• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Dyatlov Geçidi Vakası

DarkWoman

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
27 Kas 2019
Konular
5,318
Mesajlar
11,488
MFC Puanı
66,370
Dyatlov Geçidi olayı üzerinden on yıllar geçmesine rağmen hala adından söz ettiren duyanların tüylerini diken diken eden sırlarla dolu bir olay olarak anılıyor. Dyatlov Geçidi Vakası 9 dağcının korkunç şekilde can vermesi olayıdır. Şimdi tüm yönleriyle Dyatlov Geçidinde neler oldu bunlara bakalım.

Dyatlov Geçidi Olayı 1959 Yılında Olmuştur​

Dyatlov Geçidi Olayı 1959 Yılında Olmuştur


1959 başlarında bir grup dağcı Sovyetler Birliğinde bulunan Ural dağlarında keşif yapma kararı alır. Bu Sibirya soğuğunu ve hayatını bilen ekip, 9 kişilik erkek ve bir kadından oluşan bir gruptur. Ancak bu keşif ve macera hevesiyle çıkacakları maceraları son olacaktı ve gerisinde senelerce akılları kurcalayan gizemler bırakacaktı.

Bilinen ve bulunan bütün görsel ve yazılı rapor sonuçlarına rağmen bu vaka bir türlü çözülememiştir. Bu sırlarla dolu vaka Dyatlov Geçidi vakası olarak tarihe kazınmıştır.

Herşey Harika Gidiyordu​

Herşey Harika Gidiyordu


Ocak 1959 sabahı 10 kişilik bir yürüyüş ve keşif ekibi Sovyetlerin tam ortasında yer alan Ural dağlarına gitmek üzere tren yolculuğuna başladı. Liderleri Igor Dyatlov olan bu grup 8 erkek 2 kadından oluşuyordu ve tren Sibirya dağlarına ilerlerken ekibin son denilebilecek grup günlükleri de yazılıyordu. Ekip ilerleyen günlerde otobüs ve kamyon kasası yolculuğu atlı kızak ve şahsi kızakları ile yürüme gibi aktivitelerle yollarına devam ettiler.

Ekip kendini hasta gibi hissettiğini söyleyen yürüyüşcülerden olan Yuri Yudin’i son fotoğraflarını çekildiklerini bilmeden hatıra görüntüleri eşliğinde geri dönüş için uğradılar. Yolların ayrılmasından sonra ekip 9 kişi olarak yollarına planladıkları şekilde devam ettiler.

Ekip sürekli notlar alarak ve bol bol fotoğraf çekerek yol alıyordu. Yolculuk çetin soğuk ve zor arazi şartları haricinde gayet normal şekilde ilerliyordu. Nihayet Şubat gibi yöre yerlilerinin ölüm dağı dedikleri bölgeye ulaştılar.
Günün iyi vakitlerini değerlendirip kamp kuracakları zirveye vardılar. İşte bu noktada en yakın yerleşim yerlerinden yüzlerce kilometre uzaktaydılar.

Ekibin son kayda aldığı fotoğraf ve bu esnada ekibin aldığı son not:

Bir sırtta böyle bir konforu hayal etmek zor, tırmanırken rüzgarın çıkardığı tiz ses ve yerleşim yerlerinden kilometrelerce uzakta olmak...

Kısa bir zaman sonra Lider İgor ve arkadaşlarından haber alamayan yakın çevreleri tartışmalar eşliğinde de olsa bir gönüllü keşif ekibinin yola koyulmasına vesile oldu.

Kurtarma Ekibi Kamp Alanına Ulaşıyor​

Kurtarma Ekibi Kamp Alanına Ulaşıyor


26 Şubat günü kurtarma ekibi grubun bulunduğu zirvedeki kamp alanına nihayet ulaşabilmiştir. Gördükleri manzara burada bir şeylerin korkunç bir şekilde ters gittiğini gösteriyordu. Dağılmış ve üzeri hafif kar kaplamış çadırı gördüler ekibin tesisatları çadır içerisinde nizami bir şekilde duruyordu. Ama çadır içeriden bıçakla açılmış gibi görünüyordu.

Bir sonraki gün arama ekibi yamaçtan ormanlık alana Doğru giden yerde 9 ayak izine rastladı. Bu izlerin soldan içeriye hafif girintili olması göz önüne alınınca paniğe kapılmamış ve sakin bir şekilde eğimli arazide yol almışlar gibi gözüküyordu. İzler kampın yarım kilometre kadar uzağında ulaşıyor orada da karlara gömülüyordu.

2 Dağcı Son Anlarında Ateş Yakmaya Çalışmışlar​

2 Dağcı Son Anlarında Ateş Yakmaya Çalışmışlar


Bu nedenle bu istikameti takip eden arama ekibi alana geldiklerinde büyük bie sedir ağacının altında basit bir kamp ateşi onun hemen yanında da Yuri Doroshenko ve Yuri Krivonişenko’nun donmuş cansız bedenlerini buldular.

Bütün bu 9 kişilik ekibin cansız bedenlerine ulaşmak yaklaşık 2 ay sürdü.
Bu ilk buldukları 2 beden korunmasız neredeyse çıplak bulmuşlardı. Yalnızca ince tişörtleri iç çamaşırları ve çorapları. Öldükleri o dönem hava yaklaşık -30 derece ölçülüyordu. Altında bulundukları sedir ağacının üzerine de birileri çıkmış ve ağacın hasar gördüğünü gösteren izler vardı.

Belki de zifiri karanlıkta ve o kötü hava şartlarında başlangıç noktası olan çadırlarının yolunu kaybedip son bir güçle ağaca tırmanarak çadırlarının istikametini bulmaya çalışmışlardı. Ya da birinden veya bir şeyden kaçmaya veya saklanmaya çalışıyorlardı.

Dosya Apar Topar Kapatılıyor​

Dosya Apar Topar Kapatılıyor


Daha sonraları ise çadır ile bu sedir ağacı yolu arasında değişik noktalarda üzerleri karlı örtülmüş diğer üç kişiyi buldular. İlk bulunanlara göre daha iyi giyimli gözüküyorlardı. Ölüm anlarında sanki çadırlarına dönmeyi planlıyorlarmış gibiydiler ve bulunduklarında yüzleri çadır istikametine dönüktü. Tespitlere göre bu 5 kişi de hafif sıyrıkları olmasına rağmen hipotermiden ölmüşlerdi ve bunlardan 4'ünün sarhoş olarak önlükleri kaydedilmişti.

Son 4 yürüyücü ise küçük bir tepe altında yoğun bir kar kütlesi altından çıkarılmışlardı yeri meşhur sedir ağacına 100 metre kadar uzak, çadırın ise tam tersi istikametindelerdi . Üçünün ölümcül yaraları vardı, birisinin kafatası kırığı vardı diğer ikisinin de kaburga kırığı ve bu nedenle de iç kanamaları mevcuttu. Adli tıp doktoru bu hasarlanmaların düşme yada araba kazası sonucu yaşanabileceğini değerlendirdi. Bu yaralanmalara kendileri henüz sağ iken maruz kalmış başka birisi tarafından olmamıştı. 4 kişileri ise burnu kırık ve boynu hasarlı bulundu. Ancak onun ölüm sebebi de hipotermi görünüyordu. Bu cesetlerde ki kadınlardan birinin de dili kayıptı.

En garip durum ise 2 kişinin toplam 3 parça eşyasında anormal seviyede radyoaktivite tespit edilmişti.
28 Mayıs'ta suç dosyası gizemli ve sürpriz bir sonuçla kapatıldı.

Dyatlov Geçidinde Yaşananlar Hala Sır Mı?​

Dyatlov Geçidinde Yaşananlar Hala Sır Mı?



Baş araştırmacı Lev İvanov defterine şunları not etmişti. ''Ölüm nedeni yürüyüşçülerin üstesinden gelemediği zorlu ve bilinmeyen bir güçtür''

Ölen kişilerin doğaüstü varlıkların etkilerine maruz kalmış olabileceğini düşünmezsek bu sonuç hiçte mantıklı ve tatmin edici bir sonuç değildi.

Peki bu gizemli gibi görünen bazı olayların sağlıklı bir şekilde açıklığa kavuşması mümkün müdür? Şimdi olayda şüphe uyandıran ve eksik bırakılan noktalara bir bakalım.

Lyudmila Dubinina'nın Bedeni Korkunç Haldeydi​

Lyudmila Dubinina'nın Bedeni Korkunç Haldeydi


İlk olay kayıp dil. Ekibin en genç üyesi olan Lyudmila Dubinina kayıp olan dili sonuç tespiti yapılırken ilk referans olmuştur. Ancak o kadar fazla dolaşan söylentiler var ki örneğin dilin ölmeden kesilmesi, koparılması ya da vahşi bir hayvanın Dubinina’nın dilini yediğinin söylenmesi hatta ve hatta farklı bir noktada dili tekrar buldukları gibi söylentiler vesaire.

Hem de otopsi raporundaki yazan ağzının dili ve diyaframı kayıp şeklindeki komik derecede yetersiz görülen durum tespiti olayı aydınlatmak için yeterli olamamıştır.

Yani ne kesme, ne koparma vesaire yorumları yoktu. Belki de tıbbi muayene eden uzman dil kaybı olayını son derece sıradan durum olarak yorumladı. Aksi takdirde bu durumla alakalı daha detaylı bir rapor hazırlaması gerekirdi.

Yine aynı raporun farklı bir bölümünde şu yazıyordu gözleri aralıklı, gözbebekleri yoktur.

Her iki yorumda da uzman olayı örtmek istercesine enteresan sebepler buluyordu. Adli tıp uzmanı bütün kusurları zamanla eriyen kar suyunun yarattığı çürüme ve ayrışma olarak tanımlıyordu. Sadece Dubinina’nın cesedinde değil son bulunan 4 cesette de kar erimesi sebebiyle hasarlanma oluşmuştu.

Gelelim dilin kesilerek çıkarıldığını düşünenlerin tezine. Bu tezi yanlış düşünmek için en önemli faktör Dubinina’nın midesinde bulunan 100 santimetre küplük kırmızımsı artıktı. Yani kan rengini bulaşmış yiyecek kalıntısı vesaire gibi birşey. Büyük bir iç kanama geçirdiğini de varsayarsak bu kanamada son derece doğal olacaktır.

Radyoaktif Giysiler​

Radyoaktif Giysiler


Daha önce bahsettiğimiz gibi 2 kişiye ait olan 3 parça elbise yüksek radyoaktivite taşıyordu. Bu durum ile ilgili raporda bahsedilmiş tek husus giysilere atmosferde bulunan radyoaktif tozlar bulaşmış olabilir ya da giysiler radyoaktif maddelere temas etmişse bulaşmaya açıktır deniyor.

Diğer bir deyişle bu durum için de sağlıklı bir açıklama yetkililerin akıllarına gelmiyordu.

Ama bu durum olayların doğal yollarla gelişmiş olduğu ihtimalini değiştirmiyor. Bu duruma yapılan alternatif bir yorum da şuydu.
Kolevatov daha önce nükleer materyaller geliştiren bir birimde çalışmıştı. Krivonişenko ise nükleer silahlar için çok gizli olan bir tesiste plütonyum üretiminde çalışmıştı ve radyoaktivite tespit edilen 3 parça eşya da bu iki kişiye aitti.

Ufo İddiaları​

Ufo İddiaları


Ekibin kaybolduğu dönemlerde çok sayıda kaynak bölgede ufo görüldüğünü ifade ettiler. Geceleri görülen birkaç saniye ve birkaç dakika arası değişen yuvarlak ışık formlarıydı tarifleri. Bazı askerler ve başka yürüyüş grupları da bu tanımlamaları yaptılar.

Bazı yerlilerin ve hatta bazı astrologların bunları onaylar tanımı ise bölgede olay zamanı gökyüzünde ateş topu izlediklerini rapor etmeleriydi.

Ancak ufo vakaları ile ilgili genel kabul görmüş bir söylem vardır o da genel olarak tanımlanamamış veya doğrulanamamış olmalarıdır. Sonuçta gökyüzü vakalarının birçoğu bu geçit olayından önce veya sonra gerçekleşmiş olabileceği nedeniyle konuyla çok bağdaştırılmamıştır.

Tartışmaları Tetikleyen Son Fotoğraf​

Tartışmaları Tetikleyen Son Fotoğraf


Ancak bir de yürüyüşçülerin kaydettiği son fotoğraf olan bu belirsiz obje veya objeler karesi var. Konu üzerine araştırma yapanların söylediğine göre bu kare film kameradan çekilmeden önce yapılmış teknolojik bir çekim olduğu gerçeğidir. Çekim yapmaya yarayan spot ışıklar gibi görünen bu fotoğraf maalesef sözde ufo delileri kadar belirsiz ve bir o kadar da ufo olduğunu iddia etmelerini gerektirecek detaylı bir görüntü değildir.

Tabii ki bu fotoğraf iddia edildiği gibi ufo fotoğrafı da olabilir ancak bir mum, el feneri, ateş, soba vesaire herhangi bir şey de olabilir. Ancak herhangi bir meteor çarpması yada herhangi bir fiziki ziyaret içeren unsurlar söz konusu olsa Bu durumun hem uzay yarışında yer almak isteyen Sovyetlerin raporlarına geçmesi hem de arama ekibinin bulduğu ekibin izlerinden farklı izler ve deliler keşfetmesi gerekirdi.

Peki sonuç olarak ortada bu kadar bilgi olmasına rağmen olay gizemini hala koruyor görünüyor ya da bazıları yeni yeni komplo teorileri çıkararak gizem'in sürdürülmesini mi istiyor.

Olay Basit Bir Çığ Kazası Mıydı​

Olay Basit Bir Çığ Kazası Mıydı


Ancak birçok Rus kayanaklı araştırmaları okuduktan sonra diyebiliriz ki bu olay basit çığ kazası olabilir. Öncelikle çadırdan ayrılmalarını gerektiren sebep neydi? çadırı içeriden keserek terk etmelerini gerektirecek tek sebep içeride bir tehdit olmasaydı.
Örneğin dışarıda bazı söylentiler gibi bir vahşi hayvan ya da bir UFO gördüklerini varsayalım, bu çadırı kesip çıkmaları için bir sebep olamazdı. Ya da kendilerine doğru büyük bir çığ geldiğini düşünerek telaşla çıkmış olabilirler ama konunun başında da değindiğimiz gibi ayak izleri hiçte telaş içerisinde olduklarını göstermiyor. Aksine ayak izleri yamaç aşağı yavaşça ilerler nitelikte yani bir şekilde çadır içerisinde panik yaşadıktan sonra çıkınca sakinleştiler.

Lider Igor'un Kurduğu Çadır​

Lider Igor'un Kurduğu Çadır


Yukarıdaki fotoğrafa baktığımızda kullandıkları çadır ve içerisinde lideri İgor’un yaptığı ev yapımı bir ocak ve bacasını görüyorsunuz. Bu sobanın olay anından önce kullanıldığı da bilmiyor çünkü çadırın içinde kısmen yenilmiş kızarmış pastırma ve jambon parçaları bulundu.

Muhtemelen soba ile işi bitince baca tertibatını da söken ekip tekrardan harlayan kıvılcım ve ateşin etkisi ile de bacada sökülmüş olduğundan dolayı saniyeler içerisinde çadırının dumana boğulmasına vesile oldular.

Durumu kontrol altına almak isterken çadırın tavanında duman tahliyesi için birkaç delikte açmayı ihmal etmediler. Sonra da büyük ihtimal duman yeterince tahliye olmayınca nefes almakta da zorlanan ekip hızlıca çadırı keserek panikle dışarı çıkmak zorunda kaldılar.

Tabii bu bir teori ve bunu destekler kanıtlar da mevcut. Örneğin arama ekibinin cesetlerin bazılarında ve bazı eşyalarında küçük yanık izleri bulması gibi ama bu kanıtlar ağacın altında aceleyle yaktıkları ateşin izleri de olabilirdi. Ya da çadırda ateşi en son közlerken sobanın metaline değerek de yanmış olabilirdi.

Yanmış Ceketin Sırrı Ne​

Yanmış Ceketin Sırrı Ne


Cesetlerin ağız kenarlarında kan izleri yani kan kusma emareleri de vardı ki bu da aşırı duman solumanın belirtisi de olabilir. Bu konuda nasıl olduğu, yandığı bilinmeyen yanmış bir ceketi giydiklerini gösteren bir fotoğrafta mevcut.

Her ne olursa olsun bu sıkıntılı ve görüş mesafesi düşük tipili havada bilinmezliğe doğru kaçan ekip belki de ormanlık alanı olduğundan daha yakın diye tahmin ederek sığınak yapabileceklerini veya bulabileceklerini düşündükleri bu ormanlık alana yöneldiler.

Çünkü maruz kaldıkları duman, geride bıraktıkları çadırın alev aldığını düşünmelerini sağlamış olabilirdi. Ayrıca içlerinden dördünün idrak edemeyecek derecede alkollü olduğunu da unutmamak gerekir.

Dyatlov Geçidi Uzun Yıllar Daha Tartışmalara Konu Olacak​

Dyatlov Geçidi Uzun Yıllar Daha Tartışmalara Konu Olacak


Er ya da geç ormanlık alana ulaşır ulaşmaz ateş yakabilmek için yanındaki ağacın çevresinde dal bulmak için geziyorlar, çadırı bulabilmek için üzerine çıkıp etrafı gözetliyorlardı.
Daha kalın giyinmiş olanlar ise ormanın derinlerine ilerliyordu. Bu ağaçtan 75 metre kadar uzaklaşan 4 kişi dibinde buz ve kayalar olan 3-4 metre derinliğindeki bir vadinin dibindeyken küçük bir çığ tetiklemişler ve ölümcül yaralar alarak orada ölmüşlerdi.
Gerideki ekipten 3’ü de ilk çadıra dönmek için ayrıldı ve sona kalan 2 kişi o küçük ateşin sönmesi ile orada kalarak can vermiş oldular.
 

bushcrafter

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
25 Tem 2021
Konular
0
Mesajlar
1
MFC Puanı
0
dyatlov-gecidi-ekibi-1024x716.jpeg

Dokuz dağcının hayatını feci şekilde kaybettiği felakettir. Sağlık sorunları nednei ile geziden erken ayrılmak zorunda kalan Yuri Yudin yıllar sonra katıldığı bir programda "Tanrı’ya bir soru sorma şansım olsaydı o gece arkadaşlarıma ne olduğunu sorardım." demiştir.
 
Üst