diShy
Onursal Üye
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
- Konular
- 32,527
- Mesajlar
- 50,861
- MFC Puanı
- 2,550
Yurdumuzda Akdeniz ikliminin hakim olduğu Batı Anadolu illeri başta olmak üzere, Orta Anadolu'da Tokat ve civarında, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu illerinde doğal olarak yetişen Gebreotu (Gebereotu), çalımsı yapıda, dik ve yatık olarak büyüyen dikenli bir bitkidir.
Fosfor, potasyum ve kalsiyumca zengin kalkerli ve killi toprakları seven ve güneşten hoşlanan bir bitki olması nedeniyle, güneye bakan yamaçlarda kandiliğinden yetişir ve iyi gelişir.
Doğada kendiliğinden yetişmekte olan gebereotunun üretimi genellikle tohumla olmaktadır. Tohumlar Ağustos ve Eylül aylarında karpuzcuk şeklinde olan meyvalardan elde edilir. Karpuzcukların içindeki mercimekten küçük olgun kahverengi tohumlar, suyla yıkanıp güneşte kurutulur. Bu tohumlar, ince elekten elenmiş eşit orandaki yanmış koyun gübresi, orman toprağı ve yıkanmış dere kumundan oluşan harçla hazırlanan fidan yastığına Mart ayı sonunda ekilir.
Fidelik, topraktan 10-15 cm yükseklikte düz hazırlanacağı gibi, 15-20 cm mesafeli ve 10 cm derinlikte karıklar açılarak da hazırlanabilir. Karık şeklinde hazırlanan fidelikte tohumlar karık sırtına ekilir ve karık içine su verilir. Yabancı ot ve mantari hastalıklardan korunmak için fidelik düzenli olarak süzgeçle sulanmalı ve üzeri gerektiğinde plastik örtü ile örtülmelidir. Tohumlar normal şartlarda 25-30 günde çimlenir. Çıkıştan sonra yaz boyunca ot alımı, sulama ve ilaçlama düzenli olarak yapılmalıdır. Fideler, sürgünleri kuruduktan sonra toprak seviyesinden Kasım-Aralık ayı içinde kesilip, kalan kısmının üzeri toprakla örtülmelidir.
Kapari .. Bu üç heceli kelime sizde hiçbirşey çağrıştırmadı.
Ya kedi tırnağı, kargakavunu, menginik, devedikeni,keper, kepere, gebere otu
Saydıklarımız kaparinin ülkemizin değişik yörelerindeki adları.Öyle sanıyoruz ki bu sözcüklerden hiç olmazsa birini duymuş olmalısınız.Çünkü kapari,ülkemizde doğal olarak yetişen bir bitki türü.Belki hiç farkında olmadınız bu bitkinin yerde kümelenmiş görüntüsüne bakıp , çalı diye düşünüp geçtiniz yanından.
Belki bahçenizde zaman zaman kendini gösterecek olsa hemen budayıp kurtulmaya çalışıyorsunuz, toprağı sımsıkı kavrayan, dal budak salarak geniş bir yayılma gösteren köklerden kurtulmanız bir türlü mümkün olmuyor.Çabanız boşuna , çünkü; kaparinin kökleri, toprakta metrelerce derinlere inebiliyor.Yaşama bu kadar sıkı sıkıya sarılması insanoğlunun bu yakıp yıkma, yok etme eğilimini bildiğinde midir nedir?Belki de kimi zaman, verimsiz olduğu için hayvan yemi niyetine fığ, burçak, mürdürmek ekerek değerlendirdiğiniz;bir türlü satıp elinizden çıkaramadığınız kıraç arazinizde , nasıl yayıldığına akıl erdiremediğiniz yeşil bir çalı olarak çıktı karşınıza.Hani merakınızı yenemeyip kırmızı küçük karpuzları andıran yemişlerin tadına baktınızda acı mı acıydı...
Nereden bilirdinizki;Almanlar, bu kırmızıminik karpuzcukların salamurasını, sosunu 472 çeşit, evet tam 472 çeşit yemekte kullanmakta.Nereden bilebilirdiniz ki ; İspanyollar, yılda 20 milyar dolar kazandıkları tomurcukları nedeniyle kapari bitkisini Milli Bitkiilan ettiler ve Devlet Korumasına aldılar.
Tabii;kapari bitkisinin gerek köklerinden, gerek yapraklarından gerekse meyvelerinden ilaç sanayiinde pek çok hastalığa deva olacak ilaçların üretiminde yararlanıldığını da bilmiyor olabilirsiniz.
Küçük girişimler, büyük tehlikenin önleyicisi olur çoğu zaman.
Kapari Toprak kanseri olarak da tanımlayabileceğimiz erozyonun önlenmesinde yeni bir umut
Orman köylümüzün kalkınmasında mucizevi bir bitki
Baraj havzalarımızda baş gösteren sinsi canavarla-erozyonla mücadele ederken bize zaman kazandıracak bir bitki.Yetkililer 1 milyon kapari fidanının öncelikle Güneydoğu olmak üzere İç ve Doğu Anadolu bölgelerimizdeki orman köylümüzün kullanımına sunulucağını en geç üç yıl sonrada meyvelerini toplayacağımızı söylüyor,Bir kere dikilmeye görsün;değil çocuklarımız, torunlarımız bile yararlanabilecek.Yılda 5 ay tomurcuklarını toplayacaklar, o kadar...Öylesine zahmetsizdiyor.Kapari bir kere dikilmeye görsün;değil çocuklarımız, torunlarımız bile yararlanabilecek.
Düşünün diyorlar..Çok değil 30 yıl sonra erozyondan kurtulmuş olacağız;orman köylümüz de kalkınacak, kalkındıkça da bilinçlenecek..Ormanlarımızı biz değil, bizden önce onlar koruyacak., sahip çıkacak....Düşünün diyorlar... Anlatmak gerek !Çiftçimize, ihracatçımıza;girişimci ruhu taşıyan herkese bu bitkinin meziyetlerini anlatmak gerek.Biz yazıktır ki çok geç kaldık.Avrupa bu bitkiyi çok uzun zaman önce keşfetmiş.Daha fazla zaman kaybedilmemeli.
Fosfor, potasyum ve kalsiyumca zengin kalkerli ve killi toprakları seven ve güneşten hoşlanan bir bitki olması nedeniyle, güneye bakan yamaçlarda kandiliğinden yetişir ve iyi gelişir.
Doğada kendiliğinden yetişmekte olan gebereotunun üretimi genellikle tohumla olmaktadır. Tohumlar Ağustos ve Eylül aylarında karpuzcuk şeklinde olan meyvalardan elde edilir. Karpuzcukların içindeki mercimekten küçük olgun kahverengi tohumlar, suyla yıkanıp güneşte kurutulur. Bu tohumlar, ince elekten elenmiş eşit orandaki yanmış koyun gübresi, orman toprağı ve yıkanmış dere kumundan oluşan harçla hazırlanan fidan yastığına Mart ayı sonunda ekilir.
Fidelik, topraktan 10-15 cm yükseklikte düz hazırlanacağı gibi, 15-20 cm mesafeli ve 10 cm derinlikte karıklar açılarak da hazırlanabilir. Karık şeklinde hazırlanan fidelikte tohumlar karık sırtına ekilir ve karık içine su verilir. Yabancı ot ve mantari hastalıklardan korunmak için fidelik düzenli olarak süzgeçle sulanmalı ve üzeri gerektiğinde plastik örtü ile örtülmelidir. Tohumlar normal şartlarda 25-30 günde çimlenir. Çıkıştan sonra yaz boyunca ot alımı, sulama ve ilaçlama düzenli olarak yapılmalıdır. Fideler, sürgünleri kuruduktan sonra toprak seviyesinden Kasım-Aralık ayı içinde kesilip, kalan kısmının üzeri toprakla örtülmelidir.
Kapari .. Bu üç heceli kelime sizde hiçbirşey çağrıştırmadı.
Ya kedi tırnağı, kargakavunu, menginik, devedikeni,keper, kepere, gebere otu
Saydıklarımız kaparinin ülkemizin değişik yörelerindeki adları.Öyle sanıyoruz ki bu sözcüklerden hiç olmazsa birini duymuş olmalısınız.Çünkü kapari,ülkemizde doğal olarak yetişen bir bitki türü.Belki hiç farkında olmadınız bu bitkinin yerde kümelenmiş görüntüsüne bakıp , çalı diye düşünüp geçtiniz yanından.
Belki bahçenizde zaman zaman kendini gösterecek olsa hemen budayıp kurtulmaya çalışıyorsunuz, toprağı sımsıkı kavrayan, dal budak salarak geniş bir yayılma gösteren köklerden kurtulmanız bir türlü mümkün olmuyor.Çabanız boşuna , çünkü; kaparinin kökleri, toprakta metrelerce derinlere inebiliyor.Yaşama bu kadar sıkı sıkıya sarılması insanoğlunun bu yakıp yıkma, yok etme eğilimini bildiğinde midir nedir?Belki de kimi zaman, verimsiz olduğu için hayvan yemi niyetine fığ, burçak, mürdürmek ekerek değerlendirdiğiniz;bir türlü satıp elinizden çıkaramadığınız kıraç arazinizde , nasıl yayıldığına akıl erdiremediğiniz yeşil bir çalı olarak çıktı karşınıza.Hani merakınızı yenemeyip kırmızı küçük karpuzları andıran yemişlerin tadına baktınızda acı mı acıydı...
Nereden bilirdinizki;Almanlar, bu kırmızıminik karpuzcukların salamurasını, sosunu 472 çeşit, evet tam 472 çeşit yemekte kullanmakta.Nereden bilebilirdiniz ki ; İspanyollar, yılda 20 milyar dolar kazandıkları tomurcukları nedeniyle kapari bitkisini Milli Bitkiilan ettiler ve Devlet Korumasına aldılar.
Tabii;kapari bitkisinin gerek köklerinden, gerek yapraklarından gerekse meyvelerinden ilaç sanayiinde pek çok hastalığa deva olacak ilaçların üretiminde yararlanıldığını da bilmiyor olabilirsiniz.
Küçük girişimler, büyük tehlikenin önleyicisi olur çoğu zaman.
Kapari Toprak kanseri olarak da tanımlayabileceğimiz erozyonun önlenmesinde yeni bir umut
Orman köylümüzün kalkınmasında mucizevi bir bitki
Baraj havzalarımızda baş gösteren sinsi canavarla-erozyonla mücadele ederken bize zaman kazandıracak bir bitki.Yetkililer 1 milyon kapari fidanının öncelikle Güneydoğu olmak üzere İç ve Doğu Anadolu bölgelerimizdeki orman köylümüzün kullanımına sunulucağını en geç üç yıl sonrada meyvelerini toplayacağımızı söylüyor,Bir kere dikilmeye görsün;değil çocuklarımız, torunlarımız bile yararlanabilecek.Yılda 5 ay tomurcuklarını toplayacaklar, o kadar...Öylesine zahmetsizdiyor.Kapari bir kere dikilmeye görsün;değil çocuklarımız, torunlarımız bile yararlanabilecek.
Düşünün diyorlar..Çok değil 30 yıl sonra erozyondan kurtulmuş olacağız;orman köylümüz de kalkınacak, kalkındıkça da bilinçlenecek..Ormanlarımızı biz değil, bizden önce onlar koruyacak., sahip çıkacak....Düşünün diyorlar... Anlatmak gerek !Çiftçimize, ihracatçımıza;girişimci ruhu taşıyan herkese bu bitkinin meziyetlerini anlatmak gerek.Biz yazıktır ki çok geç kaldık.Avrupa bu bitkiyi çok uzun zaman önce keşfetmiş.Daha fazla zaman kaybedilmemeli.