- Konum
- Cennet Şelaleleri. ♡
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 4,143
-
- MFC Puanı
- 312
Sual: Mübarek geceler geldiğinde, (Hilâl görülmedi, kandil bugün değil, yarın) diyenler çıkıyor. Bu yıl Kurban Bayramı cumartesi diyerek, Zilkade ayını da 32 gün yapanlar olmuştur. Hicrî aylarla mübarek geceleri, bir iki gün sonraya almak doğru mudur?
CEVAP
Çok yanlıştır. Herhangi bir yerde, Ramazan hilâli görülünce, dünyanın her yerinde oruca başlanır, fakat hac, kurban ve namaz vakitleri böyle değildir. Bunlar, vakitlerinin bir yerde bilinmesiyle, başka yerlerde de böyle olmaları gerekmez. (İslam Ahlakı)
Ramazan orucuna başlamak için hilâlin görülmesi şarttır. Hava bulutlu olur da, Ramazan hilâli görülmese, Şaban 29 ise, otuza tamamlanır, fakat görülmedi diye, 31e, 32ye tamamlanmaz.
Diyelim ki, Zilhicce hilâli İstanbulda görülmedi, fakat Afrikada görüldü. Zilhiccenin 10. günü Afrikada bayram yapılır, İstanbulda ise Zilhiccenin 11. günü bayram yapılır. Bayramın yapıldığı gün, değişirse de, Zilhicce ayında değişiklik olmaz. Bu incelik bilinmeyince, bayram yapılan gün, o bölgede Zilhiccenin 10u olur zannediliyor, yanlışlıklara sebebiyet veriliyor. Dünyanın bir yerinde, 10 Zilhicce, diğerinde 11 Zilhicce olmaz. Mesela, hilâl Suriyede görülmeyip Mısırda görülünce, Mısırda 10 Muharrem olup da, Suriyede 9 Muharrem olmaz. Günler dünyanın her yerinde aynı olduğu gibi, aylar da aynıdır. Amerikada Şabanın biri ise, Türkiyede Recebin son günü olmaz.
Hicrî ayların hilâli, bir yerde görülünce, bütün dünyada görülmüş sayılır. Mesela Afrikada hilâl görülüp de, Ankarada görülmemişse, Ankaradakilerin, (Biz hilâli görmedik, Aşûre günü 11. gündür) demeleri yanlış olur. Yani Afrikada Muharremin 10. günü ise, Ankarada 11. günü olmaz. Kamerî aylar, miladî aylar gibi, dünyanın her yerinde aynıdır. Bir yerde 3 Şubat, başka yerde 4 Şubat olamayacağı gibi, bir yerde 3 Şaban, başka ülkede 4 Şaban olmaz. Bu inceliğe dikkat etmeli, mübarek gün ve geceleri yerinden oynatarak karışıklığa, fitneye sebep olmamalıdır.
1434 yılı Muharrem ayına ait hilâlin görülebileceği bölgelerin herhangi bir yerinde hilâl görülünce, bütün dünyada Muharrem ayı girmiş olur. 1434 yılında böylece bütün dünyadaki Aşûre günü de, 10 Muharrem olan 24 Kasım 2012 tarihinde olmuş olur. 1434 yılı Muharrem hilâlinin nerelerden görülmeye başlanacağı, 14 Kasım 2012 tarihli Türkiye Takviminde de şu şekilde bildirilmiştir:
(Muharrem ayının hilâli, bugün Türkiye saati ile 13.39'da ilk defa, Avustralya kıtasının ortasından itibaren görülmeye başlayacaktır.)
Hicrî ayların 14ünde ay dolunay şeklinde olur. Ayın 6sında ise 7. günün hilali tam yarım ay şeklinde olur. Bu sene de bir heyetle Zilhicce ayının 6. günü hilâle baktık, tam yarım küre şeklindeydi. Senenin her ayında bakıyoruz, hep ayın 6sında tam yarım ay şeklinde görülüyor. Bu da, Rasathanenin yaptığı hesapların kesin doğru olduğunu gösteriyor. Allahü teâlânın nizamında bozukluk, gecikme olmadığı için Güneş de, Ay da hesaplanan vakitte doğup batıyor.
S. Ebediyyede deniyor ki: Bu hesaplar, kameri ayın başladığı vakti bulmak için değildir. Hilâlin görülebileceği geceyi anlamak içindir. İmam-ı Sübki de böyle buyurdu. İmamın sözünü tersine çevirenlere aldanmamalıdır. (Tahtavi ve Şernblali haşiyeleri)
İslam Ahlakı kitabında, (Takvimlerde bildirilen geceden önceki gecede Hilali gördük demek yanlıştır. Böyle yanlış söze uyarak Arafata çıkmış olanların hacları sahih olmaz. Bunlar hacı olmazlar) deniyor. (Halk bilmediği için hangi gün hac yapılsa caiz olur) diyenlere itibar etmemelidir.
Bu konuda hiçbir İslam âlimi, hesapla bulunan gün bayram edileceğini bildirmemiştir. Çünkü (Hilâli görünce oruca başlayın, hilâli görünce bayram edin!) hadis-i şerifini bilmeyen İslam âlimi yoktur. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Oruç, yeni ayı görmekle farz olur. Peygamber efendimiz, (Hilâli görünce oruca başlayın!) buyurdu. Hâlbuki hilâlin doğması, görmekle değil, hesapladır ve hesap sahih olup, hilâl, hesabın bildirdiği gecede doğar, fakat o gece görülmeyip, bir gece sonra görülebilir ve oruca, hilâlin doğduğu gece değil, görüldüğü gece başlanır. Çünkü İslamiyet böyle emretmiştir. (S. Ebediyye)
Görüldüğü gibi, âlimler, hilâlin hesapla bulunan günde doğacağını bildirmiştir. Bu, bayramların hesapla başlanacağını bildirmek değildir. Hava bulutlu olduğu için veya başka sebeplerle hilâl doğduğu hâlde görülmezse, o ay 29 çekmişse, 30a tamamlanır, fakat 30 çekmişse hilâl görülene kadar beklenmez. (Ayın 31i oldu, görülmedi, 32yi de bekleyelim) denmez.
Hilâl bir bölgeden görülse, öteki bölgeden görülmese, görülmeyen bölge Kurban Bayramını bir gün sonra yapar, ama hicrî [kamerî] ayın tarihi değişmiş olmaz.
Vakitlerle, mübarek gün ve gecelerle ilgili böyle konularda, çok kıymetli bir eser olan Türkiye Takvimi esas alınırsa, hiçbir karışıklık olmaz.
CEVAP
Çok yanlıştır. Herhangi bir yerde, Ramazan hilâli görülünce, dünyanın her yerinde oruca başlanır, fakat hac, kurban ve namaz vakitleri böyle değildir. Bunlar, vakitlerinin bir yerde bilinmesiyle, başka yerlerde de böyle olmaları gerekmez. (İslam Ahlakı)
Ramazan orucuna başlamak için hilâlin görülmesi şarttır. Hava bulutlu olur da, Ramazan hilâli görülmese, Şaban 29 ise, otuza tamamlanır, fakat görülmedi diye, 31e, 32ye tamamlanmaz.
Diyelim ki, Zilhicce hilâli İstanbulda görülmedi, fakat Afrikada görüldü. Zilhiccenin 10. günü Afrikada bayram yapılır, İstanbulda ise Zilhiccenin 11. günü bayram yapılır. Bayramın yapıldığı gün, değişirse de, Zilhicce ayında değişiklik olmaz. Bu incelik bilinmeyince, bayram yapılan gün, o bölgede Zilhiccenin 10u olur zannediliyor, yanlışlıklara sebebiyet veriliyor. Dünyanın bir yerinde, 10 Zilhicce, diğerinde 11 Zilhicce olmaz. Mesela, hilâl Suriyede görülmeyip Mısırda görülünce, Mısırda 10 Muharrem olup da, Suriyede 9 Muharrem olmaz. Günler dünyanın her yerinde aynı olduğu gibi, aylar da aynıdır. Amerikada Şabanın biri ise, Türkiyede Recebin son günü olmaz.
Hicrî ayların hilâli, bir yerde görülünce, bütün dünyada görülmüş sayılır. Mesela Afrikada hilâl görülüp de, Ankarada görülmemişse, Ankaradakilerin, (Biz hilâli görmedik, Aşûre günü 11. gündür) demeleri yanlış olur. Yani Afrikada Muharremin 10. günü ise, Ankarada 11. günü olmaz. Kamerî aylar, miladî aylar gibi, dünyanın her yerinde aynıdır. Bir yerde 3 Şubat, başka yerde 4 Şubat olamayacağı gibi, bir yerde 3 Şaban, başka ülkede 4 Şaban olmaz. Bu inceliğe dikkat etmeli, mübarek gün ve geceleri yerinden oynatarak karışıklığa, fitneye sebep olmamalıdır.
1434 yılı Muharrem ayına ait hilâlin görülebileceği bölgelerin herhangi bir yerinde hilâl görülünce, bütün dünyada Muharrem ayı girmiş olur. 1434 yılında böylece bütün dünyadaki Aşûre günü de, 10 Muharrem olan 24 Kasım 2012 tarihinde olmuş olur. 1434 yılı Muharrem hilâlinin nerelerden görülmeye başlanacağı, 14 Kasım 2012 tarihli Türkiye Takviminde de şu şekilde bildirilmiştir:
(Muharrem ayının hilâli, bugün Türkiye saati ile 13.39'da ilk defa, Avustralya kıtasının ortasından itibaren görülmeye başlayacaktır.)
Hicrî ayların 14ünde ay dolunay şeklinde olur. Ayın 6sında ise 7. günün hilali tam yarım ay şeklinde olur. Bu sene de bir heyetle Zilhicce ayının 6. günü hilâle baktık, tam yarım küre şeklindeydi. Senenin her ayında bakıyoruz, hep ayın 6sında tam yarım ay şeklinde görülüyor. Bu da, Rasathanenin yaptığı hesapların kesin doğru olduğunu gösteriyor. Allahü teâlânın nizamında bozukluk, gecikme olmadığı için Güneş de, Ay da hesaplanan vakitte doğup batıyor.
S. Ebediyyede deniyor ki: Bu hesaplar, kameri ayın başladığı vakti bulmak için değildir. Hilâlin görülebileceği geceyi anlamak içindir. İmam-ı Sübki de böyle buyurdu. İmamın sözünü tersine çevirenlere aldanmamalıdır. (Tahtavi ve Şernblali haşiyeleri)
İslam Ahlakı kitabında, (Takvimlerde bildirilen geceden önceki gecede Hilali gördük demek yanlıştır. Böyle yanlış söze uyarak Arafata çıkmış olanların hacları sahih olmaz. Bunlar hacı olmazlar) deniyor. (Halk bilmediği için hangi gün hac yapılsa caiz olur) diyenlere itibar etmemelidir.
Bu konuda hiçbir İslam âlimi, hesapla bulunan gün bayram edileceğini bildirmemiştir. Çünkü (Hilâli görünce oruca başlayın, hilâli görünce bayram edin!) hadis-i şerifini bilmeyen İslam âlimi yoktur. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Oruç, yeni ayı görmekle farz olur. Peygamber efendimiz, (Hilâli görünce oruca başlayın!) buyurdu. Hâlbuki hilâlin doğması, görmekle değil, hesapladır ve hesap sahih olup, hilâl, hesabın bildirdiği gecede doğar, fakat o gece görülmeyip, bir gece sonra görülebilir ve oruca, hilâlin doğduğu gece değil, görüldüğü gece başlanır. Çünkü İslamiyet böyle emretmiştir. (S. Ebediyye)
Görüldüğü gibi, âlimler, hilâlin hesapla bulunan günde doğacağını bildirmiştir. Bu, bayramların hesapla başlanacağını bildirmek değildir. Hava bulutlu olduğu için veya başka sebeplerle hilâl doğduğu hâlde görülmezse, o ay 29 çekmişse, 30a tamamlanır, fakat 30 çekmişse hilâl görülene kadar beklenmez. (Ayın 31i oldu, görülmedi, 32yi de bekleyelim) denmez.
Hilâl bir bölgeden görülse, öteki bölgeden görülmese, görülmeyen bölge Kurban Bayramını bir gün sonra yapar, ama hicrî [kamerî] ayın tarihi değişmiş olmaz.
Vakitlerle, mübarek gün ve gecelerle ilgili böyle konularda, çok kıymetli bir eser olan Türkiye Takvimi esas alınırsa, hiçbir karışıklık olmaz.