• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Federico Garcia Lorca

diShy

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
27 Kas 2009
Konular
32,527
Mesajlar
50,860
MFC Puanı
2,580
Yapıtlarında toplumun zorluklarına ve normlarına karşı koyan İspanyol yazar Federico Garcia Lorca, Granada yakınlarında bulunan Fuentevawueros'ta doğdu. Öğretmen bir anne ile geniş arazilerin sahibi bir babanın oğlu olan Lorca, varlıklı ebeveynlere sahip çocukların gittiği yatılı bir okulda okudu.1917'de önce Granada'da sonra da Madrid'de felsefe ve hukuk tahsili yaptı. Madrid'teki kültür sanat çevresine girerek Luis Banuel, Salvador Dali ve Juan Ramon Jimenez ile tanıştı.

İlk dramı "Kelebeğin Büyücülüğü"nü alegorik bir dille yazdı. Ancak bu oyun 1920'de sahnelendiğinde büyük bir başarısızlığa uğradı. Federico Garcia Lorca, dram yazarı olarak ilk başarısını 1925 yılında "Mariana Pineda" ile elde etti. Yazılışından iki yıl sonra sahnelenen oyunun dekorlarını Salvador Dali'nin yapmış olması oyunun konusuna güç katan önemli bir unsur olarak değerlendirilir. Lirik özellikler taşıyan ve 19. yüzyıl Endülüs'ünde yaşayan özgürlük kahramanı bir kadının öyküsünün anlatıldığı "Mariana Pineda", Garcia Lorca'nın en büyük teması olan özgürlüğün, aşk ve ölümün içiçe geçmesiyle göze çarpmaktadır. Müziğe de meraklı olan yazar, müzik öğretmeni Manuel de Falla ile birlikte İspanya sınırları içinde varolan halk şarkılarını işlemiş ve bunları birkaç kitabında kullanmıştır.

Çingene Romansları adlı şiir kitabı nedeniyle Lorca'ya "Endülist çigan şairi" denmiştir. Ne var ki bu şiirleri kendilerini İspanyol şiirini yenilemeyi amaç edinen 1927 kuşağının temsilcisi olduğunu kanıtlıyordu. Her ne kadar Garcia Lorca, Çingene Romansları'nda halk şiirlerine başvurduysa da bunları avantgard sembollerle ustaca birleştirmiştir. 1929 yılında Amerika'ya giden yazar, burada sürrealist şiirler yazmış ve bu şiirleri 1940'da, "New York'ta Şairler" adlı kitabında bir araya getirdi. Makinelerin Dünyası olarak adlandırdığı Amerika'da yaşamaktan hoşlanmadığı için planladığı süreden çok daha önce ülkesine döndü. Garcia Lorca, dram yazarı olarak tiyatroda yenilikler yapmayı amaçlıyordu. Bunu yaparken oyunlarında etkilerini kombine ettiği çok sayıda örneklere yer veriyordu. "Ayakkabıcının Garip Karısı Don" adlı farstan sonra "Perlimplin'in Belisa'yı Bahçede Sevmesi" adlı komik, masalsı unsurlar taşıyan grotesk oda oyununu yayınladı. "Beş Yıl Geçer Geçmez" adlı sürrealist düş oyununda ve yazılmasından tam 45 yıl sonra yayınlanan itiraf dramı "Halk"ta başta gizli dürtüler ve tutkular olmak üzere insanın içinde gizlenmiş olanları açığa çıkartmaya uğraşan bir tiyatro türü yarattı.

İspanya Cumhuriyeti'nin ilanından sonra Eduardo Ugarte ile birlikte La Barraca adlı gezgin sahneyi kuran Lorca, kırsal kesimlerde yaşayan halka İspanyol klasiklerini tanıtmayı amaçlıyordu. Lorca en önemli eserlerini de bu yıllarda verdi. Artık bir klasik haline gelen "Kanlı Düğün" adlı eserinde İspanya'nın gündelik hayatı üzerinde büyük etkisi bulunan üç tema üzerinde (tutku, zina ve kan davası) durdu. Oyunun konusu oldukça basit bir kurgu üzerine kurulmuştur. Çiçeği burnunda gelin, düğün gününde aşığıyla birlikte kaçar. Damat kısa sürede aşıkların izini bulur. Bu olay her iki genç adamın birbirini öldürmesiyle trajik bir boyut kazanır. Garcia Lorca Kanlı Düğün'de insanı tabiatın karşı konulmaz içgüdüleri olarak gördüğü doğa yasalarıyla toplumsal normlar arasında sıkışıp kalmış bireyler olarak gösterir. Bunu yaparken de antik tragedyaların biçimine başvurur.

Dona Rosita Bekar Kalıyor ya da Çiçeklerin Dili adını verdiği romansında, insanın hayatını gönlünce yaşamasını engelleyen gelenekleri eleştirdi. Bu romansta Lorca, Amerika'ya giden nişanlısının evlenmemek için kendisini sürekli oyaladığını düşünün Rosita'nın, 25 yıl boş yere beklemesini ve nişanlısının yıllar önce bir başkasıyla evlendiğini duyduğunda yaşadığı hayalkırıklığını anlatır. Yine aynı yıl tatminsiz bir kadının trajedisi olan Yerma'yı kaleme alan Lorca, bu oyununda çocuk sabini olmayı isteyen Yerma ile yalnız cinsel tatmini arzulayan kocası arasındaki ilişkiyi anlatır. Yerma, gençlik yıllarında çok beğendiği bir arkadaşının kendini cinsel olarak tatmin edebileceğini düşündüğü halde katı ahlak yasalarını hiçe sayıp kocası bırakmaya cesaret edemez. Kendi istekleri ile toplumun ahlak anlayışı arasına sıkışan Yerma en sonunda çareyi kocasını öldürmekte bulur.

Yazar, toplumsal ve ahlaksal zorunlulukların sonuçlarını gözler önüne serdiği son oyunu "Bernarda Alba'nın Evi" adlı oyununda kocasının ölümünden sonra despot Bernarda'nın beş kızını dış dünyayla ilişkisini kesmesini, bu kızlardan sadece Adele'nin annesine başkaldırmasını anlatır. Oyunun sonunda Adele intihar etmiştir ancak Bernarda ailenin itibarı zedelememek adına bu olayı gizlemiştir. Lorca, İspanya İç Savaşı patlak verdikten kısa bir süre sonra ebeveynlerinin evinde tatil yaparken Franko taraftarı Guardia Civil tarafından herhangi bir neden gösterilmeksizin tutuklanmıştır. Federico Garcia Lorca tutuklanışından tam bir ay sonra, 19 Ağustos 1936'da Granada yakınlarındaki Viznar uçurumunda kurşuna dizilmiştir.

Eserleri
Şiirleri: Çingene Romansları (Romancero gitano, 1928), New York'ta Şairler (Poeta en Nueva York, 1940)
Oyunları:Kelebeğin Büyücülüğü (El maneficio de la mariposa, 1919), Mariana Pineda (1925), Ayakkabıcının Garip Karısı (La Zapatera prodigosa, 1930), Don Perlimplin'in Belisa'yı Bahçede Sevmesi (Amor de Don Perlimplin con Belisa en su jardin, 1931), Beş Yıl Geçer Geçmez (Asi que pasen cinco anos, 1931), Kanlı Düğün (Bodas de sangre, 1933), Kanlı Düğün (Bordas de sangre, 1933), Dona Rosita Bekar Kalıyor ya da Çiçeklerin Dili (Dona Rosita la soltera, o el languaje de las floras, 1934), Yerma (1934), Bernanda Alba'nın Evi (La casa de Bernanda Alba, 1934) Halk (1976)
 
Üst