Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
İşin garip tarafı kullanmadığın yıllık izinlerini bu ay içinde kullanman gerek demeleriydi.
Aralık ayında izinde nereye gidilir ki.
Neyse ki aynı dertten muzdarip arkadaşım E. ve haftalık izinlerini birleştirip bize uyduran H. vardı.
Bu 3 silahşörler pardon 3 mizahşörler tamamen İngiliz, Fransız ve Temel 3'lüsüne rakip olabilecek cinstendi.
Kurduğumuz plan ise Aralık ayında çadır kampı kurmaktı.
Öncelikle kararımız Türkiyenin en güzel kamp alanlarından biri olan Bolu / Yedigöller olsa da, uzaklık ve yorgunluk yüzünden vazgeçip daha uzağa gittiğimiz Çanakkalede karar kılındı.
Ama Cuma günü çıkıp ilk geceyi Tekirdağda, yani E.'nin memleketinde geçirirken ilk önce uğradığımız dedesi ve ninesi sayesinde omurilik ameliyatı olan dedemizin o yaşta ve heveste olduğunda insanın nelere kadir olacağının resmiydi adeta.
Belki 100 m2 olan tarlasında envai çeşit meyve ve sebze yetiştirmesini mi, diğer köylere kadar meyvelerini göndermesini mi, yoksa Allah göstermesin ama savaş bile çıksa neredeyse 3 ay geçinebilecekleri kadar dolu olan kilerini mi anlatayım bilemedim.
Ertesi sabah yola çıkarak geldiğimiz Çanakkale merkezde alışverişimiz sonrasında Assos'a geldiğimizde çok sevdik. *Assos gittiğim en Batı olarak da kayıtlara geçti böylece.
Gün güzel devam etmekte iken kaçınılmaz son olan gece oldu.
Çadırımızı denizin yaklaşık 3 mt uzağına kurarak çok gerekli olan dalga sesleri vardı gülüşlerde değil de uykularda mantığı ile uyuyacaktık.
İşin garibi 2 mat ve 3 battaniye ve 2 yastığın olmasıydı çünkü H. yanına sadece üst almıştı
Aralık ayından ve Çanakkaleden ve hatta deniz kenarından bahsediyorken bu tartışmalar arasında ne kadar ısrar etsem de yine de denize 3 mt mesafeden vazgeçiremedim.
Yatmak neyse belki de, E.'nin horlamasına uyanan H.'nin söylenmeleri ve bu söylenmeler ve şiddetinden çadırın bezini yüzüme yapıştıran rüzgar sayesinde tüm gece boyunca yaşadığım en unutulmaz anım "bu tarafım çok üşüdü döneyim de biraz da bu tarafım üşüsün" olayıydı.
Ben hayatımda o kadar üşümedim.
Siz siz olun kamp arkadaşlarınızı iyi seçin.
Çünkü H. en yakın dostum
1 ay geçmeyen boğaz ağrısı ile birlikte sesimin çatallaşması ile dalga geçilmesine alışsam da sesime alışamadım.
Hele ki telefonda dalga geçme düzgün konuş diyenlerden.
Vesselam bazı şeyler güzeldi.
Bazı şeyler unutulmadı.
İyi ki varlar.