- Üyelik Tarihi
- 21 Ağu 2008
- Konular
- 90
- Mesajlar
- 367
- MFC Puanı
- 380
stellammm destan yazmışsınnn ama yazdıkalrının hepsine katılıyorum)
Orjinal olmaya çalışın. Sıradan olmadığınız için mikrofonun bu tarafında oturduğunuzu unutmayın. Kurduğunuz cümleler akıllıca ve düşündürücü olmalı. Esprileriniz ya da değindiğiniz konular herkesinkinden farklı olmalı. Herkesin ilgilendiği konuları farklı bir dille anlatırsanız başarıya koşmanız sürpriz olmayacaktır.
müzik radyoculuğu üzerinde durduğumuz için size 5 CÜMLE kuralını tavsiye edebilirim. Konuşmalarınız 30 saniyeyi geçmemelidir. Çünkü CHR format dinleyicileri sabah ve akşam saatleri haricinde sadece ve sadece müzik için radyo dinlerler. Onlara müziğin en iyisini verebilmek için konuşmalarınızdan fedakarlık etmek zorundasınız. O yüzden 5 CÜMLE kuralında hem dinleyicilere istedikleri mzüiği bol bol verebilirsiniz hem de kendi vermek istediklerinizi verebilme şansı yakalarsınız. Okul yıllarında öğretilen kompozisyon tekniğini kullanabilirsiniz. Bu kural o tekniğin basite indirgenmiş halidir. GİRİŞ-GELİŞME SONUÇ.
Küçük bir örnek vermek gerekirse; ilk 1-2 cümleniz hangi konu hakkında olduğunu hatırlatmak olmalıdır, daha sonraki 1-2 cümle sizin o konu hakkındaki düşüncüleriniz olabilir ve son cümleniz de vermek istediğiniz asıl mesajı içermelidir. Bu kurala göre anonslarınız mutlaka 5 CÜMLE olmak zorunda değildir, 5 CÜMLEyi geçmemek zorundadır. Son cümleniz vurucu darbedir. Kısa ve öz!
ANONSLARI YAZMAK
Kimileri bu başlığı okuyunca aşağılayacaktır. Hıh! Ben mi? Su gibi konuşurum dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ama dikkat ederseniz Söyleyeceklerinizi kağıda yazın ve oradan okuyun demedim. Konuşacaklarınızı daha önceden kağıda dökmek fiziksel olarak görmenizi sağlar ve anonslarınızı mükemmelleştirmek için çok yardımcı olur. Takıntılı olduduğunuz kelimeleri, sürekli kullandığınız kalıpları görebilmenizi sağlar. Ayrıca anons sırasındaki hata payını sıfıra indirir.
Yazmak, beyninizdeki konuşma bölümünden farklı bir bölgeyi çalıştıracağından anonstan önce beyin cimnastiği yapmış olursunuz.
Mikrofonun potunu kaldırdıktan sonra, gerçek kimliğinizi unutun. Artık siz, gerçek siz değilsiniz. Eğer sıkıcı biriyseniz, yeni bir karakter yaratmalısınız ve rolünüzün hakını vermelisiniz.
Bu kuralı uygulamalısınız ancak bu mutlaka kendi kişiliğiniz olmak zorunda değildir. Oynadığınız karakterin kişiliğinden bahsediyorum. Hangi şartlarda olursanız olun mutlu olmak zorundasınız. Ya da öyle görünmek. Kiranızı ödeyememiş olmanız, bir yakınınızın ölmüş olması, sevgilinizle tartışmış olmanız, maaşınızın zamanında ödenmemiş olması gibi problemleriniz, radyoları başında sizi dinleyenlerin umrunda bile değildir. Olmaması gerekir, çünkü onlar radyoyu eğlenmek için dinlerler, sizin sandığınız gibi öğrenmek ya da herhangi başka birşey için değil. Ağzının iki tarafı kulaklarına varan ve değişik lehçelerle karşısındakiyle alay eden djleri model olarak göstermiyorum ancak hiç olmazsa gülümsemeniz şarttır. Elbette bunun da bazı istisnaları var. Örneğin hüzünlü bir son dakika haberi verirken gülümsemeniz ters tepkilere yol açacaktır. E-5 Karayolunda meydana gelen kazada 5 kişi can verdi. haberini dile getirirken gülümserseniz, bitersiniz. Bu gibi durumlarda nötr olmaya dikkat edin. Kimi profesyoneller bu haberlerin bile gülümsenerek verilmesi gerektiğini düşünür, siz onlara kulak asmayın! Bu arada, sadece müzikle radyo programı yapılmaz, konuşma maksimum seviyede olmalı, müzik sadece ara vermek içindir şeklinde düşünüyorsanız bu kitabı hemen kapatabilirsiniz, ben bu kitabı size yazmadım. Ne yazık ki; dramalar, dini yayınlar, arkası yarınlar, belgeseller, doğum kontrolü ve benzeri konulardaki eğitim programlarını içeren radyolar bu kitabın ilgi alanına girmiyor. Morpheusun Neoya verdiği öğüt, Beyaz tavşanı izle gibi oldu. Müzik direktörü tarafından sizin için hazırlanan listeye mutlaka uyun. Eğer listeyi hazırlayan sizsemiz clock dediğimiz sistemin dışına çıkmamaya özen gösterin. Bir radyonun başarılı olmasının en önemli sırrı budur. Radyoyu hislerle ve duygularla ifade edenlere çok gülüyorum.
Radyo ve radyoculuk tamamen matematik gibidir. Herşey planlı ve programlı olmak zorundadır. Sizden önceki programcının çaldığı parçayı uygun olmayan bir zamanda clock dışı- çalmış olmanız ilk etapta önemsiz gibi görünebilir. Ancak bunun alışkanlık haline gelmesi çalıştığınız radyoyu ve sizin radyoculuk kariyerinizi batırabilir.
Duygular ve hisler ikinci hatta üçüncü plandadır.