mum
Özel Üye
- Üyelik Tarihi
- 3 Nis 2008
- Konular
- 2,214
- Mesajlar
- 2,424
- MFC Puanı
- 1,030
Yaşadığı döneme damga vuran önemli isimlerden birisi olan Yunus Emre, aynı zamanda şair, düşünür ve filozof olarak da bilinmektedir. Kültürümüz açısından her dönem anılan, söylemleri ve düşünceleri paylaşılmaya ve kabul edilmeye devam edilen Yunus Emre, unvanını günümüze kadar korumayı başarabilmiş, yüce bir şahsiyet olarak görülmektedir.
Anadoluda başlayan ve gelişimini sürdüren Türk Edebiyatı için önemli bir konuma sahip olan Yunus Emre, 1240 yılında doğmuş ve 80 yıllık dolu yaşamında önemli eserler bırakarak 1320 tarihinde ölmüştür. Yunus Emrenin yaşadığı döneme bakıldığında Anadoluda Türklerin yavaş, yavaş hakimiyetini kurmaya başladığını ve Moğol akınları ile başlayan süreçte büyük yıkımların yaşandığını görebiliriz.
Siyasi anlamda yoğun karışıklıkların yaşandığı bir süreçte yaşama gözlerini açan ve Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî, Hacı Bektaş-ı Velî, Ahî Evrân-ı Velî gibi önemli isimlerle birlikte insan ve Allah sevgisi üzerine kurulu yaşam süren Yunus Emre, aşkı ve güzel ahlakı en yalın naif şekli ile anlatmış, tasavvuf anlayışı ile harmanladığı düşüncelerini tüm batıl inançlardan uzak tutarak insanlara aktarmıştır.
Yunus Emrenin yaşadığı süreçte yalnızca halk ve tekke şiir anlayışı değil divan şiirinin de etkilendiği görülmektedir. Çağlar boyunca sürdürdüğü etki ve anlayışı ile insanlara büyük alimlere ilham kaynağı olan Yunus Emre, sahip olduğu güzel ahlakını diline yansıtarak asırlar boyunca unutulmayacak ve hatırlanacak sözler bırakmıştır.
Yunus Emrenin eserleri ve anlayışı yalnızca Anadolu ile sınırlı kalmamış, coğrafi anlamda geniş bir alana yayılarak nesiller boyunca benimsenen düşüncelerden birisi olmuştur. Şiirlerini divan adını verdiği eserinde toplayan aruz ve hece ölçüsünden yararlanan Yunus Emre, mesnevi tarzında yazdığı eserinde 573 beyit bulunmaktadır.
Kaynak: Maviyle Pembe
Anadoluda başlayan ve gelişimini sürdüren Türk Edebiyatı için önemli bir konuma sahip olan Yunus Emre, 1240 yılında doğmuş ve 80 yıllık dolu yaşamında önemli eserler bırakarak 1320 tarihinde ölmüştür. Yunus Emrenin yaşadığı döneme bakıldığında Anadoluda Türklerin yavaş, yavaş hakimiyetini kurmaya başladığını ve Moğol akınları ile başlayan süreçte büyük yıkımların yaşandığını görebiliriz.
Siyasi anlamda yoğun karışıklıkların yaşandığı bir süreçte yaşama gözlerini açan ve Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî, Hacı Bektaş-ı Velî, Ahî Evrân-ı Velî gibi önemli isimlerle birlikte insan ve Allah sevgisi üzerine kurulu yaşam süren Yunus Emre, aşkı ve güzel ahlakı en yalın naif şekli ile anlatmış, tasavvuf anlayışı ile harmanladığı düşüncelerini tüm batıl inançlardan uzak tutarak insanlara aktarmıştır.
Yunus Emrenin yaşadığı süreçte yalnızca halk ve tekke şiir anlayışı değil divan şiirinin de etkilendiği görülmektedir. Çağlar boyunca sürdürdüğü etki ve anlayışı ile insanlara büyük alimlere ilham kaynağı olan Yunus Emre, sahip olduğu güzel ahlakını diline yansıtarak asırlar boyunca unutulmayacak ve hatırlanacak sözler bırakmıştır.
Yunus Emrenin eserleri ve anlayışı yalnızca Anadolu ile sınırlı kalmamış, coğrafi anlamda geniş bir alana yayılarak nesiller boyunca benimsenen düşüncelerden birisi olmuştur. Şiirlerini divan adını verdiği eserinde toplayan aruz ve hece ölçüsünden yararlanan Yunus Emre, mesnevi tarzında yazdığı eserinde 573 beyit bulunmaktadır.
Kaynak: Maviyle Pembe