• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Sabahattin Ali İle İlgili Bilgi Turu..

Üyelik Tarihi
28 Şub 2020
Konular
2,107
Mesajlar
26,098
MFC Puanı
301,150
Sabahattin Ali


Çok bilinen
Leylim Ley
Aldırma Gönül
Beni sarar melenkoli,
Ben Gene Sana Vurgunum,
Geçmiyor Günler,
Benimsin Diyemediğim,
Çocuklar gibi,
Çakır,
Benim meskenim dağladır,

Parçalarının, söz sahibi olan Sabahattin Ali'nin ölümünün 72. yılında saygı ve rahmet ile anıyor ve iş bu konu ile kendisine hürmetlerimizi yollamakla birlikte biraz daha yakından tanımaya çalışacağız
25 şubat 1907 Gümülcine-İğridere doğumludur. İlköğrenimini Üsküdar, Çanakkale ve Edremit üçgeninde tamamlamıştır.1927 yılında Balıkesir Muallim Mektebi'ni bitirince aynı yıl Yozgat Cumhuriyet ilkolulu'na öğretmen olarak atanır Sabahattin Ali. Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla 1928'de Almanya'ya gider, 1930 yılında ise yurda döner. Aydın, Konya ve Ankara'da öğretmenliğini sürdürür.Nazım hikmet'le tanışarak,onun çalıştığı (resimli ay'da) öykülerini yayımlamaya başlar.
30 eylül 1934'de Meb Talim Terbiye Kurulu mümeyyizliği'ne atanır 1937'deki askerliğini takiben,önce Ankara Musiki Muallim Mektebi Türkçe Öğretmenliğine, ardındansa 1938'de çevirmen, öğretmen ve dramaturg olarak çalışacağı Devlet Konservatuarına atanır.
Türk roman ve hikaye tarihinin gelişimi içerisinde, Hüseyin Rahmi'den sonra en gerçekçi yazar olarak nitelendirilen usta kalem ne Hüseyin Rahmi gibi sadece İstanbul'un kenar semtlerinin dışına çikamayan,köy yaşantısından uzak eserler vermiş ne de Nabizade Nazım gibi sadece köy yaşantısının sorunlarına yönelmiştir. Sabahattin Ali'yi de farklı kIlan işte bu köy ve kasaba yaşantısını ilk kez toplumcu bir anlayış içinde yorumlamış olmasıdır. Yani yerel rengin ötesine geçişi.Yazarın en bilinen eserlerinden biri olan Kuyucaklı Yusuf, gerçekçi köy romanı geleneğinin ilk başarılı örneğidir.
Edremit'te yaşadığı süreçteki izlenimlerinden oluşan eserde,imparatorluğun yıkılışı sırasında gücünü yitiren devlet kavramını ve eşraf karşısındaki durumunu anlatır. Yine tanınan önemli hikayelerinden biri olan 'kamyon'da, iş bulmak niyetiyle, hiç parası yokken gizlice Konya'dan bir kamyona binip İzmir' e giden bir gencin, yakalanmamak için bir virajda kamyondan atlamaya çalışırken ölümünü anlatır.Bir diğer hikayesi 'kafa kağıdı'nda, tarlasını mahkeme kararıyla ağasına kaptıran,ayrıca ölü torununun nüfus kağıdını kullandığı için onun yerine para vermeye zorlanıp sonucunda hapse giren seksenlik Mehmet'i anlatır.
Sabahattin ali yalnızca köyü ve köylüyü değil,bürokrasi, aydınlar ve kent hayatını da eserlerinde ustaca kaleme almıştır.örneğin 'İçimizdeki Şeytan' adlı romanında, ikinci dünya savaşının eşiğinde aydınları konu almış, bu eseriyle de kendisinden sonraki aydın çevresi romanlarına esin kaynağı olmuştur. Şiir alanında da başarılı örnekler vermiş olan Sabahattin Ali,dil öğrenmek için bir sene kaldığı potsdam'da,disiplinli okul çevresinden duyduğu rahatsızlıkla,en önemli şiirlerinden birini kaleme almıştır.
'Daüssila,28 aralik 1928'de yazılmış ancak 1970'lerin sonlarına kadar hiçbir yerde yayınlanmamıştır
Daüssila
Bugün de potsdam'dan süzerken potsdam'ı,
Yaktı yine içimi kimsesizliğin gamı
Gözlerim inhinasiz uzayan caddelerde,
Dedim : bu soğuk şehir nerde, istanbul nerde?
Ve istedim birazcık size de dert yanmayı,
Hayalen memlekete doğru bir uzanmayı...
*
Burda tebessümün de günü,saati vardır;
Dükkanlar hep bir çeşit, evler hep bir karardır...
Gerçi bizim evlerden temizse de sokaklar,
Süslese de muhteşem meydanlarını taklar;
Ne yıkık surlar gibi bu şehrin bir süsü var,
Ne de -ah sormayınız- ne de bir köprüsü var.
*
Köprü, bende bulmuştu serserinin hasını;
Şimdi hatırlamaz mı eski aşinasını?
İlk ışık belirmeden karsıki tepelerde,
Az mı gözümü açtım ıslak kanepelerde?
Yorgundum, uykusuzdum, paraca tamtakırdım.
Ben orda bir simide bir ceket bırakırdım.
Bazı geceler köprüyü pek canım istemez de,
Gezerdim samatya'da, langa'da, etyemez'de.
Çoktu tel örgüleri tırmanarak girdiğim,
Uykuyu kimsesiz bir bahçede kestirdiğim
Fakat yine herkese neşeli görünürdüm,
Çünkü hürdüm.. uçan kuşlardan daha hürdüm...
Köprü gerçi soğuktur, yattığım duba katı..
Bana bunlar hoş gelir.. size verdim rahatı...
 
Üst