• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Yaşamlarınızı Ziyan Etmeyin

Üyelik Tarihi
11 Mar 2015
Konular
1,897
Mesajlar
3,366
MFC Puanı
15,160
MARİE BALTER kendisine bile bakmaktan aciz, alkolik bir annenin evlilik dışı dünyaya gelen çocuğuydu. Beş yaşına geldiğinde çocuk bakım yurduna yerleştirildi.

* Daha sonra bir çift tarafından evlat edinildi. Sadist çift, küçük kızı evin mahzenine kapayıp, ona sistematik bir biçimde işkence etti. Çiftin toplum içindeki saygın konumu, küçük kızın yaşadıklarını çevreden kolaylıkla gizliyordu.

* Marie on yedi yaşına geldiğinde depresyondan felç geçirdi. Kas spazmları ve boğularak ölmesine sebep olabilecek denli yoğun astım krizleri geçiriyordu. Halüsinasyon da gördüğü için doktorlar ona yanlışlıkla şizofreni teşhisi koydular.

* Bundan sonraki onyedi yılı akıl hastanesinde geçti. Umutsuzluk ve çaresizlik içinde kıvranan kız, yemek yiyemiyor, fazla kımıldayamıyor ve intihar etmeyi sıkça düşünüyordu.

* Otuz dört yaşına geldiğinde doktorlar Marie’nin durumunu yeniden değerlendirdiler. Onun şizofren olmadığına, ağır depresyon geçirdiğine ve panik atak yaşadığına karar verdiler.Arkadaşlarının ve kendisini seven birkaç sağlık görevlisinin yardımıyla Marie hastaneden çıktı.

* Artık yaşamını nasıl sürdüreceğine kendisinin karar vermesi gerekiyordu. Terk edilmiş, işkence görmüş, tacize uğramış, hayatının otuz dört yıllı ziyan olmuştu. Kızgın, öfkeli, umutsuz olmak onun en doğal hakkıydı. Yaşamının sorumluluğunu üstlenmeden, devlet yardımıyla hayatının sonuna kadar yaşayabilirdi. Ama o, bu yolu seçmedi.

* Marie üniversiteye girdi ve mezun oldu. Evlendi. Harvard Üniversitesi’nde mastır yaptı. Psikiyatrik hastalarla çalıştı. Konferanslar verdi. Biyografisini yazdı.

* Elli sekiz yaşındayken, on yedi yılını geçirdiği hastaneye yönetici olarak atandı. Haber ajansları onun yeni görevini haber yaparken, o zaferinin açıklamasını şöyle yaptı;

* “Eğer affetmeyi öğrenmeseydim, bir adım bile gelişemezdim. Yaşamım ziyan edilmiş bir yaşam olurdu. Ve bugün bu hastaneye yönetici olarak dönemezdim.”



 

Araf

Üyeliği durduruldu!
Üyelik Tarihi
2 Ara 2012
Konular
198
Mesajlar
1,155
MFC Puanı
440
ben değilde benim yaşamımı hep başkaları ziyan etti:( Bende buna izin verdim:( rezil yaşamak neymiş görmek istedim. paylaşım için teşekkürler Rapunzel
 
Üyelik Tarihi
11 Mar 2015
Konular
1,897
Mesajlar
3,366
MFC Puanı
15,160
Bu kadar berbat bir hayatın içine düşüp kin ve öfke kusmak yerine hayatına dört elle sarılan insanlar küçük mucizeleri gerçekleştirmiyor mu sizce de ? Bütün kötülüklere rağmen dik durmayı güçlü olmayı hepimizin başarması dileğiyle..
 

Araf

Üyeliği durduruldu!
Üyelik Tarihi
2 Ara 2012
Konular
198
Mesajlar
1,155
MFC Puanı
440
Bu kadar berbat bir hayatın içine düşüp kin ve öfke kusmak yerine hayatına dört elle sarılan insanlar küçük mucizeleri gerçekleştirmiyor mu sizce de ? Bütün kötülüklere rağmen dik durmayı güçlü olmayı hepimizin başarması dileğiyle..

Ben hayatım hep güzel olsun dedikçe ve hep güzel olmasına gayret gösterdikçe hep dahada beter oldu:( Hayırlısı olsun.
 

RebeLzEm

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
18 Nis 2017
Konular
0
Mesajlar
27
MFC Puanı
30
MARİE BALTER kendisine bile bakmaktan aciz, alkolik bir annenin evlilik dışı dünyaya gelen çocuğuydu. Beş yaşına geldiğinde çocuk bakım yurduna yerleştirildi.

* Daha sonra bir çift tarafından evlat edinildi. Sadist çift, küçük kızı evin mahzenine kapayıp, ona sistematik bir biçimde işkence etti. Çiftin toplum içindeki saygın konumu, küçük kızın yaşadıklarını çevreden kolaylıkla gizliyordu.

* Marie on yedi yaşına geldiğinde depresyondan felç geçirdi. Kas spazmları ve boğularak ölmesine sebep olabilecek denli yoğun astım krizleri geçiriyordu. Halüsinasyon da gördüğü için doktorlar ona yanlışlıkla şizofreni teşhisi koydular.

* Bundan sonraki onyedi yılı akıl hastanesinde geçti. Umutsuzluk ve çaresizlik içinde kıvranan kız, yemek yiyemiyor, fazla kımıldayamıyor ve intihar etmeyi sıkça düşünüyordu.

* Otuz dört yaşına geldiğinde doktorlar Marie’nin durumunu yeniden değerlendirdiler. Onun şizofren olmadığına, ağır depresyon geçirdiğine ve panik atak yaşadığına karar verdiler.Arkadaşlarının ve kendisini seven birkaç sağlık görevlisinin yardımıyla Marie hastaneden çıktı.

* Artık yaşamını nasıl sürdüreceğine kendisinin karar vermesi gerekiyordu. Terk edilmiş, işkence görmüş, tacize uğramış, hayatının otuz dört yıllı ziyan olmuştu. Kızgın, öfkeli, umutsuz olmak onun en doğal hakkıydı. Yaşamının sorumluluğunu üstlenmeden, devlet yardımıyla hayatının sonuna kadar yaşayabilirdi. Ama o, bu yolu seçmedi.

* Marie üniversiteye girdi ve mezun oldu. Evlendi. Harvard Üniversitesi’nde mastır yaptı. Psikiyatrik hastalarla çalıştı. Konferanslar verdi. Biyografisini yazdı.

* Elli sekiz yaşındayken, on yedi yılını geçirdiği hastaneye yönetici olarak atandı. Haber ajansları onun yeni görevini haber yaparken, o zaferinin açıklamasını şöyle yaptı;

* “Eğer affetmeyi öğrenmeseydim, bir adım bile gelişemezdim. Yaşamım ziyan edilmiş bir yaşam olurdu. Ve bugün bu hastaneye yönetici olarak dönemezdim.”




ßu GsL payLasimin icin TskLer ( ßu Hyt'a Hic ßir $ey icin Geç oLmadini ßizLere Yeniden hatirLattin...) :)
 

RebeLzEm

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
18 Nis 2017
Konular
0
Mesajlar
27
MFC Puanı
30
Bu kadar berbat bir hayatın içine düşüp kin ve öfke kusmak yerine hayatına dört elle sarılan insanlar küçük mucizeleri gerçekleştirmiyor mu sizce de ? Bütün kötülüklere rağmen dik durmayı güçlü olmayı hepimizin başarması dileğiyle..

payLasimLari Gibi Yüreqi GsL Insan umarim Sen ve SevdikLerin icin ßu diLekLerin KabuL oLur :) İmza : Umutsuz Vaka... :s50:

Rapunzel
 
Üyelik Tarihi
24 Mar 2017
Konular
1,018
Mesajlar
2,425
MFC Puanı
4,910
Kızgın, öfkeli, umutsuz olmak onun en doğal hakkıydı.

Bu söz çok önemli biliyor musun ? kaç kişi bu bayanın yaptığını yapıp zoru seçiyor ? kaç yaşam bu bayan gibi yönünü belirleyebiliyor. Rotasız hareket etmeye çalışan kaç yaşam var ? Sorun aslında karar vermekte değil vereceğin kararın ne denli doğru olduğunu sezebilmekte. Ve ayrıca yönlendirme çok önemli.. Belki cahil biri tarafından yönlendirilseydi hala hastanelerde olabilirdi.Hikayede aktarılmayan yerler illaki vardır acaba karşısına nasıl biri çıktı ve rota belirledi ona.. Neyse nice yaşamların bu denli güzel olaylarla renk kazanması dileği ile.
 
Üyelik Tarihi
7 Haz 2017
Konular
14
Mesajlar
2,269
MFC Puanı
170
hayat benim açımdan sadece bi pencere bende misafirim ve misaifr olduğum dunyada misafirlerim oluyor kimine misafirperverlik yaparken kimini ben salllamam kimi beni sallamaz.. işte hayatın ozeti bence bu bu şekilde bakmak sorunlu zamanlardan sıyrılmak için lazim zira ölüm nasılsa mutlak ve gerçek ve zamanı belirsiz ama yasamak ihtimal 10 dakika sonrası ihtimal incirler olduğunda onu yiyebilme ihitmalin belki var ama su an çok güzel kavun var yerim arkadas diye bakmak en mantıklısı ... misafirlikte ağırlanırken yani ilaki zorda kalmak yanlıslara dusmek üzülmek sıkılmak rezil olmak bile var ... ama napıyım olmus diyip cekilmesini bilmeli insan ... yoksa iki dunyada rezil olurki bu en kotusu...
 
Üst