Zorla helalleşmek dinen caiz midir?

Peygamberimiz buyurdu ki: “Ey insanlar dinarın ve dirhemin hiç kimseye fayda vermeyeceği o gün gelmeden kendi aranızda helalleşiniz.” Bu Resûlullahın bütün Müslümanlara tavsiyesidir. “Dinarın ve dirhemin kimseye fayda vermeyeceği o gün gelmeden kendi aranızda helalleşiniz.”

Çünkü kıyamet gününde o günün zorluğundan ve dehşetinden kimse kimseye hakkını helal etmeyecek. Hiç kimse hakkından feragat etmeyecek. Bir kimsenin bir milim bile hakkı varsa eğer belki o hakkın onu cennete götüreceğini ve Allah’ın azabını bir gün ondan uzaklaştırır diye herkes hakkının peşine düşecek. Ama dünyadayken insanlar merhametlidir. İnsanlar affedicidir. Çünkü: henüz o manzaraları görmemişlerdir. Birine zulmettiğinize inanıyorsanız veya bir tatsızlık yaşadıysanız zoraki de olsa istemeye istemeye de olsa birbiriniz ile helalleşin ve sarılın. Ve deyin ki: “Allah affedicidir. Affedici kullarını sever. Allah merhametlidir. Merhametli kullarını sever.” Veya Peygamberimizin daha güzel bir ifadesi ile “Siz yeryüzünde olanlara karşı merhametli olun ki semada olan Allah’ta size karşı merhametli olsun.”

Yani zoraki de olsa eğer böyle bir imkan gelmişse Allah onlar için hayır dilemiş demektir. Ahirete bırakmadan dünyada iken sorunlarını çözmeleri için bir imkan tanımış demektir. Müslümanların haklarını birbirlerine helal etmeleri gerekir.

Diyelim ki sen haklı olduğuna inanıyorsun ve karşı tarafın haksız olduğunu görüyorsun. Ve adam çokta umursamaz. O suçlu ama ben niye alttan alıyorum dersen eğer Peygamberimiz bir hadisi şerifte buyuruyor ki: “Kim haklı olduğu halde tartışmayı terk ederse ben cennetin en güzel yerinden bir evi ona garanti ediyorum” Cennetin en güzel yerinde bir evin olması ne demek? Cennete girmen demek. Yani cennete girebileceksin ki evden faydalanabilesin. Yani bir Müslüman haklı olmasına rağmen din için affedici olmayı istiyorsa hakkını da helal etsin. Umulur ki Allah (cc) onu Peygamberin vadettiği o güzel evde barındırır.