- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 29 Eyl 2015
-
- Mesajlar
- 1,638
-
- MFC Puanı
- 94
YANARDAĞLAR
Yanardağlar , yeraltındaki ergimiş kayaların , kaya parçalarının ve gazların yerkabuğundaki açıklıklardan püskürdüğü oluşumlardır . Art arda olan püskürmeler sonucunda maddelerin üst üste yığılmasıyla ortaya çıkan yükseltiler de aynı biçimde adlandırılır . Yüzeye çıkan ergimiş durumdaki maddeler zamanla katılaşarak volkanik kayaları oluşturur . Depremler gibi yanardağların da çoğu levha sınırlarına yakın yerlerde bulunur . Öte yandan , nasıl ki , levha sınırlarına uzak yerlerde de zaman zaman deprem olursa , bazı yanardağlar da levhaların iç bölümlerinde bulunur .
Yayılma Sırtları:
Okyanus dibinde . İki levhanın birbirinden uzaklaşmakta olduğu sınırda , okyanus ortası sırtları ya da yayılma sırtları adı verilen yanardağlardan oluşan sıra dağlar vardır . Levha birbirinden ayrıldıklarında astenosfer üzerindeki basınç azalır . Bunun sonucunda , levha sınırının altında bulunan katı durumdaki minareler tanecikleri ergiyerek magmaya dönüşür . Yükselmeye başlayan yeni magmanın çoğu levha kenarlarında katılaşıp kalır , yüzeye ulaşan bölümü ise okyanus tabanında yanardağlar oluşturur .
Plastik Kayalar:
Bilim adamları , astenosferi genellikle plastik olarak tanımlarlar . Bunun nedeni , astenosferin büyük bir bölümün yumuşsak olmasına karşın , sıvıdan çok küçük miktarlarda magma bulunan katı mineral taneciklerinden oluştuğunu düşünüyorlar . Astenosferdeki sıcaklığın , minerallerin çoğunu ergitmeye yetecek kadar yüksek olmasına karşın , üsteki litosfer katmanın neden olduğu yoğun basınç bunu engeller .
Dalma-Batma Bölgesi Yanardağları:
Yanardağlar , iki levhanın çarpışması sonucu birinin diğeri altına daldığı levha sınırlarında oluşur . Dalan levha , 100-200 km derinlikte bulunan ve dalma-batma bölgesi adı verilen bölgede ergimeye başlar ve magmaya dönüşür . Bu magma , levhanın üzerinde biriken tortullar ve ergimiş durumdaki okyanusal litosferden oluşur . Magma , tortullarla birlikte yerin derinliklerine çekilen su içerir . Oluşan yeni magma , çatlaklardan geçerek yüzeye püskürür ve üstteki levhanın üzerinde yanardağların oluşuma yol açar . Bu çatlaklar , levhaların hareketi sonucunda oluşur . Üstteki levhanın okyanusal litosfer levhası olması durumunda , yanardağların su yüzeyinin üzerinde kalan bölümleri bir dizi volkanik ada oluşturur .
Magma:
Magma , ergimiş durumdaki değişik mineraller ve bazı mineral kristallerinde oluşan lapa benzeri , yoğun bir sıvıdır . Kıvamı , su ve buz kristalleri içeren yarı erimiş durumdaki kar gibidir . Bilim adamları , magmanın büyük çoğunluğunun astenosferde bulunmakla birlikte bir bölümünün de alt mantonun bazı bölgelerinde geldiğini düşünüyorlar .
Sıcak Noktalar:
Birçok yanardağın oluşumunun levha sınırlarındaki hareketle bağlantılı olmasına karşın bazıları bu sınırlara uzak yerlerde ortaya çıkabilir . Bu yanardağların sıcak noktalar olarak adlandırılan olağanüstü sıcak bölgelerin varlığı sonucunda oluştukları düşünülüyor .
Bilim adamları , sıcak noktaların astenosfer ve alt mantoda bulunduğu varsayılıyor . Sıcak noktalarda , ısı akımlarının mantonun içinden geçerek yükseldiği tahmin ediliyor . Bu olağanüstü ısının basıncın etkisini ortadan kaldırılması sonucunda da magma oluşur . Yüzeye doğru çıkan magma , litosferden geçiş sırasında , yolunun üzerindeki kaya kütlelerini ergiterek kendisine yol açar . Magmanın yüzeye çıktığı yerlerde zamanla yanardağlar oluşur .
YANARDAĞ PÜSKÜRMELERİ:
Magmanın yerkabuğundan yükselerek yüzeye çıkmasına yanardağ püskürmesi adı verilir . Yanardağ bir kez oluştuktan sonra yeraltından magma geldiği sürece püskürmeler devam eder . İki püskürme arasında onlarca , yüzlerce , hatta binlerce yıl geçbilir .
Magma Yükselişi:
Astenosferdeki magma , ancak yeterince büyük bir kabarcıkoluşturacak biçimde biriktiği zaman litosfere doğru yükselir . Magmanın yükselmesine yol açan süreç , bozuk bir musluktan suyun damlamasına ( ancak ters yönde ) benzer . Bozuk bir muslukta su sürekli biçimde musluğun ağzında birikir fakat damla halinde düşmesi ancak yeterli ağırlığa ulaşması ile gerçekleşir . Magma da yeraltında yeterli derecede biriktiğinde ve yoğunluğu çevresindeki kaya kütlelerinden daha düşük olduğunda yukarı doğru çıkmaya başlar . Çoğu yanardağın altında ( yerkabuğunun içinde ya da altında ) magmanın biriktiği bir magma odası vardır .
Yanardağın Altı:
Magma odası il yanardağın yüzeyi arasında kanal ya da baca olarak adlandırılan genişlemiş çatlaklar bulunur . Bunlar bir önceki patlamalardan arta kalan katılaşmış magma ile doludur . bazı yanardağlarda , magma odasından çıkan çok sayıda baca olmak ile birlikte bunların hepsi yüzeye ulaşmayabilir . Bir bacanın açıldığı yere ağız denir . Yanardağ ağızları yuvarlak ya da ince uzun biçimde olabilir . Bazı ağızlar , krater adı verilen derin çukurların içinde bulunur . Bir püskürme sırasında , magma , biriktiği magma odasından yüzeye çıkan bacalardan birinden geçerek , yanardağın tepesindeki ağıza ulaşır ve buradan dışarı fışkırır . Bazı durumlarda ise magma , yanardağın yamacındaki bir ağızdan çıkar .
Lav:
Püskürme sırasında yüzeye çıkan magma lav adını alır . Yanardağın yamaçlarından , lavdan oluşan bir nehir gibi akan lav akıntısının zaman soğuyup katılaşmasıyla volkanik kayalar oluşur . Çeşitli türlerde lav bulunmakla birlikte bunların tümü nerdeyse diğer mineral elementlerinin yanı sıra bir silisyum ve oksijen karışımı olan silisyum dioksit ( SiO2 ) içerir . Lavın yoğunluğu , içindeki silisyum dioksit oranına göre değişir . Yoğun olmayan lav bal kıvamındadır . Yoğun lav ise şekerlenmiş bal gibi koyu ve yapışkandır . Bir patlama sırasında yanardağdan farklı yoğunlukta lavlar püskürebilir .
Bir yanardağın biçimi , büyük oranda , lavın yoğunluna bağlıdır . Yoğun olmayan lav katılaşıncaya kadar daha geniş bir çevreye yayıldığından , bu Tür lavdan oluşan yanar dağların yamaçları yumuşak eğimli olur . Kalkan biçimli olarak tanımlanan Bu yanardağlar , çoğu zaman sıcak noktalar ve yayılma sırtlarında bulunur . Bu yanardağların lavı çoğunlukla bazalttan oluşur . Yoğun lav , yüksek oranda silisyum dioksit içerir ve genellikle dalma-batma bölgelerinin üzerindeki yanardağlardan püskürür . Çok koyu olduğu için ağızdan fazla uzaklaşmadan katılaşan bu lavın oluşturduğu yanardağlar çoğu zaman koni biçimindedir .
Püskürme Tipleri:
Yanardağın püskürmeleri , lavın çıkış biçimine göre sınıflandırılır . Bu da lavın yoğunluğuna ve lavın içerdiği gazların ne kadar kolaylıkla kurtulabilmelerine bağlıdır . Yoğun olmayan lavdan kolayca kurtulabilen gazlar , yoğun lavdan ancak büyük patlamalarla kurtulabilirler .
Magma , yüzeye yaklaştıkça üzerindeki basınç azalır ve tıpkı bir gazoz şişesinin kapağı açıldığı zaman basıncın azalması sonucu gazozun içinde hava kabarcıklarının oluşması gibi volkanik gazlar magmanın içinde küçük kabarcıklar oluşturur .
Farklı püskürme tipleri:
Hawaii tipi püskürmeler genellikle hafif şiddetedir . lavın çok akışkan olduğu ve içinde gazların kolayca kurtulduğu durumlarda bu tür püskürmeler olur . Kimi zaman magma , yanardağdan dışarı , bir fıskiyeden fışkıran su gibi çıkar .
Stromboli tipi püskürmeler , lavın biraz daha yoğun olması durumunda görülür . Sıkışmış gazlar , yanardağ ağzının çevresine sıvı halde lav kütlerinin fışkırmasına neden olan , küçük patlamalarla açığa çıkar .
Vulkona tipi püskürmeler , lavın daha yoğun olduğu durumlarda görülür . Sıkışmış gazlar gürültülü patlamalarla açığa çıkar ve yanardağın ağzına iri kaya parçaları ile çok miktarlarda volkanik kül püskürür .
Pilinius tipi püskürmeler , lavın çok yoğun olması durumunda görülür . Sıkışmış gazlar , çok büyük patlamalarla kurtulur . Yanardağın püskürmeleri sırasında büyük miktarlarda volkanik kül gökyüzüne fırlatılır .
LAVAKINTILARI , BLOKLAR VE BOMBALAR:
Püsküren bir yanardağdan akan lavlar , yolları yakıp yıkmasın karşın , çok ender olarak ölüm yada yaralanmalara yol açar . Bunun nedeni , lav akıntısının yavaş ilerlemesi ve insanların ondan kaçma olağanı bulabilmeleridir .
Pahoehoe ve aa , iki farklı lav akınsına Hawaii dilinde verilen adlardır . Bunlar birbirlerinden , volkanik gazların lavdan çıkış biçimiyle ayrılır .
Pahoehoe lav akıntıları:
Pahoehoe lav akıntılarının yüzeyi genellikle düz ya da hafif kırışık olur . Bu tür akıntıların koyu kıvamı değildir yani akışkandır . Lav soğumaya başladığında yüzeyinde düzgün kabuk oluşur . Lav akıntısının iç kısmı ergimiş durumda kalarak akmayı sürdürürken soğumakta olan yüzeyde zaman zaman halat benzeri kıvrımlar oluşturabilir .
Aa lav akıntıları:
Aa lav akıntılarında pürüzlü ve çatlaklı bir yüzeyi vardır . Bu akıntılar , daha yoğun lavdan oluşur ve pahoehoe lava kıyasla daha yavaş akar . Lav akarken , yüzeyi iri parçalar biçiminde kırılır ve içindeki gazlar açığa çıkar . Kırılan parçalar , sıvı durumu koruyan lav akıntısının iç kısmı ile birlikte sürüklenir .
Bir aa akıntısısın kenarları ve önü tank paletlerine benzer bir biçimde ilerler:Akıntının önündeki soğumuş parçalar dönerek lavın altına girer , ilerlemekte olan lav bunların üstünden geçer . Katılaşmış aa lavının yüzeyi pürüzlüdür ve yanmış kömür yığınlarını hatırlatır .
Yurdumuzdaki Yanardağlar
Ağrı Dağı
5 . 137
Ulu Doruk ( Reşko Doruğu ) Cilo Dağları
4 . 135
Suppa Durek , Cilo Dağları
4 . 060
Süphan Dağı
4 . 058
Kaçkar Dağı
3 . 932
Erciyes Dağı
3 . 917
Karaeğri Sivrisi , Cilo Dağları
3 . 900
Küçük Ağrı Dağı
3 . 896
Maunsell Sivrisi , Cilo Dağları
3 . 850
Samdi Dağı , Sat Dağları
3 . 810
Mordağ , Hakkari Dağları
3 . 807
Orta Dürek , Cilo Dağları
3 . 770
Demirkazık Doruğu , Ala dağlar
3 . 756
Karakülah Doruhu , Cilo Dağları
3 . 750
Kaldı Doruğu , Ala dağlar
3 . 748
Kızılkaya Doruğu , Ala dağlar
3 . 725
Emler Doruğu , Ala dağlar
3 . 720
Verçenik Doruğu , Rize Dağları
3 . 711
Koca Sarp , Ala dağlar
3570
Beş Parmak , Ala dağlar
3520
Medetsiz , Bolkarlar
3514
Direk taş , Ala dağlar
3510
Güzeller , Ala dağlar
3041
Yanardağlar , yeraltındaki ergimiş kayaların , kaya parçalarının ve gazların yerkabuğundaki açıklıklardan püskürdüğü oluşumlardır . Art arda olan püskürmeler sonucunda maddelerin üst üste yığılmasıyla ortaya çıkan yükseltiler de aynı biçimde adlandırılır . Yüzeye çıkan ergimiş durumdaki maddeler zamanla katılaşarak volkanik kayaları oluşturur . Depremler gibi yanardağların da çoğu levha sınırlarına yakın yerlerde bulunur . Öte yandan , nasıl ki , levha sınırlarına uzak yerlerde de zaman zaman deprem olursa , bazı yanardağlar da levhaların iç bölümlerinde bulunur .
Yayılma Sırtları:
Okyanus dibinde . İki levhanın birbirinden uzaklaşmakta olduğu sınırda , okyanus ortası sırtları ya da yayılma sırtları adı verilen yanardağlardan oluşan sıra dağlar vardır . Levha birbirinden ayrıldıklarında astenosfer üzerindeki basınç azalır . Bunun sonucunda , levha sınırının altında bulunan katı durumdaki minareler tanecikleri ergiyerek magmaya dönüşür . Yükselmeye başlayan yeni magmanın çoğu levha kenarlarında katılaşıp kalır , yüzeye ulaşan bölümü ise okyanus tabanında yanardağlar oluşturur .
Plastik Kayalar:
Bilim adamları , astenosferi genellikle plastik olarak tanımlarlar . Bunun nedeni , astenosferin büyük bir bölümün yumuşsak olmasına karşın , sıvıdan çok küçük miktarlarda magma bulunan katı mineral taneciklerinden oluştuğunu düşünüyorlar . Astenosferdeki sıcaklığın , minerallerin çoğunu ergitmeye yetecek kadar yüksek olmasına karşın , üsteki litosfer katmanın neden olduğu yoğun basınç bunu engeller .
Dalma-Batma Bölgesi Yanardağları:
Yanardağlar , iki levhanın çarpışması sonucu birinin diğeri altına daldığı levha sınırlarında oluşur . Dalan levha , 100-200 km derinlikte bulunan ve dalma-batma bölgesi adı verilen bölgede ergimeye başlar ve magmaya dönüşür . Bu magma , levhanın üzerinde biriken tortullar ve ergimiş durumdaki okyanusal litosferden oluşur . Magma , tortullarla birlikte yerin derinliklerine çekilen su içerir . Oluşan yeni magma , çatlaklardan geçerek yüzeye püskürür ve üstteki levhanın üzerinde yanardağların oluşuma yol açar . Bu çatlaklar , levhaların hareketi sonucunda oluşur . Üstteki levhanın okyanusal litosfer levhası olması durumunda , yanardağların su yüzeyinin üzerinde kalan bölümleri bir dizi volkanik ada oluşturur .
Magma:
Magma , ergimiş durumdaki değişik mineraller ve bazı mineral kristallerinde oluşan lapa benzeri , yoğun bir sıvıdır . Kıvamı , su ve buz kristalleri içeren yarı erimiş durumdaki kar gibidir . Bilim adamları , magmanın büyük çoğunluğunun astenosferde bulunmakla birlikte bir bölümünün de alt mantonun bazı bölgelerinde geldiğini düşünüyorlar .
Sıcak Noktalar:
Birçok yanardağın oluşumunun levha sınırlarındaki hareketle bağlantılı olmasına karşın bazıları bu sınırlara uzak yerlerde ortaya çıkabilir . Bu yanardağların sıcak noktalar olarak adlandırılan olağanüstü sıcak bölgelerin varlığı sonucunda oluştukları düşünülüyor .
Bilim adamları , sıcak noktaların astenosfer ve alt mantoda bulunduğu varsayılıyor . Sıcak noktalarda , ısı akımlarının mantonun içinden geçerek yükseldiği tahmin ediliyor . Bu olağanüstü ısının basıncın etkisini ortadan kaldırılması sonucunda da magma oluşur . Yüzeye doğru çıkan magma , litosferden geçiş sırasında , yolunun üzerindeki kaya kütlelerini ergiterek kendisine yol açar . Magmanın yüzeye çıktığı yerlerde zamanla yanardağlar oluşur .
YANARDAĞ PÜSKÜRMELERİ:
Magmanın yerkabuğundan yükselerek yüzeye çıkmasına yanardağ püskürmesi adı verilir . Yanardağ bir kez oluştuktan sonra yeraltından magma geldiği sürece püskürmeler devam eder . İki püskürme arasında onlarca , yüzlerce , hatta binlerce yıl geçbilir .
Magma Yükselişi:
Astenosferdeki magma , ancak yeterince büyük bir kabarcıkoluşturacak biçimde biriktiği zaman litosfere doğru yükselir . Magmanın yükselmesine yol açan süreç , bozuk bir musluktan suyun damlamasına ( ancak ters yönde ) benzer . Bozuk bir muslukta su sürekli biçimde musluğun ağzında birikir fakat damla halinde düşmesi ancak yeterli ağırlığa ulaşması ile gerçekleşir . Magma da yeraltında yeterli derecede biriktiğinde ve yoğunluğu çevresindeki kaya kütlelerinden daha düşük olduğunda yukarı doğru çıkmaya başlar . Çoğu yanardağın altında ( yerkabuğunun içinde ya da altında ) magmanın biriktiği bir magma odası vardır .
Yanardağın Altı:
Magma odası il yanardağın yüzeyi arasında kanal ya da baca olarak adlandırılan genişlemiş çatlaklar bulunur . Bunlar bir önceki patlamalardan arta kalan katılaşmış magma ile doludur . bazı yanardağlarda , magma odasından çıkan çok sayıda baca olmak ile birlikte bunların hepsi yüzeye ulaşmayabilir . Bir bacanın açıldığı yere ağız denir . Yanardağ ağızları yuvarlak ya da ince uzun biçimde olabilir . Bazı ağızlar , krater adı verilen derin çukurların içinde bulunur . Bir püskürme sırasında , magma , biriktiği magma odasından yüzeye çıkan bacalardan birinden geçerek , yanardağın tepesindeki ağıza ulaşır ve buradan dışarı fışkırır . Bazı durumlarda ise magma , yanardağın yamacındaki bir ağızdan çıkar .
Lav:
Püskürme sırasında yüzeye çıkan magma lav adını alır . Yanardağın yamaçlarından , lavdan oluşan bir nehir gibi akan lav akıntısının zaman soğuyup katılaşmasıyla volkanik kayalar oluşur . Çeşitli türlerde lav bulunmakla birlikte bunların tümü nerdeyse diğer mineral elementlerinin yanı sıra bir silisyum ve oksijen karışımı olan silisyum dioksit ( SiO2 ) içerir . Lavın yoğunluğu , içindeki silisyum dioksit oranına göre değişir . Yoğun olmayan lav bal kıvamındadır . Yoğun lav ise şekerlenmiş bal gibi koyu ve yapışkandır . Bir patlama sırasında yanardağdan farklı yoğunlukta lavlar püskürebilir .
Bir yanardağın biçimi , büyük oranda , lavın yoğunluna bağlıdır . Yoğun olmayan lav katılaşıncaya kadar daha geniş bir çevreye yayıldığından , bu Tür lavdan oluşan yanar dağların yamaçları yumuşak eğimli olur . Kalkan biçimli olarak tanımlanan Bu yanardağlar , çoğu zaman sıcak noktalar ve yayılma sırtlarında bulunur . Bu yanardağların lavı çoğunlukla bazalttan oluşur . Yoğun lav , yüksek oranda silisyum dioksit içerir ve genellikle dalma-batma bölgelerinin üzerindeki yanardağlardan püskürür . Çok koyu olduğu için ağızdan fazla uzaklaşmadan katılaşan bu lavın oluşturduğu yanardağlar çoğu zaman koni biçimindedir .
Püskürme Tipleri:
Yanardağın püskürmeleri , lavın çıkış biçimine göre sınıflandırılır . Bu da lavın yoğunluğuna ve lavın içerdiği gazların ne kadar kolaylıkla kurtulabilmelerine bağlıdır . Yoğun olmayan lavdan kolayca kurtulabilen gazlar , yoğun lavdan ancak büyük patlamalarla kurtulabilirler .
Magma , yüzeye yaklaştıkça üzerindeki basınç azalır ve tıpkı bir gazoz şişesinin kapağı açıldığı zaman basıncın azalması sonucu gazozun içinde hava kabarcıklarının oluşması gibi volkanik gazlar magmanın içinde küçük kabarcıklar oluşturur .
Farklı püskürme tipleri:
Hawaii tipi püskürmeler genellikle hafif şiddetedir . lavın çok akışkan olduğu ve içinde gazların kolayca kurtulduğu durumlarda bu tür püskürmeler olur . Kimi zaman magma , yanardağdan dışarı , bir fıskiyeden fışkıran su gibi çıkar .
Stromboli tipi püskürmeler , lavın biraz daha yoğun olması durumunda görülür . Sıkışmış gazlar , yanardağ ağzının çevresine sıvı halde lav kütlerinin fışkırmasına neden olan , küçük patlamalarla açığa çıkar .
Vulkona tipi püskürmeler , lavın daha yoğun olduğu durumlarda görülür . Sıkışmış gazlar gürültülü patlamalarla açığa çıkar ve yanardağın ağzına iri kaya parçaları ile çok miktarlarda volkanik kül püskürür .
Pilinius tipi püskürmeler , lavın çok yoğun olması durumunda görülür . Sıkışmış gazlar , çok büyük patlamalarla kurtulur . Yanardağın püskürmeleri sırasında büyük miktarlarda volkanik kül gökyüzüne fırlatılır .
LAVAKINTILARI , BLOKLAR VE BOMBALAR:
Püsküren bir yanardağdan akan lavlar , yolları yakıp yıkmasın karşın , çok ender olarak ölüm yada yaralanmalara yol açar . Bunun nedeni , lav akıntısının yavaş ilerlemesi ve insanların ondan kaçma olağanı bulabilmeleridir .
Pahoehoe ve aa , iki farklı lav akınsına Hawaii dilinde verilen adlardır . Bunlar birbirlerinden , volkanik gazların lavdan çıkış biçimiyle ayrılır .
Pahoehoe lav akıntıları:
Pahoehoe lav akıntılarının yüzeyi genellikle düz ya da hafif kırışık olur . Bu tür akıntıların koyu kıvamı değildir yani akışkandır . Lav soğumaya başladığında yüzeyinde düzgün kabuk oluşur . Lav akıntısının iç kısmı ergimiş durumda kalarak akmayı sürdürürken soğumakta olan yüzeyde zaman zaman halat benzeri kıvrımlar oluşturabilir .
Aa lav akıntıları:
Aa lav akıntılarında pürüzlü ve çatlaklı bir yüzeyi vardır . Bu akıntılar , daha yoğun lavdan oluşur ve pahoehoe lava kıyasla daha yavaş akar . Lav akarken , yüzeyi iri parçalar biçiminde kırılır ve içindeki gazlar açığa çıkar . Kırılan parçalar , sıvı durumu koruyan lav akıntısının iç kısmı ile birlikte sürüklenir .
Bir aa akıntısısın kenarları ve önü tank paletlerine benzer bir biçimde ilerler:Akıntının önündeki soğumuş parçalar dönerek lavın altına girer , ilerlemekte olan lav bunların üstünden geçer . Katılaşmış aa lavının yüzeyi pürüzlüdür ve yanmış kömür yığınlarını hatırlatır .
Yurdumuzdaki Yanardağlar
Ağrı Dağı
5 . 137
Ulu Doruk ( Reşko Doruğu ) Cilo Dağları
4 . 135
Suppa Durek , Cilo Dağları
4 . 060
Süphan Dağı
4 . 058
Kaçkar Dağı
3 . 932
Erciyes Dağı
3 . 917
Karaeğri Sivrisi , Cilo Dağları
3 . 900
Küçük Ağrı Dağı
3 . 896
Maunsell Sivrisi , Cilo Dağları
3 . 850
Samdi Dağı , Sat Dağları
3 . 810
Mordağ , Hakkari Dağları
3 . 807
Orta Dürek , Cilo Dağları
3 . 770
Demirkazık Doruğu , Ala dağlar
3 . 756
Karakülah Doruhu , Cilo Dağları
3 . 750
Kaldı Doruğu , Ala dağlar
3 . 748
Kızılkaya Doruğu , Ala dağlar
3 . 725
Emler Doruğu , Ala dağlar
3 . 720
Verçenik Doruğu , Rize Dağları
3 . 711
Koca Sarp , Ala dağlar
3570
Beş Parmak , Ala dağlar
3520
Medetsiz , Bolkarlar
3514
Direk taş , Ala dağlar
3510
Güzeller , Ala dağlar
3041