-
- Üyelik Tarihi
- 24 Mar 2017
-
- Mesajlar
- 4,578
-
- MFC Puanı
- 1,437
1- Mac OS X Unix tabanlı olması sebebiyle ciddi bir farklılığa sahip. Bu ayrıcalık sistemin güvenliğini en üst seviyeye çıkarıyor. Her şeyden önce bu sayede Mac OS X hakkıyla çoklu görev (multi tasking) yerine getiren ilk Macintosh işletim sistemi olma özelliğini kazandı. Mac OS Xte her dosyanın, uygulamanın kullanılma, okunma ve güncelleştirilme hakları vardır. Bu da Mac OS Xi temelinden ön yüzüne kadar çok kullanıcılı bir işletim sistemi haline getiriyor.
2- Mac OS işletim sistemlerinin Windowsa göre daha sağlam olduğundan her seferinde bahsediyorsak da Mac OS 9da bazı sorunların yaşandığı bir gerçek. Mac OS Xte sağlamlık derecesi ciddi oranda artırılmış. Özellikle bellek yönetiminde ciddi ilerlemeler kaydedildiğini görmek mümkün. Son derece kuvvetli ve bağımsız bir bellek yönetimi var. Örneğin Mac OS 9da çalışan bir program nedeniyle işletim sistemi kilitlendiği anda is bitimine zorlamak gerekiyordu. Çoğu zaman bu işlem işe yaramadığı için makinenin tekrar başlatılması gerekiyordu. Çünkü eğer tekrar başlatılmazsa bir süre sonra aynı sorunla tekrar karşılaşılıyordu. Ancak Mac OS Xte tüm bu sorunlar çözüldü.
3- Tüm bilgisayarlar uzun süre işlem yapmadığınızda elektrik tasarrufu için uyuma moduna geçer. Fakat Mac OS 9da bilgisayar uyuma moduna geçtikten sonra tekrar açılmayabiliyor, bu yüzden de yeniden başlatmak gerekebiliyordu. Bu sorun da Mac OS Xte çözüldü ve simdi daha sorunsuz çalışabilme olanağı var. Herhangi bir program istenilen anda iş bitimine zorlanabilir. Programlardan biri çakıldığı zaman veya uyuma moduna geçildiği anda da Mac OS X kullanıyorsanız sorun yasamıyorsunuz.
4- Mac OS 9da hangi programlara ne kadar bellek ayrılması gerektiğine manuel olarak kullanıcı karar veriyordu. Bu kullanım verimli sonuçlar vermiyordu. Mac OS X bunu otomatik olarak gerçekleştiriyor. Kullanıcının yerinize optimizasyon yapıyor ve bellek yönetimini kendi kendine hallediyor. Sistemin Unix çekirdeğini oluşturan Darvin Pre-emptive Multi-tasking mimarisi sayesinde sistem kaynaklarının uygulamalar tarafından gereksiz yere meşgul edilmesi engelleniyor. Artık CD yazarken veya Photoshop üzerinde ağır bir efekt çalışırken işlemin bitmesini beklemek zorunda kalınmıyor.
5- Bugüne kadar Mac OS işletim sistemlerini kullanırken PClerle haberleşmek için dışarıdan yazılım yüklemek gerekiyordu. Mac OS Xte ise durum böyle değil. Bilgisayarınızı açar açmaz networke bağlı olan PCleri de görebiliyorsunuz. Network özellikleri, Mac OS Xin en çok göze çarpan yanlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Mac OS X Apple Talk desteğine sahip olarak geliyor. Fakat Network özellikleri tamamen TCP/IP protokolü üzerine kurulmuş durumda. Bu Mac OS Xin Network mimarisini çok daha sağlam ve tutarlı kılıyor. Mac OS X smb (samba) ve nfs dosya desteğini sunarak bağlanamayacağı sistem olmadığını gösteriyor. Böylece Windows tabanlı PClerin olduğu bir Network üzerinde direkt bağlantı sağlanabiliyor. Bunun için DAVE veya PCMacLAN gibi üçüncü parti çözümlere de ihtiyaç kalmıyor.
6- Yine nfs desteği sayesinde Unix ya da Linux serverlara kolayca bağlanılabiliyor. Tüm ağ ayarlarını (TCP/IP, Apple Talk, Modem, PPP gibi) ise tek bir sistem panelinden ayarlanabiliyor. Bu yeni ağ özelliklerini kullanmak için ise Sistem 9 alışkanlıklarımızdan vazgeçmek gerekiyor. Artık Seçici diye bir şey yok. Bunun yerine sadece Network ağlarını keşfeden Connect to Server komutu var. Tüm yazıcı seçimi ve ayarlarını belirleyen bölüm ise Print Center adli uygulama yazılımı oldu.
7- Mac OS Xin bir diğer avantajı Colorsynce verilen desteğin artırılması. Bu sayede monitörde gördüğünüz renklere çok yakın çıkışlar alabiliyorsunuz.
8-Apple, Mac OS Xin çıkmasıyla birlikte Java2yi işletim sistemi ile birlikte sunan tek üretici konumuna geldi. Javanın en belirgin özelliği, yazılan bir kodun işletim sisteminden bağımsız olarak farklı platformlarda çalıştırılmasıdır. Mac OS X Java Virtual Machine aracılığıyla hazır Java uygulamalarını çalıştırırken, diğer taraftan Java derleyicisi bir ortam sunarak Java uygulaması geliştirilebilen bir bünyeye sahip olarak geliyor. Javanın SWING adli eklentisi ise yazılan bir Java uygulamasının üzerinde çalıştığı işletim sisteminin özgün (native) yazılım olarak görünmesini sağlıyor. Yani bir Java uygulaması Windows altında gerçek bir Windows uygulaması olarak çalışırken, ayni uygulama OS X altında özgün bir yazılım olarak çalışıyor. Program geliştiricilerinin daha çok ilgi göstereceği Mac OS X üzerindeki Java desteği, normal Mac kullanıcıları için ise Internette gezinirken Mac OS 9 altında karsılaştığımız MRJ Java uyumsuzluklarının sonu demek oluyor. Bağımsız kullanıcılar tarafından yazılan Java uygulamalarının arşivinden güzel programları indirip keyfini sürmek ise cabası.
9- İstediğiniz font alfabesini Mac OS Xte görüntüleyebilme şansına sahipsiniz. Bu da OS Xin Unicode desteği sayesinde oluyor.
10- Yeni mimaride iki boyutlu grafikler özgün PDF desteği sunan Quartz tarafından yönetiliyor. Artık PDF dosyaları oluşturmak, yazıcıya baskı göndermek kadar kolay. OpenGL ise hızlı üç boyutlu modellemeyi Macintosh ortamına taşıyor. Böylelikle üç boyutlu modelleme yapmak ve oyun oynamak, yeni işletim sisteminde çok daha zevkli hale geliyor.
{ALINTIDIR...}
2- Mac OS işletim sistemlerinin Windowsa göre daha sağlam olduğundan her seferinde bahsediyorsak da Mac OS 9da bazı sorunların yaşandığı bir gerçek. Mac OS Xte sağlamlık derecesi ciddi oranda artırılmış. Özellikle bellek yönetiminde ciddi ilerlemeler kaydedildiğini görmek mümkün. Son derece kuvvetli ve bağımsız bir bellek yönetimi var. Örneğin Mac OS 9da çalışan bir program nedeniyle işletim sistemi kilitlendiği anda is bitimine zorlamak gerekiyordu. Çoğu zaman bu işlem işe yaramadığı için makinenin tekrar başlatılması gerekiyordu. Çünkü eğer tekrar başlatılmazsa bir süre sonra aynı sorunla tekrar karşılaşılıyordu. Ancak Mac OS Xte tüm bu sorunlar çözüldü.
3- Tüm bilgisayarlar uzun süre işlem yapmadığınızda elektrik tasarrufu için uyuma moduna geçer. Fakat Mac OS 9da bilgisayar uyuma moduna geçtikten sonra tekrar açılmayabiliyor, bu yüzden de yeniden başlatmak gerekebiliyordu. Bu sorun da Mac OS Xte çözüldü ve simdi daha sorunsuz çalışabilme olanağı var. Herhangi bir program istenilen anda iş bitimine zorlanabilir. Programlardan biri çakıldığı zaman veya uyuma moduna geçildiği anda da Mac OS X kullanıyorsanız sorun yasamıyorsunuz.
4- Mac OS 9da hangi programlara ne kadar bellek ayrılması gerektiğine manuel olarak kullanıcı karar veriyordu. Bu kullanım verimli sonuçlar vermiyordu. Mac OS X bunu otomatik olarak gerçekleştiriyor. Kullanıcının yerinize optimizasyon yapıyor ve bellek yönetimini kendi kendine hallediyor. Sistemin Unix çekirdeğini oluşturan Darvin Pre-emptive Multi-tasking mimarisi sayesinde sistem kaynaklarının uygulamalar tarafından gereksiz yere meşgul edilmesi engelleniyor. Artık CD yazarken veya Photoshop üzerinde ağır bir efekt çalışırken işlemin bitmesini beklemek zorunda kalınmıyor.
5- Bugüne kadar Mac OS işletim sistemlerini kullanırken PClerle haberleşmek için dışarıdan yazılım yüklemek gerekiyordu. Mac OS Xte ise durum böyle değil. Bilgisayarınızı açar açmaz networke bağlı olan PCleri de görebiliyorsunuz. Network özellikleri, Mac OS Xin en çok göze çarpan yanlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Mac OS X Apple Talk desteğine sahip olarak geliyor. Fakat Network özellikleri tamamen TCP/IP protokolü üzerine kurulmuş durumda. Bu Mac OS Xin Network mimarisini çok daha sağlam ve tutarlı kılıyor. Mac OS X smb (samba) ve nfs dosya desteğini sunarak bağlanamayacağı sistem olmadığını gösteriyor. Böylece Windows tabanlı PClerin olduğu bir Network üzerinde direkt bağlantı sağlanabiliyor. Bunun için DAVE veya PCMacLAN gibi üçüncü parti çözümlere de ihtiyaç kalmıyor.
6- Yine nfs desteği sayesinde Unix ya da Linux serverlara kolayca bağlanılabiliyor. Tüm ağ ayarlarını (TCP/IP, Apple Talk, Modem, PPP gibi) ise tek bir sistem panelinden ayarlanabiliyor. Bu yeni ağ özelliklerini kullanmak için ise Sistem 9 alışkanlıklarımızdan vazgeçmek gerekiyor. Artık Seçici diye bir şey yok. Bunun yerine sadece Network ağlarını keşfeden Connect to Server komutu var. Tüm yazıcı seçimi ve ayarlarını belirleyen bölüm ise Print Center adli uygulama yazılımı oldu.
7- Mac OS Xin bir diğer avantajı Colorsynce verilen desteğin artırılması. Bu sayede monitörde gördüğünüz renklere çok yakın çıkışlar alabiliyorsunuz.
8-Apple, Mac OS Xin çıkmasıyla birlikte Java2yi işletim sistemi ile birlikte sunan tek üretici konumuna geldi. Javanın en belirgin özelliği, yazılan bir kodun işletim sisteminden bağımsız olarak farklı platformlarda çalıştırılmasıdır. Mac OS X Java Virtual Machine aracılığıyla hazır Java uygulamalarını çalıştırırken, diğer taraftan Java derleyicisi bir ortam sunarak Java uygulaması geliştirilebilen bir bünyeye sahip olarak geliyor. Javanın SWING adli eklentisi ise yazılan bir Java uygulamasının üzerinde çalıştığı işletim sisteminin özgün (native) yazılım olarak görünmesini sağlıyor. Yani bir Java uygulaması Windows altında gerçek bir Windows uygulaması olarak çalışırken, ayni uygulama OS X altında özgün bir yazılım olarak çalışıyor. Program geliştiricilerinin daha çok ilgi göstereceği Mac OS X üzerindeki Java desteği, normal Mac kullanıcıları için ise Internette gezinirken Mac OS 9 altında karsılaştığımız MRJ Java uyumsuzluklarının sonu demek oluyor. Bağımsız kullanıcılar tarafından yazılan Java uygulamalarının arşivinden güzel programları indirip keyfini sürmek ise cabası.
9- İstediğiniz font alfabesini Mac OS Xte görüntüleyebilme şansına sahipsiniz. Bu da OS Xin Unicode desteği sayesinde oluyor.
10- Yeni mimaride iki boyutlu grafikler özgün PDF desteği sunan Quartz tarafından yönetiliyor. Artık PDF dosyaları oluşturmak, yazıcıya baskı göndermek kadar kolay. OpenGL ise hızlı üç boyutlu modellemeyi Macintosh ortamına taşıyor. Böylelikle üç boyutlu modelleme yapmak ve oyun oynamak, yeni işletim sisteminde çok daha zevkli hale geliyor.
{ALINTIDIR...}