Fenerbahçe'nin Sivasspor'a 2-1 mağlup olduğu karşılaşma, spor yazarlarının da gündemindeydi.Fenerbahçe, Sivasspor'a 2-1 kaybederek taraftarlarını bir kez daha hayal krıklığına uğratırken, spor yazarları köşelerinden sarı-lacivertlilerin maçtaki performansını değerlendirdi. Eleştirilerin hedefinde ise Aykut Kocaman ve onun tercihleri vardı.
İşte bazı yazarlardan o görüşler...
Rıdvan Dilmen - Sabah: Yeni transferler Webo maça iyi başladı, umut verdi. Ziegler iyi ama toparlanması için zamana ihtiyacı var. Emre'nin iyi oynadığı maçta yanındaki Crisitian, Meireles ile Bekir vasattı. Bekir'i beğeniyorum ama dün etkisizdi. Fenerbahçe çok önemli bir haftada maç kaybetti. Seyirci büyük bir heyecanla geldi. Ben de Fenerbahçe'nin puan kaybedeceğini düşünmüyordum. Ama futbol böyle bir oyun, güzel bir oyun. Herşeye açık bir oyun. Fenerbahçe bence dün akşam itibariyle dibe vurdu. Yönetim ve hocaya güven kaybı oldu. Bu Fenerbahçe'nin geleceği için iyi olmadı. Kuyt'ın bireysel olarak formsuzluğu sürüyor. Sivas'ın ilk golünde ofsayt olabilir ama elbette Volkan'ın da hatası var. Volkan bir süredir formsuz, kafası sahada değil gibi. Webo çıktıktan sonra Emre de çıktı. Emre dün müthiş bir futbol oynadı. Takıma çok önemli etkiler yaptı.
Uğur Meleke - Milliyet: Fenerbahçe’de işlerin düzelir gibi gözüktüğü bir günde 3 puan kaybının nedeniniyse sadece Volkan’la Kuyt’ın formsuzluğunda değil, duran toplardaki etkisizlikte de aramak gerek: Bugün penaltıcı tercihinin (soğukkanlı Sow varken) Kuyt yönünde yapılması eleştirilebilir, ama Hollandalı, Liverpool’un da Gerrard’dan sonra ikinci penaltıcısıydı. Yani bu tercihin kabul edilebilir bir tarafı var. Bence dün skora penaltı kadar tesir eden ikinci duran top tercihi, Fenerbahçe’nin sağdan Emre ile kullandığı kornerlerdi. Sezon ortası gelen Emre’ye dün 8 korner kullandırmak intihar gibiydi! Emre kollarını kaldırıyor, Borjan’ın da kafası çalıştığı için penaltı noktası üstüne şişirileceğini bildiği topu rahatlıkla alıyor. Emre sağ elini göğsüne koyuyor, Ziya Gökhan’la birlikte ön direğe koşup milli futbolcuyu etkisiz hale getiriyor. Fenerbahçe tam 17 korner kullandığı günde sadece son 15 dakikadaki köşe atışlarında etkili olduysa bunun nedenini çok uzakta aramamak gerek.
Mehmet Demirkol - Fanatik: La Liga’da toplam 266 dakika oynamış Emre. Toplasanız 3 maç etmiyor. Ziegler ise Rusya’da 6 maç. 16 maçta 3 gol 2 asistle oynayan Topal’ı Emre, 17 maç oynayan Hasan Ali’yi Ziegler kesti dün. Transferin son gününde imza atıp 3 antrenmanla direkt 11’de yer bulan kaç oyuncu vardır bilmiyorum ama Kadıköy’de dün 3’ü birden sahadaydı. Aykut Kocaman kuşkusuz bu durumu dışarıda kalan oyunculara anlatmıştır. Ama ne kadar anlatırsanız anlatın oyuncuyu ikna etmek kolay olmaz. 3 oyuncuyu birden aynı anda sahaya sürmek takımını çok yetersiz görmek anlamına gelebilir. 6 aydır çalıştırdığınız ve sürekli şans verdiğiniz oyuncular dışarıda. Başkasının çalıştırdığı ve yeterli de görmediği oyuncular içeri. Bunu anlatmak kolay olmaz.
Alaattin Metin - Akşam: Volkan, Galatasaray maçından bu yana haftalardır formsuz. Kendisi de 'Kaptanlık beni yordu' diye söylüyor. Kafası rahat değil. Yerine Mert var, o da milli kaleci. Kulübede oturuyor. Yediği hatalı golle de hedef oluyor. Yapma hocam! Sen adaletli bir insansın. Oyun felsefene itirazım yok. Elinde maç sonucunu etkileyecek, gol atacak, gol pası verecek iyi oyuncular var. Ama o işi yapacaklar formsuz. Kötü oynayana 'Her an düzelir' düşüncesi ile neden uzun süre tahammül ediyorsun? İşte bunu anlayamıyoruz. Kuyt'ın, Cristian'ın dokunulmazlıkları mı var? Hadi Ziegler'i anlıyorum, baldırında çekme oldu. Webo'da ne gördün? Maç eksiği dersen Belediye'de her maçta oynayan oyuncu. Yazık Gökhan'a. 18'e alınmayan Stoch'un ne günahı var? Yapma hocam! Elinde çok iyi bir kadro var. Duygusallığı bırak. Sakın kimse 'Galatasaray'ın Beşiktaş'ın puan kaybettiği hafta bize yaramıyor' demesin. Futbol hırs, mücadele oyunu. Fenerbahçe, Sivas maçı öncesi yakaladığı iyi havayı, Volkan'ın yediği goller, Kuyt'ın kaçırdığı penaltıyla dağıttı. Daha da önemlisi Elazığ maçından sonra ikinci kez altın tepside sunulan liderle aradaki puan farkını kapatma şansını yine elinin tersiyle itti.
Önder Özen - Habertürk: Çok basit özetleyebiliriz. Konuk takımın basit bir planı vardı. Kalabalık savunma ve çabuk kontrarak. Bu basit plan rakibin vereceği karşılığa göre bazen çalışır, bazen çalışmaz. Ama neticede makul bir plandır. İstanbul'da deplasmana gelen takımlar büyük oranda bu basit planla oynar. Ancak şampiyonluğa oynayan takımların daha komplike planları olmalıdır. Fenerbahçe'nin bir planı olduğunu söyleyemeyiz. Performansa dayalı, bireysel becerilerle sonuç almaya yönelik bir oyun izledik ev sahibinden.
Şansal Büyüka - Akşam: Eski yıllarda İstanbul'a gelen Anadolu takımlarının ayakları titrerdi... O devirler geride kaldı, şimdi titreyen İstanbul takımları... Aykut Hoca'yı tebrik (!) ederek yazıyı noktalayalım; Galatasaray'ın yedi hafta puan kaybettiği maçların ardından oynadığı her maçta puan kaybettiği ve bu büyük avantajları kullanamadığı için... Bir de bu perişan haldeki Kuyt'a doksan dakika tahammül ettiği, üstelik bir de penaltı attırdığı için... Helal olsun Aykut Hoca sana... Adeta tarih (!) yazıyorsun... 'Sakatım, beni çıkarın' diye kenara işaret eden, çaresizlikten oyunda kalan bir Eneramo'yu bile durduramadınız... Bırakın artık taraftarı kandırmayı... Bu kafayla, bu hocayla Fenerbahçe'den, bırakın şampiyon olmayı, ne köy olur, ne de kasaba...
www.megaforum.com :1006: