• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Gomis

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
29 Haz 2017
Konular
18
Mesajlar
154
MFC Puanı
30
Dedikodu yapmak ban sebebi kızlar haberiniz olsun :D
 

Sezen

Emektar Üye
Üyelik Tarihi
22 Eki 2015
Konular
692
Mesajlar
7,126
MFC Puanı
90,220
Beni banlicak admin dahaaa doğmadı:D
 

Qasem

Üyeliği durduruldu!
Üyelik Tarihi
2 Eyl 2018
Konular
82
Mesajlar
1,598
MFC Puanı
110
Yorum #1
Forumda diShy ve @Hera tarafından 2013 ve 2014 yıllarında Osmanlı imparatorluğu başlığı altında Mondoros ateşkes antlaşması ve mutaharekesi paylaşılmıştır. İsteyen antlaşmanın detayına o bölümden bakabilir.



Bu bir Analiz yazısıdır.



Osmanlı’nın İdam Fermanı Mondros Mütarekesi 100. Yılında


Aydın Ünal, Mondros Mütarekesi’ni mercek altına aldığı yazısında, bunun İslam coğrafyasının ayağına takılmış ilk pranga olduğunu ve o anlaşılmadan prangaların aşılamayacağını söylüyor.


Aydın Ünal’ın Yeni Şafak’taki köşesinde yayımlanan konuyla alakalı yazısını (30 Ekim 2018) ilginize sunuyoruz:


_____________




100. Yıldönümünde Mondros Mütarekesi

1. Dünya Savaşı 1914 yılında başladı. Osmanlı Devleti’nin taraf olmaktan, bu savaşa girmekten başka seçeneği yoktu. Irak ve Hicaz’daki petrol Batılı devletlerin iştahını kabartıyordu. İstanbul merkezli hilafet Müslümanları bir arada tutuyordu. Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurulması için çalışmalar hızlanmıştı. Yunanistan, Ermenistan topraklarımızda hak iddia ediyordu. Haçlılar, bin yıldır yeniliyor, Müslümanlar karşısında zafer kazanmak için yanıp tutuşuyorlardı…

1. Cihan Harbi, bu ve buna benzer birçok emeli gerçekleştirmek arzusundaki Batı için büyük fırsattı. Daha savaş başlamadan Osmanlı toprakları paylaşılmıştı. Osmanlı sınırları içinde ulusçuluk fitnesi ateşlenmişti. İstanbul, art arda yaşanan badirelerin de etkisiyle, devlet adamlarının ve komutanların, memleketi düşünmekten ziyade kendi ikbal ve koltukları için kavga ettiği bir arenaya dönüşmüştü.

Batı’nın iştahı, Osmanlı’nın vurdumduymazlığı ve ihanet bir araya gelince, yenilgi kaçınılmazdı.

3 kıtaya hükmeden, sınırları İran sınırından Atlas Okyanusu’na, Hint Okyanusu’ndan Karadeniz’e uzanan Osmanlı Cihan Devleti, 1. Dünya Savaşı’nın son günlerinde artık Anadolu’ya sıkışmıştı. Düşman Musul’a, İskenderun’a kadar gelmişti; İstanbul’a girmesi an meselesiydi.

100 yıl önce, tam da bugün, 30 Ekim 1918’de, Limni Adası’nın Mondros Limanı’na demirlemiş Agamemnon Gemisi’nde, Osmanlı heyeti ile İngilizler arasında ateşkes imzalandı.

Ateşkes metni İngiliz, Fransız ve İtalyanlar tarafından çok önceden hazırlanmıştı. Üzerinde iyi çalışılmıştı. Mondros Mütarekesi savaşı bitirecek ama işgali, paylaşımı sona erdirmeyecekti. Osmanlı heyeti ise hem tecrübesiz, hem de hazırlıksızdı. Birkaç cılız itirazın sağladığı küçük değişikliklerle mütareke metni kabul edildi ve imzalandı.

25 maddeden oluşan Mondros Mütarekesi, Osmanlı devletini ve milleti esir ediyordu. Mezopotamya, Kilikya, Suriye gibi sınırları tam belli olmayan coğrafi kavramlarla; “önemli stratejik noktalar”, “Müttefiklerin güvenliğinin tehlikeye düşmesi durumunda”, “karışıklık çıkması durumunda” gibi müphem ifadelerle Osmanlı topraklarında her türlü tasarrufa kapı aralanıyordu.

Mütarekenin 1. Maddesi adeta Çanakkale’nin intikamıydı: Boğazlar düşman gemilerine açılacaktı.

5. Madde, Osmanlı Ordusu’nun terhis edilmesi şartını koşuyordu.

7. Madde ölüm fermanıydı: Düşmana, istediği stratejik noktayı işgal hakkı veriyordu.

24. Madde neredeyse Osmanlı topraklarında bir Ermeni devletinin ilanıydı.

Diğer maddelerde de, bir devletin egemenliğine ait ne varsa, telsiz-telefon görüşmeleri dahil, madenler, tren yolları dahil, el konuluyordu. Mütarekeden hemen sonra, antlaşmaya aykırı olarak, Musul, İskenderun işgal edilecek, İstanbul’a asker çıkarılacaktı.

Mondros Mütarekesi, bir ateşkes antlaşması değil, bir idam fermanıydı. İnfaz sonradan gelecekti. İnfaz, önce Sevr ile, ardından Lozan ile yapılacaktı. Saltanatın ve hilafetin kaldırılması bile infaz sürecini bitirmeyecekti.

Osmanlı Cihan Devleti’nin “resmi” olarak ne zaman yıkıldığına dair ihtilaf var: Kimileri 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla bitti diyor, kimileri Lozan’da, kimileri Cumhuriyet’in ilanıyla bitti diyor. “Hiç bitmedi, Osmanlı hiç yıkılmadı” diyen de var.

Resmi tarih bir yana, Osmanlı Cihan Devleti, “fiilen”, 30 Ekim 1918’de, Mondros Mütarekesi’ni imzaladığı gün yere yığıldı. 1299’da Söğüt’te filiz veren koca çınar, 619 yıl sonra, Mondros’ta devrildi.

Mondros bir devrin sonunu getirdiği kadar yeni başlangıçlara da kapı açtı. İngiliz, Fransız ve İtalyanların, Irak, Suriye, Lübnan, Arabistan, Yemen, Ürdün gibi örneklerde olduğu gibi, işgal ettikleri topraklarda uzun süre kalma niyetleri yoktu; işgal ettikleri ülkeleri “kontrol altına” alıp gideceklerdi. Osmanlı ordularının hepsi, Suriye ve Filistin’de olduğu gibi, kendi komutanları tarafından perişan edilmemişti. Örneğin, Kazım Karabekir’in birlikleri doğuda; Ali İhsan Paşa’nın 6. Ordusu güneyde ayaktaydı ve teslim olmamışlardı. Kurtuluş Savaşı’nda bu ordularla Yunan Ordusu’na karşı verilen savaş zaferle sonuçlanınca, İngilizler haritada son rötuşları yapıp çekilmeye karar verdiler. Lozan imzalandı, İngilizler İstanbul’dan gitti, Cumhuriyet ilan edildi.

Mondros’un üzerinden bugün itibariyle tam 100 yıl geçti. Babalarımıza da, bize de, çocuklarımıza da, tarihin 19 Mayıs 1919’da başladığı öğretildi ve öğretiliyor. Oysa Mondros’u anlamadan, öncesi ve sonrasını anlamadan ne Milli Mücadele, ne Cumhuriyet anlaşılabilir. Mondros’la başlayan süreci anlamadan, ne Türkiye’nin sistemi, ne siyaseti, ne iktisadı, ne dış politikası, ne eğitimi, ne de kültürü anlaşılabilir.

Mondros’u anlamadan, üzerimize karabasan gibi çöken Lozan anlaşılamaz. Mondros’u anlamadan, 27 Mayıs anlaşılamaz, 15 Temmuz anlaşılamaz. Mondros’u anlamadan, ne Filistin meselesi, ne Irak ve Suriye meselesi, ne Kürt meselesi, ve hatta ne de Kaşıkçı cinayeti anlaşılamaz.

1. Cihan Harbi sonunda Türkiye’nin de, bölge ülkelerinin de ayaklarına prangalar takıldı. Menderes bu prangadan şikayet ettiği için idam edildi. Recep Tayyip Erdoğan, bu prangayı sorguladığı için, bu prangayı kırmaya hamle ettiği için bu kadar saldırıya maruz kalıyor.

Mondros, coğrafyamıza takılan pranganın ilk halkasıdır. İlk halkayı öncesi ve sonrasıyla cesaretle sorgulamadan o pranga kırılamaz.
 

Qasem

Üyeliği durduruldu!
Üyelik Tarihi
2 Eyl 2018
Konular
82
Mesajlar
1,598
MFC Puanı
110
Mondros Mütarekesi, bir ateşkes antlaşması değil, bir idam fermanıydı. İnfaz sonradan gelecekti. İnfaz, önce Sevr ile, ardından Lozan ile yapılacaktı. Saltanatın ve hilafetin kaldırılması bile infaz sürecini bitirmeyecekti.

Resmi tarih bir yana, Osmanlı Cihan Devleti, “fiilen”, 30 Ekim 1918’de, Mondros Mütarekesi’ni imzaladığı gün yere yığıldı. 1299’da Söğüt’te filiz veren koca çınar, 619 yıl sonra, Mondros’ta devrildi.

Mondros’un üzerinden bugün itibariyle tam 100 yıl geçti. Babalarımıza da, bize de, çocuklarımıza da, tarihin 19 Mayıs 1919’da başladığı öğretildi ve öğretiliyor. Oysa Mondros’u anlamadan, öncesi ve sonrasını anlamadan ne Milli Mücadele, ne Cumhuriyet anlaşılabilir. Mondros’la başlayan süreci anlamadan, ne Türkiye’nin sistemi, ne siyaseti, ne iktisadı, ne dış politikası, ne eğitimi, ne de kültürü anlaşılabilir.

Tesbitler eksik olmakla beraber tamamen katılıyorum....
 

Qasem

Üyeliği durduruldu!
Üyelik Tarihi
2 Eyl 2018
Konular
82
Mesajlar
1,598
MFC Puanı
110
Değerli üyelerimiz 17 saat boyunca Megaforum kayıplardaydı. Pisadam'ın forumu yurttışına kaçırmaya çalıştığı haberleri camiada yayılsada Şahsına Münhasır muhabirimiz Pisadamı buldu ve söylentilerin isnadsız, yalan, karalama olduğunu teknik bazı sorunlardan kaynaklı kesinti yaşandığını belirtti.
Forumlar genel müdürü Buka, bu olayın peşini bırakmayacağını söyleyerek, Forum üyelerinin müsterih olmasını istedi. Gerekli incelemelerden sonra basına açıklamalarda bulunacağını beyan etti.

Diğer tarafta ise kulağımıza gelen bazı söylentilere göre Sezen ve Dem in forumu gizlice satın alma ama son anda forumun güvenlik ekibinin farketmesi sonucu, olaya müdaha etmesiyle forumun kurtarıldığı söylensede Güvenlik şefleri Joe. Ve Sindy söylentileri yalanladı.

Forumda tüm bunlar yaşanırken MonteKristo hala kayıp ve kırmızı bültenle aranmaya devam ediliyor. Konuya dair Sakil önümüzdeki günlerde basın açıklaması yapacaktır.

Megaforum Asparagas haber...



Bilgi - İnanç - Eylem
 

Sindy

Süper Moderatör
Üyelik Tarihi
3 Ocak 2010
Konular
1,472
Mesajlar
12,072
MFC Puanı
116,650
Hahahaa güldürdün beni yaaa sanada haber cıktı Qasemm güzeldi emegeni saglık :)
 

Sindy

Süper Moderatör
Üyelik Tarihi
3 Ocak 2010
Konular
1,472
Mesajlar
12,072
MFC Puanı
116,650
Ayy ben bilmem öyle ekşın yaratmayı :p
 

Sindy

Süper Moderatör
Üyelik Tarihi
3 Ocak 2010
Konular
1,472
Mesajlar
12,072
MFC Puanı
116,650
Kimle kavga edim :D senlemi edimmm
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst