• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Kara Ocak Olayları

OBERON

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
20 Kas 2016
Konular
2,670
Mesajlar
2,919
MFC Puanı
1,410
Kara Ocak Olayları

Kara Ocak Kara Cumartesi ya da 20 Ocak faciası olarak adlandırılan bu hazin olay 1990 yılının Ocak ayının 19′unu 20′sine bağlayan gece Sovyet Ordusu’nun Azerbaycan başkenti Bakü’ye girmesiyle gerçekleştirilen tarihin büyük katliamlarından biridir. 20 Ocak olayları Azerbaycan’da bağımsızlık hareketinin önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Bu olaylar diğer Türk toplulukları içinde örnek olacaktır.

Bu katliama Kara Ocak adı verilmektedir. Bu katliamın asıl neden ise Ermenilerdir. Ermenilerin artan toprak talepleri karşısında büyük bir Azeri topluluğu tepki göstermiş ve “Ermeniler Dışarı” sloganları atarak yürüyüşler tertiplemişlerdir. Buna misilleme olarak Ermenistan’da yaşayan çok sayıda Azeri buradan kovulmuştu. Dönemin Sovyetler Birliği lideri olan Mihail Gorbaçov’un emriyle Sovyet tankları 19 Ocak’ı 20 Ocak’a bağlayan gecede Bakü’nün Azadlık Meydanı’nda uzun süreli mitingler düzenledi. Bağımsızlık yürüyüşü yapan kalabalığın üzerine acımasız bir şekilde ateş açmıştı. Ateş sonucu aralarında kadın ve çocukların da olduğu 137 kişi hayatını kaybetti ve 700 den fazla Azeri kardeşimizde yaralandı. Yüzlerce kişi tutuklandı ve ülkede olağanüstü hal ilan edildi. Azeri Halkı’nın tepkisinin artması üzerine Sovyet ordusu Bakü’den çekilmek zorunda kaldı. “Ermenileri korumak” bahanesi adı altında yapılan hareket ve vahşi Sovyet Ordusunun insanlık dışı sert müdahalesi Azeri halkında büyük tepkilere yol açmıştır.


Sovyetlerin bu hareketi Azerileri cezalandırmaktan öte hızla artan milliyetçi akımları ve bağımsızlık girişiminde bulunabilecek bütün Sovyet cumhuriyetlerine bir göz dağı gibiydi. Ancak Sovyetlerin bu taktiği geri tepti ve Sovyet yönetiminde bulunan Azerbaycan’da diğer Sovyet cumhuriyetlerinde olduğu gibi milliyetçilik akımını ve bağımsızlık isteğini artırarak Azeri halkında Sovyet yönetiminin toplu bir şekilde reddine sebep oldu ve Sovyetler Birliği’nin başlamış olan çöküşünü hızlandırdı.

Sovyetler Birliği lideri olan Mihail Gorbaçov döneminde Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin 25 Temmuz 1990 tarihinde yayınladığı bir kanuna dayanarak Dağlık Karabağ’da av tüfekleri dahil olmak üzere bütün ateşli silahlar toplandı. Karabağ’da bu toplama işini Rus askerleri bizzat yönetti. 1990 yılının Ağustos ayından itibaren direk olarak Azerileri hedef alan Ermeni saldırıları başladı. Toplu taşıma araçları taranmaya evler insafsızca yakılmaya başlanmıştı. Bölgede adeta terör estirilmiştir. Kısa bir zaman içinde yaklaşık 186 bin Azeri Azerbaycan’a gitmeye zorlanmıştır. Amaç top yekun olarak o coğrafi bölgede bir tek Azeri’nin kalmamasıKarabağ topraklarının Ermeni ve Ruslar tarafından iskân edilmesiydi.

Bütün Azerbaycanlılar katliamın yıl dönümünde olaylarda hayatını kaybedenlerin defnedildiği Şehitler Hiyabanı’nı ziyaret etmektedir. Burada düzenlenen törenlerde Azerbaycan Milli Marşı okunmakta ve Ebedi Ateş Anıtı’na devlet başkanı tarafından çelenk bırakılmaktadır. Resmi törenin ardından Azerbaycanlılar şehitliğe akın ederek mezarlara kırmızı karanfiller bırakmaktadırlar. Vatandaşlar şehitlik önünde uzun kuyruklar oluştururken saat 12.00′de şehitler için bir dakikalık saygı duruşu yapılmaktadır. Saygı duruşu boyunca Hazar Denizi kıyısındaki gemiler de sirenlerini çalarak şehitleri anmaktadır.

Vatandaşlarla şehitliği ziyaret eden şehit aileleri ve yakınları mezar başlarında duygulu anlar yaşamakta olup Kur’an-ı Kerim okuyarak ve dualar ederek yakınlarını anmaktadırlar. Bu olaylar Kafkas bölgesinde Sovyetlerin ne ilk olayı ve nede son olayları olmuştur. Sovyetler Ermeniler ile birlikte hareket ederek Müslüman Türk topluluklarına karşı sürekli olarak bir asimilasyon ve sindirme politikası takip etmiştir. Katliam yapmaktan çekinmemiştir. Çağdaş dünya devletleri olarak kendilerini adlandıran devletlerde bu olaylara sessiz kalmışlardır. Adeta göz yummuşlardır.
 
Üst