Pedodonti
ÇOCUKLARIN DİŞLERİ NEDEN ÇÜRÜR?
Süt dişlerinin
mine ve dentin tabakalarının kalınlıkları, kalıcı dişlerin
mine ve dentin tabakalarının kalınlıklarının yarısına eşittir. Ayrıca süt dişleri kalıcı dişlere oranla daha fazla organik madde içerir. Bu nedenle
süt dişleri çürümeye daha yatkındır.
Çocuklar ağız bakımına yetişkinler kadar dikkat edemezler. Küçük bir çocuk için özellikle arka
dişlerin temizlenmesi oldukça zordur. Ebeveynlerin ağız ve diş sağlığının korunması ve geliştirilmesi, meydana gelebilecek hastalıklardan korunmak için gerekli uygulamaların öğretilmesi ve bu amaca yönelik uygun davranışların ve alışkanlıkların yerleştirilmesi konusunda çocuklarını eğitmesi gerekir.
Çocuklar
çürük oluşumunun erken dönemlerinde görülebilen
sıcak ve soğuk hassasiyeti ve hafif ağrı gibi belirtileri zamanında algılayamazlar. Ancak çok
şiddetli ağrı meydana geldiğinde farkına varırlar ki, bu durumda çok geç kalınmış olabilir.
Çocuk erken yaşlarda daha çok
anne sütü ve
mamayla beslenir. O dönemde bebeğin büyüme ve gelişimi aile için daha ön plandadır.
Ebeveynler bebeğin daha iyi besleneceği düşüncesiyle uyku esnasında veya uyku aralarında süte, mamaya şeker yada bal katarak bebeğe verirler. Bunun yanısıra
emzik veya
biberon bala veya reçele batırılarak bebeğe verilir. Bu ve benzeri uygulamalar çocukta biberon çürüğü oluşumuna neden olur.
ÇÜRÜK OLUŞUMUNU ENGELLEMEK MÜMKÜN MÜDÜR?
Günümüzde
çürük oluşumunu engelleyebilecek bir aşı veya ilaç henüz geliştirilememiştir. Ancak
çürük oluşumunu azaltmaya,
diş yüzeyini çürükten korumaya yönelik uygulamalar mevcuttur. Bunlardan ilki
flor katılarak
diş yüzeyinin güçlendirilmesidir.
Dişin oluşum döneminde
flor minenin yapısına katılabilir. Bu sayede
mine asitlere karşı daha dirençli olur.
Flor alımı için iki yol vardır. Birincisi
florun lokal olarak uygulanmasıdır. Lokal uygulama iki şekilde olabilir.
Profesyonel Uygulama: Bizzat dişhekiminin uygulamasıdır. Flor içeren belirli maddelerin dişlere uygulanması ile gerçekleşir.
Kişinin Kendi Uygulaması: Flor içeren diş macunları ve gargaralar kullanılabilir.
Flor alımı için diğer yol florun sistemik olarak uygulanmasıdır.
Flor tabletleri veya flor katılmış içme suyunun kullanılması ile gerçekleşir. Sistemik flor kullanımı için mutlaka dişhekimine veya pediadriste danışılmalıdır.
Dişlerde
çürük oluşumunu azaltmaya yönelik diğer uygulama
sealantlar-fissür örtücülerdir. Dişlerin çiğneme yüzeylerinde
fissür olarak adlandırılan girinti çıkıntılar mevcuttur. Diş fırçalama dişlerin fissürlerinde yeteri kadar etkili olamamaktadır.
Fissür örtücü olarak adlandırdığımız özel maddeler uygulanarak, fissürlerin kapatılmasıyla çürük oluşumu engellenebilir. Bakteriler asit üretse de
fissür örtücüden geçerek dişe ulaşamayacaklardır.
SÜT DİŞLERİNİN ÖNEMİ NEDİR?
Pekçok insan
süt dişlerini nasıl olsa değişeceği düşüncesiyle önemsemez. Toplam 20 tane olmak üzere
süt dişleri, çocuk 12-13 yaşına gelinceye kadar bazı görevleri yerine getirmek için sürer.
Süt dişlerinin birinci görevi besinlerin sindirimine hazırlanmasını sağlamaktır. Çiğneme fonksiyonunu yerine getirerek çenelerin gelişimine yardımcı olurlar. Çiğneme kaslarının çalışması ile çenelerin orantılı olarak gelişmesi sağlanır.
Süt dişleri özellikle çocuklarda sıklıkla görülen travmalar gibi dış etkenlere karşı alttaki sürekli
diş germini korur.
Konuşma ve fonasyon üzerinde etkilidirler. Konuşmanın düzgün gelişimi süt dişlerinin varlığına bağlıdır.
Süt dişleri kapladıkları alanı kendilerinden sonra gelecek daimi diş için korur ve daimi dişler sürerken ona rehberlik yapar.
Son olarak da süt dişlerinin estetik fonksiyonu vardır. Dişler bir insanın görünümüne büyük katkıda bulunur. Çocuk 6-7 yaşlarında iken ön dişlerini kaybetmeyi diğer arkadaşlarında da gördüğü için normal karşılar. Ancak erken diş kayıplarında psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir.
SÜT DİŞLERİ TEDAVİ EDİLMELİ MİDİR?
Süt dişleri dönemi ve bunu izleyen karma diş dönemi (
süt dişleri-kalıcı dişler) gelişimin en aktif olduğu döneme rastlar. Erişkin vücudunun belirlenmesi bu dönemde olur. Bu nedenle gençler ve erişkinler için sürekli diş dizisi ne kadar gerekli ise, gelişimin bu ilk dönemlerinde
süt dişleri de aynı oranda önem taşır.
Süt dişleri tedavi edilmediği takdirde pekçok problemler ortaya çıkacaktır.
Yüzeysel çürükler bile temas ettikleri komşu dişleri
çürük tehlikesi ile tehdit eder.
Çürük ilerleyip dişin sinirine ulaşır ve zamanla
iltihaplanmasına neden olursa, alttan gelecek daimi dişleri etkileyerek çeşitli bozukluklara yol açabilir.
Süt dişleri erken çekilirse, yandaki dişler çekim boşluğuna doğru kayacağı için çekim boşluğu alttan gelen daimi dişin yerleşemeyeceği şekilde kapanır ve çapraşıklık meydana gelir.
Çürük dişler ağız kokusuna ve çocuğun çürük dişin bulunduğu tarafla çiğneme yapamamasına yol açar.
Çocuğun ağrı ile erken yaşta tanışmasına ve ileride bazı fobilerinin oluşmasına neden olabilir.
BİBERON ÇÜRÜĞÜ NEDİR?
Bebek beslenmesinde en önemli besin olan anne sütü yada yapay süt ve mamalar doğal olarak şeker içerir. Bunun yanısıra o dönemde aile için bebeğin gelişimi ön planda olduğun için, daha iyi besleneceği düşüncesi ile sütün veya mamanın içine şeker yada bal katılır. Gece yatmadan önce bebek anne sütü veya biberon emerse, süt veya mama ağızda birikerek uzun süre dişlerle temasta kalır. İçeriğindeki şeker nedeni ile, bu uzun süreli temas sonucu çürük için uygun bir ortam oluşmuş olur. Özellikle uyku öncesi beslenme sonrasında bebeğin ağız temizliğine önem verilmelidir. Beslenmeden sonra su içirilmesi uygun olacaktır.
Biberon çürüğü oluşumunu engellemek için;
*Bebeğinizin gece biberonla uyuma alışkanlığını önleyin.
*Mamanın veya yapay sütün içine bal, şeker gibi tatlandırıcılar katmayın. Ayrıca emziği bala yada reçele batırarak bebeğe vermeyin.
*Bebeğinizi besledikten sonra temiz bir tülbentle ağzını temizleyin.
*Bebek beslendikten sonra su içirin.
*Çocuğunuzda diş çürüğünü azaltmak için;
Dişlerini fırçalarken ona yardımcı olun. Dişler kahvaltıdan sonra ve yatmadan önce olmak üzere, günde iki kez bir büyüğün denetiminde fırçalanmalıdır.
Çocuğunuzu erken yaşlarda dişhekimine getirin, dişlerine fissür örtücü uygulanmasını sağlayın.
Biberon çürüğü oluşumunu engellemek için biberon kullanımına dikkat edin.
Çocuğunuzun flor almasını sağlayın. Mümkün olan kaynaklardan, içme suyundan, flor tabletlerinden, florlu diş macunları ve gargaralardan ve dişhekimi tarafından yapılacak flor uygulamalarından yararlanın. Ancak florun fazla kullanımı zararlı olduğu için, bu konuda mutlaka dişhekiminize veya pediadristinize danışın.
Çocuklar genellikle öğün aralarında abur cubur yemekten çok hoşlanır. Bu ara öğünlerde alınan şeker ve nişasta çürüğe neden olan bakterileri besler. Bu nedenle çocuğunuzun öğünlerinin düzenli olmasına dikkat etmelisiniz.
ÇOCUKTA İLK DİŞHEKİMİ MUAYENESİ NE ZAMAN YAPILMALIDIR?
İlk dişhekimi muayenesi çocuğun dişhekimiyle ilk karşılaşması olduğu için hayatında bir basamak teşkil eder. Önceden ilk dişhekimi muayenesinin tüm süt dişleri sürdükten sonra, yani 2.5-3 yaşlarında yapılması gerektiği düşünülüyordu. Ancak yeni literatür bilgilerine göre, çocuklarda çok erken yaşlarda
biberon çürüğü görülebildiği için, ilk dişhekimi muayenesinin ortalama 1 yaş civarında yapılmasının daha sonra oluşabilecek komplikasyonları önleyeceği kabul edilmiştir. Bu sayede hem çocukta beyaz önlük fobisi oluşmaz, hem de anne ve babaya çocuğun ağız-diş sağlığı ve beslenmesiyle ilgili faydalı bilgiler verilebilir.
Anne-Babaya Verilebilecek Öğütler
*Çocuk erken yaşlarda dişhekimine getirilmeli, böylece sorunları olmadan dişhekimiyle tanışmalıdır.
*Dişhekimi ceza amacıyla kullanılmamalıdır.
*Çocuk dişhekimine getirilirken rüşvet verilmemelidir.
*Dişhekiminin yapacağı işlem için çocuğa daha önceden yapılmayacak diye söz verilmemelidir.
*Çocuğun korkusunu yenmesi için onunla alay edilmemelidir.
*Anne-baba kendi korkularını çocuğun önünde belli etmemelidir.
*Dişhekimine gitmeden birkaç gün önce yapılacak işlemler çocuğa anlatılabilir.
FİSSÜR ÖRTÜCÜLER - FİSSÜR SEALANTLAR
Dişlerin çiğneme yüzeylerinde
fissür olarak adlandırılan
girinti ve çıkıntılar mevcuttur. Çürüklerin başladığı yerler genellikle
fissürlerdir.
Fissür sealantlar çürük oluşumunu engellemek üzere
fissürlere uygulanan, şeffaf veya beyaz renkte akışkan maddelerdir.
YER TUTUCULAR
Süt dişleri alttan gelen daimi dişlerin baskısıyla köklerinin erimesi sonucu düşer. Fakat bazen
süt dişleri bir darbe sonucu veya
çürük nedeni ile çekime bağlı olarak zamanından önce kaybedilebilir.
Süt dişi erken kaybedildiğinde, her iki yanındaki
dişler çekim boşluğuna doğru eğilir, karşı çenedeki dişler bu boşluğa doğru uzar. Bu durumda alttan gelecek sürekli diş için gerekli mesafe kaybedilmiş olur, daimi dişlerde çapraşıklık meydana gelir.
Erken
süt dişi kayıplarında, alttan gelen daimi dişin yerini korumak amacıyla yer tutucu olarak adlandırılan apareyler kullanılır.
Yer tutucular, komşu dişlerin çekim boşluğuna hareket etmelerini önleyerek sabit kalmalarını sağlar.
Yer tutucular pasif
apareylerdir, hiçbir şekilde dişlere kuvvet uygulamazlar.
Yer tutucular iki şekilde uygulanır.
Sabit Yer Tutucular: Tek diş eksikliğinde kullanılır. Adından da anlaşılacağı gibi sabittir, hasta çıkartamaz.
Hareketli Yer Tutucular: Birden fazla
süt dişi eksikliğinde kullanılırlar.
Hasta apareyi takıp çıkartabilir.
DİŞ ÇIKARMA
İlk diş ortalama olarak 7. ayda çıkar. Ancak bazı çocukların dişleri erken bazılarınınki geç sürer. Bunun hiçbir tıbbi önemi yoktur. Dişlerin sürme zamanında kalıtsal faktörlerin etkili olduğu tespit edilmiştir.
Dişler Çıkarken Neler Olur?
Diş çıkarma belirtileri dişlerin çıkma zamanından 1-2 ay önce ortaya çıkabilir. Bu belirtiler çocuktan çocuğa değişir. Ancak bebeklerde
diş çıkarma sırasında genelikle şu belirtiler görülür.
Salya Akıtma: Diş çıkarma döneminde bebekte salya akıtma artar. Çenede veya ağız çevresinde salya temasının yarattığı tahrişe bağlı olarak kızarıklık ve çatlaklar görülebilir.
Isırma: Diş çıkaran bir bebek, eline geçen herşeyi ağzına sokarak dişetlerini rahatlatmaya çalışır.
Ağrı: Dişin sürmesi esnasında oluşan baskıya bağlı olarak dişetinde enflamasyon gelişir. Budurum bazı bebeklerde ağrıya neden olabilir. Enflamasyon arttıkça ağrı sürekli bir hal alarak bebeğin huzursuzluk göstermesine neden olur.
Bunların yanısıra bebekte beslenmeyi reddetme, uykusuzluk, ishal ve ateş gibi belirtiler görülebilir.
Diş çıkarma belirtilerini azaltmak için;
Bebeğe çiğneyebileceği soğuk şeyler verebilirsiniz. Bunun amacı dişetindeki basıncı rahatlatmaktır.
Bebeğe dişlerini kaşıyabileceği şeyler verilebilir. Soğuk yiyecek ve içecekler oda ısısındakilere göre bebeğinizin daha çok ilgisini çekecektir.
Bu uygulamalar yeterli gelmiyorsa doktorunuza danışarak uygun bir ilaç kullanabilirsiniz.