- Konum
- Samsun
-
- Üyelik Tarihi
- 8 Tem 2016
-
- Mesajlar
- 157
-
- MFC Puanı
- 23
Kronoloji yani takvim bilgisi, tarihten kopma çok önemli bir ilim şubesidir. Tarihi bir olay için, yer ve zaman, en önemli iki unsurdur. İşte kronoloji, bu ikinci soruya cevap vermektedir. Kronolojinin ilk bölümü olan zaman mefhumu üzerindeki nazari bilgileri astronom ve matematikçilere bırakarak biz ikinci noktaya,yani zamanın nasıl tayin edilip kaydedildiğine bakalım. Çünkü tarihçiler olayların hangi toplumda ne vakit, hangi zaman ölçüsüyle kaydedildiğini bil-mek zorundadırlar. Yeryüzünde hayli çok takvim kullanıla gelmiştir. Bunların ilki Ahd-i Atik'in hesabına göre hilkat-1 alemi, yani Tanrının dünyayı yaratışını esas alan takvimdir ki, rivayete göre M.Ö . 3761deb başlar.
Eski Babil,Mısır,Hind ve Çin'de hükümdarların saltanatlarına göre tanzim edilen takvimlerden başka, eski İranda Sasanilerin kullandığı bir takvim de vardır.İskenderin doğu ülkelerini fethetmesinden sonra, yerine kurulan bir devletin adını alan Selefkos takvimi ortaya çıkmıştır. Bu eski Grek takvimi olduğundan "Rumi diye de adlandırılır, ki Suriye, İran ve Anadolu sahasında hayli kullanılmıştır.Ortaçağların kudretli İslam imparatorluğu ise, Hicri takvimi kullanılmıştır. Hicri takvim, Hz. Peygamberin Mekke'den Medine'ye göç yılı olan 622 miladi yılı başlangıç olarak almıştır. Ancak bu takvim ilk olarak Hz.Ömer zamanında H.17.de resmi olarak kullanılmış, aylar zaman ve diğer birçok teferruat için hicretin 10.yılı, 632 miladi yılının durunu esas alınmıştır. Ayın devri esas alındığı için güneş senesine göre l0 gün 8 saat 11 dakika noksandır. Bu takvimin güneş yılına tetabuk ettiren "şemsi'si de vardır ki, İran ve Afganistan'da kullanılmaktadır. Aşağıda Türklerin bu takvim için giriştikleri ıslahatı da göreceğiz.Batıdaki takvimlere gelince, Greklerde bir çok mahalli takvimlerden başka, 4 yılda bir yapılan olimpiyatları esas alan bir takvim de vardır.
Romada konsüllere göre tayin edilen bir takvimden gayri, imparatorların cülus yıllarını esas alan bir takvim de vardır.Ayrıca 15 yıllık devreli bir takvim de konsül takvimini tamamlıyor. Roma İmparatoru Julius Caesar, bütün bu münferit takvimleri ıslah edip, M.Ö.45 senesinde başlayan Jülien takvimini vücuda getirdi; bu takvimde yıl başı 1 ocak kabul edilmişti. Güneş yılı esnasına göre olan bu takvimi, kendisi öldürüldükten sonra da devam etti. Bu takvim batıda umumiyetle bütün ülkelerde kabul edilmişti. Ancak seneyi 365 gün 6 saat kabul ediyor ve hakiki sene 365 gün, 5 saat, 48 dakika, 46 saniye olduğundan geri kalıyordu. Nihayet Papa XIII. Gregoire, astronom Lilio'nun tetkikleriyle bu farkı nazar-ı itibara alıp, 4 ekim 1502'nin ertesi gününün 5 ekim değil, 15 Ekim olduğunu ilan etti. Bu gün kullanılan takvim, işte bu gregorion düzeltmeli Jülien takvimidir. Şimdi her iki takvim arasındaki fark 13 gün olmuştur. Fakat bu takvim 1582 hemen bütün Avrupa'da kullanılmadı. Bu hayli geç olmuş, İngiltere ancak 1722de, Ruslar da hemen bu tarihlerde, Japonlar 1873de, Yunanlılar ise daha geç kabul ettiler. Fransa'da 1789 ihtilali, yıktığı bir çok şeyler meyanında takvimi de atmış, yerine onar günlük üç haftadan ibaret oniki aylı ihtilal takvimini kabul etmişti. Burada fazla olan 6 gün, yılbaşında umumi tatildi. Fakat bu takvimin ömrü çok olmamış, 1792den itibaren ancak 1806'ya kadar kullanılmıştır.
Türklerin Kullandıkları Takvimler: 1-Türklerin zaman tayininde orijinal olan takvimleri 12 hayvanlı Türk takvimidir. Bu takvimin tarihinin ne kadar geriye gittiği bilinmemekle beraber, Huniar, Göktürkler, Tuna Bulgarları, Kırgızlar ve Uygurlar tarafından kullanıldığını biliyoruz. XIII yüzyılda Moğollara intikal eden bu takvim, böylece daha geniş yerlere dağılmıştır.
Tarih-i Türki, Sal-i Türkan,Tarih-i Uygur gibi isimler de verilen bu Türk takviminin XIV. ve XV. yüzyıllarda zikredildiğini biliyoruz.Türkler her seneye bir hayvanın ismini vermişler ve bunu her on senede bir devrettirmişlerdir. Bu yılların isimleri, şüphesin Tük sosyal hayatında tesirli olan hayvanların isimlerini taşımaktadırlar: Sıçan, Sığır, Pars, Tavşan, Ejder, Yılan, At, Koyun, Maymun, Tavuk, it, Domuz. Sene onikiye taksim ediliyor, aylara bölünüyordu. Ayların isimleri de Birincay, İkinçay..vs. gibidir. Gün, yani 24 saat da 12 taksim ediliyor ve her bölüm, çağ ismini taşıyordu, 12 hayvanlı Türk takviminde sene başı, Ocak ayına tesadüf ediyordu. Aslında ay takvimi iken, eski Türk astrahomları güneş yılı esasına çevirmişlerdi. Semerkant'daki eşsiz rasathanesinde tetkikler yapan Uluğ Bey'in eserinde görüyoruz. Eski Türklerde dini merasimler bu takvime göre idi. Miladın 1. yılı tavuk yılına raslıyordu. 1967 koyun, 1968 ise maymun yılıdır.2-Türkler İslamiyeti kabul etlikten sonra hicri takvim kullanılıyordu. Türkler hicri takvimin bilhassa iktisadi sahadaki yetersizliğini görünce bunu ıslah için çalışmışlardır. Bu ıslah teşebbüslerinin en eskisi Melikşah zamanında olanıdır .İçlerinde Ömer Hayyam'ın bulunduğu devrin en seçkin astronom ve matematikçileri Selçuklu Sultanı Melikşah' in emriyle bun ıslah edip yeni bir takvim yaptılar.Takvim-i Meliki,Takvim-i Melikşahî, Takvim-i Celâli isimlerini alan bu takvim, M. 1079'dan itibaren kullanılmaya başlandı.Şşimdi kullandığımız takvim dahil bütün takvimlerden daha hassas olan bu takvim Melikşahın ölümüyle terk edildi. Zira bu takvimin temelleri Sasani İran'ın aylarına dayanıyordu. Yılbaşı da 21 Mart, yani nevruz" du. Bu itibarla Türkler arasında reaksiyon uyandırdı ve terk edildi. Türklerin hicri takvim hakkında giriştikleri bir diğer ıslahat Hindistanda Ekber Şah tarafından yapılmıştır. Bu hükümdarın adına yapılan Takvim-i İlahi,1556' dan itibaren kullanılmaya başlandı. Lâkin bu hükümdarın bilhassa dini sahadaki aşırı reformları, şiddetli bir tepki yaratmıştı. Ölümünden sonra oğlu Evrenzib, bu takvimi babasının aşırı faaliyetleri cümlesinden sayarak kaldırdı. Osmanlılar da hicri takvimin eksikliklerini düzenlemek yoluna gittiler. 1677de mart ayını yılbaşı alan bir mali takvim yapılarak iktisadi sabada düzen sağlanmak istedi. Bu düzenin esası jüiien olup, ancak birçok selefkos ay isimleri de alınmıştı ki, bugün kullandığımız ay isimlerinin gösterdiği gibi karma bir takvim oldu. lakin bu da karışık görüldüğünden Tanzimat'ı takiben 1840'da o yılın hicri yılını sabit kabul edip, yılları güneş yılına gere alan sistem kabul edildi ki, halen "Rumi" diye anılan takvim budur. Bütün takvimleri gregoriyen takvime uydurmak I.cihan harbi içinde oldu, niha-yet son defa Hicri yılı da kaldıran ve 1341 yılı 31 Kanun evvel 'nin ertesi gününün 1Kanunsani 1926 olduğunu belirten kanun ile Türk takvimi diğer takvimlerle birleştirilmiş oldu. Takvimlere; kronolojiye dair şu eserler vardır. Cavaignac, C.ıronologie de l'Histoire mondial,Paris,1934,Türkçesi. O, Turan, Tarihi Kronolojinin Esasları, 1954 Ankara.Osman Turan Onlki hayvanlı Türk takvimi, 1942 Ankara, P.Reşid Unat, Hicri tarihleri miladiye çevirme Kılavuzu, 1959 Ankara.
TARİH METODOLOJOSİ DERS NOTLARI
Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu