• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

"Kazanınca kuş gibi oluyorum"

SeRDaR

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
2 Kas 2008
Konular
431
Mesajlar
1,355
MFC Puanı
2,790
Trabzonspor'un sezon başında Karşıyaka'dan transfer ettiği ve son dönemde Şenol Güneş'in değişmez ilk 11 oyuncularından birisi haline gelen genç yetenek Aykut Akgün, “Hayallerimin takımında oynuyorum” dedi.

Almanya'da doğan ve 16 yaşında geldiği Trabzonspor'dan 18 yaşında ayrılmak zorunda kalan Aykut Akgün, Maltepe, Zeytinburnu, Karlsruher SC II, Giresunspor ve Karşıyaka maceralarının ardından sezon başında tekrar Trabzonspor'a dönmeyi başardı. Trabzonspor Dergisi'nin Mart sayısına röportaj veren Aykut, gelen teklifleri ve Karşıyaka Kulübü'nün 'İstanbul takımlarına git' önerisini adeta elinin tersiyle iterek küçük yaşta babasının anlattıklarıyla efsaneleştirdiği hayallerinin takımına dönmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi.

BABAM FANATİK TRABZONSPORLUYDU

Aykut, futbolcu olmasından dolayı ailesinin çok mutlu olduğunu ifade ederek, “Babam zaten fanatik bir Trabzonsporlu. Bu nedenle kendimi bildim bileli hayatımda Trabzonspor var. Küçüklüğüme ait fotoğraflarıma baktığınızda üzerimde hep Trabzonspor formasını görürsünüz. Ayrıca babamın da forması hep yanındadır. Küçükken yazları Almanya'dan Trabzon'a geldiğimizde ilk durağımız Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri oluyordu. Trabzon'da maçlara gidiyorduk. Hatta o dönem futbol oynayan Ünal Karaman ve Hami Mandıralı'yla fotoğraflarımız var. Futbola bu kadar düşkün fanatik Trabzonsporlu babaya sahibim. Doğal olarak onun için en büyük mutluluk futbolcu olmam ve Trabzonspor'da forma giymemdir. O'na baktığımda gözlerindeki mutluluğu ve gururu görebiliyorum. Ayrıca çevremizdeki diğer akrabalarım da çok memnun” dedi.

TRABZONSPOR KAYBEDİNCE BABAM RADYOYU KIRARDI

Trabzonspor kaybettiğinde evde matem havası oluştuğunu hatırladığını belirten Aykut şunları söyledi:

“Trabzonspor kaybettiğinde babam sinirini radyoyu kırarak çıkartıyordu. İşin komik tarafı bir sonraki maç öncesi babam elinde bant ve yapıştırıcılarla radyoyu tamir etmeye çalışıyordu. Radyo kırılınca babama neden bu kadar sinirlendiğini soruyor ama cevap alamıyordum. Hayatımıza Trabzonspor yön veriyordu. Kazanınca seviniyor, kaybedince üzülüyorduk. Önceleri babamın neden bu kadar sinirlendiğini, radyoyu kırdığını anlayamıyordum ancak zamanla Trabzonspor sevgisini iliklerimde hissetmeye başlayınca onu daha iyi anladım. Küçüklüğüm bu ve benzer hikayelerle geçti diyebilirim. Babam futbolcu olmamı çok istiyordu. Top oynuyorduk beraber. Kaleye geçip bana şut attırıyordu. Babam bana Trabzonspor'un normal bir futbol takımından daha fazlasını olduğunu anlatırdı sürekli.”

KAZANDIĞIMIZDA KENDİMİ KUŞ GİBİ HİSSEDİYORUM

Maçlardan sonra babasıyla telefonda konuştuğunu belirten Aykut, “Kazandığımız bir maçtan sonra babamla telefonda konuştuğumda ne kadar mutlu olduğunu sesinden anlıyorum. Babama bu duyguyu yaşatmak benim için büyük gurur. Ayrıca tüm taraftarlarımıza bu mutluluğu yaşatmak çok güzel. Çünkü neler hissettiklerini çok iyi biliyorum. Sevinçlerini ve üzüntülerini çok iyi anlıyorum. Kazanılan bir maçtan sonra sokağa çıkmanın, işe gitmenin bir Trabzonsporluya neler hissettirdiğini çok iyi biliyorum. Bu nedenle kazandığımızda kendimi kuş gibi hissediyorum” diye konuştu.

KİMSE FUTBOLA 'STOPER OLACAĞIM' HAYALİYLE BAŞLAMAZ

Futbola ilk başlayan her çocuğun hedefinin golcü olmak olduğunu ifade eden Aykut, “Kimse futbola 'ben stoper olacağım' diye başlamaz. Bende de durum aynıydı. Almanya'da futbola başladığımda hocalarım beni çeşitli bölgelerde denedikten sonra orta saha oyuncusu olmamın en iyisi olacağını söylediler. Kariyerim bu mevkide devam ediyor” dedi. Aykut, Trabzonspor altyapısı ve A takımında yer aldıktan sonra ayrılmanın hiç kolay olmadığını belirterek şunları söyledi:

“Buradan ayrılmak benim için hiç kolay olmadı. Hocalarım öyle uygun gördüler ve ayrılmak durumunda kaldım. Bu işler nasip, kısmet. Ama gelinen noktada tekrar o çok sevdiğim kulübüme geri döndüm için mutluyum. Belki şu an burada olduğum için o ayrılışın hayırlı olduğunu düşünüyorum ancak tabi ki gönül isterdi ki hep burada kalsaydım. Trabzonspor'da yeniden oynama isteğini hiç aklımdan çıkarmadım. Trabzonspor benim için bir hedefti ve tekrar dönerek bu hedefime ulaştım. Ama hedefler bitmez. Şimdi takımımda büyük başarılar kazanmak istiyorum. Trabzonspor'dan sonra Maltepespor ve Zeytinburnuspor'da forma giydim ama sakatlıklar şanssızlığım oldu. Ailemin yanına döndüm ve Karlsruher SC II'de bir yıl oynadım. Bu dönem bana çok iyi geldi. Kendimi toparladım. Ardından tekrar Türkiye'ye geldim ve 1 yıllık Giresunspor macerasının ardından gençleri çok seven Reha Kapsal tarafından Karşıyaka'ya transfer edildim. Transfer sonrası da ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım. Reha Kapsal ve Karşıyaka Kulübü gelişimime çok büyük katkı sağladı ve bir anlamda benim için dönüm noktası oldu diyebilirim.”

İNTER MAÇINI UNUTAMIYORUM

Aykut, hayatının en mutlu anını anlatırken de, “Inter'i mağlup ettiğimiz karşılaşmayı unutamıyorum. Trabzonspor'un tarihinde ilk kez katıldığı Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçında Inter'i yenmesi ve benim de bu maçta son 5 dakikada da olsa forma giymem inanılmazdı ve unutulmazdı. Bu galibiyet kulüp tarihine altın harflerle yazıldı ve o tarihin içinde ben de varım. Bu asla unutamayacağım bir olay” ifadesini kullandı.

TRABZON'A GELME KARARIMDAN ÇOK MEMNUNUM

Aykut, “Karşıyaka'da oynarken İstanbul takımlarından teklif aldım. Bunun yanında Karşıyaka yönetimi de o takımlara gitmemi istedi. Onlara hayalimde Trabzonspor'un olduğunu ve eğer Trabzonspor beni istiyorsa kesinlikle başka takımda oynamayacağımı söyledim. Bu kararımdan da çok memnunum. Ender bulunan bir taraftara sahibiz. İnsanlar en az aileleri kadar seviyorlar kulübü. Taraftarlarımızın kulübün sürekli arkasında durmasını bekliyoruz. Sonuçlar, oyuncular ve görevde kim varsa gelip geçici ve değişiklik gösterebilirler ancak kulüp her zaman kalıcıdır. Trabzonspor'u kişilere bağlı olarak değil sahiplenerek sevmek kulübe değer katar. Bana göre kulübün gerçek sahipleri taraftarlarımızdır. Bu bilinçle takımlarını desteklemeye devam etmelerini bekliyorum” dedi. Aykut, Şenol Güneş'in kendisini oynatsa da oynatmasa da her zaman çalışmak zorunda olduğunu ifade ederek, “Forma için her zaman hazır olmam gerekir. Şenol Güneş'le çalışmak her futbolcuya nasip olmaz. Ben kendimi bu konuda şanslı görüyorum. Çok yetenekli olabilirsiniz ama teknik heyetle gerekli diyaloğu kuramazsanız verim gösteremezsiniz. Bunun en yakın örneği de Burak Yılmaz'dır. Hocam benden sürekli koşup, herkesten çok mücadele etmemi istiyor. Bende buna uygun oynamaya çalışıyorum” diye konuştu.
 
Üst