• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Durkheim: Ortak ve Ayrı Bilinçler

diShy

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
27 Kas 2009
Konular
32,527
Mesajlar
50,860
MFC Puanı
2,580

Durkheim toplumları mekanik ve organik dayanışmalı toplumlar şeklinde ikili bir tasnife tabi tutar. Mekanik dayanışmalı toplumda bireysel bilinçler arasında benzerlik söz konusudur. Bireyler arasında farklılaşma yok denecek kadar azdır. Bireyler bir takım ortak değer, duygu, norm ve anlam bütünleri etrafında kolektif/ortak bir bilinç oluşturmuşlardır ve onların davranışları, eylemleri ve yaşama biçimlerine bu ortak bilinç yön vermektedir.​
Organik dayanışmalı toplumda ise bireysel bilinçler arasında farklılık söz konusudur. Bireyler birbirinden farklı çıkar, inanç, değer ve güdülere sahiptir. Bireysel bilinçler farklılık temeline dayalı olarak devinimde bulunur. Toplumsal birlik daha çok farklılık temeline dayalı olarak sağlanır. Farklı unsurlar birbiriyle zorunlu etkileşim ve işbirliği esasına dayalı olarak bir tamlaşma ve bütünleşme tesis ederler. Bu durum modern toplumun farklı organları arasında bir entegrasyon meydana getirir. Ve organik dayanışma söz konusu farklı organlar arasındaki etki tepki esasına dayalı zorunlu ve bağımlı bir süreç içerisinde gerçeklik kazanır.​
Toplumsal bilinci meydana getiren ortak inanç ve duygular, bireylerin, kendilerinin yarattığı inanç ve duygular olmayıp, toplumdan edindikleri bütünleştirici unsurlardır. Yani, kolektif bilincin kaynağı toplumdur. Bu nedenle de, kolektif bilinç, bireysel bilinçlerin basit bir toplamı olmayıp, bireysel bilinçlerin üstündedir. Toplumsal hayatı düzenleyen kolektif bilinç, aynı zamanda, müeyyide (yaptırım) kullanma gücüne de sahiptir. Bu niteliği ile de, din, ahlak, hukuk vb. kurumlar içinde varlığını sürdürerek, birey bilinci ve dolayısıyla, tavır ve davranışları üzerinde sürekli yönlendirici etki yapar.​
Durkheim'e göre toplumsal olaylar, bireysel bilinçlerin dışındadırlar ve her zaman bireysel bilinçlerden önce gelir ve kendilerini bireye zorla kabul ettirirler (Tolan, l99l: 24). Bir bakıma toplumsal bilinç bizi kendi grup ya da zümremize bağlamış olur.​
Durkheim'in ifade ettiği gibi, toplumsal bilinç “bireysel bilinçleri sardığı oranda, benzerliğe dayanan mekanik dayanışma güçlenir, kişilik de o oranda silinir. Oysa toplumlarda işbölümü arttıkça, bireyler birbirlerinin eksikliklerini tamamladıklarını daha büyük bir şiddetle duyarlar, birbirlerine sımsıkı bağlanırlar. İşte bireylerin farklılaşması sonucu meydana gelen bu dayanışmaya, organik dayanışma diyoruz. İşbölümü arttıkça organik dayanışma ve bireysel kişilik güç kazanır”(Kösemihal, l971 : 65). Bu çerçevede Durkheim için, işbölümünün artışı toplumsal bilincin zayıflamasını sonuçlayacaktır.​
Tönnies de toplumsal bilinçden ortak irade olarak söz etmekte ve daha çok topluluk tipi toplumlarda var olduğunu ileri sürmektedir. Tönnies’e göre, “bu toplulukların meydana gelmesinde kişisel iradelerin hiçbir etkisi yoktur. Bireyler doğal dayanışmanın, uyumlu karşılıklı etkileri bulunan bir toplumsal yapının üyelerinden başka bir şey değildir. Bireylerin istemlerinde (irade) aynılık vardır. Çünkü birey istemi (irade), kamu istemi (irade) tarafından silinmiştir. Bu türlü örgensel topluluklarda mülkiyet mal birliğine, hukuk da aile hukukuna dayanır. Görülüyor ki Tönnies'in “gemeinschaft”ı Durkheim'in daha sonraları “mekanik dayanışmaya dayanan zümreler” diye adlandırdığı topluluklara pek benzer. Gesellschaft ise belirli bir amacı gerçekleştirme için bireysel iradeleriyle karşılıklı etkide bulunan bireylerin meydan getirdikleri topluluğa denir”(Kösemihal, l989: 204) .​
 
Üst