Dali’nin bilinen tarzından farklı bir resim. Resminde anlattığı 6 yaşındayken menenjitten ölen ağabeyi. Dali 9 ay sonra doğmuş ve aynı adı almış. “Doğar doğmaz tapılan bir ölünün ayak izlerinde yürüdüm. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında.” Böylesi bir durum elbette Dali’nin kişiliği üzerinde etkili olduğu gibi, kafasının karışmasına da neden olmuş.Dali’nin daha sonraki birçok eseri, onun en iyi parçası olduğuna inandığı ölü kardeşi için referanslar içeriyor.
Sağ köşedeki uzaylı formundaki varlıklara dikkatli bakıp forma gözünüz alışınca resmin bir çok yerinde göreceksiniz, hatta ağız, burun, gözler hepsi el ele, kol kola oturan o varlıklardan oluşuyor. Kanatlarını açmış siyah bir kuş ise sol taraftan kafası boyunca uzanıyor. Kuşun tam da gaga yerinde gerçek bir gaga ve bir tek göz… Soldaki 3 kişi, o garip varlıklardan ama bir de onlarla alakası olmayan köylü bir aile var.