diShy
Onursal Üye
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
- Konular
- 32,527
- Mesajlar
- 50,861
- MFC Puanı
- 2,550
Züleyha
Yusufa bir mektup yazmaya başlayınca
Yusuf diye başladı
Yusuf diye bitirdi.
Gördü ki hitaptan öteye geçemedi.
Anladı ki aşkın nâmesinde
ser-nâmeden öte kelam yok.
Ve Züleyhanın lügatında Yusuftan öte
sözcük yok.
Züleyha!
Aynalara akseden, sanki duru bir pınar.
Bir bakan bir daha bakar.
Zengin, güçlü ve nümayişkâr
Züleyha!
Potifarın gözdesiyken, gözleri derin bir kuyuya meftun olup gözden düşen,
zaif köle diye takdim edilene zaafını izhar eden,
aşkı aşikâr
Züleyha!
Gömleği arkadan yırtan,
Yusufu zindana atan
Hakkı olmayana uzanan
Müfteri, mütecaviz, hevâkâr
Züleyha!
Kınayanlara
Benim yerimde olsaydınız siz de kınananlardan olurdunuz
diyerek Yusufun güzelliğini aşkına şahit getiren,
Yaratıcının cemalinin tecellisi olan o güzellik karşısında ellerini doğrayan kadınların dillerini bağlayan,
sadece yüreğini ve aşkını konuşturan
Cüretkâr
Züleyha!
Gülüşü sadakayken, Yusufun bir gülümsemesine dilenen,
Leylanın, Şirinin, Aslının ve daha nicesinin maşuk olmak varken nasibinde;
yâr gülşeninde güzeller gonca gül iken,
aşka düşen, dile düşen, derde düşen; Mecnun olan, Kerem olan, Ferhat olan bir kadın
Yüreği diken diken
Mahzun, mahcup, siyahkâr
Züleyha!
Her geleni: Belki Yusuftan haber verir diye dinleyen
Beytül-ahzanında Yusuf!.. diye inleyen
Destan iken güzelliği bir vakitler Mısırda;
saçlarına a(ş)k düşen, gözgülerine küsen,
Gözü yaşlı, yüzü yaşlı nâlişkâr
Züleyha!
Önce tutkuyla, sonrasında aşkla ve aşkın da ötesine geçerek hayat-kader-irade dairesinde, varlıktan öte varlığı fark eden,
bu fark edişle belâyı aşka Eyvallah diyen
bir tevbekâr