlidirler. Büyüklüğünü inandırmaya kabul ettirmeye çalışırlar.
• İkiyüzlüdür, gıybetçidir ve kovucudurlar.
• Tutarsızdır, kaypaktır, haindir, güvenilmez
• Kabadır, maneviyatsızdır ve Ahlaksızdırlar.
• Seytani cinlerde sevgi, sağduyu ve yardımseverlik yoktur.
• İblis’in yönteminde hiyerarşi, baskı, zorbalık ve şiddet vardır.
• Ayırıcı, düşman edici ve zarar vericidir. Savaştan beslenir.
• Şeytaniyyet; doğruluğa ve iyiliğe kuru inatla karşı çıkan olumsuz güçtür.
• Tanrı’dan ayrılan şeytaniyyete düşer. Yaşama aldanır ve menfaatleri için yaşar.
• İblis önceden iyi bir kimseydi. Tanrıyı bıraktı, düştü ve şeytaniyyetin temsilcisi oldu
• Cinlerin halifesiydi, O’na nam ve saltanat verildi. İnsanı tehdit gördü ve egemenliği için mücadele etti.
• İblis ahireti reddetti, dünya hayatı için kötülüğü seçti. Saltanatı için mücadeleye kalktı.
• Tanrı ona madde üzerine hakimiyet ve yönlendirme gücü vermişti.
• şükretmeyerek nankörlük etti; Paylaşmayarak zalim oldu.
• Verilen ilme ve saltanata aldandı ve ‘Ben başarıyorum.’ Dedi
• Ben deyince Tanrının egemenliğini ve kuşatmışlığını kaybetti.
• Sınırsız özgürlüğü ve sorgusuz yaşamayı isterken arzularına yenik düştü.
• Yaşamın cazibesine aldanan sadık kalamazdı.
• Tanrının dini olan evrensel değerlere muhalif olunca Tanrı onu bıraktı.
• İblis seçiminden dolayı kovuldu, makamından ve gözden düştü.
• İblisin şeytanlığı Adem’in yaradılışı ile ortaya çıkartıldı. Ve gerçek yüzü gösterildi.
• Tanrıya başkaldıran alçalır. Kendi başına bir yol tutar.
• Tanrının tasarrufundan çıkan kötülüğü yol edinmek zorundadır.
• Varlığını sürdürmeyi ve dilediklerine ulaşmayı ancak kötülük üzerinden sağlayabilir.
• İblis, Tanrı’dan dileyenlerin doğru yolda yükseleceğini biliyordu.
• Dosdoğru yolun üzerinde nöbet tuttu. Ve Tanrı’ya yönelenlere düşman oldu.
• İblis’e uyarak yanlış yola düşen cinler kirli planları devreye soktular.
• İnsanların onları görememesi onlara bir fırsat sağladı ve zalimce davrandılar.
• Şeytani cinler, insanlarla uğraşmayı yol edindiler.
• İnsanları korkutmaktan hoşlandılar ve insanları eğlence edindiler.
• İnsanlardan kendilerine kullar ve köleler edinmek istediler.
• Lusifer’in(İblis’in) halkı, insanları doğru yoldan saptırmak için çalıştı.
• Sürekli insanın zayıf anını gözledi. Pusuda bekledi. Fırsat kolladı.
• İnsanı hataya d üşürdü, günahlara itti, yanlış yollara sevketti.
• Benliği ortaya koyarak kendini savundu. Ve suçlayıcı oldu.
• Olumsuz düşüncelerle bölücü oldu ve ötekileştirdi.
• Asılsız zanlarla kavgalara düşmanlıklara sebep oldu.
• İnsan türüne düşman olan İblis, kardeşliği ve sevgiyi yıkmak istiyordu.
• İnsanın yükselişini istemediği için Allah’a yönelmesini engelliyordu.
• Rab hakkında kötü zanlar fısıldadı. Ve Rabbe itaatten çıkardı.
• Kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında doğru olmayan şeyleri söyledi.
• İblisin taraftarları insana düşmanlık etti ve şeytani bir politika yürüttü.
• İblis, öyle söylemlerle ve yöntemlerle meşru bir zemine oturdu ki şaşarsınız.
• İblis, kötü emellerine iyilikler kattı ki hak yolda sanılsın.
• Büyük yalana küçük doğrular serpiştirdi ki inandırıcı olsun.
• Çıkarları için yaptığı zulümlerine makul nedenler uydurdu.
• Bazen hak bazen batıl ile yaldızlı ve çekici sözlerle aldattı.
• Doğruluğun ve insanlığın temsilcisiymiş gibi davrandı.
• İnanan ve kendini iyilerden sandırarak hareket etti.
• Gizli niyeti İnsanlığı yok etmekti, planlarında adım adım ilerledi.
• Bozuk sistemleri ve kaos yasalarını devreye soktu.
• Kavgaların, cinayetlerin ve savaşların sahibiydi.
• İblis, saltanatı için haksızlık ve zulüm etti.
• batıl mücadelesinde haklı olduğunu iddia edemeyecek.
• Allah, inanan cinleri ayırmak için ; insanı, cinlerin fitnesi yaptı.
• İnançsız cinler, insana karşı düşmanca bakış açısına sahip oldu.
• İblis(şeytan) kötü sonuçlara düşürmek için sadece telkin ediyor.
• O’na muhalefet edin, kötü zanları kovun ve iyilikler yapın.
• Sabredin, onlara uymadıkça ve kışkırtmalarına tepkisiz kaldıkça onların saldırıları etkisizleşecektir.
• Temiz olun, doğruluktan ayrılmayın. Allah size bir kurtuluş yolu verecektir.
• Samimi olduğunuz sürece şeytani cinler inananları doğru yoldan alıkoyamaz.
• Şeytaniyyetin egemenliğini yıkmak için hakkı, sabrı ve iyiliği tavsiye etmelisiniz.
• Cinler istediklerini kısmen yaptırabilir ve küçük günahlara düşmeyen hiçbir insan yoktur.
• Doğruluktan vazgeçmediğiniz ve hedeflerinizde aldatılmadığınız sürece iblis başarılı olamaz.
• İblis iyilikleri ve faydalı işleri boşa çıkarmak ve yanlış yola düşürmek istiyor.
• Onun amacı Allah’tan alıkoymak ve Allah’ın rahmetinden ümitsizliğe düşürmektir.
• Allah inananlara dedi ki. ‘Cinlerin ve insanların kötülüklerinden Allah’a sığının.’
• Allah’a yönelen, Allah’a sığınan, O’na güvenen O’nun tasarrufundadır. Mutlaka korunmuştur.
• Allah insanları sever, onlara sefkatlidir ve O en güzel dosttur.
• tüm alemi senaryo ediyor ve geleceği dileklerinizle şekillendiriyor.
• Ondan dilemeyen ve ona teslim olmayan ancak batıl yolda çabalar.
• Yaşama aldanan doğru yoldan ayrıldı ve imanını kaybetti.
• Allah’a yönelmedi, dostluğunu bıraktı ve O’na güvenmedi.
• Allah’a ibadeti bırakanlar iblis’in etkisinde kaldı.
• İblis’i önder seçen cinler onu dost edindi; kötülüğü, haksızlığı ve zulmü seçti.
• İblis’in ardına düşen cinler insanı reddetti ve insanlığa savaş açtı.
• İnsanlar bizim için tehdit; özgürlüklerimizi ve yaşantımızı kısıtlarlar.
• Sonra‘Beslenemeyiz, baskı kurarlar ve bize zulmederler.’ dediler.
• Ve bunları inançsız cinler arasında yaydılar.
• Tanrının yasalarını çiğneyip sınırsız özgürlük istiyorlardı.
• İnançsızlar yaşamı doyasıya tatmak sınırsızca yaşamak için düzeni bozar ve zulmederler.
• Yaşama aldananın aşırı serbestliği, büyük çoğunluğun yaşam hakkını gasbediyordu.
• Kötülüğün kaynağı yaygaracı iblis, kendisi için kaosu ve zorbalığı seçti.
• İnsanların liderlerine gitti. Menfaatler doğrultusunda yol gösterdi.
• Kişisel ve ulusal çıkarlar gözetildi insanlığın çıkarları gözetilmedi.
• Güç sahibi zenginlere açgözlülüğü yerleştirdi.
• Azınlığın saltanatı için çoğunluğun yaşam hakları gasbedildi.
• İblis, inandığını ve doğru yolda olduğunu söyleyerek insanlığı yanılttı.
• Egemenliğini kurmak için sözlerini insanlara yaydı.
• Arzuları ve günahları süsledi. Dünyayı sevdirdi.
• Vaatlerde bulundu ve doğru yoldan çıkardı.
• Düzen karşıtı İblis, insanın yıkılışını ve yok oluşunu istedi.
• Şeytani cinler insanlar arasında gezindiler ve sürekli kötülüğü telkin ettiler.
• ‘Kötülük yapacaksın ki kazanasın, iyilik dünyada bir şey kazandırmıyor.’ dedi.
• ‘İnsanlar iyilikten anlamazlar, onlara fırsat vermeyeceksin. ’ dedi.
• ‘ Sahip olduklarını kaybetme, şunlar senin için tehdit’ dedi.
• Asılsız zanlarla korkuttu Tanrı’dan uzaklaştırdı ve suça sürükledi.
• Açgözlülük bencilliği bencillikte haksızlığı ve zulmü getirdi.
• Arzulara tutkunluk kanunsuzluğa ve günahlara yöneltti.
• Sınırsız özgürlük, Tanrı’nın anayasasına bir başkaldırı, insanlığa tehditti.
• İnsanların devamı ve esenliği için Tanrı’nın yasaları şarttı.
• Düzen karşıtı İblis bozuk anayasalarla kendi kaos sistemini kurdu.
• İnsanlığın koruma kalkanı olan Tanrı’nın yasalarını yıktı.
• İnsanın Rabbine itaat etmesini engellemek istedi.
• İblis, insanı Rabbe yönelmekten alıkoymak için boş işlere çağırdı.
• İçki, kumar, uyuşturucu; oyun ve eğlence ile oyaladı.
• Sürekli kötülüğü ve hevesine uymayı telkin etti.
• Dünyayı hedef yapınca kardeşliği ve sevgiyi öldürdü.
• Şeytani cinler: ‘Çok kazanacaksın, hükmedeceksin, saltanatını süreceksin’ dedi.
• ‘Helal kazanarak mal sahibi olamazsın. Alnının teriyle kim mülk sahibi olmuş’. Dedi.
• ‘Yalan söyleyeceksin, çalacaksın, aldatacaksın.’ Dedi.
• Dünyaya aldananlar bozuk ve çıkmaz bir yola girdi.
• Kime mal verildiyse kendinden bildi, daha fazlasını istedi ve Rabbe asi oldu.
• Şeytani cinler, insanlar arasında gezdi. Her şey para dedi.
• ‘Paran varsa her şeye sahip olursun, saygı görürsün.’,
• ‘Mal da, huzur da, yaşam da parayla oluyor.’ dedi
• ‘Yaşam güzel, eğlenmene bak, tadını çıkar.’ dedi.
• Dilden dile dolaştı. İnsanlara yaydı ve zamanla kabul gördü.
• Allah’ın yolunu bırakanlar menfaatçilik rüzgarına kapıldılar.
• Dünya için yarıştılar ve kötülük her yere yayıldı.
• Hedef dünya ve yaşamın güzellikleri olunca her şey kötüye doğru gitti.
• Kimse ahireti isteyin, iyilik yapın sevgiyi tercih edin diyemedi.
• İnananlar hor görüldü ve iyiliği tavsiye eden kınandı.
• Yeryüzü karanlık bir çağa ilerledi.
• Şeytani cinler, gücünün yettiği bilgisizleri davetiyle şaşırttı.
• Ahrete ve hesap gününe inanmayanlar dünyaya sahip olmak istedi.
• Helali reddeden tahammülsüzler. Hemen kazanmak için bilerek haksızlığı yol edindiler.
• Rızkının Allah’tan geldiğine inanmadılar ve Allah’a ortak koştular.
• Yalan benimsendi; yalakalık, ikiyüzlülük ve gıybet ettiler.
• Doğruluğu ve adaleti savunduğunu sanan çıkarcılar,
• Gücü ele geçirince saltanatları için komplo kurdular.
• Çıkarları için haksızlık ettiler ve kötü yöntemleri kullandılar.
• Baskı ve şiddetle yönetti ve insanlığın huzurunu bozdular.
• Dünyayı yönettiklerini ve her şeyi yapabildiklerini fark edenler,
• Kendilerini Tanrı gibi gördüler ve bozgunculukta ileri gittiler.
• Savaşlar çıkartan, liderlere kötü yol gösteren zalim Lusifer,
• Tanrı’nın yasalarına dik kafalılık ettirerek insanları öldürtüyordu.
• O’na uyanlar ne Allah’tan dilediler. Ne de hakka uygun işler yaptılar.
• Dünya için hukuksuzluğu yol edinenler İblis’e tabi oldu.
• İblis, dünyaya sırtını dönmüş akıllıya, güç yetiremedi.
• İblise tabi cinler:’Kaderin kendi elinde!’ diyerek inancı yıkmaya çalıştı.
• ‘Kalbin temiz olsun, niyetin güzel olsun yeter.’ diyerek ibadetten alıkoydu.
• Halbuki namazın devamlılığı doğru yolda tutardı.
• Allah’a bağlılığını sürdürmeyen samimi değildir ve sadık kalamaz.
• Allah’ı seven (namazla) Allah’ ile sürekli görüşsün.
• İnananlar, iblis ile daima içsel bir kavga halinde oldu.
• Bu mücadele hayat boyu süreklilik taşısa da salihler mutlaka kazanır.
• İblis en çok insanın dur diyemeyeceği bedensel arzuları kullandı.
• Arzulara düşkünlük vererek insanların ayağını kaydırmaya çalıştı.
• Nefsin heveslerini sorgulamadan hemen tatmine çalışandan daha aşağılık kim olabilir.
• Arzularına dur demenin stresi azdır, geçicidir ve insan alışır.
• Arzularına uyanlar sürekli artan stresten kurtulamaz. Ve hırçınlaşır.
• Bedensel isteklerini kontrollü ve ölçülü veren kazanır.
• Arzularına uyan sürekli artarak daha sapıkçasına ilerler.
• Midesini dolduranlar ve cinselliğini tatmine koşanlar kendisine zarar verir.
• Heveslere uymak kalbi katılaştırır ve maneviyatı öldürür.
• Arzularına dur demeyenler İblis’in etkisinde kaldı ve zarar verdi.
• İblis, nefsine uyanın sahibi oldu. Egemenliğini aldı ve yönetti.
• İblis’in etkisindeki insan çevresindekileri kınadı ve ötekileştirdi.
• Olumsuz düşünerek sürekli ters söylemlerde bulundu.
• İnsanı kışkırttı; hırçınlaştırdı; kavgaya ve şiddete sürükledi.
• İnsan, aklını ve kontrolünü kaybederek zarar vermek için saldırganlaştı.
• Gözü görmedi, hiçbir şey duymadı cinayetler işlediler
• Nefsine uyanı melekler terk etti, şeytani cinlerin kontrolüne girdi ve kullanıldı.
• Ey iblis insana zarar vermekle neyi başarmış oldun.
• Rabbine başkaldırırken sadece zalim oldun.
• Bu zulmün daha ne kadar sürecek sanıyorsun.
• Ey iblis Rabbim dileseydi seni en baştan yok ederdi.
• İnanan insanları ve cinleri ayırmak için sana izin verdi.
• Haksızlığa uğrayanlar ve öldürülenler elbette karşılığını alacaklar.
• Yeryüzünde egemenliğini kurdun ve en parlak dönemini yaşadın.
• Hakimiyetin kısa sürdü. Çünkü yalan, batıl ve zorbalık uzun yaşayamazdı.
• Ey iblis, insana destek olsaydın yeryüzüne bereket yağardı.
• İnsana iyilik etseydin bu senin şanını arttırırdı.
• Bu dostluktan nasibini büyük alır, Tanrı gözünde değer bulurdun.
• Ancak sen kıskandın ve takıntı yaptın. Mantıksız davrandın
• Kim haktan ayrılırsa akıl ondan alınır. Kontrolsüzce bocalayıp dururdu.
• İnsanı aldatmakla ve yoldan çıkarmakla sadece oyalandın.
• İnsanlara yapılan kötü davranışlar sadece günahlarını arttırdı.
• Bununla ne Tanrı’ya ne de insana zarar verebildin.
• Zaten insan topraktan içi boş çaresiz bir varlıktı.
• İnsana yaptığın kötülüklerden dolayı en büyük zararı kendine verdin.
• Ey iblis zamanı hızlı akan ve ölüme bağlı bir hayata aldanılır mı?
• Gerçekten Allah’ı sevmiş ve ondan çekinmiş olsaydın düşmezdin.
• Tanrının hoşnutluğu yerine menfaatlerini ön plana çıkarman kaybettirdi.
• ‘Tanrım, beni doğru yolundan ayırma’ diye korksaydın korunmuş olurdun.
• Ama sen tüm uyarılara rağmen bile bile insana düşmanlık ettin.
• Bak kuru inadın seni yıkılış gününe getirdi. Artık egemenliğin bitecek.
• Rabbinin her şeye nasıl hükmettiğini göreceksin.
İNSANLARDA KÖTÜLÜK SEÇİMİ
• İnsan boştur, bedene bürünmüş sadece bir ruhtur.
• Gücü ve bilgeliği yoktur. Kalbine, niyetine göre yön bulur.
• İnsanın düşüncesinin temeli tercihlerinde gizlidir.
• İnananlar iyiliği ve ahreti isterler ve melekler tarafından yönetilirler.
• İnanmayanlar kötülüğü ve dünya yaşamını isterler şeytani cinler tarafından yönetilirler.
• Yaşama aldanır, dünya ve içindekileri ister ve arzularına kapılırsa kaybeder.
• İnsan doğruluğu seçmedikçe Allah’tan istemedikçe yaşam sınavını kazanamaz.
• İnsan sınanır ve insanın kaderini tercihleri şekillendirir.
• Cahile, dünyaya tapmışa, kibirliye, cimrilik edene akıllarınca istekleri verilir.
• Onlara verilenler güzel gösterilir. Az bir şey karşılığında aldanırlar. Ve yeryüzünde oyalanıp dururlar.
• Her şeye sahip olmak ve her zevki tatma arzusu insanları yoldan çıkardı.
• Sürekli daha fazlasını istediler, hiç doymadılar
• Sorgusuzca ve sınırsızca yaşamak istediler.
• Yasa tanımamazlık, toplumsal ve küresel düzeni bozdu.
• İnsani hakları çiğnediler. Mallara ve canlara kast ettiler.
• Silah ve para üstünlüğüyle küresel egemenliği yönetenler,
• Bozgunculuk yaptı. Savaşlar çıkardı ve insanları katletti.
• Savaşların önderi İblis, insanları yok etmek istiyordu.
• Gizliden, komplolarla düzeni ve huzuru bozacak işler yaptı.
• İblis’in egemenliğindeki inançsız yönetimler devlet terörü uyguladı.
• Saltanatları için zulmü yol edindiler.
• Yeryüzünde ‘İblis’in anlayışı’ kabul edildiğinde bir güç yarışı başladı.
• Silah ve zenginliğin egemenliği kötülüğün taraftarlarındaydı.
• Dünyayı isteyenler iyilerin üzerinden kazanmayı yol edindiler.
• Kötülüğün taraftarları zarar vermekten korkmadılar.
• Kötüler, iyileri bastırır. Kaba kuvvetle egemenlik kurardı.
• İnanan iyiler, kötülerin egemenliği altında ezildiler.
• İyiler çekindi. Tanrıya asi olmaktan ve şiddetten kaçındı.
• Sakınanlar zarar gördü. Sevilmedi ve horlandı.
• Zararsız olmayı tercih eden iyiler daima mazlum oldu.
• Kötülerin döneminde kanunsuzluk ve kaos hakim oldu.
• Tanrının yasaları bir kenara atıldı ve hesap sorulamadı.
• Daimi esenlik; doğruluk, adalet ve barış ile mümkündür.
• İblis kısa egemenliğinde taraftarlarını sadece ateşe götürüyor.
• Her kavme beldeye ve köye doğrucu, adil bir kul gönderildi.
• Tanrı her dönemde insanlara sahip çıktı.
• Yeryüzü tarihi bunun örnekleriyle doludur.
• Allah, yaşama müdahale etmiş ve katleden şeytanı durdurmuştur.
• Israr eden ve inananları yok etmek isteyen zalimlerin başlarına geleni gördünüz.
• Güçlerine güvenen ve planlar yaparak düzenleri bozanlar azabı hak ettiler.
• Rabbe giden doğru yolları tıkadılar. İnsanlığa faydalı işleri engellediler.
• Haksızlığı, adaletsizliği, baskıcılığı ve öldürmeyi düzen saydılar.
• Yiyeceksin, içeceksin ve eğleneceksin dediler. Ve zulmü teşvik ettiler.
• Bir de kendilerinin doğru yolda olduklarını iddia ederler.
• Dua etmeyenler nasıl doğru yolda olduklarını sanırlar.
• Zaten onlar dünya, batıl ve haksızlık yolunda Tanrı’ya yönelemezler.
• Bunu istediklerinde bir melek karşılarına dikiliverir.
• Ve ‘Sen şunlar için mi Tanrı’dan istiyorsun?’ der.
• Ve insanın ne için mücadele ettiğini gösterir.
• Rab’den şüphe edenler ‘Sadece dünya hayatı var.’ dediler.
• Bir daha dirilmeyeceğine inananlar dünyayı doyasıya yaşamayı istedi.
• Sonra da tercihinin oluşturduğu körlük ve cahiliyet nedeniyle ölümün belirsizliğinden korktu.
• Aslında korktukları şey Allah’a karşı oluşları ve kendi günahlarıdır,
• İmanda şüphede kalan her kişi Tanrı’ya varışta kusurludur.
• Oysaki varlık, varlığın sistemi ve işleyişi Allah’ın varlığını anlatır.
• İnanan, öğrenerek daima inancını perçinlemeli ve Tanrı’nın yasalarına bağlı kalmalıdır.
• Dünya hayatı inananlar için sefa yeri değildir.
• Ve Tanrı türlü yöntemlerle yaratılmışları denemektedir.
• Allah yaratılmış her inanana, cin, insan ve hayvan şeytanlarını düşman kıldı.
• Çünkü onlar yaşama aldandıkları için inananlara zulmederler.
• Bu nedenle tanrı ölümü yaratma kararını aldı. Ve sonucu hesap gününe bağladı.
• Herkes yaptıklarının karşılığını alacak.İyilerle kötüler ayrılacak. İyiler ödüllendirilecek.
• Ve kuşkusuz ki Tanrı senaryo edenlerin en mükemmeli, merhametlilerin en hayırlısıdır.
• Adem ve eşi, türlü nimetler varken yasaklanmış meyveden yedi.
• Ebedi yaşamı ve her şeyi özü ile bilmeyi istedi
• Her şeye sahip olmayı, yönetmeyi; tüm bunlarla Tanrısal gücü istedi.
• Adem ile Havva İblis’in aldatmasıyla Allah’ın yolundan çıkmıştı.
• Hatalarını anladılar ve pişmanlık içinde özür dilediler.
• Hiçbir varlık Tanrı’ya itaatkar olmadan başarılı olamazdı.
• Rab, hemen karar vermedi, Adem’in nesline bir fırsat verdi.
• Kötüleri elemek için yaşamı sürdürdü ve insanları ölümlü kıldı.
• İnsanları kurtarmaya karar verdi ve insanların sonunu belirledi.
• "Yeryüzünde yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve orada diriltileceksiniz.’ Dedi
• Öncesini ve sonrasını yazdı. İlk ve sonu senaryo etti.
• Yeryüzünde kimin ne yapacağını sınamaya tabi tuttu.
• Kalkış gününe kadar süre verdi. Allah, karar yerinde adil hüküm verecek.
• Yaşamı, hesap günündeki kararına şahit tuttu.
• İyilerle kötülerin soğuk savaşı ilk andan itibaren başladı.
• Tanrıya kafa tutan, gizlice düşmanlık eden kötülüğün gücünü İblis sahiplendi.
• Adem yaratılınca İblis’in Tanrıyla mücadelesi başladı.
• Adem’in üzerinde iyilik ve kötülüğün çekişmesi yaşandı.
• İnsanlar, inanan ve inanmayan olarak iki farklı bakış açısıyla hayatı yorumladı.
• Adem’i yaratılma gerekçesi çok fazlaydı.
• Yaratılanlar, yaşama aldanıp Tanrı’ya asi oluyordu
• Yaratılmışların suçları ve hataları cahil ve çaresiz bir varlığın yaratılmasını mecbur kılmıştı.
• Allah şefkatini ve kudretini elbette zalimlere gösterecekti.
• Ve her şeyin sahibi ve yöneticisi olduğunu yaratılmışlar bilmeliydi.
• Dilediğinin yükseltir, şerefli kılar; dilediğini alçaltır, değersiz kılardı.
• Tanrı dilediğini yaratır ve yaratılmışlar bunu sorgulayamazdı.
• Ama o en adil, en doğru ve en isabetli karar verendi.
• Ne ondan daha merhametlisi ne de daha adili bulunurdu.
• Adem’in yaratılmasına tepki gösterenler Tanrı’nın kararına öfkelendiler.
• Allah, İblis’e kibrini yenmesi için sürekli fırsat verdi.
• İblis, Adem’e düşmanlığını sürdürdü ve sürekli azgınlığını artırdı.
• İblis’in zulümleri karşısında insanoğlu mazlumdu.
• Göklerde gezebilen iblis Rabbine inadını arttırdıkça dönem dönem sınırlandı.
• Bir zamanlar yıldızlarla dolu evrende gezer ve göğü dinlerdi.
• Sonra dünya semasının dışına çıkmalarına dahi izin verilmedi.
• Göğü dinlemeye teşebbüs eden cinlere meleklerce meteor taşları atılır.
• Artık geleceği etkileyecek bilgilere ulaşamadan kaçışmak zorunda kaldılar.
• İblis gözdeydi, şan ve makam sahibiyken düştü ve kovuldu.
• İblis’in gizli şeytanlığı Adem ile ortaya çıktı.
• İblis kıyamet tarihine kadar mühleti olduğunu anladı.
• Kötülüklerin kaynağı olan iblis bencillik etti.
• İlk aleme ve yaşadığı ana aldanan iblis kördü.
• Şartlarına razı olmuyor ve Tanrı’nın kararlarını eleştiriyordu.
• Olayları kendi çıkarına göre yorumluyordu.
• Allah, yaratılmışların tümünün çıkarlarının korunmasını istemişti.
• İblis ve Adem yeryüzünde düşman olarak yaşamaya başladılar.
• İnsan içi boş, yönetilecek bir araç gibiydi.
• İnsan Tanrıya sığındığında bir melek tarafından sahiplenilen
• Tanrıyı unuttuğunda şeytan tarafından hor kullanılan oldu.
• İnanıp sığınanı Tanrı yönetti ve O’nu koruma altına aldı.
• İnsanları seven ve iyiliğini isteyenler tanrının tarafında oldu.
• İnsanları sevmeyen ve kötülüğünü isteyenler iblis’in tarafını seçti.
• Kardeşliği ve barışı isteyenler Tanrı’nın tarafında;
• Düşmanlığı ve savaşı isteyenler İblis’in tarafında oldu.
• Kötü düzenin temelinde Şeytanın varlığı açıkça anlaşılacak.
• Saklı gerçekler ortaya çıkacak, artık İblis’in egemenliği yıkılacak.
• İblis’in tahtına bağlı şeytani yönetimler dağılacak.
• İyiliklerin kralı olan Allah, kötülüklerin sahibi şeytana fırsat vermeyecek.
• İyilikle kötülüğün savaşında Allah da şeytan da taraftarlarını toplayacak.
• Ve o gün, kıyamet gelecek ve herkes yaptığının karşılığını alacak.
• Tüm yaratılmışlar yok olacak sadece Rab kalacak. Ve tekrar yaratacak.
• Sonra yeni alemler, mükemmel bir düzen kuracak.
• Orada esenlik cenneti sürekli var olacak.
• İnananlar orada ebedi olarak kalıcıdırlar.
 
  • Üyelik Tarihi
    28 May 2019
  • Mesajlar
    3
  • MFC Puanı
    0
Cinler bedene girerek akut yada kronik hastalıklara neden olurlar. Beyine yerleşen cinler psikolojik hastalığa neden olurlar.Beyine yerleşen cinler,gece uyuyamama,takıntı,zorlayıcı düşünceler,sanrısal sesler,tehdit şeklinde sanrısal sesler,öz güven yitimi,bunalım,çalışamama,evlenememe,takip edildiğini hisstetme,düşüncelerin okunduğunu hissteme,kısmetsizlik,kısmeti çirkin görme,asabilik,ters giden iş ve hayat,iflas etme,bayılma,habis ruh baskısı,konuşma sesleri duyma,zihin karışıklığı,cinnet geçirme,haset eden şeytan,akıldan çıkmayan düşünceler,davranış ve düşünceleri kontrol edememe,şeytana itaate zorlanma,istimna(mastürbasyon)hastalığı,şehvet uyandırıcı mühtehcen hayeller,göz önüne kendiliğinden gelen görüntüler,mühtehcen film izleme,küfür ve isyan etme hissi,zinaya düşme,şehvet ile bakma,aşık olma,dünyaya bağlanma ve daha pek çok psikolojik rahatsızlık belirtileri görülebilir. Daha önceden kimyasal formda ilaçlar kullanılmış ise hastalık altı ay sonra nüks eder.Rukye,şifa duası,ölüm ayetleri,akik taşlı yüzük,şeytanı kahreden duanın yazılıp üzerinde taşınması,şeytan ve cinlerin kahrı için dua her gün yedi kez okumak gibi yöntemler,ruhsal çöküntüde kullanılan kimyasal ilaçlar bırakıldıktan altı ay sonra ekisini gösterir. Bu süreç içerisinde,ayva çayı,ayva yaprağı çayı,alıç çayı,şeytan otu bitkisi,karabaş otu çayı,sarı kantaron,safran,çörek otu gibi sakinleştirici,uyutucu,beyindeki sinir hücrelerini yenileyici bitkiler kullanılmalıdır.Hastalık altı ay sonra nüks edip geri döndüğünde ilaçsız tedavileri uygulayabilirsiniz. Hastalık nüks ettiğinde,namazda yükselen enerji cin ve şeytanları eritmeye ve azap etkisi oluşturmaya başlayacaktır.Hastalığınız ne lursa olsun rukye ayetleri dinlemek yada okumak sorunu çözer.İlk olarak rukye ayetleri,sonra çıkış ayetleri okunmalıdır.Allah C.C. şifa versin.Amin.
 

Mavera

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    14 Ara 2018
  • Mesajlar
    994
  • MFC Puanı
    14
Beyine yerleşen cinler psikolojik hastalığa neden olurlar.Beyine yerleşen cinler,gece uyuyamama,takıntı,zorlayıcı düşünceler,sanrısal sesler,tehdit şeklinde sanrısal sesler,öz güven yitimi,bunalım,çalışamama,evlenememe,takip edildiğini hisstetme,düşüncelerin okunduğunu hissetme,kısmetsizlik,kısmeti çirkin görme,asabilik,ters giden iş ve hayat,iflas etme,bayılma,habis ruh baskısı,konuşma sesleri duyma,zihin karışıklığı,cinnet geçirme,haset eden şeytan,akıldan çıkmayan düşünceler,davranış ve düşünceleri kontrol edememe,şeytana itaate zorlanma,istimna(mastürbasyon)hastalığı,şehvet uyandırıcı mühtehcen hayeller,göz önüne kendiliğinden gelen görüntüler,mühtehcen film izleme,küfür ve isyan etme hissi,zinaya düşme,şehvet ile bakma,aşık olma,dünyaya bağlanma ve daha pek çok psikolojik rahatsızlık belirtileri görülebilir.

Aşık olma ile Cin teması arasındaki bağlantı nedir?!
 
Üst Alt