• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Günün Şiiri

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üyelik Tarihi
9 Ocak 2016
Konular
3
Mesajlar
147
MFC Puanı
2,150
Ben Sana Mecburum Bilemezsin.


Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.



Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlık bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.




Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşamüstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu.




Fatih`te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalaniyor
Ne yapsam, ne tutsam, nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.



Belki Haziran`da mavi benekli çocuksun
Ah! seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şileb sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy`de uçaga biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor.


Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.


Atilla İlhan
 
Üyelik Tarihi
30 May 2013
Konular
19
Mesajlar
124
MFC Puanı
320
Beyefendi

beyefendi
öyle zannediyorum ki siz
tam dişimizin kovuğuna göresiniz

ki madem ki siz
efendisisiniz bazı kelimelerin

bir öğleden sonra aydınlık bir salonda
birer fincan kahve içerken
basit mevzulardan uzun uzun
tek kelime etmeksizin konuşmak isteriz

tekrarın güzelliği vardır
donar kalırsınız beyefendi
bakarsınız
mahsur kalmışsınız kelimelerin karşısında

anlamını kelimelerin oynak yerlerini
bilmeniz ve kaydırmanız dilinizden
bir söz dizisini
ne mükemmel

beyefendi
sizi ve kelimelerinizi
torunlarınıza kadar seveceğiz
galatımeşhur olsa da biz

karşılıklı risk alsak şu dünyada*beyefendi
buluşsak aydınlık bir salonda
kadife bir koltuk okşarken baldırlarımızı
sade birer kahve içip de
eski bir tabirin peşine düşsek

siz
biz
bir de kelimeler

öz türkçe olanlar
batı dillerinden gelip dilimize girenler
kurultay onaylılar
dinî ve milli olanlar
toplu cima yapsak

sahip olduğunuz kelimelerden sizi çok kıskanıyoruz*beyefendi
keşke kurtulsak etki alanından
yer çekiminin kuvvetinden
kafiye sevsek ve ne var aydınlık bir salonda
oturup karşılıklı birer kahve içsek
unutsak kaldığımız yerleri
unutsak kaldığımız yerlerdeki tüm kelimeleri
yepyeni bir dille bekliyoruz sizi*beyefendi

Hatice Meryem
 

Fenamen

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
27 Haz 2015
Konular
55
Mesajlar
312
MFC Puanı
3,410
Gel Gayri

Kara gözlüm bu ayrılık yetişir
İki gözüm pınar oldu gel gayrı
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı

Ayların sırtında yıllar taşındı
Sanma ki garibi eller düşündü
Bebekler evlendi yollar aşındı
Kozalaklar çınar oldu gel gayrı

Hesap et gideli sen gurbet ile
Otuz ay tutuldu kolay mı dile
Hapisler sürgünler esirler bile
Sılasına döner oldu gel gayrı

Gönlüm sende gözüm yollarda durdu
Saat isyan etti takvim kudurdu
Hasret hançerini bağrıma vurdu
Yüreciğim kanar oldu gel gayrı

Emeği boşadır yuvasız kuşun
Nerdeyse toprağa değecek başın
Beni düşünmezsen kendini düşün
Herkes seni kınar oldu gel gayrı
 

Selinn

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
11 Mar 2016
Konular
3
Mesajlar
45
MFC Puanı
250
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
:(
 

Peony

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
9 Şub 2015
Konular
12,075
Mesajlar
34,903
MFC Puanı
57,450
Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum

Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar
bu şehri terk edeli
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı

yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile
Pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanıldığımdın
Yangınımdın
Yangındın

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum

Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum

"Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
"Ya öldür beni"dedim
Ya da ğit benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum.

Kahraman Tazeoğlu..
 

Peony

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
9 Şub 2015
Konular
12,075
Mesajlar
34,903
MFC Puanı
57,450
Göğe Bakma Durağı

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım

Turgut Uyar
 

ArtemiS

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
9 Mar 2010
Konular
713
Mesajlar
3,883
MFC Puanı
33,400

Xkg2mj.jpg


Hani o gözlerini temmuz akşamları boğaza yaslı yıldızlara benzettiğin kız var ya,

sanki boynuna İstanbul’un en güzel kıyılarının serili olduğu kız,

duana amin ömrüne ortak diye içinden geçirdiğin,

Yusuf İslam’a özenip senin için bütün kadınların cenaze namazını kılarım dediğin kız,

terliklerinle bana gel dediğin,

şiirlerine sebep ettiğin,

heyecanın, hevesin, tebessümün,

oksijenin, kokun,

gözlerindeki mutlu yaşların,

kül olmuş hecelerin,

sabahları heyecanlı kalkışların,

mutluluğa sarılışların,

yalnız geçirdiğin gecelerin,

Mevla’ya yolun,

bütün hücrelerine ayrı ayrı can dağıtan kalbin,

sol yanın,

işte o kız,

bugün gitti,

bir daha

gelmemek üzere..

Hikmet Anıl Öztekin

 

ArtemiS

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
9 Mar 2010
Konular
713
Mesajlar
3,883
MFC Puanı
33,400

Çok Sevmişti

Herhangi bir geminin limandan ayrılmasına bile ağlar oldum
Sonra akşamların gelişi gündüzlerin vedası üzdü beni
Sayende yaşadığıma bile efkarlanıyorum
Artık gerisini sen düşün
Sebepsiz hüzünlerdir benim kirpiklerim
İster istemez öpüp kaçarlar beni
Hiçbir şey olamamış gibi
Nasıl bir selama mutlu oluyorsam
Sensizliğimde bir yağmur damlası bazen kahrediyor beni
Çok genç ölücem belki
Belkide yaşayanlar kendi nefeslerine bile inanamayacaklar öldüğümde
Elbette her veda gibi hüzünle uğurlanıcam
Kimileri üzülecek kimilerinden fazla
Az yaşadı diyecekler arkamdan az yaşadı
Ama çok sevmişti...

Ceyhun Yılmaz



 

Sezen

Emektar Üye
Üyelik Tarihi
22 Eki 2015
Konular
692
Mesajlar
7,126
MFC Puanı
90,220
Olsan da Bir Olmasan da

Artık görünmüyor mevsimde hüzün
Bulutlar bir garip rüyaya dalmış
Ufukta güneşi ağlatan yüzün
Bir mülteci gibi tenhada kalmış
Toprak yandı gülüm ,çeşmeler zehir
Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir

Kaç kere çağırdım seni öteden
Turnalar uçurdum gittiğin yere
Bin parça eyledin kalbimi neden
Ruhum bir başına düştü göklere
Bana tebessümle bakıyor kabir
Şimdi gülsen de bir, gülmesen de bir

Derdimin yangını sardı gökleri
Bir mahkum kanıyla aktı izlerin
Deniz ölesiye severken seni,
Neden gemileri yaktı gözlerin,
Yıkıldı yolunu bekleyen şehir,
Şimdi gelsende bir, gelmesen de bir

Yağmurun inceden yağdığı yere
Açan gül acı damıtır solar
Ağustos böceğı düşünce derde
İçine kuşların sevdası dolar
Ölü bir mahzene gömüldü kibir
Artık sevsen de bir, sevmesen de bir

Çatladı en kavi yerinden tohum
Kıvılcım düşürdü sulara gonca
Her akşam ölümü koklayan ruhum
Seni de kuşanır Hakan olunca
Bu yerde bilinir destanı kebir
Şimdi kalsan da bir, kalmasan da bir

Zaman ki ardımda pervane şimdi
Mekan defineler döktü yoluma
Fırtınadan umut bekleyen kimdi
Söyle deniz neden gömüldü kuma
Zindan çöktü gülüm kırıldı zincir
Benim olsan da bir, olmasan da bir

Nurullah GENÇ


[youtube]3rYFJJv_kj0[/youtube]

Yıkıldı yolunu bekleyen şehir,
Şimdi gelsende bir, gelmesen de bir ....
 
Üyelik Tarihi
31 May 2013
Konular
15
Mesajlar
478
MFC Puanı
4,170
Mona Roza - Sezai Karakoç

[youtube]Xf946wn4PJI[/youtube]

 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst