LaiLa
MFC Üyesi
- Üyelik Tarihi
- 20 May 2015
- Konular
- 1,822
- Mesajlar
- 5,290
- MFC Puanı
- 6,400
9 - TEVBE SÛRESİ
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre adını, Allahın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen berâet kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir. Sûrenin başına besmelenin yazılmamış oluşunu bazı bilginler, onun bir önceki sûrenin devamı mahiyetinde oluşu ile açıklamışlardır. Sûrede başlıca, yaptıkları antlaşmalara bağlı kalmayan düşmanlarla ilişkilerin kesilmesi, antlaşmalara bağlı kalanlara karşı ise antlaşmalara bağlı kalınmasının gerekliliği; Kuranın müslümanlar üzerinde oluşturduğu etki ve Hz. Peygamberin müslümanlar adına duyduğu endişe söz konusu edilmektedir.
1.
Allah ve Resûlünden,kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ültimatomdur:
2.
Yeryüzünde dört ay daha dolaşın. Şunu bilin ki, siz Allahı âciz bırakacak değilsiniz; Allah ise, inkârcıları perişan edecektir.
3.
Hacc-ı ekber gününde1, Allah ve Resûlünden bütün insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü, Allaha ortak koşanlardan uzaktır. Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki, siz Allahı âciz bırakabilecek değilsiniz. İnkârcılara, elem dolu bir azabı müjdele!
4.
Ancak Allaha ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.
5.
Haram aylar çıkınca bu Allaha ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
6.
Eğer Allaha ortak koşanlardan biri senden sığınma talebinde bulunursa, Allahın kelâmını işitebilmesi için ona sığınma hakkı tanı. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Bu, onların bilmeyen bir kavim olmaları sebebiyledir.
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir. 129 âyettir. Sûre adını, Allahın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104. âyetten almıştır. İlk âyette geçen berâet kelimesinden dolayı sûreye Berâe sûresi adı da verilmiştir. Başında besmele olmayan tek sûredir. Sûrenin başına besmelenin yazılmamış oluşunu bazı bilginler, onun bir önceki sûrenin devamı mahiyetinde oluşu ile açıklamışlardır. Sûrede başlıca, yaptıkları antlaşmalara bağlı kalmayan düşmanlarla ilişkilerin kesilmesi, antlaşmalara bağlı kalanlara karşı ise antlaşmalara bağlı kalınmasının gerekliliği; Kuranın müslümanlar üzerinde oluşturduğu etki ve Hz. Peygamberin müslümanlar adına duyduğu endişe söz konusu edilmektedir.
1.
Allah ve Resûlünden,kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ültimatomdur:
2.
Yeryüzünde dört ay daha dolaşın. Şunu bilin ki, siz Allahı âciz bırakacak değilsiniz; Allah ise, inkârcıları perişan edecektir.
3.
Hacc-ı ekber gününde1, Allah ve Resûlünden bütün insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü, Allaha ortak koşanlardan uzaktır. Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki, siz Allahı âciz bırakabilecek değilsiniz. İnkârcılara, elem dolu bir azabı müjdele!
4.
Ancak Allaha ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.
5.
Haram aylar çıkınca bu Allaha ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
6.
Eğer Allaha ortak koşanlardan biri senden sığınma talebinde bulunursa, Allahın kelâmını işitebilmesi için ona sığınma hakkı tanı. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Bu, onların bilmeyen bir kavim olmaları sebebiyledir.