diShy
Onursal Üye
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
- Konular
- 32,527
- Mesajlar
- 50,861
- MFC Puanı
- 2,550
Problemsiz bir dünya olmadığı gibi problemsiz evlilik de olmaz. Çünkü iki farklı insanın tek bir insan gibi düşünmesi, konuşması ve hareket etmesi imkânsızdır.
Fakat birbirini se*ven akıllı eşler, aralarındaki ufak tefek anlaşmazlıkları ko*layca aşar. Bazıları ise kaderine küser, problemleri çözmeye yanaşmaz. O zaman da aralarındaki çatlak büyüdükçe bü*yür ve bir uçurum oluşur. Uçurumu aşıp bir araya gelemez*ler.
Eşinizle aranızda uçurumlar mı var ya da size mi öyle ge*liyor?
"Birçok yolu deniyorum; ama aradaki bu çatlağı kapatıp I uçurumu atlayarak onun dünyasına giremiyorum" mu di*yorsunuz?
Hiç düşündünüz mü belki de yanlış yol deniyor, ters isti*kamete doğru yürüyorsunuz. Çünkü insan yüz kapılı bir sa*raya benzer. Yüz kapıdan birini mutlaka açabilirsiniz. Bu*nun için ne yapmak gerek?
Önce o sarayın kapılarını tanımaya çalışın. Hangi anah*tarla açılabileceğini öğrenin. Eğer kapı çelikse yüz çeşit normal anahtar deneseniz de o kapılardan hiçbirini açamazsı*nız. Eşinizin de mutlaka kalbini açan bir anahtar vardır.
Yoksa siz o anahtarı bilmiyor musunuz?
Ya da o anahtarı bulmak için çaba mı sarf etmiyorsunuz? Sadece sarayın önünde durup "Açıl susam açıl" tekerlemesini mi tekrarlı*yorsunuz? Şayet öyle yapıyorsanız boşuna beklersiniz. Çün*kü bu tekerlemelerle kapılar; ancak masallarda açılır.
Evlilik uzmanlarının yapmış olduğu araştırmalarda yıl*larca bir arada yaşayan eşlerin birbirlerini tanımadıkları tes*pit ediliyor. Daha doğrusu, onlara, sevgi dillerini öğrenmek bir yabancı dil öğrenmek gibi zor geliyor. Herkes kendi bil*diği dili konuşup sonra da "Eşim beni anlamıyor" diye şikâ*yette bulunuyor.
Eşler genellikle kendi istediklerini karşı ta*rafa kabul ettirmeye çalışıyorlar. Eşinin beklentisini karşıla*mak yerine kendi isteğine göre davrananlar, matematik ho*casının sorusuna şiir yazarak cevap veren öğrencinin duru*muna düşüyor.
Başarı ve mutluluk istiyorsak Öğretmenin sorusuna kendi bildiğimizi değil; öğretmenin istediği cevabı verelim.
Fakat birbirini se*ven akıllı eşler, aralarındaki ufak tefek anlaşmazlıkları ko*layca aşar. Bazıları ise kaderine küser, problemleri çözmeye yanaşmaz. O zaman da aralarındaki çatlak büyüdükçe bü*yür ve bir uçurum oluşur. Uçurumu aşıp bir araya gelemez*ler.
Eşinizle aranızda uçurumlar mı var ya da size mi öyle ge*liyor?
"Birçok yolu deniyorum; ama aradaki bu çatlağı kapatıp I uçurumu atlayarak onun dünyasına giremiyorum" mu di*yorsunuz?
Hiç düşündünüz mü belki de yanlış yol deniyor, ters isti*kamete doğru yürüyorsunuz. Çünkü insan yüz kapılı bir sa*raya benzer. Yüz kapıdan birini mutlaka açabilirsiniz. Bu*nun için ne yapmak gerek?
Önce o sarayın kapılarını tanımaya çalışın. Hangi anah*tarla açılabileceğini öğrenin. Eğer kapı çelikse yüz çeşit normal anahtar deneseniz de o kapılardan hiçbirini açamazsı*nız. Eşinizin de mutlaka kalbini açan bir anahtar vardır.
Yoksa siz o anahtarı bilmiyor musunuz?
Ya da o anahtarı bulmak için çaba mı sarf etmiyorsunuz? Sadece sarayın önünde durup "Açıl susam açıl" tekerlemesini mi tekrarlı*yorsunuz? Şayet öyle yapıyorsanız boşuna beklersiniz. Çün*kü bu tekerlemelerle kapılar; ancak masallarda açılır.
Evlilik uzmanlarının yapmış olduğu araştırmalarda yıl*larca bir arada yaşayan eşlerin birbirlerini tanımadıkları tes*pit ediliyor. Daha doğrusu, onlara, sevgi dillerini öğrenmek bir yabancı dil öğrenmek gibi zor geliyor. Herkes kendi bil*diği dili konuşup sonra da "Eşim beni anlamıyor" diye şikâ*yette bulunuyor.
Eşler genellikle kendi istediklerini karşı ta*rafa kabul ettirmeye çalışıyorlar. Eşinin beklentisini karşıla*mak yerine kendi isteğine göre davrananlar, matematik ho*casının sorusuna şiir yazarak cevap veren öğrencinin duru*muna düşüyor.
Başarı ve mutluluk istiyorsak Öğretmenin sorusuna kendi bildiğimizi değil; öğretmenin istediği cevabı verelim.