• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Çocukları Karne Stresine Sokmayın..

Üyelik Tarihi
25 Ağu 2008
Konular
10,476
Mesajlar
20,209
MFC Puanı
290
Karne dönemi yaklaşıyor, uzmanlar ise karne sendromu yaşayan çocuklar için uyarılarını yineliyor:


Zayıf notlardan dolayı çocuğunuzu eleştirmeyin, aşağılamayın. Başarısızlığın kaynağını bulmaya çalışıp, başarıyı artırıcı önlemler alın.

Yaz tatiline sayılı günler kala öğrenci ve ailelerini karne telaşı sardı. Notları iyi olan çocukların sabırsızlıkla beklediği bu dönem, not sorunu yaşayan öğrenciler için sıkıntı ve stres dolu günler anlamına geliyor. Uzman Klinik Psikolog Merve Soysal Başa, karnenin sonuç olduğunu belirterek, “Anne ve babaların karne sonrasında çocuklarını tenkit etmemeleri son derece önemlidir. Karnelerdeki notlar ne olursa olsun, çocukların değerli ve önemli oldukları onlara hissettirilmelidir. Başarısızlıklar bir şekilde telafi edilir. Ancak bozulan aile-çocuk ilişkisi ve örselenen ‘sevgi’ daha zor telafi edilir” diyor.

Merve Soysal Başa karne döneminde çocukların hissettiği kaygı ve ailelerin bu konuda nasıl davranmaları gerektiği ile ilgili şunları söylüyor:

ANNE VE BABALAR DİKKAT
“Anne-babaların dikkat etmesi gereken konuların başında çocuğun bireysel özellikleri, genel kapasitesi ve güçlü olduğu alanlar gelmelidir. Artık sadece bir tek “zekâ” veya “yetenek” olmadığını biliyoruz. Bu nedenle, çocuk, örneğin matematik dersinde zorlanmakta ise onun yeterince akıllı olmadığını düşünmek hatadır. Bir çocuğun sözel veya sayısal alanlara, müziğe, spora ya da doğa bilimlerine karşı bir eğilimi olabilir. Ancak okul ortamı içinde kendisinden çok çeşitli alanlarda eşit derecede başarılı olması beklenir. Çok az kimse birçok değişik alana eşit derecede ilgi duyabilir, dolayısıyla da bazı alanlara doğası gereği kendini daha yakın hisseder, diğerlerini de mecbur olduğu için öğrenir. Ailelerin fark etmesi gereken çocuğun çok da yatkınlığı ya da merakı olmadığı halde, bir konuda bir şeyler öğrenme konusunda ne kadar çaba gösterdiğidir. Çocuk o dersi önemser ve anlamak için elinden geleni yaparsa, artık getirdiği karne notunun pek de önemi kalmaz.

AİLE ORTAMI, KARNEDEKİ NOTLARI ETKİLER
Karneyi değerlendirirken dikkat edilmesi gereken ikinci nokta, çocuğun yer aldığı aile ortamıdır. Çocuğun bireysel özelliklerinin yanında, içinde yetiştiği aile ortamının da çocuğun çalışma alışkanlıkları, okulu önemsemesi, sorumluluklarını bilmesi ve yerine getirmesi üzerinde büyük etkisi vardır. Bütün aile bireyleri, boş zamanlarını televizyon karşısında geçirirken, çocuğun odasında ders çalışmasını ya da kitap okumasını beklemek çok da gerçekçi olmaz. Okumak, öğrenmek, yeni bilgiler edinmek, aile içinde eğlenceli, keyifli bir iş olarak ele alındığında, çocuk da bu faaliyetleri bir mecburiyet olarak görmemeye başlar, bu da onun öğrenme isteğini ve okul başarısını arttırır. Genellikle yapılan, çocuk okula başlayana kadar ondan hiçbir şey talep etmemek, birinci sınıftan itibaren de, çocuğun zamanını, eşyalarını organize etmesini, sorumluluklarının bilincinde olmasını beklemektir. Bunlar yerine getirilmediği zaman aile ve çocuk arasında çok ciddi çatışmalar yaşanır.

TOPLUM DEĞERLERİ DE ÖNEMLİ
Çocuk, aile ve okul; okumaya, öğrenmeye ne kadar destek verirlerse versinler, eğer toplumun genelinde, bunlar çok takdir edilen değerler değilse, çocuk bir süre sonra okula gitmenin, diploma sahibi olmanın, çalışarak başarı kazanmanın çok da anlamlı olmadığını düşünmeye başlayacaktır. Bu kadar emek vermek yerine daha kısa bir yoldan nasıl paraya ve saygın bir konuma geleceğinin hesaplarını yapacak ve karneyi önemsemeyecektir. Çevresinde diploma almış, ancak iyi yaşam koşulları oluşturmakta zorlanan örnekleri gördükçe de fazla zahmete gerek olmadığı sonucuna varacaktır.

AİLELER NE YAPMALI?
Çocuğun okul başarısının onun kapasitesi içersinde olduğuna dikkat etmede özellikle ailelere büyük bir görev düşmektedir. Bir yandan çocuklarını çok iyi gözlemlemeli ve tanımalı, diğer yandan da çocuklarına öğrenmenin zevkini aşılayabilmelidirler. Bunların dışında, çocuğun daha okula başlamasını beklemeden, onlara çeşitli sorumluluklar vermeli, zamanlarını planlamayı, işlerini sıraya koymayı öğretmeliler. Öte yandan ailelerin, toplumla çocuk arasında bir süzgeç görevi de görmeleri gerekir. Çalışmanın, harcanan bir emek sonucu kazanılan başarının zevki, kutsallığı çocuğa yine küçük yaştan itibaren anlatılmalıdır. Çocuk, karnesini bir dönemin sonunda eline aldığında, büyük bir iç rahatlığıyla “Evet, elimden geleni yaptım, yapabileceğimin en iyisi buydu” diyebiliyorsa o karnenin iyi bir karne olduğu düşünülebilir. Ancak, çocuk çok daha fazlasını yapabileceğini düşünüyorsa, o karnenin, o anki durumun bir kesiti olarak değerlendirilmesi ve bundan sonrasında neler yapılabileceğinin çocukla tartışılması yerinde olur. Ailelerin karne karşısında heyecanlarını çok da dışa vurmamaları önemlidir. Olumlu ya da olumsuz duyguları fazlasıyla çocuğa yansıtmak, onun kendini değerlendirmesinde sürekli başkalarına bağımlı hale gelmesine neden olur. Burada önemli olan, çocuğun kendi kendini doğru olarak değerlendirmeyi öğrenmesi, kendi kendini eleştirmesi ve gitmesi gereken yönü kendi kendine bulmasıdır."
 
Üyelik Tarihi
25 Ağu 2008
Konular
10,476
Mesajlar
20,209
MFC Puanı
290
Karne günü bazı evlerde sevinç, bazılarında hüzün yaşanıyor. Evden kaçan veya yaşamına son vermeyi düşünen çocuklar ile öfkesini kontrol edemeyerek şiddete yönelen anne baba örneklerine ise ne yazık ki sık rastlanıyor.

Karne döneminde çocuğa yaklaşımın onun psikolojik yapısı üzerinde çok önemli bir etki oluşturduğunu belirten Psikolog Ferahim Yeşilyurt, ebeveynlerin karne sürecini sağlıklı şekilde değerlendirmesinin önemine dikkat çekiyor.

Her başarısızlığın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Yeşilyurt, “Bu değerlendirme de eksiklerinizi görmenizi, eksikleri gidermek için yeni planlamalar ve çalışmalar yapmanızı sağlayarak sonuçta başarıya ulaşmanızı sağlar. Eğer eksiklerimizi göremezsek, tekrar aynı durumla karşılaşabiliriz” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Ancak pes ettiğinizde yenilmişsiniz demektir. Başarı kadar başarısızlıklar da doğaldır. Bu durumu kabul ettiğinizde sorunlara daha uygun çözümler bulabilir, daha uygun önlemler alabilirsiniz. Her başarısızlık daha sonraki başarılar için bir yol göstericidir, bir uyarıdır. Öğrencinin kendine kızması, ders başarısındaki düşmenin sorumluluğunu kendi dışındaki nedenlere bağlaması ve olumsuz duygulara kapılması fayda sağlamayan yaklaşımlardır. Başarısızlıklar karşısında olumsuz duygulara kapılıp pes ettiğinizde, sonraki yenilgiler de kaçınılmaz olacaktır.”

Peki, başarısızlık durumunda çözüme nasıl gidilmeli? Psikolog Yeşilyurt’un değerlendirmesi ve önerileri: “Sorun üzerinde vakit kaybetmektense çözüm üzerinde odaklaşmaya çalışın. Ders başarısındaki düşme nedeniyle kendinize kızmak, kendi dışınızdaki nedenler bulmak ve bunun bir ceza olduğunu düşünmek yerine şu anki durumu nasıl istediğiniz hale çevirebilirsiniz sorusuna yanıt aramaya çalışın. Kendi kendinizin en iyi dostu olun. Derslerinde istediği başarıyı gösteremeyen bir öğrenci ‘çok aptalca hatalar yaptım, derslerimi başaramadım, ben başarısız bir öğrenciyim’ gibi kendisini kötü hissetmesine neden olabilecek ifadeler yerine ‘bazı hatalar yaptım ve bunları düzelteceğim, bu dönem istediğim başarıyı gösterememiş olmam benim başarısız bir öğrenci olduğumu göstermez’ gibi daha umut dolu ifadeleri kullanabilirler.

Sorumluluğu üzerinize alın. Sorgulama yapmak için ilk yapılması gereken, sorumluluğu üzerinize almaktır. Derslerinde başarılı olan öğrenciler ile başarısız olan öğrenciler üzerinde yapılan bir araştırmada başarılı öğrencilerin başarılarından dolayı kendilerini sorumlu hissettikleri, başarısız olan öğrencilerin ise sorumluluğu kendi dışlarında aradıkları bulunmuştur.

İyi bir sorgulama ile derslere hazırlık döneminde hangi alanlarda eksiklerinizin olduğunu tespit edebilir ve bu eksiklerinizi gidererek başarılı olabilirsiniz.”

ZAYIF KARNE KARŞISINDA NE YAPILMALI?
Ferahim Yeşilyurt’a göre, öncelikle dönem sonunda alınan karnenin, çocuğun karnesi olmasının yanı sıra, ailenin ve eğitim sisteminin de karnesi olduğu unutulmamalı. Çünkü öğrencinin başarısında ailenin de önemli bir yeri var. Aile içi ilişkilerin sağlıklı olduğu, çocuğun kişiliğine saygıda bulunulan ve çocuğun kendini geliştirmesinin desteklendiği bir ailede başarının da o oranda yüksek olması bekleniyor. Notlar düşükse genellikle bu durumdan öğrenci sorumlu tutuluyor, eleştirilip, suçlanıyor. Oysa yapılması gerekenin, karnedeki düşük notların nedenlerinin ana-baba-çocuk üçgeninde değerlendirilmesi olduğunu belirten Psikolog Ferahim Yeşilyurt’un önerileri ise şöyle:

“Öncelikle anne-babalar şu soruları kendilerine sorabilirler:
a) Acaba çocuğuma kitap okuma konusunda iyi bir model olabildim mi? (Unutmayın, çocuklar nasihatten ziyade gördüklerini öğrenirler.)
b) Ona ders çalışma sorumluluğunu verebildim mi? (Yoksa çocuğun yapılmayan ödevini ondan daha çok kaygılanıp biz mi yaptık?)
c) Ona aile içinde yoğun kavga ve çatışmaların olmadığı sağlıklı bir aile ortamı kurabildik mi?
d) Ara sınavlardan düşük not aldığında onu eleştirip, yargıladık mı? (Yoksa birlikte konuşup, konuyu çözmeye mi çalıştık?)
e) Onun özgüvenini kazanmasına yardımcı olabildik mi? (Yoksa sürekli eleştirip, azarladık mı?)

"İLETİŞİM İYİYSE ÇÖZÜM KOLAY OLUR"
Bu değerlendirmeler anne-baba arasında yapılabilir. Diğer taraftan çocukla bu sonuçların nedenleri üzerinde konuşulabilir. Eğer aile-çocuk iletişimi iyiyse, çocuk bu sonucun alınmasındaki kendi rolünü görüp, değerlendirmesini yaparak gerekli sorumluluklarını alacaktır. Unutulmaması gereken bir nokta; alınan karne notlarının telafisinin her zaman mümkün olduğu, gelecek dönemlerde yükseltebileceği olmalıdır. Karne çocuğun tüm performansını yansıtmaz. Yani notları çok yüksek bir çocuğa, hayatta çok başarılı olacağı söylenemez. Notlara göre aileler bazen çok katı cezalar verebiliyorlar ya da çocuk sınıfı geçti diye çok büyük ödüller alabiliyorlar. Notlar değerlendirilebilir ancak çok fazla abartılmamalıdır. Karnesi kötü olsa da çocuğunuza her durumda yanında olacağınızı hissettirmelisiniz. Çocuğunuzla ilişkinizi iyi tutarak karne sonrası oluşabilecek bir krizi önleyebilirsiniz.”

 
Üst