Kendisini olmadığı kalıplara sokmamak için kendiyle barışık ve mutlu olması gerekir. İnsanlar kaybetmekten korkmayacak kadar zengin bir iç dünyaları olduğunda ancak kendileri gibi olabilirler. Ancak herkeste birşeyleri kaybetmekten korkar. Buradaki en önemli husus bence şu; Eğer mümkün olduğunca açık, net, yalın, dürüst ve iyi niyetliysen karşındaki insanın kaybı kayıp değil arınmadır diye düşünüp kendini telkin etmek lazım diye düşünüyorum.
Sadece gündelik olarak yaptığı şeyleri paylaşması samimiyetle ilgili bir durum değil. Gerçekten içini paylaşması, kaygılarını, küçük mutluluklarını, hatta komplekslerini anlatabilmesidir değerlidir. Budur bence gerçek samimiyet...