• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

İç Dökümü / ..

DoNtSpEaK

- imzamı bıraktım teninde -
MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
27 May 2019
Mesajlar
1,470
MFC Puanı
1,427
Anason gibisin..

Öyle keskin, öyle yakıcı ki tadın.
Bile isteye dolduruyorum seni kadehime..

Seni seyrelten buz gibiyim.
Öylesine sıradan, öylesine mahçup.
Eriyorum dudaklarının arasında, dilinde..

Bir hikayenin önsözüdür o halde okuduklarım..
İmlasını sende bulduğum..

Bir önsözün ilhamıdır o halde hatırladıklarım..
Yüzümü yastığında unuttuğum..

**

öylesine, hitabı yok..
 
Yüreğinize ve kaleminize sağlık :)
 
Okununca anlam kazananlardan aslında göz attıkların.

Ben yazdım, sen de yansıttın..
 
Enterasan bir gizemi var bu şehrin.

Kimisi adına methiyeler düzerken, kimisi çıkmaz sokaklarında bırakıyor tüm heveslerini.

Belki de bu yüzden adının kimi dilde kahpe, kimi dilde aşk olması.

Doğduğumdan beri bu şehirdeyim..

Kendi iç dünyam ile birlikte İstanbul'un da bir çok haline tanıklık ettim. Hangi ruha bürünürsem bürüneyim kendimi savuracağım kıyılarım oldu ıssız karanlıklarında.

Kimi zaman Beyoğlu'nun salaş bir meyhanesinde sövdüm kendime, kimi zaman Boğaz'ın eşsiz güzelliğinde ümitler yeşerttim çıkmaz denilen yerlerimden.

İstanbul'a ortak olduğun o kadar çok halin var ki, tahmin edemezsin..

Kız Kulesi'ni görüş alanına alıp sen diye konuştu mu birileri mesela.?

İstiklâl'in ücra bir meyhanesinde gitarın tellerindeki notaya eşlik etti mi birileri adını sayıklayarak.?

Dilini bilmediği bir yokluğa bildiği dilde cevaplar yazdı mı dersin birileri..?

Adına yazılmış satırlarım var benim sadece senin bildiğin..

Birilerini umursamadan bu şehrin her haline benzettiğim oldu seni..

Nedense en çok İstanbul'dan gidişine yazılan mısraları sahiplendin kendince..

Şimdi,

Yokluğuna direniyorum kendimce..

**

öylesine, hitabı yok
 
Yüreğine kalemine sağlık :)
 
Kalem, parmaklarımın arasında eğreti duruyor bugün.

Kulağımda yenilerden bir şarkı hafif bir melankolinin eşliğinde yudum yudum içtim satırlarını.

Her son, bitmesi gerektiği için yaşanan bir tercih değildir.

Her tercihin aslında bir son olmadığı gibi.

Varken yok olmak, yokluğun soğuk nefesini ensende hissetmek ürkütür insanı.

Korktuğun filmi yorganın altından izlemeye benzer bu..

Gözlerini kapatıp kendi senaryonu yazarken yazılmış olanı izlersin araladığın gözlerinin arasından.

Bitti..

Dediğin gibi; beş harf, iki heceydi.

Tek kelimeye sığabiliyordu tüm o yaşanmışlık.

Ayrılığın o arsenik tadındaki acısı boğazını yaktığında diğerleri gibi sıradanlaşacağını keşfetmemiş oluyorsun daha..

Sonra yine tek bir kelimeye sığıyordu olanlar, belki bir iki harf fazlası ile..

Alıştık..

Belki de bize öyle geldi.

Gecelerin tüyler ürperten sessizliğinde yârin sesine hasret kalmanın endişesi düştü şakaklarıma.

Güne taze umutlar ile başlayamamanın yorgunluğu omuzlarımda duruyordu..

Tenimde bıraktığın imzanın mirasını saklıyordum hücrelerimde.

Aşk bu ya; sen kokuyordum..

Kadınım..!

Sevdim seni..

Aşkın denklemlerinde kaybolmadan, x'ini y'sini düşünmeden geçirdim seni eşitsizliğin diğer tarafına..

Ben seni yoktan var ettim aslında..

Sessizdim..

Gerekmedikçe çıkmadı sesim..

Ne zaman kendimi anlatmam gerekse bugün eğreti duran kalemi aldım parmaklarımın arasına.

İstanbul'un herhangi bir tepesine çıkıp mavisini aldım karşıma..

Dilimle sustuklarımı kalemimle haykırdım pervasızca.

Yazarken takındığım gevezeliğimin satır aralarına serpiştirdim ümitlerimi, heyecanlarımı..

Mutluluğun tarifini başlığım ile son cümlem arasında yapabiliyordum mesela..

Zamanın öneminin olmadığı bir mekanda yedi renk, dört mevsimi adına ithaf ediyordum..

Yazılanlardan farklıydı elbette yaşananlar..

Zamanın ve mekanın önemi vardı..

Yedi rengi, dört mevsimi doldurup bir zarfın içine büyük harflerle yazdım az önce okuduklarını..

BİTTİ..

Hatırlamak istediğim gibi kalmalı diyor iç sesim..

Bırak, olduğu gibi kalsın herşey..

İstanbul övünsün içinde barındırdıkları ile..

Mavisi hayranlığını dalgaları ile dile getirsin..

Yedi tepesi bu kez saygıdan ayakta dikilsin..

Endişelenme..

Artık yokum hayatında..

Kadınım diye başlamayacak hiçbir cümlem..

Adamın olduğumu okumayacağım gibi..

İşte bu yüzden şimdi okudukların son sözü olsun yaşadıklarımızın..

Biten bir aşktan çırpınıp uçan son satırlarım olsun okudukların..

Yaşananların yerini doldurmaz demişsin hiçbir dönüş..

Dönmeyeni olalım birbirimizin..

Kadınım..!

İşte bu yüzden gittim ben..

İyi olurum..

Sağ olurum..

Uzak olurum..

Ve bir daha dönmem geri..

Şimdi giderayak dilimde aynı temenni..

Kendine iyi bak ey sevgili..

Kendine iyi bak en sevgili..!

-

İstanbul'un vaktinde gün ortası

Bilirsin, gidenin belli olmaz rotası

Yokluğunu eskiciye verdiğimden beri

Yalnızlık oldu içimin sancısı..

..

Öylesine yazılmış bir yazı..

Hitabı yok..
 
Emeğine sağlık öylesine buysa diğeri nasıldır acaba ;)
 
Demek meleklerde okuyor artık beni, beğenmene sevindim..

Kimbilir, denemek gerekir belki.. .)
 
Gercekten kalemine sağlık çok hoşuma gitti yazmaya devam :)
 
Yüreğine kalemine sağlık :)
 
Melek'e ; Zulamda var daha, fırsat buldukça ekler beğeninize sunarım.. .)

Gece'ye ; Karanlık yardımcı oluyor eğreti kalemin imlasını tutturmaya .)
 
Kısa aralıklarla paylaşınca keyifli olmuyor, biraz ara vermek en iyisi..
 
Öyle olsun bakalım ;)
 
Geri
Üst