Yazarın ilk romanı olan Kiralık Konakta toplumumuzda batılılaşma ile birlikte kuşaklar arasında meydana gelen düşünce, duygu ve dünya görüşü ayrılıklarını, toplumsal çözülüş kavramını temel alarak, bir konağın dağılışı etrafında verir. Satılığa çıkarılan konağın bu değişimle farklı yerlere savrulmuş bazı kişileri, Tanzimattan Meşrutiyete uzanan bir kopuş süreci içinde, ölçülü ve namuslu kişiler olmaktan çıkıp, sırtlarına geçirdikleri redingotlarıyla -romancının değişiyle- riyakar, yarı uşak ve adi bir kuşağın temsilcileri haline gelirler.