DarkWoman
MFC Üyesi
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2019
- Konular
- 5,318
- Mesajlar
- 11,488
- MFC Puanı
- 66,370
İz bırakan Almanlar ve eserleri
Osmanlı dönemi sonu ve cumhuriyet yıllarında eserleri ve kimlikleriyle iz bırakan Almanlar.
Osmanlı Alman siyasi ve askeri ilişkileri 2. Viyana kuşatmasına kadar gider. Ancak bu ilişkilerde Türk Alman yakınlaşmasına ve Türkiye tarihinde değişimlere neden olacak tarih olarak 1836-1839 yıllarını verebiliriz. Türk ordusunda askeri müşavirlik yapan Alman Mareşali Helmuth von Moltke‘den başlayarak 1882 yılında, Harp Okulu’nu ve Türk ordusunu yeni bir düzene sokmak üzere gelen General von der Golz‘ a kadar birçok Alman askeri uzman Türkiye’ye gelmiştir.
I. Wilhelm’dan sonra tahta geçen II. Wilhelm, 1888 yılında izlemeye başladığı “Dünya Politikası” (Weltpolitik) çerçevesinde Osmanlı İmparatorluğu ile yakın ilişkiler kurulmasına özen göstermiştir. Bu dönemde, Sultan II. Abdülhamit, Rus ve İngiliz ortak tehdidine karşı Almanya’ya karşı yakınlaşma ihtiyacı duymuştur. I. Wilhelm, 1889 ve 1898 tarihlerinde iki kez İstanbul’u ziyaret etmiştir.
Kaiser Wilhelm ve Kaiserin Auguste Viktoria ziyaretlerinde Yıldız Şale köşkü, Hareke Kayser köşkünde ağırlanmış ve imparator Osmanlı Sarayı halı fabrikalarını ziyaret etmiştir. İstanbul’daki ziyaretinde Dolmabahçe Sarayında da kalan İmparator ailesi o zamanlar padişahların kılıç kuşanma törenlerinin yapıldığı Eyüp Türbesini de ziyaret etmişlerdir.
Bu ziyaretler anısına bugün adına Alman Çeşmesi denilen bir yapı mimar Max Spitta imzasını taşır ancak fikir ve ilk çizimler Alman İmparatoruna aittir. Sonrasında şekline ve süslemelerine Osmanlı sanatı eklenmiştir.
İmparatorun ziyaretiyle birlikte 1898 yılında, Bağdat demiryolu hattının tamamlanması için Osmanlı İmparatorluğu ile Deutsche Bank arasında bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma sonucu kurulan “Anadolu Demiryolları Şirketi” bünyesindeki Türk-Alman ortaklığıyla Bağdat Demiryolu hattı projesi hayata geçirilmiştir.
Bu şirketin finansmanı için Deutsche Orientbank A.G. 1906 yılında kurulan ve ilk yurtdışı Alman bankası faaliyetlerine İstanbul’da başlamıştır. 1946 yılındaki feshine kadar Bağdat Demiryolu projesi içinde birçok proje finanse edilmiştir. Bu demiryolunun yapılma amaçları arasında Alman İmparatorluğunun orta doğudaki etkinliğini arttırma düşüncesi yatar.
Bu itibarla Alman İmparatorunun ziyareti bir anlamda lobi faaliyeti yapmaktır. Alman politikacı ve bankacısı 1880’den beri yürüttüğü Alman Bankası kaynaklarını demiryolu projelerine aktarır. Ve Siemens & Halske grubu olarak Bağdat demiryolu inşasında yer alır.
Bağdat demiryolu projesinde değişik etaplar Almanlar tarafından planlanır ve yapılır. Zamanla projeye değişik birimler de eklenerek tek elden çıkması sağlanır. Buna en iyi örnek İstanbul’daki istasyon binalarıdır.
Sirkeci Garı ; August Jachmund 1889 yılı ortalarında Rumeli demiryolları müdürü Sarrazin’in verdiği sipariş üzerine, İstanbul-Sirkeci Gar binası için bir proje hazırladı. Aralık 1889 tarihinde, Sultan II. Abdülhamit’in daveti üzerine, Türk devletinin hizmetine geçti. İlk yıllarda özel mesleki faaliyetleri yanında, Sirkeci tren istasyonunun yeni binaları, bir akıl hastanesi ile bir malul binası ve yüksek Osmanlı tebaası için yaptığı çeşitli özel binalar ile mimarlık alanında dikkatleri üzerine çekti.
Jasmund’un, diğer görevleri yanında, II. Abdülhamit’in isteği üzerine, Osmanlı yüksek okullarında; Yüksek Mühendis Mektebi ve Sanayi-i Nefise Mektebi’nde, 15 Temmuz 1890 tarihinden itibaren profesör olarak ders vermeye başladı. 1894’de İstanbul’da meydana gelen deprem sonrası; II. Abdülhamit, Jasmund’u camilerin, okulların ve benzeri devlet yapılarının restorasyonu için oluşturulan komisyonun başkanlığına getirdi.
Jasmund, Türk Devleti’ndeki hizmetlerinden dolayı, “II. Derece Mecidiye Nişanı” ile ödüllendirildi.
Haydarpaşa Garı; Bağdat demiryolu şirketinin Avrupa sorumlusu Otto von Kühlmann tarafından Philipp Holzmann Şirketine verildi. Kühlmann, Hellmuth Cuno ile birlikte Bağdat demiryolu inşası yapıldı. Haydarpaşa garının vitray cam ve pencereleri de Frankfurtlu Otto Linnemann tarafından yapıldı.
Haydarpaşa projesi dahilinde tahıl siloları ve mühendis barınakları, akabinde Darıca Tahıl ambarlarıyapıldı.
Bağdat demiryolu şebekesinin belirli bazı bölümleri tipik alman izlerini taşır. Buna en iyi örnek Pozantı – Adana arası, Konya Garı ve Varda köprüsüdür. 1928 yılında yapılan köprü yerel ağızda ‚‘gavurdere‘‘ denilen bir kanyonda yapıldığı için aynı adı taşır. Genel de Alman köprüsü olarak da bilinir.
Philipp Holzmann firmasının mühendisi Winler tarafından projelendirilir, ölümünden sonra Nicholas Mavrogordato tarafından bitirilir. James Bond serisinin ‚‘ Skyfall‘‘ filmindeki bir aksiyon sahnesine de ev sahipliği yapan köprü inşaatında ölen Almanlar için bugün Alman Mezarlığı bulunmaktadır. Bu mezarlıkta ölen Almanlar için bir anıt mezar yapılmıştır.
Demiryolu gibi karayollarında da Alman izlerine rastlamak mümkündür. Bunlarda en ünlüsü bugün Manavgat nehri üzerindeki Krupp Köprüsüdür. 1931 – 1038 yılları arasında yapılan köprü Krupp firması tarafından yapılmış, daha sonra 2012 yılında Rauf Denktaş köprüsü olarak adlandırılmıştır.
Aynı şekilde Çumra sulama ve deşarj pompası ve buna bağlı Beyşehir bağlantısı da Alman firmalarınca yapılmıştır.
Ayrıca Alman Levanten şirketi adıyla kurulan Adana’daki pamuk işleme fabrikası.