diShy
Onursal Üye
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
- Konular
- 32,527
- Mesajlar
- 50,861
- MFC Puanı
- 2,550
Dar ağacında boylanan bir ten, sorumlusu sensin
Çilekeş bir kalbe sahip yapan, hazana sürükleyensin
Tasa ama kaygıdar, dert ama beter, aşk ama derbeder; eden sensin
Küllenmiş derdimi azdıran, ruzgar olup körükleyensin
Dünyayı seyredaldım, düşündüm, bir derin nefes aldım
Her görünen kalp değil bir ibretle baktım, anladım
Taş kalplisin, kalbi taş edersin; Yalnızlık
Saçlarım
Kızıllığı andıran ama hic anne elleri değmeyen saclarım
Gözlerim
Hic, sevkat ve sıcaklık tatmayan gözlerim
Endamım
Boşverrrr hangibirini anlatayım
Kara bakışlarımın içinde saklı aydınlıklar
Derdim;
Saclarım dağılmış umrumda mı?
Üstüm berbad halde kaygımda mı?
Sefilane haldeyim saygımda mı?
Hayat Yalnızlığın suçu ne?
Bazen tek ayak üstünde durur umutlar
Belki tutunacak bir dal arar, bulamaz; hüsranla yağar bulutlar
Nefret duygusundan arınmış, kopartılmış bir gül gibi temizdir yüzü
İşte onun duruşunda var bir gizem, yalan olmaz hakikidir hüznü
Acılarda pişmiş bir yürek gibi olgundur bakışları
Keder ile sıralanmış kelimelerin saflanmış nakışları
Belki muhtacım, çaresizim; bir elden, bir koldan acizim
Eşrefi mahlukattır adım, işte yaradan katında nacizim
Her seye ragmen gecelerde sensizliği yordum
Olmayan sabahlara hep hüsranı sordum
Bitmeyen duamdan, el açıp seni dilendim
Gel gitme diye diye seni istedim
Yalnızlığın tek ayak üstünde durdugu zaman
Kara kara düşünceler yağdı gönlüme
Sislenmiş, dertlerle süslenmiş acılar açtı yüreğimde
Tozpembe görülür bazen hayat
Umutlarımın dalları budakları kırık
Bazen düşünceler içinde kırılır yalnızlık
İçim, dışım ve ben
Gözüm, kaşım ve ben
Adım, şanım ve ben
Rengim, ihtişamım ve ben
Erim erim eriyen bir gül saklı gecelerde
Bilinmez ateşli tütsüler biter sinelerde
Gül demettir, gül bükettir, güldemetidir; sarı gül ayrılık
Kırmızı gül elinde, hep karşımdadır yalnızlık
Yalnızlığın aşkını ilan ettiği zaman
Sensizliğe demirledim pas tutmuş gönlümü
Hangi eller tutar tabutla giden aciz ölümü
Rengi kaçmış bulutlar gibi boz bulanık gönlüm
Ne dert sorar ne de hatır, gelir çatar ölüm
Biliyorum, geleceğini seziyorum ve duyuyorum
Baksamda, kacsamda hep peşimde, kovalanıyorum
Yalnızlık mumuyla her gecen gün eriyorum
Tükenmeyen ama tüketen tatlı bir derttir yalnızlık..
Çilekeş bir kalbe sahip yapan, hazana sürükleyensin
Tasa ama kaygıdar, dert ama beter, aşk ama derbeder; eden sensin
Küllenmiş derdimi azdıran, ruzgar olup körükleyensin
Dünyayı seyredaldım, düşündüm, bir derin nefes aldım
Her görünen kalp değil bir ibretle baktım, anladım
Taş kalplisin, kalbi taş edersin; Yalnızlık
Saçlarım
Kızıllığı andıran ama hic anne elleri değmeyen saclarım
Gözlerim
Hic, sevkat ve sıcaklık tatmayan gözlerim
Endamım
Boşverrrr hangibirini anlatayım
Kara bakışlarımın içinde saklı aydınlıklar
Derdim;
Saclarım dağılmış umrumda mı?
Üstüm berbad halde kaygımda mı?
Sefilane haldeyim saygımda mı?
Hayat Yalnızlığın suçu ne?
Bazen tek ayak üstünde durur umutlar
Belki tutunacak bir dal arar, bulamaz; hüsranla yağar bulutlar
Nefret duygusundan arınmış, kopartılmış bir gül gibi temizdir yüzü
İşte onun duruşunda var bir gizem, yalan olmaz hakikidir hüznü
Acılarda pişmiş bir yürek gibi olgundur bakışları
Keder ile sıralanmış kelimelerin saflanmış nakışları
Belki muhtacım, çaresizim; bir elden, bir koldan acizim
Eşrefi mahlukattır adım, işte yaradan katında nacizim
Her seye ragmen gecelerde sensizliği yordum
Olmayan sabahlara hep hüsranı sordum
Bitmeyen duamdan, el açıp seni dilendim
Gel gitme diye diye seni istedim
Yalnızlığın tek ayak üstünde durdugu zaman
Kara kara düşünceler yağdı gönlüme
Sislenmiş, dertlerle süslenmiş acılar açtı yüreğimde
Tozpembe görülür bazen hayat
Umutlarımın dalları budakları kırık
Bazen düşünceler içinde kırılır yalnızlık
İçim, dışım ve ben
Gözüm, kaşım ve ben
Adım, şanım ve ben
Rengim, ihtişamım ve ben
Erim erim eriyen bir gül saklı gecelerde
Bilinmez ateşli tütsüler biter sinelerde
Gül demettir, gül bükettir, güldemetidir; sarı gül ayrılık
Kırmızı gül elinde, hep karşımdadır yalnızlık
Yalnızlığın aşkını ilan ettiği zaman
Sensizliğe demirledim pas tutmuş gönlümü
Hangi eller tutar tabutla giden aciz ölümü
Rengi kaçmış bulutlar gibi boz bulanık gönlüm
Ne dert sorar ne de hatır, gelir çatar ölüm
Biliyorum, geleceğini seziyorum ve duyuyorum
Baksamda, kacsamda hep peşimde, kovalanıyorum
Yalnızlık mumuyla her gecen gün eriyorum
Tükenmeyen ama tüketen tatlı bir derttir yalnızlık..