Winter
Forum Yöneticisi
- Üyelik Tarihi
- 20 Haz 2022
- Konular
- 176
- Mesajlar
- 4,427
- MFC Puanı
- 41,820
Genellikle suçumun ne olduğu hakkında pek bir fikrim olmazdı. Yemeğimi üstüme dökmüş olabilirdim veya gülümsemiş olabilirdim bunun bir önemi olmazdı.
Benden çok daha güçlü iki kol beni olduğum yerden bir örümceğin savunmasız avını kaptığı gibi kapar ve banyoya götürürdü. Çivi gibi soğuk suyla beni yıkarken olanca gücüyle bana vururdu. Saçlarımı çeker yüzüme tokatlar indirirdi. İşe yaramaz lanet olası bir çocuktum ben.
Öyle zamanlarda annem yorulduğunda veya yapacağı başka iş varsa görevi babam devir alırdı. Ellerini saçlarıma dolar ve tüm gücüyle bana vurmaya başlardı. Çığlıklarım bir süre sonra duyulmaz olurdu.
Gerçi duyulduğundan asla emin değildim. Kız ve erkek kardeşlerim yataklarında uyurken ben buz gibi suyun içinde saatlerçe dayak yer ve neden bu kadar kötü bir kız olduğum halkında vaaz dinlerdim. Ertesi gün okula gidemeyecek halde olduğum zamanlarda evin bodrumunda , soğuk bir karanlıkta tek başıma iyileşmeye çalışırdım. Kimse beni merak etmezdi galiba. Kimse beni duymaz ve özlemezdi.. çünkü kimse beni sevmiyordu.
Ben annem ve babamın dediğine göre çok yaramaz bir kızdım ve asla bana sunulanları hak etmiyordum. Ve bir gece annem beni dövdükten sonra tuz ve sirke içirdi. Beni bodrumda ki karanlığa teslim etti.. ona son sözüm başım ağrıyor anneciğim. Uyumalıyım. Yarın görüşürüz. Seni seviyorum oldu…
Dünyada her gün her saniye onlarca çocuk ebeveynlerinin saldırılarına uğruyor. Minicik bedenleri en sevdikleri tarafından korkunç ve canavarca hislerle yaralanıyor. Ruhları ise paramparça ediliyor. Kişilikleri siliniyor.. onlardan geriye bir şey kalmıyor.. tıpkı küçük Marina, Diana ve binlercesi gibi..
Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar; Ya ölmeli cellatlar ya da hiç doğmamalı çocuklar…
Benden çok daha güçlü iki kol beni olduğum yerden bir örümceğin savunmasız avını kaptığı gibi kapar ve banyoya götürürdü. Çivi gibi soğuk suyla beni yıkarken olanca gücüyle bana vururdu. Saçlarımı çeker yüzüme tokatlar indirirdi. İşe yaramaz lanet olası bir çocuktum ben.
Öyle zamanlarda annem yorulduğunda veya yapacağı başka iş varsa görevi babam devir alırdı. Ellerini saçlarıma dolar ve tüm gücüyle bana vurmaya başlardı. Çığlıklarım bir süre sonra duyulmaz olurdu.
Gerçi duyulduğundan asla emin değildim. Kız ve erkek kardeşlerim yataklarında uyurken ben buz gibi suyun içinde saatlerçe dayak yer ve neden bu kadar kötü bir kız olduğum halkında vaaz dinlerdim. Ertesi gün okula gidemeyecek halde olduğum zamanlarda evin bodrumunda , soğuk bir karanlıkta tek başıma iyileşmeye çalışırdım. Kimse beni merak etmezdi galiba. Kimse beni duymaz ve özlemezdi.. çünkü kimse beni sevmiyordu.
Ben annem ve babamın dediğine göre çok yaramaz bir kızdım ve asla bana sunulanları hak etmiyordum. Ve bir gece annem beni dövdükten sonra tuz ve sirke içirdi. Beni bodrumda ki karanlığa teslim etti.. ona son sözüm başım ağrıyor anneciğim. Uyumalıyım. Yarın görüşürüz. Seni seviyorum oldu…
Dünyada her gün her saniye onlarca çocuk ebeveynlerinin saldırılarına uğruyor. Minicik bedenleri en sevdikleri tarafından korkunç ve canavarca hislerle yaralanıyor. Ruhları ise paramparça ediliyor. Kişilikleri siliniyor.. onlardan geriye bir şey kalmıyor.. tıpkı küçük Marina, Diana ve binlercesi gibi..
Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar; Ya ölmeli cellatlar ya da hiç doğmamalı çocuklar…